Tamer Dursun
22 Mart 2008
Hangi deli attı bu taşı kuyuya?
Kuru ekmeklere uzanan ihtiyar ve kınalı eller... Tersanelere bulaşan esmer delikanlıların sigortasız kanları… Kürt kadınlarının sırtlarında patlayan joplar…Fethullah Gülen’in şırıngasıyla zehirlenen gencecik bedenler… Soluğunu ensemizde taşıdığımız kapkaç terörü… intiharlar… kazalar… susanlar… ölenler.. kalanlar… satılan vatan toprağı… kapatılan partiler… Ergenekon… 85 yaşında bir yazar gözaltında… daha hayatın baharında soluksuz kalan gençlerin ahı… silahlananlar… cinnet geçirenler…
Bütün bunlar olup biterken geçenlerde delinin biri kuyuya taş atmış ve bazıları bu atılan taşı çıkarma görevi edinmiş kendine. Nasıl mı? Şöyle;
E-postalarımı kontrol ederken “yok mu bu adamlara dur diyecek 500 kişi” benzeri bir mesaj dikkatimi çekti ve girip neler yazdığına bakayım dedim. Baktım, yazıyı okudum, bir liste gördüm (Liste H.Hilmi Bulunmaz ve Coşkun Büktel’le ilgili bir listeydi), söz konusu siteden çıktım ve işlerime devam ettim. Daha sonra tesadüfen bu Hüseyin Hilmi Bulunmaz ve Coşkun Büktel’e karşı imzaya açılan listede adımın olduğunu öğrendim. Nasıl olmuşsa olmuş, yazıyı okumak için tıkladığım mavi yazıyla birlikte adım direkt listeye geçmiş!
Elbette kızdım. Oldu bittiye getirip, insanları bence gereksiz ve yersiz bir “vurun kahpeye” cinnetine taşıyanlar aslında kendi bireysel kavgalarına beni de alet etmişler. “Koşun ula!..aşağı mahallede Osman abiyi dövüyorlar…” deyip mahalle kahvesinden yardım çağıran bir genç gibi ortalığa düşüp yaygara yapıyorlar. Yapsınlar! Sözüm yok ama bu tip davranışlarla halkın gözünde de değer kaybediyorlar. Sağolsunlar, daha meselenin özünü bilmeden gaza gelenler de, “o taraf haklı, yok bu taraf haklı” diye son darbeyi vurup, tüyü itinayla dikiveriyorlar. Diksinler! Onlara da sözüm yok.
Sözüm ortaya, herkes payına düşeni alsın, konu en azından benim açımdan kapansın. Mutlaka taraf olmak zorunda değilim ve kimse beni buna zorlayamaz bu yüzden hemen adım bu listeden çıkarılmalı. Coşkun Büktel kim,bilmem ama Hüseyin Hilmi Bulunmaz’la tanışıklığım eskiye dayanır. Sevabıyla, günahıyla bir insandır ve şimdiye kadar herhangi bir ahlaksızlığını, kepazeliğini görmedim. Bir sorunum olsa da, çıkar karşısına birebir halleder, bu tür ne idüğü belirsiz işlere girmem. Çevremdeki insanlara istediğim değeri ben veririm, hayatım boyunca birilerinin askeri olmadım ve o birilerinin keyiflerine göre değerlerimi yeni baştan gözden geçirmedim. Bu yüzden beni bu sanal ve banal kavganın içine çekmeyin. İnanın daha önemli işlerim var!..
Halk açlık, zulüm, cehalet, cinnet, yozlaşma ve ırkçılık çarkları arasında ezilirken sanatla uğraşan ve kendilerine aydın sıfatı verenler, Internet'i daha faydalı işler için kullanacağına, sanal “kan davası” yaratarak bir kere daha yanlışın duvarına çarpmışlardır. Geçmiş ola!
Tamer Dursun
Aile ve eğitim danışmanı
Tiyatro-terapi eğitmeni
***
Ayrıca bakınız:
HESAP SORUYORUZ! / 1
HESAP SORUYORUZ! / 2
HESAP SORUYORUZ! / 3
HESAP SORUYORUZ! / 4
HESAP SORUYORUZ! / 5
HESAP SORUYORUZ! / 6
HESAP SORUYORUZ! / 7
HESAP SORUYORUZ! / 8
HESAP SORUYORUZ! / 9
HESAP SORUYORUZ! / 10
HESAP SORUYORUZ! / 11
Büktel, "İftirayı nasıl itiraf ettirdik"
Bulunmaz, "Bir iftiranın bataklık anatomisi!"
"Tokat gibi açıklamalar"
"Burak Caney "fotoğraf" sergisi!... / "Seçme eserler"
"Burak Caney "fotoğraf" sergisi!... / 1"
"Burak Caney "fotoğraf" sergisi!... / 2"
"Burak Caney "fotoğraf" sergisi!... / 3"
"Burak Caney "fotoğraf" sergisi!... / 4"
"Burak Caney "fotoğraf" sergisi!... / 5"
"Burak Caney "fotoğraf" sergisi!... / 6"
"Burak Caney "fotoğraf" sergisi!... / 7"