5 Aralık 2008 Cuma

Yakışmışlar!

Toplumsal Araştırmalar Kültür ve Sanat İçin Vakıf'ın (TAKSAV), 12 Mart Faşizmi Kültür Bakanı Talat Sait Halman'a, hem de "Emek Ödülü" verdiği bir süreçte, AKP oylarıyla Cumhurbaşkanlığı'na taşınan Abdullah Gül'ün Yaşar Kemal'e ödül vermesi şaşırtıcı değil.

Radikal gazetesinden aktarıyoruz:


Yaşar Kemal artık devletten ödül almış bir yazar


Yazar Yaşar Kemal, Turgut Cansever ve Alaeddin Yavaşça'ya Çankaya Köşkü'nde Kültür ve Sanat Büyük Ödülleri verildi

ANKARA - Cumhurbaşkanlığı Kültür ve Sanat Büyük Ödülleri Çankaya Köşkü’nde yapılan törenle sahiplerini buldu. Ödüllerden biri ‘Devleti affetmeyeceğim’ diyen yazar Yaşar Kemal’e verildi. Yaşar Kemal, "Bu yaşta böyle bir ödülü almaktan memnunum. Bu ödülle beni onurlandıranlara teşekkür ederim" dedi. Diğer iki ödülü de Turgut Cansever ve Alaeddin Yavaşça aldı.

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, törende yaptığı konuşmada, ödüllerin üç seçkin kültür ve sanat adamına takdim edileceğini belirterek, mimari dalında ödül kazanan Turgut Cansever, edebiyat dalında ödül kazanan Yaşar Kemal ve müzik dalında ödül kazanan Alaeddin Yavaşca’yı içtenlikle tebrik ettiğini kaydetti. Yaşar Kemal ve Alaeddin Yavaşça’yı törende görmekten duyduğu mutluluğu dile getiren Cumhurbaşkanı Gül, Cansever’in sağlık durumu nedeniyle törene katılamadığı için eşi ve kızı tarafından temsil edildiğini belirterek, kendisine acil şifalar diledi.
Cumhurbaşkanı Gül, şunları söyledi: "Bugünkü tören bu üç değerli kültür adamının neredeyse asırlık emeklerinin ve artistik yaratıcılıklarının toplamına, aydın olarak özgür ve bağımsız duruşlarına ve toplumsal sorumluluk bilinciyle oynadıkları rollere devlet ve toplum olarak duyduğumuz saygıyı ifade etmektedir. Gerçekten de Sayın Cansever, Sayın Yaşar Kemal ve Sayın Yavaşça on yıllar boyunca kendi alanlarında sanatın asaletinden, insani değerlerin yüceliğinden hiçbir taviz vermeksizin en güzel ve en özgün eserleri Türkiye’ye ve dünyaya armağan etmişlerdir.

Dehalarıyla mimarimizi, edebiyatımızı ve müziğimizi en yüksek noktaya taşımışlardır. Kültür hayatımızı zenginleştiren ve düzeyini yükseltenlerin başında geldiler. Bir yandan da kültürel yozlaşma eğilimlerine karşı direniş göstermeyi başardılar. Kültür mirasımızı dünden bugüne taşıdılar, bugünden de yarına taşıyacaklar."

Cumhurbaşkanı Gül, Cansever’in "eşsiz yapıları ve projeleriyle antik çağlardan Selçuklu ve Osmanlı şaheserlerine uzanan insan odaklı Anadolu-İslam mimarisi geleneğini ve formlarını, şehircilik anlayışını, çağdaş ve yaratıcı biçimde dönüştürerek topluma sunduğunu" ifade etti.
Yaşar Kemal’in, Homeros’tan Dede Korkut’a, Kürt destanlarından Yunus Emre ve Karacaoğlan’a, Evliya Çelebi’den Sait Faik’e uzanan son derece zengin edebi gelenekleri kendi evrensel ve anıtsal eserlerine dönüştürdüğünü belirten Cumhurbaşkanı Gül, "Bunu, insancıl ve hakçı özünü hiçbir zaman yitirmeksizin başardı. İnsani ve kültürel değerler kadar tabiatın da tahrip edilmesine karşı duran çağdaş bir tavır sergiledi" diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Gül, Alaeddin Yavaşça’nın, Anadolu’nun bin yıllık çeşitli müzik geleneklerini araştırdığını, en ince ve saf biçimleriyle bugünün süzgecinden geçirerek yeniden yarattığını, kendi sentezini meydana getirdiğini ve yorumladığını kaydetti. Yavaşça’nın yüzlerce öğrenci ve müziksever yetiştirdiğini, Türk müzik hayatına eşsiz katkılar yaptığını da vurgulayan Cumhurbaşkanı Gül, ödül alan her üç kültür adamına da ayrı ayrı şükran borçlu olunduğunu söyledi.

-VEFASIZLIK VE HAKSIZLIKLARA UĞRAMIŞ OLABİLİRSİNİZ-

"Üç değerli kültür adamımız uzun sanat yaşamları boyunca şu veya bu şekilde uğramış olabildikleri anlayışsızlık, ilgisizlik, vefasızlık veya haksızlıklar nedeniyle zaman zaman üzülmüş de olabilirler" diyen Cumhurbaşkanı Gül, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Bu davranışlar Sayın Cansever için yarattığı bazı eserlerin bakımsız kalması, şehircilik ve mimaride özensiz ve kişiliksiz bazı uygulamaların hakim olması ve giderek bunların bazen daha çok ilgi görmesi; Sayın Yaşar Kemal bakımından gençliğinde bazı el yazmalarının el konularak yok olması, evrensel ve toplumsal barış ile ilgili olarak yapmış olduğu çağrı ve uyarıların zamanında ve yeterince dikkate alınmamış olması veya kitaplarının korsan baskılarının önüne geçilememesi; Sayın Yavaşça için ise müziğimizin yozlaştırılması veya telif haklarına riayet edilmemesi biçiminde ortaya çıkmış olabilir.

Bunların dışında belki sizi üzen başka şeyler de olmuş olabilir. Ama her şeye rağmen bugün, başta hükümet olmak üzere devletimizin kurumlarında, özel sektör dahil vatandaşlarımızda kültür sanata karşı giderek daha ilgili, daha duyarlı, daha saygılı bir yaklaşımın gelişmekte olduğunu da memnuniyetle görüyoruz. Bunun sonucu olarak kültür hayatımızda canlılık ve çeşitlilik giderek artmaktadır.

Sanat, kültür ortamı artık daha özgür ve daha demokratik bir hale gelmiştir. Bir çok yasal engeller, hükümetin, Meclis’in girişimleriyle ortadan kaldırılmakta, yeni yeni kanunlar ve yeni yeni yönetmelikler sunularak kolaylıklar getirilmekte ve bunun sonucunda kültürümüzün evrensel erişimi daha da artmaktadır."

YAŞAR KEMAL ALKIŞLARLA GİRDİ

Yazar Yaşar Kemal, törenin yapıldığı resepsiyon salonuna Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreteri Mustafa İsen ile, konukların alkışları arasında girdi. Tören, Cansever, Kemal ve Yavaşca’nın ödül gerekçelerinin okunmasıyla başladı. Cumhurbaşkanı Gül’ün konuşmasının ardından ödüller sahiplerine verildi.

Cumhurbaşkanı Gül, yaş sırasına göre, önce Turgut Cansever’i temsilen eşi Nilüfer Cansever’e, ardından da Yaşar Kemal’e ve Dr. Alaeddin Yavaşca’ya madalya ve berattan oluşan ödüllerini takdim etti.

-KEMERİMİ TAKMADIM KİMSENİN AKLINA BİRŞEY GELMESİN-

Ödülünü aldıktan sonra konuşmasını oturarak yapan Yaşar Kemal, sahneye gelirken pantolonunun kemeri nedeniyle yaşadığı soruna ilişkin, "1,5 aydır bel ağrısı çekiyorum. Belimde bir şey var, kemerimi takamadım. Kimsenin aklına bir şey gelmesin diye, hasta hasta buraya geldim" dedi. Yaşar Kemal, bu yaşında Cumhurbaşkanlığı Kültür ve Sanat Büyük Ödülü’nü almaktan memnun olduğunu ifade ederek, kendisini onurlandıranlara teşekkür etti. Konuşmasında, küreselleşmeyi ve eğitim düzenini eleştiren Kemal, şunları söyledi:
"Cumhuriyet dönemiyle birlikte kültürümüze, dilimize dönmeyi öğrendik. Halkevleri ve köy enstitülerinin kurulması bize yardım etti. Bugünkü yeryüzünün eğitim düzeni düzen değil. Böyle bir düzen olmamalı. Bugünkü eğitimle barış da olmaz. Hiroşima’ya atom bombası atılmasını imzalayan ABD Başkanı da bu okullardan gelmiştir. Bu okullar zulüm okullarıdır. Köy enstitüleri dünyadaki en iyi başlangıçlardan biriydi. İnsanlık bir gün mecbur olacak, tutacak bu düzeni. Bu, gelecekte dünyayı gerçek insanlığa kavuşturacak tek düzendir. Bugün milyonlarca insan, açlıktan, bakımsızlıktan ölüyor. Ne halt ederlerse etsinler bu böyle devam edemeyecek ya da insanlık sona erecek. Bir gün, ’Bir Türk yazar bunu söyledi’ diyecekler, edebiyatım umurumda değil, namusum umurumda."

-TEK DİLE KALMIŞ DÜNYA HAPI YUTMUŞTUR-

Kemal, küreselleşmenin farklı dilleri ve kültürleri yıprattığını ifade ederek, "Tek dile kalmış dünya hapı yutmuştur" dedi. İnsanlığın, savaşın korkunç yüzünü 20. yüzyılda en ağır biçimde gördüğünü dile getiren Kemal, "Dünya ve Türkiye barışa susadı. Savaşın küçüğü, büyüğü olmaz. Dünyayı düzeltmenin yolunu seçsek olmaz mı?" diye konuştu. Yazarlık hayatı boyunca insanın gizemine ulaşmaya çalıştığını anlatan Kemal, düş gücünü yitiren insanın umudunun da kalmayacağını belirtti. Kemal, kendisinin hiçbir zaman karamsarlığa düşmediğini söyleyerek, okurlarının da karamsar olmamasını istedi.

-HEP SEVGİ AŞILAMAYA ÇALIŞTIM-

Müzik alanında ödüle değer görülen Dr. Alaeddin Yavaşca da, gerek 40 yıllık doktorluk gerek 65 yıllık müzik hayatında hep hizmet aşkıyla görev yapmaya çalıştığını söyledi. Mesleğini ve müziğini icra ederken sevgi aşılamaya çalıştığını dile getiren Yavaşça, her iki mesleğinde de hiçbir zaman karşılık beklemediğini belirtti. Yavaşca, geçmişte çeşitli ödüller aldığını anlatarak, "Benim için bir hastayı tedavi ettikten sonra onun gülücüğü hiçbir değerle mukayese edilemezdi" dedi. Yavaşca, müziğine de bunu yansıttığında görevini yerine getirdiği duygusunu yaşadığını kaydetti.
Yavaşça, ilk kez bir cumhurbaşkanından böyle bir ödül almanın ve takdir görmenin gönlünde unutamayacağı bir ışık yaktığını söyledi.

Mimar Turgut Cansever adına konuşan kızı Feyza Cansever, sözlerine "Babamın bu törene katılabilmesini ve ödülünü kendi elleriyle almasını çok isterdim. Çok mutlu olurdu" diyerek başladı. Feyza Cansever, eserlerinde insan, sanat ve çevre ilişkilerine büyük önem veren babasının dünyayı güzelleştirmeyi bir insanlık görevi olarak gördüğünü anlattı.
Konuşmaların ardından, Cumhurbaşkanı Gül ve Hayrünnisa Gül’ün verdiği resepsiyon için diğer salona geçilirken, Başbakan Erdoğan, Devlet Bakanı Mehmet Aydın ve bazı davetliler Yaşar Kemal ile bir süre ayaküstü sohbet etti.

-RESEPSİYON-

Cumhurbaşkanlığı Kültür ve Sanat Büyük Ödülünün verilmesinin ardından resepsiyona geçildi. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ve Hayrünnisa Gül, resepsiyona katılan konuklarla tek tek tokalaşarak "Hoşgeldiniz" dedi. Resepsiyona Başbakan Erdoğan, Devlet Bakanı Mehmet Aydın ve Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay ve çok sayıda davetli katıldı.

YAŞAR KEMAL MUHALİF KİŞİLİĞİYLE TANINIYOR

Her zaman muhalif kimliğiyle tanınan, devletle yıldızı pek barışmayan Yaşar Kemal’in ödülü kabul etmesi “Yaşar Kemal, devletle barışıyor” yorumlarına yol açmıştı. Cumhurbaşkanlığı’nın ödülle ilgili duyurusundan sonra açıklama yapan Kemal, “Bu ödülün bana verilmesini Türkiye’de siyasal duruşun, barış ve insan hakları mücadelesinin dışlanmaması konusunun ve toplumsal barışa giden yolun açılmak üzere olduğunun bir işareti olarak görmek istiyorum. Bu ödülün siyaset ve partilerüstü bir kurum olan Cumhurbaşkanlığı tarafından verilmesi bu açıdan ümidimi güçlendiriyor” demişti.

1950 yılından beri, özgürlükçü tutumu nedeniyle defalarca yargılanan, hapse girip çıkan Yaşar Kemal, en son Kürt sorunu hakkında yazdığı ‘Türkiye’nin Üzerindeki Kara Gökyüzü’ başlıklı yazısı nedeniyle bir yıl sekiz ay hapis cezasına çarptırılmış, cezası ertelenmişti.Yaşamı boyunca devletle başı derde giren aydınların da yanında yer alan yazar, Eşber Yağmurdereli’nin 1997’de hapse girmesi üzerine “Ölünceye kadar Türk devletini bağışlamayacağım” açıklamasını yapmıştı. Cumhurbaşkanlığı Kültür ve Sanat Büyük Ödülü, ‘Türk kültür ve sanat yaşamına önemli katkılarda bulunan, sanatın yücelmesine çalışan Türk vatandaşı ve yabancı uyruklu kişiler ile kurumlara, Devlet adına onurlandırmak amacıyla’ veriliyor.

(Radikal, aa)

(Kaynak: Radikal)

***

Oyun'un notu: bakınız;
“Ankara Tiyatro Festivali Emek Ödülü 12 Martçı’ya”
“12 Mart 1971 v.s…”
“Nihat Erim’in Kültür Bakanı’na ödül verenler”
“12 Martçı’ya ödül verenler tam yol ileri”
"'12 Martçı'ya ödül'e karşı ses: Orhan Aydın"
"'12 Martçı'ya ödül'e karşı ses: Coşkun Büktel"
"'12 Martçı'ya ödül'e karşı ses: Özgür Tiyatro"
"Faşist Kültür Bakanı'na ödül veren festival"
"soL'dan 'evlere şenlik' haber"
"Özgür Başkaya, 'TAKSAV skandalı'nı tartışıyor"
"Talat Sait Halman'a ödül veren festivalden / 1"
"Talat Sait Halman'a ödül veren festivalden / 2"
"Talat Sait Halman'a ödül veren festivalden / 3"
"Talat Sait Halman'a ödül veren festivalden / 4"
"Talat Sait Halman'a ödül veren festivalden / 5"
"Talat Sait Halman'a ödül veren festivalden / 6"
"Talat Sait Halman'a ödül veren festivalden / 7"
"Talat Sait Halman'a ödül veren festivalden / 8"
"Talat Sait Halman'a ödül veren festivalden / 9"
"Talat Sait Halman'a ödül veren festivalden / 10"
"Talat Sait Halman'a ödül veren festivalden / 11"
"Talat Sait Halman'a ödül veren festivalden / 12"
"Talat Sait Halman'a ödül veren festivalden / 13"
"Talat Sait Halman'a ödül veren festivalden / 14"
"Talat Sait Halman'a ödül veren festivalden / 15"
"12 Martçı'ya ödül veren festivali Yenikapı açtı"
"Deniz Gezmiş fotoğrafının altındaki 12 Mart'çı"
"Büktel, 12 Mart artığının şiirsizliğini kanıtladı"
"atılım'dan Bulunmaz'sız Talat Halman haberi"
"12 Mart'çıya 'Emek Ödülü' AKP'li Günay'dan"
"ATB, faşizme (TAKSAV 'Emek Ödülü'ne) karşı"
"soL, 'Talat S. Halman skandalı'nda doğru yolda"
"TAKSAV, 12 Mart'çıya ödül verirken yalnız değil"
"12 Mart Faşizmi'nin gölgesine sığınan festival"
"Amatör Tiyatrolar Birliği, Tiyatro Net'te"
"Tiyatro ödülleri enflasyonu"
"Müzisyenlerden 12 Mart'çıya destek"
"12 Mart Faşizmi Kültür Bakanı Talat S. Halman"
"Tiyatro dünyası bizden izleniyor"
"Fakir Baykurt Sahnesi'nden Burdur'a yürüyüş"
"'TAKSAV skandalı' döneminde İmge'den oyun"
"Günay Akarsu, 'Emek Ödülü'ne karşı çıkardı"
"BEKSAV, ezilenleri savunmayı sürdürüyor"
"TAKSAV, 'Emek Ödülü'ne tepkileri gizliyor"
"Bulunmaz'sız 'Talat Sait Halman skandalı'"
"Ankara'ya 12 Mart Faşizmi gölgesi vururken"
"'Talat Sait Halman skandalı' nedeniyle / 1"
"'Talat Sait Halman skandalı' nedeniyle / 2"
"Atak'ın uğradığı haksızlık coskunbuktel.com'da"
"Aydın, devlet yardımı=sus payı'na da değiniyor"
"Anti-faşist yazarın oyunu, faşizmin gölgesinde"
"Kadına şiddet uygulamak da sınıfsal zulümdür"
"Yakışır!"
"12 Mart Kültür Bakanı'nın gölgesindeki festival"
"Aydın, tiyatro kitapları tanıtmayı sürdürüyor"
"Ankara'da sadece 12 Mart'çıya ödül verilmiyor"
"Kapitalist tapınakta sosyalistleri ağırlamak(!)"
"12 Mart Faşizmi Kültür Bakanı çalışıyor"
"Talat Halman gölgesindeki festival sona erdi / 1"
"Talat Halman gölgesindeki festival sona erdi / 2"
"Zeynep Oral, Talat Halman karanlığını gizliyor"
"Sadece gizli değil; ayrıca gizemli bir yazı!"
"Ödül kıskacına sığmayan anti-faşist sanatçı"
"TAKSAV'ın paşası Talat Sait Halman"
"Burjuvazi; eğitim, gıda ve sağlığı kirletiyor"
"Yakışmışlar!"
"Emekçilere; bilim, eğitim, estetik, kültür, sanat"