Toplumsal Araştırmalar Kültür ve Sanat İçin Vakıf'ın (TAKSAV), 12 Mart Faşizmi Kültür Bakanı Talat Sait Halman'a, hem de "Emek Ödülü" verdiği bir süreçte, anti-faşist tiyatro sanatçıları, bu skandalı protesto ettiler. Orhan Aydın da bu sanatçılardan biri. Örgütsüz bireyin, pusulası olmayan gemiye benzeyeceği kanısında olan Orhan Aydın, hem siyasal ve hem de tiyatral olarak örgütlü savaşım içerisinde. Her düşündüğünü, her yaptığını benimsemek zorunda olmasak da, Aydın'ın örgütlülüğü savunması hoşumuza gidiyor. Her salı günü, kendi gazetesi soL'da yazılarını yayımlayan Orhan Aydın, sağolsun, bir gün önce, pazartesi günleri bize gönderiyor ve biz de seve seve yayınlıyoruz. Bu haftaki yazısı, oldukça renkli ve bizim ifademizle "Kültür Bakanlığı çanağı"na da değinen bir yazı. Mutlaka okuyunuz:
Değişen tek şey derinleşme
Orhan Aydın
24 Kasım 2008
Kriz derinleşiyor; batıp çıkan ülkeler, şirketler, borsalar filan derken sorunlar yumağı büyüyor. Yumak büyüdükçe, kapitalizm boynunda yeni bir ilmik daha hissediyor.
Yoksulluk işsizlikle birlikte çoğaldıkça, toplumsal karakterimizde yeni kırılmalar oluşuyor.
Önümüzdeki süreç, seyircilerimizle bizlerin arasına bir duvar örmeye doğru evriliyor.
Yoksullaşan halk, önce sanatı çıkarıyor hayatından. Bu hep böyle olmuştur. Siyasi darbeler ve ekonomik krizler, önce tiyatro oyunlarını vurur.
Bütün bunlara karşın, alanda bir an önce çözülmesi gereken sorunlar var.
Bunları bir kez daha anımsayıp, hiçbir şeyin dünden bugüne değişmeden, giderek daha da gerilere itildiğini birlikte görelim isterim.
Mesleğimizin var olan yasalar karşısında bir tanımlaması olmayışı, ‘savunmasız’ bir süreç izleyerek, bugüne gelmemize neden olmuştur.
Devlet bünyesindeki kurumlarda, 'sanatçı' adıyla çalışan kişilerin hangi statüyle adlandırıldıklarını işaret eden tek cümle bulamazsınız.
Nedeni açıktır; kurumlardaki arkadaşlarımız, 657 sayılı yasanın hükümlerine bağlı olarak çalıştırılırlar.
Yani hepsi birer ‘devlet memuru’dur.
Buradan hareketle, tüm diğer memurlar gibi sanatçıların da var olan çalışma yasaları karşısında, sendika kurma, örgütlenme hakkı, hak arama hakkı yoktur.
Avrupa Birliği dayatmalarıyla gündeme gelen “memura sendika hakkı” ise, 12 Eylül Anayasası’nın gölgesinde kalmıştır.
Yine de tüm dayatmalara ve ayak oyunlarına karşın, TOBAV, DETİS, KÜLTÜR SANAT- SEN, TOMEB, İŞTİSAN gibi dünden bugüne taşınmış örgütlenmeler varlıklarını sürdürebilmektedirler.
Vakıf örgütlenmesini başka bir yazının değerlendirme konusu yapmak üzere bir köşede bırakırsak; dernek ve sendika örgütlenmelerinin durumları üstüne, iç açıcı sözler etmek neredeyse olanaksızlaşır.
Oysa, bu çatılar altında örgütlenen meslektaşlarımız; meslek kimliği, onuru, meslek hakları ve uluslararası standartları alanında azımsanmayacak çalışmalar yürütmüşlerdir.
Tarihçelerini incelersek, özellikle demokratik hak ve hukuk alanında önemli çabalar içinde olduğunu görebileceğimiz bu yapılaşmalar, ne yazık ki dayatıcı yasalar ve anti-demokratik uygulamalar karşısında, ‘değiştirici’ özelliğe sahip olamamışlar, önermelerine karşılık bulamamışlardır.
Bu durumun en açık örneği, arkadaşlarımızın önermesi olan “yeni D.T yasası’nın” durumudur.
Kurumu önümüzdeki zamanlara hazırlayan, çağdaş, bağımsız ve demokratik bir yapıyı öngören bu çalışmaya karşı, sistem kulaklarını tıkamayı yeğlemiştir. Böylelikle, kurumun tüm sorunları başka bir bahara ötelenmiştir.
İstanbul Belediyesi Şehir Tiyatroları'ndaysa, durum daha da iç karartıcıdır!
Acaba dünyanın kaç ülkesinde ‘eşya alır gibi insan işe alma’ yöntemi vardır.
Şaka gibi.
Köle ticareti yapar gibi, açık artırmayla ve de şirketler üstünden kurgulanmış bir gerilik.
Heyhat!
Yukarıda tanımladığım olgular, özel tiyatrolar alanında daha karmaşık ve sorunludur.
Sistem, özel tiyatrolar için, hiçbir adım atmamış, alanın tüm haklarını görmezlikten gelmiştir.
Bugün kaç özel tiyatro oyuncusu sigortalıdır?
Kaç özel tiyatro oyuncusunun, sağlık güvencesi vardır?
Kaç özel tiyatro oyuncusunun iş güvencesi vardır?
Birçok meslektaşımız, yaşamın ağır koşullarına karşı yenik bırakılmıştır.
Bu alanda üreten meslektaşlarımız, sınırlı olanaklar içinde kıvranarak yaratma özgürlüğünden yoksun bırakılmışlardır.
Birkaç durumun dışında, özel tiyatro oyuncularının yönetimlerde söz hakları yoktur.
Bu yüzden, ne oynanacağı, nasıl oynanacağı, kimin için oynanacağı hep temel bir sorundur.
Salonsuzluk ise, başlı başına çözümsüzlük nedenidir.
Devlet, 'yardım' adı altında, ‘sus payı’ dağıtma davranışı göstermiştir.
Tiyatro seyircisi, oyuncusu, yapımcısı, yazarı ve yaratıcılarının sırtından oluşan fonların böyle, ‘yemlik’ gibi dağıtılışı, dünyada bir ilk olsa gerek.
Ayrıca; ‘Kim kimdir, neden bu para ona verilir, hangi oyunu izlediniz, hangi tiyatro nerede , ne oynar, nasıl oynar, siz kimsiniz?’ gibi onlarca sorunun yanıtı yoktur.
Gelir-geçer durumlar için AKP reçeteleri elbette vardır. İçinde bulunduğumuz dönem bu reçetelerin hayata geçirilmeye başlandığı dönemdir.
AKP tüm sanat alanlarının sorunlarını, ‘İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti’ projesiyle çözeceğini sanmaktadır!
Bu tarihsel bir yanılgı olsa gerek.
Biliyoruz ki, 2010 torbasının içinden tavşan çıkmayacak.
Çıksa çıksa paketlenmiş, etiketlenmiş ve birilerine servis edilmeye hazır hale getirilmiş, ‘ısmarlanmış sanat’ çıkacak!
Bu da hiç kimsenin işine yaramayacak.
Oaydinoaydin@gmail.com
***
Oyun'un notu: bakınız;
“Ankara Tiyatro Festivali Emek Ödülü 12 Martçı’ya”
“12 Mart 1971 v.s…”
“Nihat Erim’in Kültür Bakanı’na ödül verenler”
“12 Martçı’ya ödül verenler tam yol ileri”
"'12 Martçı'ya ödül'e karşı ses: Orhan Aydın"
"'12 Martçı'ya ödül'e karşı ses: Coşkun Büktel"
"'12 Martçı'ya ödül'e karşı ses: Özgür Tiyatro"
"Faşist Kültür Bakanı'na ödül veren festival"
"soL'dan 'evlere şenlik' haber"
"Özgür Başkaya, 'TAKSAV skandalı'nı tartışıyor"
"Talat Sait Halman'a ödül veren festivalden / 1"
"Talat Sait Halman'a ödül veren festivalden / 2"
"Talat Sait Halman'a ödül veren festivalden / 3"
"Talat Sait Halman'a ödül veren festivalden / 4"
"Talat Sait Halman'a ödül veren festivalden / 5"
"Talat Sait Halman'a ödül veren festivalden / 6"
"Talat Sait Halman'a ödül veren festivalden / 7"
"Talat Sait Halman'a ödül veren festivalden / 8"
"Talat Sait Halman'a ödül veren festivalden / 9"
"Talat Sait Halman'a ödül veren festivalden / 10"
"Talat Sait Halman'a ödül veren festivalden / 11"
"Talat Sait Halman'a ödül veren festivalden / 12"
"Talat Sait Halman'a ödül veren festivalden / 13"
"Talat Sait Halman'a ödül veren festivalden / 14"
"Talat Sait Halman'a ödül veren festivalden / 15"
"12 Martçı'ya ödül veren festivali Yenikapı açtı"
"Deniz Gezmiş fotoğrafının altındaki 12 Mart'çı"
"Büktel, 12 Mart artığının şiirsizliğini kanıtladı"
"atılım'dan Bulunmaz'sız Talat Halman haberi"
"12 Mart'çıya 'Emek Ödülü' AKP'li Günay'dan"
"ATB, faşizme (TAKSAV 'Emek Ödülü'ne) karşı"
"soL, 'Talat S. Halman skandalı'nda doğru yolda"
"TAKSAV, 12 Mart'çıya ödül verirken yalnız değil"
"12 Mart Faşizmi'nin gölgesine sığınan festival"
"Amatör Tiyatrolar Birliği, Tiyatro Net'te"
"Tiyatro ödülleri enflasyonu"
"Müzisyenlerden 12 Mart'çıya destek"
"12 Mart Faşizmi Kültür Bakanı Talat S. Halman"
"Tiyatro dünyası bizden izleniyor"
"Fakir Baykurt Sahnesi'nden Burdur'a yürüyüş"
"'TAKSAV skandalı' döneminde İmge'den oyun"
"Günay Akarsu, 'Emek Ödülü'ne karşı çıkardı"
"BEKSAV, ezilenleri savunmayı sürdürüyor"
"TAKSAV, 'Emek Ödülü'ne tepkileri gizliyor"
"Bulunmaz'sız 'Talat Sait Halman skandalı'"
"Ankara'ya 12 Mart Faşizmi gölgesi vururken"
"'Talat Sait Halman skandalı' nedeniyle / 1"
"'Talat Sait Halman skandalı' nedeniyle / 2"
"Atak'ın uğradığı haksızlık coskunbuktel.com'da"
"Aydın, devlet yardımı=sus payı'na da değiniyor"