25 Aralık 2011 Pazar

Hürriyet'ten Şermin Terzi, "1970’li yılların ortalarında Londra’da tiyatro okulundan arkadaşı olan Haluk Bilginer ile, Bilginer’e ait Oyun Atölyesi’nde Shakespeare’in ‘Antony and Cleopatra’sını oynamak üzere provalar yapan" Kevork Malikyan'la, içinde "Yılmaz Kenter" adı geçen ilginç bir söyleşi yapmış... (Not: Sanırız "Yıldız", İngilizce "Yılmaz" olarak telaffuz ediliyor yada "Yılmaz Kenter" diye ayrı bir tiyatrocu var!)

Papaz olarak gitti aktör olarak döndü


Şermin Terzi
25 Aralık 2011


Kevork Malikyan’ın 68 yıl önce Diyarbakır’dan başlayan hikâyesi, 10 yaşında Diyarbakır’dan İstanbul’a, 20 yaşında İstanbul’dan Londra’ya ve nihayet 68 yaşında Londra’dan yine İstanbul’a uzanmasıyla devam etti. Bu hayatın içinde papazlıktan aktörlüğe her şey var.

Karşımda kırık Türkçesi’yle, Diyarbakır’dan İstanbul’a, oradan Londra’ya ve sonra tekrar İstanbul’a uzanan hikâyesini anlatıyor Kevork Malikyan (68). İki ay Londra’ya gidip döndüğünde de “Eee, siz Türkler nasıl diyorsunuz” diye lafa başlayan züppelere inat, son 50 yıldır Londra’da yaşayan biri olarak ağzından İngilizce bir laf çıktığında “Hii!” deyip, kelimenin Türkçesini söylüyor. Ağzından kaçırdığı İngilizce kelimelerinse, Shakespeare İngilizcesi diye tabir edilen bir aksanla ağzından çıkması, bir tesadüf değil. Zira neredeyse 50 yıldır, İngiltere’nin en ünlü tiyatrolarında Shakespeare oynuyor.

Wikipedia, her ne kadar onun için 1942 doğumlu dese de, “Nereden çıkarmışlar yahu, bak 1943 doğumluyum” diyerek pasaportunu uzatıyor. Diyarbakır’da yaşayan bir ailenin çocuğuyken papazlığa, oradan da aktörlüğe uzanan hikâyesini anlatıyor: “Benimki Diyarbakırlı fakir bir Ermeni ailesiydi. Bir gün okuldan eve geldiğimde annem, ‘Çabuk banyoya gir temizlen. İstanbul’dan bir papaz geldi. Akıllı çocukları alıp İstanbul’da papaz okuluna götüreceklermiş’ dedi. Bütün Doğu ve Güneydoğu Anadolu’daki Ermeni ailelerden 15 çocuk seçtiler. Ben de onlardan biriydim.”

Henüz 10 yaşında İstanbul’a bir papaz adayı olarak gelirken, hayatına Londra’da tiyatro okuyarak devam edeceğinden henüz habersizdi elbette. Hayatı, ruhban okulundaki papazlara İngilizce öğretmek için İngiltere’den gelen bir papaz sayesinde bambaşka bir hal aldı. Papaz, anlamını bilmeden sadece ezberden oynadığı İngilizce Hamlet’teki genç Kevork’u görünce, baş patriğe, “Bu çocuk çok yetenekli. Papazlık yerine, İngiltere’de burs ayarlayalım aktör olsun” teklifinde bulundu ve Kevork Malikyan’ın macerası bu kez, İstanbul’dan Londra’ya uzandı.

Malikyan’ın her 10 yılda bir yaşadığı bu değişimleri yorumlamasıysa ilginç: “1943’te Diyarbakır’da doğdum. 1953’te İstanbul’a geldim ve 1963’te Londra’ya gittim. Hepsinin baş harflerini birleştirdiğinde ‘DİL’ meydana geliyor. Bir papazın ya da bir aktörün işi nedir? İletişimdir. İletişim de dille olur. Bence bu, kesinlikle hayatımla ilgili bir mesaj.”

TÜRKÇEN KÖTÜ DEDİLER

Ondaki yeteneği gören sadece İngiliz papaz değildi. Papaz okulundaki edebiyat öğretmeni de farkındaydı ve ona, “İstanbul’da da konservatuvar var, seni sınavlarına sokalım” teklifinde bulundu. Malikyan, öğretmenin ısrarıyla, aralarında Haldun Dormen, Müşfik ve Yılmaz Kenter’in de olduğu bir jürinin önünde, III. Richard’dan bölümler okudu. Onun salondan ayrılmasından sonra, odadan çıkan bir çaycı, “Az önceki çocuk kimdi, onu çok beğendiler” diyerek Kevork’tan bahsediyordu. Malikyan, o akşama kadar sonuçları bekledi. Sonuçta, “Sen çok iyisin ama Türkçen kötü” diyerek konservatuvara alınamayacağı söylendi. ‘Türkiye’de doğdum büyüdüm, 20 yaşındayım. Türkçem ne kadar kötü olabilir ki? Hem bu okullarda, şive düzeltmek için dersler verilmiyor mu?” diye sorsa da bir şey değişmeyecekti.

Yetenek öğüten bir sistemden, yetenek parlatan bir sisteme geçişin hikâyesiyse şöyle gerçekleşti. Kendi ülkesinde “Türkçen kötü” denilerek konservatuvara kabul edilmeyen Malikyan, hiç bilmediği İngilizcesi’yle Londra’da tiyatro okuluna kabul gördü. Üstelik, okul ona özel öğretmen tutarak İngilizce dersleri aldırdı. Derslere devam ederken, küçük roller alarak moralini de yüksek tuttu.

Sonra ne mi oldu? Kevork Malikyan, kimbilir kaç İngiliz’i cebinden çıkaracak mükemmel İngilizcesiyle, İngiltere’nin en önemli tiyatroları Globe Theatre, National Theatre ve The Royal Shakespeare Company’de yıllarca Shakespeare oynadı. Steven Spielberg’in yönettiği ‘Indiana Jones’ta Harrison Ford’la birlikte kamera karşısına geçti. Michael Caine, Sigourney Weaver, Dustin Hoffman, Warren Beatty gibi isimlerle filmler çevirdi. Televizyon dizilerinde rol aldı.

VATANIM TOPRAĞIM BENİ ÇEKTİ

21 yıl boyunca Türkiye’ye hiç gelmedi. 1983’ten sonra yavaş yavaş Türkiye’ye gelip gitmeye başladığında artık ülkesinde ne annesi ne babası ne de kardeşleri vardı. Kimsesinin kalmadığı Türkiye’ye 50 yıldan sonra üç ay önce niye kesin dönüş yaptığını şöyle anlatıyor: “Ne kadar başarılı bir kariyerin olursa olsun, vatanın, toprağın seni çekiyor. Hepimiz bu topraklarda öleceğiz diye büyük bir aile mezarlığı almıştım. Annem babam İstanbul’da öldü. Ama iki kardeşim Almanya’da vefat etti. Kız kardeşim de Fransa’da yaşıyor. Ben Londra’da değil, annemin babamın yanında yatmak istedim. Üstelik beni konservatuvara almamalarının hırsı da içimde kalmıştı. 50 yıl önce ‘Türkçen kötü’ dediler, okula almadılar. 50 yıl sonra geliyorum yine Türkçem kötü. Yani hiçbir şey değişmemiş. Sanatçılar rahat koltuklarda oturmamalı. İngiltere’de bir kariyerim vardı ve oturduğum sandalyede artık bir rahatlık hissediyordum. Bu rahatlık beni çok rahatsız etti. İçimde daha çok rüyalar var. En büyüğü de öğrenme... Memleketimde bu işler nasıl yapılıyor bilmek istiyorum. Ben memleketime ne verebilirim ona bakıyorum. Bir heyecanım var ve bu beni uyanık tutuyor.”

HALUK BİLGİNER’LE LONDRA’DA SHAKESPEARE OYNAYACAKLAR

Kevork Malikyan, şu anda ‘Bir Ömür Yetmez’ dizisinde Mert Fırat, Ezgi Mola, Fuat Özkan ve Lale Mansur’la birlikte, uzun yıllar İngiltere’de yaşamış bir katili canlandırıyor. Son günlerde, sık sık Türkiye’ye gelen Liam Neeson ile ‘Taken 2’ filminde rol alıyor. 1970’li yılların ortalarında Londra’da tiyatro okulundan arkadaşı olan Haluk Bilginer ile, Bilginer’e ait Oyun Atölyesi’nde Shakespeare’in ‘Antony and Cleopatra’sını oynamak üzere provalar yapıyorlar. Ayrıca bu oyunu, Zerrin Tekindor, Mert Fırat ve Bilginer’le birlikte önümüzdeki mayısta Shakespeare’in oyunlarının 37 ülkeden 37 farklı dilde oynanacak bir festivalde, Globe Theatre’da da oynayacaklar.

GECEYARISI EKSPRESİ’NDE ROL ALDI

Kevork Malikyan’ı Alan Parker’in ‘Midnight Express - Geceyarısı Ekspresi’ filminde oynadığı Türk savcı rolüyle hatırlayanlar olacaktır. Malikyan’a, Ermeni asıllı bir Türk olarak, Türkiye’nin bu kadar aleyhinde bir filmde oynamasının eleştirilip eleştirilmediğimi sordum. “İngiltere’de henüz öğrencilik yıllarımdı. Alan Parker’in Malta’da çekeceği bir filmde Türk savcı rolünü oynamamı istediler. Tüm senaryoyu değil, sadece rolümün metinlerini verdiler. Üç gün Malta’ya gittim ve rolümü oynadım. Türkiye aleyhine bir film olduğu aklımın ucundan bile geçmedi. Ama her milletin lehine ve aleyhine filmler yapılıyor. O filmi izleyenler, sinemada izleyip çıkacak ve belki de bu filmi unutacaktı ama verdiğimiz tepkilerle bunun iyice hafızada yer etmesine katkıda bulunduk. Aradan 30 yıl geçmesine rağmen, hâlâ bu filmi konuşuyor olmak da bence yine bizim yaptığımız bir yanlış.

(Kaynak: Hürriyet)

***


Ayrıca bakınız:

Gün yirmi dört saat haksızlıkların yasalarla korunduğu bir ülkede yaşadığının ayrımında olmakla birlikte, bugün, televizyon dizisi oyuncusu, tiyatro patronu, Shakespeare çocuğu, pop müziğin kraliçesi Madonna'nın rol arkadaşı ve "Oyuncuların çoğu yavşaktır genellikle..." 
sloganının mucidi Nihat Haluk Bilginer'in karşısına, her zaman olduğu gibi, erdemli, onurlu, soylu, yiğitçe ve yürekli bir biçimde çıkan Sosyalist Sanatçı Hilmi Bulunmaz, hızla başlayıp, şimşek hızıyla sonuçlanan davada, beklendiği ve kanıksandığı gibi, son derecede doğal olarak mahkûm oldu!

"Orospu Çocuğu Burak Caney"in BİRİNCİ LİNÇ KAMPANYASI, G&M Demirkanlı'nın İKİNCİ LİNÇ KAMPANYASI ve hukuksal süreçte uygulanan ÜÇÜNCÜ LİNÇ KAMPANYASI ile yayınlanma özgürlüğü imhâ edilmek istenen sitemizi, yüzlerce insan sahiplenerek, izleyip ayakta tutmaya devam ediyor hâlâ!

Televizyon dizisi oyuncusu, tiyatro patronu, Shakespeare çocuğu, pop müziğin kraliçesi Madonna'nın rol arkadaşı ve "Oyuncuların çoğu yavşaktır genellikle..." sloganının mucidi Nihat Haluk Bilginer'in karşısına, her zaman olduğu gibi, erdemli, onurlu, soylu, yiğitçe ve yürekli bir biçimde çıkan Sosyalist Sanatçı Hilmi Bulunmaz, hızla başlayıp, şimşek hızıyla sonuçlanan davada, beklendiği ve kanıksandığı gibi, son derecede doğal olarak mahkûm olunca, HABERTÜRK, Haluk Bilginer (HB) ile Hlimi Bulunmaz (HB) arasındaki ideolojik çelişkinin mahkûmiyet kararını, görebildiği kadarıyla "TÜRK"çeleştirdi!

Kendi bağımsızlığından, kendi özgürlüğünden kaynaklanan gücüyle değil, "VELİNİMET"inin (VELİ=LEMİ+NİMET=AYŞENİL) gücüyle zar zor ayakta durup, "VELİNİMETİ"inin sesi olmanın ötesine gitmeye hiç niyetli olmayan LİNÇÇİ G&M Demirkanlı yönetimindeki LİNÇÇİ Tiyatro... Tiyatro... Dergisi'nin sanal kuyruğu www.tiyatrodergisi.com.tr, okurlarını eşek yerine koyup, dezenformatif yayınlarına devam ederken, yalancılığı bir meslek hâline getirdiğini kanıtlamak istercesine, dağarcığındaki tüm saptırmacılıkları kullanmaktan bir an bile geri durmuyor!

Sosyalist Sanatçı Hilmi Bulunmaz'ın, "Oyuncuların çoğu yavşaktır genellikle..." sloganının mucidi "Haluk Bilginer farkıyla" kaybettiği ve "Sanığın sabıkasız geçmişi ve ilerde suç işlemekten çekineceği yolunda mahkememize kanaat hasıl olmakla CMK 231. Maddesi gereğince 5 YIL SÜRE İLE HÜKMÜN AÇIKLANMASININ GERİ BIRAKILMASINA" karar verilen dava, Milliyet Gazetesi'nde de haber yapıldı!

Zâten bir bataklık olan facebook'a kürek kürek çamur taşıyan LİNÇÇİ Mustafa Şükrü Demirkanlı, Sosyalist Sanatçı Hilmi Bulunmaz'ın yargılanmasını, kendi "mütevazı zekâsı" ile nalıncı keseri gibi kendine yontmaya çalışırken, Coşkun Büktel, facebook bataklığında da olsa, LİNÇÇİ Demirkanlı'nın ağzının payını gerektiği kadarıyla veriyor! (Coşkun Büktel, bu bataklıktaki yazıyı kendine ait olan www.coskunbuktel.com sitesinde yayınladığı için, biz de, oradan alıp, derhal yayınlıyoruz!)

"Oyuncuların çoğu yavşaktır genellikle..." diyen Haluk Bilginer'e "yavşak" dediği için mahkûm olan Hilmi Bulunmaz'la ilgili olarak "21 Aralık 2011 Çarşamba - 16:22"de "kara lekeli" bir haber yayınlayan ve bu haberi, Hilmi Bulunmaz tarafından sert bir dille eleştirilen Beyaz Gazete, "22 Aralık 2011 Perşembe - 09:45" itibariyle, "kara lekesi" ayıklanmış olsa da, yine doğru dürüst bir haber yayınlayamadı!


"Oyuncuların çoğu yavşaktır genellikle..." diyen televizyon dizisi oyuncusu, tiyatro patronu, Shakespeare çocuğu, pop müziğin kraliçesi Madonna'nın rol arkadaşı Haluk Bilginer'e "yavşak" dediği için mahkum olan Sosyalist Sanatçı Hilmi Bulunmaz'ı konu edinen SABAH Gazetesi, ya bile bile olayı saptırıp "yalan haber" yapıyor yada habercilikten bihaber muhabirlere haber kostümü giydirilmiş haber yazdırıyor!


"Oyuncuların çoğu yavşaktır genellikle..." diyen televizyon dizisi oyuncusu, tiyatro patronu, Shakespeare çocuğu, pop müziğin kraliçesi Madonna'nın rol arkadaşı Haluk Bilginer'e "yavşak" dediği için mahkum olan Sosyalist Sanatçı Hilmi Bulunmaz'ı yüzlerce kişi telefonla arayıp, onlarca kişi ziyaretine gelirken, "elmas işçisi" Adnan Eren, çok değişik bir tepki gösterdi!

LİNÇÇİ G&M Demirkanlı, bir provokatör gibi çalışmayı sürdürüyor!

LİNÇÇİ G&M Demirkanlı, önce bir yorum yaptı ve yaptığı bu yorumda çift tırnaklı (") bir başlıkla (H. Hilmi Bulunmaz'ın "Küfürbazlığı" Tescil Edildi...) "Küfürbazlığı" sözcüğünü kullandı, daha sonra, başlığı sünnet ederek (H. Hilmi Bulunmaz'ın) başlığını uygun gördü. Biz, bu başlığın sünnet edildiğini okurlarımıza duyurunca, bu kez de, sünnet etmiş olduğu başlığı, şark kurnazlığıyla yerine tam olarak yerleştirdi. Ne var ki, yerleştirmeyi yaparken çift tırnak (") yerine tek tırnak (') kullanarak (H. Hilmi Bulunmaz'ın 'Küfürbazlığı' Tescil Edildi...) suçunu ele verdi. Tabii ki, bu oynak zemindeki yayıncılık oyuncakçılığı için okurlarından özür dilemeyi asla ve kesinlikle aklına bile getirmeyip, onları, her zaman olduğu gibi, yine eşek yerine koyup, bizi de "yalancı" çıkardı!

"Oyuncuların çoğu yavşaktır genellikle..." sözünü hiçbir zaman oyuncuları aşağılamak için asla ve kesinlikle kullanmadığı gibi, "Oyuncuların çoğu yavşaktır genellikle..." sözüne karşı çıkarken "yavşak" sözcüğünü kullandığı için T.C. İstanbul 35. Sulh Ceza Mahkemesi tarafından hızla, hem de şimşek hızıyla mahkûm edilen Sosyalist Sanatçı Hilmi Bulunmaz, yönettiği ECEL adlı video filminde, Kültür Bakanlığı çanağı yalamadan oyunculuk da yapmıştı!

Feridun Çetinkaya sayesinde, Nihat Haluk Bilginer'in tırnaksız değil, "tırnaklı" oyuncu olduğunu bilince çıkarmış oluyoruz!

Yazar Melih Anık, sırtında "tiyatro ticareti küfesi" olmadığı için, anlamlı sözler edebilme ve "yavşak olmama" cesaretine sahip ender kişilerden biri olmaya devam ediyor hâlâ!


"Oyuncuların çoğu yavşaktır genellikle..." diyen televizyon dizisi oyuncusu, tiyatro patronu, Shakespeare çocuğu, pop müziğin kraliçesi Madonna'nın rol arkadaşı Haluk Bilginer'e "yavşak" dediği için mahkum olan Sosyalist Sanatçı Hilmi Bulunmaz, "5 YIL SÜRE İLE HÜKMÜN AÇIKLANMASININ GERİ BIRAKILMASI" olanağından yararlanmak için, yanıtını çok iyi bilmesine karşın, Feridun Çetinkaya'nın aşağıdaki sorusuna yanıt veremiyor!

Gün yirmi dört saat haksızlıkların yasalarla korunduğu bir ülkede yaşadığının ayrımında olmakla birlikte, televizyon dizisi oyuncusu, tiyatro patronu, Shakespeare çocuğu, pop müziğin kraliçesi Madonna'nın rol arkadaşı ve "Oyuncuların çoğu yavşaktır genellikle..." sloganının mucidi Nihat Haluk Bilginer'in karşısına, her zaman olduğu gibi, erdemli, onurlu, soylu, yiğitçe ve yürekli bir biçimde çıkan Sosyalist Sanatçı Hilmi Bulunmaz, hızla başlayıp, şimşek hızıyla sonuçlanan davada, beklendiği ve kanıksandığı gibi, son derecede doğal olarak mahkûm olmasına karşın, yine de "itiraz hakkı" için çok ciddi ve çok net bir savunma metni hazırlayıp, T.C. İstanbul 35. Sulh Ceza Mahkemesi Yargıçlığı'na sunarak, hukuksal, tarihsel ve toplumsal görevini yerine getirdi!

"Oyuncuların çoğu yavşaktır genellikle..." diyen televizyon dizisi oyuncusu, tiyatro patronu, Shakespeare çocuğu, pop müziğin kraliçesi Madonna'nın rol arkadaşı Haluk Bilginer'e "yavşak" dediği için mahkum olan Sosyalist Sanatçı Hilmi Bulunmaz'ı bugün (22 Aralık 2011 Perşembe saat 13.15'de) telefonla arayıp, tam yarım saat görüşen İzzet Tozkoparan, Hilmi Bulunmaz'la yaptığı 31 Ekim 2010 tarihli video konuşmasında demişti ki:

"Oyuncuların çoğu yavşaktır genellikle..." diyen televizyon dizisi oyuncusu, tiyatro patronu, Shakespeare çocuğu, pop müziğin kraliçesi Madonna'nın rol arkadaşı Haluk Bilginer'e "yavşak" dediği için mahkum olan Sosyalist Sanatçı Hilmi Bulunmaz'ı bugün (22 Aralık 2011 Perşembe saat 17.45'de) telefonla arayıp, yaklaşık olarak yarım saat görüşen Yeni Tiyatro Dergisi Genel Yayın Yönetmeni Erbil Göktaş, yargılama hakkında geniş bilgi almakla birlikte, tiyatronun güncel sorunları hakkında sohbet etti!


"Oyuncuların çoğu yavşaktır genellikle..." diyen televizyon dizisi oyuncusu, tiyatro patronu, Shakespeare çocuğu, pop müziğin kraliçesi Madonna'nın rol arkadaşı Haluk Bilginer'e "yavşak" dediği için mahkum olan Sosyalist Sanatçı Hilmi Bulunmaz, soyut bir ADALET VE plansız bir KALKINMA, yani burjuva PARTİSİ anlayışından yana gönül düşürmeyip, İSTANBUL'UN ALTINLARI için düş kurmadığı için, Bulunmaz'ın yönettiği sitemizi izleyenlerin ağzındaki sıcak türkülerden birinin içeriğinde doğal olarak "HALKIN ADALETİ GÜÇ VERİYOR BİZLERE" sözleri de var!

Bulunmaz Tiyatro sanatçılarından (TUTKAL romanı yazarı) Oğuzcan Önver, "yavşak cezası" için ilginç bir tepki gösterdi!

Kendisine "yavşak" dediği için Sosyalist Sanatçı Hilmi Bulunmaz'ı mahkûm ettirmekle birlikte, "Oyuncuların çoğu yavşaktır genellikle..." diyen televizyon dizisi oyuncusu, tiyatro patronu, Shakespeare çocuğu, pop müziğin kraliçesi Madonna'nın rol arkadaşı, başarısız tiyatro yönetmeni Kemal Aydoğan'ın uzatmalı patronu Nihat Haluk Bilginer'in oyunculuk ve karakter oluşturma başarısızlığı bir kez daha çok net ve tartışmasız bir biçimde, âdeta "iki kere iki dört" yada "beş kere beş yirmi beş"gibi kanıtlandı!

Gün yirmi dört saat haksızlıkların yasalarla korunduğu bir ülkede yaşadığının ayrımında olmakla birlikte, televizyon dizisi oyuncusu, tiyatro patronu, Shakespeare çocuğu, pop müziğin kraliçesi Madonna'nın rol arkadaşı ve "Oyuncuların çoğu yavşaktır genellikle..." sloganının mucidi Nihat Haluk Bilginer'in karşısına, her zaman olduğu gibi, erdemli, onurlu, soylu, yiğitçe ve yürekli bir biçimde çıkan Sosyalist Sanatçı Hilmi Bulunmaz, (Nihat Haluk Bilginer ile Bilginer'i daha önceki iki duruşmada savunup, 20 Temmuz 2011 tarihli ikinci duruşma çıkışında Hilmi Bulunmaz'a "Seni şubeye çektiririm!" dediği için Bulunmaz'ın hakkında savcılığa suç duyurusunda bulunduğu avukat Süleyman Anıl'ın gelmediği) T.C. İSTANBUL 7. SULH CEZA MAHKEMESİ DURUŞMA SALONU'nda yine doğruları, yine gerçekleri haykırdı!

Oyuncular Sendikası Kurucu Üyesi Nihat Haluk Bilginer'in, bütün oyuncuları aşağılayıp töhmet altında bıraktığı "Oyuncuların çoğu yavşaktır genellikle..." sözünü duyar duymaz "Nihat Haluk Bilginer yavşaktır!" dediği için mahkûm olan Sosyalist Sanatçı Hilmi Bulunmaz, aşağıdaki "görüş"ü okuyunca şöyle düşündü: "'Oyuncuların çoğu yavşaktır genellikle...' 
sözü karşısında susup oturan, kuyruğunu arka bacaklarının arasına saklayan süt dökmüş kedi gibi durağanlaşarak, âdeta 'kuzuların sessizliği korosu' kuran oyuncuların, sanatı bir piyasa değeri olarak algılamanın ötesine geçemediği bir toplumda, sadece ve yalnızca 'hevesin yıkılması' yada 'emeğin yıkılması'na değil, insanlığın oluşturduğu bütün zenginliklerin tarumar edilmesine zerre kadar bile olsun asla ve kesinlikle şaşmamak gerekir; çünkü, 'canlı ceset' olmanın ötesine geçemeyen 'bizler', sadece ve yalnızca bunları değil, bunlardan çok daha fazlasını bile anamızın ak sütü gibi 'hak' ediyoruz!'"

Bütün oyuncuları aşağılayıp töhmet altında bıraktığı "Oyuncuların çoğu yavşaktır genellikle..." sözünü duyar duymaz "Nihat Haluk Bilginer yavşaktır!" dediği için Sosyalist Sanatçı Hilmi Bulunmaz'ı mahkûm ettiren Oyuncular Sendikası Kurucu Üyesi Nihat Haluk Bilginer, çok ilginç bir haberle Hürriyet'e konu olmayı başardı!