28 Eylül 2013 Cumartesi

12 Eylül Faşizmi artığı tiyatrocularla boğuştuğum süreçte "DAVALARIM"

Ben, Türkiye'nin en ünlü tiyatro profesörü Özdemir Nutku'nun Devlet Tiyatroları Koordinasyon Toplantısı'nda "Theope" oyununa "İFTİRA" atabilmesine, "Theope"nin gözlerimi kamaştırması nedeniyle ve/ya bu oyunun yazarı Coşkun Büktel'i "önderim" olarak gördüğüm için karşı çıkmadım. Nasıl ki, Cuma Boynukara'nın "Mem û Zîn" oyununun Van Devlet Tiyatrosu'nda korsanca oynanmasına karşı çıkarak, Cuma'nın duruşmasına katılıp, onun yazarlık onurunu savunmak zorundaysam, Coşkun Büktel'in de, Uğur Yücel'le ve Mustafa Şükrü Demirkanlı'yla karşı karşıya geldiği duruşmalara katıldım. Bunları neden yapıyorum?

Bunları ve bunlarla birlikte, burada saymakta zorlanacağım kadar fazla sayıdaki entelektüel kavga verebilmemin başat nedeni, 12 Eylül Faşizmi artıklarına karşı savaşım verebilmek!... Bu gücümü nereden alıyorum? 

U-NUT-MA-MAK-TAN! "UNUTMAK İHANETTİR!" Ben, ihanet etmeyi kesinlikle sevmiyorum. Bence, 12 Eylül Faşizmi artıklarına karşı savaşım verilirken, savaşım veren kişileri UNUTMAK, sadece savaşım veren kişilere karşı bir ihanet değil, devlete, halka, emekçilere, işçilere, tüyü bitmemiş yetime karşı da ihanettir. Sabah, Sultanahmet Parkı'nda Yalçın Küçük'ün "DAVALARIM" kitabının 115'i sayfasını okuyorken, kendimi aynada gördüm. Ben, 12 Eylül Faşizmi artıklarına ısrarla karşı çıkarken, 12 Eylül Faşizmi artıkları, bana karşı "ENTELEKTÜEL VE HUKUKSAL LİNÇ KAMPANYASI" başlattı. Yüzü aşkın şikâyet ve "ASILSIZ İHBAR" eyleminin yanı sıra, onlarca dâvâyla boğuşmakla birlikte, yüzlerce kez Adalet Sarayları'nın kurşun renkli koridorlarında koşturup, gök gürültülü karmaşasında litrelerce ter döktüğüm süreçte, "üniversite mensupları" susmakla kalmayarak, bana "UNUT, UNUT, UNUT" temrinleriyle kara kargalık yaptı... "Yazarlar usûl bilmiyor"uz 
paslı zırhına bürünerek, haykıracak gücü kendilerinde bulamasalar da, iç sesleriyle, sürekli "UNUT, UNUT, UNUT" duası edip, tespih çekti. Üniversite mensupları, yazarlar, çok korktukları için çok konuşuyorlar. 

Ben, 12 Eylül Faşizmi artıklarının tiyatro çöplüğündeki pisliğine karşı, ölünceye dek savaşım vermeyi ısrarla sürdüreceğim. Çünkü biliyorum ki, "UNUTMAK İHANETTİR!" Yalçın Küçük'ün kitabını okuyunuz.

Sosyalist Sanatçı Hilmi Bulunmaz

***

"Mektubu sonlandırmak için yoruluyorum. İki engel var.

1 - Üniversite mensupları ve yazarlar usûl bilmiyorlar.


2 - İşe girenlerin bir bölümü toplantıların dışında işi hemen UNUTuyorlar. UNUTmak istiyorlar. Korkudan kurtulmanın yolu UNUTmaktır. Artık kararların çoğunu tek başıma alıyorum."


(Kaynak: Yalçın Küçük, "DAVALARIM", Tekin Yayınevi, 1989 sf. 115)

***

Oyun'un notu: "UNUT"u büyütüp, kırmızı ile biz belirginleştirdik!

***

Ayrıca bakınız:

Hilmi Bulunmaz, Ömer Faruk Kurhan ve onun tuttuğu avukatlar Eyyüp Fırat Kuyurtar ile Uğur Demirci Tosun'a "HUKUK DERSLERİ" veriyor!...


Bulunmaz Tiyatro - İstanbul Genel Sanat Yönetmeni Sosyalist Sanatçı Hilmi Bulunmaz, Ömer Faruk Kurhan'a ve onun tuttuğu avukatlar Eyyüp Fırat Kuyurtar ile Uğur Demirci Tosun'a "ADALET, BELAGAT, HUKUK, İFADE, KANUN, RETORİK, SANAT VE TİYATRO DERSLERİ" veriyor...


Bulunmaz, ölü Türkiye tiyatrosundan badem göz isteyenleri eleştiriyor...


Sosyalist Sanatçı Hilmi Bulunmaz'ı inatla mahkûm ettirmek için İstanbul 15. Sulh Ceza Mahkemesi'nde dava açmak istemişse de, Sayın Yargıç tarafından derhal "Talebin REDDİNE" damgası yiyecek kadar hukuktan asla hiç anlamayan DEDE HUKUK BÜROSU VE DANIŞMANLIK şirketi elemanı ve "LİNÇ KAMPANYASI" ana sponsoru Ömer Faruk Kurhan'ın sadık avukatı Eyyüp Fırat Kuyurtar, LİNÇÇİ Mimesis Dergisi'nin sanal kuyruğu Mimesis İnternet sitesinde yine anlamsız anlamsız üfürüyor!...


"Kramer Kramer'e karşı"dan esinlenme: "TİYATRO TİYATRO'ya karşı"


Hangi koşulda olursa olsun, cumartesi günleri ücretsiz çalışma sürüyor!


Bugün lokantada oturduğumuz Sabri Kuşkonmaz'la hukuk konuşmadık!


Bulunmaz, bugün Üsküdar Emniyet Müdürlüğü ve PEN/TEB bürodaydı!


Dâvâlarla boğuşan Bulunmaz, Yalçın Küçük'ün "DAVALARIM"ı okuyor...