17 Haziran 2010 Perşembe

Oyun'un notu: Aşağıdaki yazıyı, LİNÇÇİ Gülhan Avşar'ın sahibi, LİNÇÇİ Mustafa Şükrü Demirkanlı'nın Yayın Yönetmeni ve Sorumlu Yazı İşleri Müdürü, LİNÇÇİ Ayşe Nalân Özübek'in Yazı İşleri Müdürü olduğu ve AKP'li Ertuğrul Günay'ın yönetimindeki Türkiye Cumhuriyeti Kültür ve Turizm Bakanlığı emrinde çalışan Lemi Bilgin'in yönettiği Devlet Tiyatroları Genel Müdürlüğü'nün verdiği reklamlarla beslenen LİNÇÇİ Tiyatro... Tiyatro... dergisinin yan kuruluşu, gölgesi gibi hareket eden LİNÇÇİ tiyatrodergisi.com.tr sitesinden alarak olduğu gibi yayınladık! Ancak, yazıda bulunan LİNÇÇİ adlara biz link verip, bu adları kırmızı renkle biz belirginleştirdik! Ayrıca, yazıdaki bariz yazım yanlışlarını kırmızı renkle belirtip, doğrularını yeşil harflerle biz yazdık!! Bunun yanı sıra, anlaşılması güç ve okunamaz hamlıktaki yazıyı, biraz olsun olgunlaştırıp okunur hâle getirmek için yaptığımız müdahaleleri de kahverengi harflerle yine biz yazdık!!!

Yazının hiçbir müdahaleye uğramamış, "tertemiz" ve özgün hâlini okumak isteyenler, aşağıda verdiğimiz linki tıklayabilirler...


***


Hemen aşağıda sunduğumuz ve LİNÇÇİ Mustafa Şükrü Demirkanlı tarafından kaleme alındığını sandığımız pespaye yazıya yaptığımız eklentiler, sadece birer eklentidir. Bu eklentiler, asla yanıt olarak kabul edilemez. Bu pespaye yazıya yanıt verip vermemeyi henüz karar altına almadık. Şimdilik sadece düşünüyoruz!... (HB)


***


Bir Zenci… ve sosyalist sanatçı Hilmi Bulunmaz


Sınıfsal bir sorun, sınıfsal olmanın ötesinde; kapitalist (anamalcı, üretim araçlarını elinde tutup işçi sınıfına hükmeden), emperyalist (elkoyucu, yayılımcı, kapitalizmin en yüksek aşamasına ermiş) ülkelerin bile kabul ettiği, bunun (Neyin?) aşağılama olduğunu saptadığı, insanlık suçu olarak deklare etmesine rağmen -ki sosyalistlerin onlarca yıl önce ("Bilimsel Sosyalizm" anlamında yüz yılı çoktan geçen, henüz "bilimsel" boyut kazanmamış sosyalizm anlamında yüzlerce yılı çoktan geçen) ifade ettiği- bu aşağılama sözcüğü bazı kapitalistlere ulaşamamış… Bkz: Bir zenci, emperyalist bir ülkenin en tepesine getirilirse, ruhu hızla kararırken rengi şimşek hızıyla "beyaz adam"ın iğrenç rengine bürünmeye başlar!

Burada da gördüğümüz gibi, insanları •çaresiz kalındığı zaman ki sosyalist sanatçı Hilmi Bulunmaz hiçbir zaman çaresiz kalmaz- etnik kimliği ile yaftalamayı, aşağılamayı gördüğümüzü sanacak ve cahil insanların sosyalist sanatçı Hilmi Bulunmaz'ı yanlış tanımalarına neden olacak kadar gerçeklerden uzaklaşıyoruz. Oysa mesele , sosyalist sanatçı Hilmi Bulunmaz'ın sürekli olarak vurguladığı gibi çok basit: yani Sınıfsal… Dünyada iki sınıf var; burjuvazi ve işçi sınıfı! Örnekse sosyalist sanatçı Hilmi Bulunmaz, burjuvazinin tüm engelleme çabalarına karşın, sürekli olarak "Marksist Estetik" bilinciyle hareket edip, sanatsal çalışmalarına "Bilimsel Sosyalizm" pusulasına göre yön veriyor. Sosyalist sanatçı Hilmi Bulunmaz, sanatsal çalışmalarını, sadece ve sadece işçi sınıfının bilincinin gelişimi adına yürütüyor.

On beş yaşındaki bir lise bir öğrencisinin hayattan değil, kitaptan değil, sadece ve sadece kulaktan dolma olarak edindiği yalınkat bilgileri, bir papağan gibi geyik muhabbeti ortamına sunmak istemesine yakın bir duyarlılıkla sizlere sunmak istiyorum. Dağarcığımda bulunan ve sadece birkaç taneyle sınırlı (çok büyük bir gayret göstermeme rağmen, anlamını bir türlü kavrayamadığım), öğrenilmiş olmak yerine, sadece ezberlenmiş sözcükleri sizlere sunarak rahatlama sürecine girmek istiyorum. Derin bir samimîyetle söylüyorum ki, bana zorla ezberletilmiş bu sözcükleri lütfen bir sözlük yardımıyla okuyun:

Ezenin, ezilenin rengi, etnik (ırk, soy) kimliği önemli değildir, en azından emperyalistler (elkoyuculuk, yayılımcılık, kapitalizmin en yüksek aşaması) açısından bunun pek önemi yoktur… Onları, yani emperyalistleri ilgilendiren daha fazla kâr elde etmek için yayılımcılık yapmak, çok uluslu şirketler kanalıyla sömürüyü ilelebet muhafaza ve müdafaa etmek ve bu saydıklarımızı başarabilmek için, örnekse Irak'ta ve/ya Afganistan'da yaptığı gibi; insan kanı emerek yaşayan bir vampir kılığında dünyanın üzerinde sürekli olarak tahakküm kurmaktır … tıpkı kapitalizmin temel ögesi, -şu an da (anda / an'da) bile geçerli olan- altına daha fazla (daha fazla altın madenine) sahip olma… (Bkz: Sosyalist sanatçı Hilmi Bulunmaz. Metnin sonunda.)

Yazı yazmaktan asla anlamayan biri olarak, yazdıklarımın deli saçması olduğunu (tiyatro dünyasındaki entelektüellerin tümünün, yani LİNÇÇİ alçakların dışında kalan herkesin bildiği gibi) zâten ben de biliyorum. Ancak, sizin de kafa karışıklığı yaşamanız, sizin de "kafayı yemeniz" için, parmağında dolama çıkmış yeteneksiz bir yazarın birkaç saçmalamasını daha sizlere sunmak istiyorum. Lütfen, ama lüften bana acıyın ve bir dilenciye nasıl sadaka vermek zorunda kalıyorsanız, benim bu deli saçması sözlerime küçücük bir zaman ayırıp, tabiri caizse, bana zamansal bir sadaka verin:

Yukarıdaki metnin yazarının insanlık suçu işlediğinin farkında olduğunu biliyoruz (Bu söylediklerimin ne anlama geldiğini ben de bilmiyorum. Ancak, "Türk tiyatrosunda Nâzım Hikmet'ten en çok ekmek yiyen adam" ve LİNÇÇİ Genco Erkal'ın "toptan satın alıp, onlarca yıldır perakende sattığı" Nâzım Hikmet şiirlerinin ne anlama geldiğini, izleyici anlamadan nasıl iğrenç bir ikiyüzlülükle ayakta alkışlama gafletinde bulunuyorsa, ne olur siz de beni anlıyormuş gibi davranın, beni ayakta olmasa da, bilgisayarınızın karşısında oturarak alkışlayın. İnanın samimîyetten yoksun bu ikiyüzlü tavra, bu zamansal sadakaya çok ihtiyacım var. Ne olursunuz, bana acıyın ve benim gibi hayatta hiçbir başarıya imza atamamış yeteneksiz bir insana küçücük bir zamansal sadaka verip, minicik bir ikiyüzlülük gösterin! Yirmi yıldır kirlettiğim ve bu nedenle hızla, hem de şimşek hızıyla çürümüş bir ceset hâline gelen Türkiye tiyatrosunun yüzü suyu hürmetine bana bu ilgiyi çok görmeyin!!!), ama şunu da biliyoruz; kendisi gibi düşünmeyen ya da farklı olduğunu hissettirmek için herkesi aşağılağını inandırmak istediğimiz zavallı okurların gözünden gerçekleri kaçırmak gibi bir stratejimiz ve bir sinerjimiz olduğunu da herkesin bilmesini istiyoruz. O farklı, neden? Bu soruyu sormayın…

Etnik kimlikleri aşağılayarak, tanımlayarak, sosyalizmin ülkesinde kirletmesini, içinin boşaltmasını, Sovyetler Birliği'nin kurucu önderi Lenin’i kullanmasının gerekçesinin de Lumumba’nın ülkesindeki madenlerden oluşan kapitalizmin ve sonrasındaki emperyalizmin var olmasının, yani kendisinin var olmasının gerçekliği olduğunu yok sayarak, yok sayılmasını isteyerek, bütün sosyalist değerleri tıpkı AKP gibi, sağ partiler gibi deforme ettiğini, onlar gibi davrandığını bilmediğini varsaymamız tabii ki mümkün değil. Ama şunu kabul edelim ki o bir sosyalist (!)

Aslında sıradan ve önemsiz bir figürle karşı karşıyayız, önemli kısmı, kapitalizmin tüm olanaklarından yararlanarak Goobelsvari propagandasının artık zarar veriyor olması, tıpkı AKP’nin ve diğer düzen partilerinin zarar verdiği gibi…

Tıpkı: "..tiyatral anlamda yargıya davet edilmeyen Hilmi Bulunmaz, LİNÇÇİ Oyun Yazarları ve Çevirmenleri Derneği (OYÇED) Genel Sekreteri Avukat Burhan Gün ve LİNÇÇİ Mustafa Şükrü Demirkanlı tarafından yargıya davet edilecekmiş!" cümlesinde olduğu gibi… “Tiyatral anlamda yargıya davet” nerede? Bu açıklanmıyor, tıpkı Goobels gibi, kim Bulunmaz’ın “tiyatral” faaliyetine laf etmiş? Bu açıklanmıyor, tıpkı Goobels gibi, Kim amatör ötesi oyunlarına tek laf etmiş •Gerçekçi yazar Coşkun Büktel dışında-? Bu açıklanmıyor… Kim sosyalist sanatçı Hilmi Bulunmaz'ın ifade özgürlüğünü engellemiş? Bu da açıklanmıyor, tıpkı Goobels gibi, Oysa söylenen şu: Küfretme, hakaret etme... Ölüm döşeğindeki Mehmet Akan'a hakaret ettiğini iddia etmeme rağmen, sosyalist sanatçı Hilmi Bulunmaz'ın bu konuda ne dediğini yazmaya niyet edip etmeme konusunda bile hiçbir ikirciklenme yaşamayı asla düşünmüyorum, sosyalist sanatçı Hilmi Bulunmaz'ın her yazdığı yazının gerekçesini mutlaka sunduğunu bilmeme rağmen, ben yine de ölmüş Lale Oraloğlu’na, Zeki Göker’e hakaret etme… lâflarını buruya tıkıştırmayı bir görev biliyorum; “Tiyatral” bunların neresinde? Tabii ki her yerinde!

Kapitalizmin, hatta emperyalizmin tüm olanaklarını kullanıp, uluslararası şirketlerle ortaklıklar kurup (AKP iktidarının yaptığı gibi.), global şirket (!) olup, sonrasında bunların yok sayılmasını talep eden •kapitalizmin en temel ve birincil metasını kullanan, -yani altını- bu sosyalistin (!) •kapitalizmden zenginleşmiş, multi milyarder olmuş- hakaretlerini en azından sosyalizm adına değil, var olduğu SINIF adına BURJUVAZİ adına yapması, en azından kendi SINIFSAL aidiyeti adına doğru ya da kabul edilebilir olabilir.

“Utanma eşiği” görecelidir, emperyalizmin kurumsal ilişkileri içinde olup, Sosyalizm’i kirletmek tabii ki mümkün, nasıl olsa Goobels bize öğretti, Googel’da bunu teyit etti “çok fazla söyle, en doğru sen ol”, dedi… Kapitalizmin tüm olanaklarını, ilişkilerini kullanarak, hatta övünerek lanse etmekten bile hicap duymayıp, tüm kirli ilişkileri •vergi kaçırma ifşaatı da dahil- kullanarak “yetim hakkı…” diye dini bir söylemi de kullanarak hangi gerçekçilik, hangi sosyalizm, hangi vicdan?

Recep Tayyip Erdoğan ya da Hilmi Bulunmaz… Aradaki farkı fark edenler beni de aydınlatsın…

İkisi de çok benzer; çalışmışlar, çok çalışmışlar, çok kazanmışlar…

Ülkemin emekçileri, ezilenleri, açlık sınırında yaşayan insanlarım hangisini örnek almak isterseniz onu örnek alın. Biri sosyalist(!), diğeri maneviyatçı… Hangisini örnek alıp çok çalışırsanız, siz de onlar gibi zengin olursunuz…

Bana önerimi soruyorsanız: İçinde var olduğunuz sınıfa bakın, sınıfınızın gerek sosyalist sanatçı Hilmi Bulunmaz gerekse de Recep Tayyip Erdoğan kadar zenginleşen olup olmadığını gözleyin, yanlışı ya kendinizde arayın ya da tıpkı sosyalist sanatçı Hilmi Bulunmaz gibi nefret ettiğinizi günde on kere söyleyerek, kendinizi sağaltıp, kapitalizmin oyuncularıyla kol kola girin, “oyuncu” sözcüğünü kullanın (tiyatral anlamda!), emin değilim, hiç inanmıyorum ama belki başarırsınız (!) Neden herkesin bir sosyalist sanatçı Hilmi Bulunmaz, bir Recep Tayyip Erdoğan ya da Obama olma hayali kurması engellensin.

Emekçiler, çalışın, çok çalışın, daha da çok çalışın… Eminim ki siz bir Obama olacaksınız, olmadı Recep Tayyip Erdoğan, o da olmadı mutlaka sosyalist sanatçı Hilmi Bulunmaz olacaksınızdır… “Çalış Osman Çiftlik senin…”

Sosyalist sanatçı Hilmi Bulunmaz kimdir?

"BULUNMAZ

Bulunmaz Kuyumculuk 1976 yılında Hilmi Bulunmaz tarafından kuruldu.

Uzun süre altın üretimi yaptıktan sonra fason kalem atmaya, ve 1992 yılından itibaren Alman üreticilerden bayilikler alarak elmas kalem satmaya başladık. Çalıştığımız firmalara daha iyi ve daha hızlı hizmet vermek için hemen ardından bileme ve tamir tesisimizi kurduk.

2003 yılında, bayisi olduğumuz Alman üreticiye ortak olduk. Ancak dünyada artan elmas kalem kullanımı ve sektörün çeşitli firmalarının faaliyetlerini azaltması sonucu bugün dünyanın çeşitli yerlerinden yedi farklı firmanın ürünlerini yine dünyanın her yerine pazarlıyoruz.

Bu şekilde çalıştığımız coğrafyayı dış pazarlara genişletirken, çalıştığımız sektörlere de otomotiv, tıp ve kalıpçılığı da ekledik."

2010 YILINDA KATILDIĞIMIZ FUARLAR

VICENZAORO FIRST / VICENZA, ITALYA
16-21 OCAK 2010
SALON L / STAND NO. 4114

ISTANBUL JEWELRY SHOW / İSTANBUL, TÜRKİYE 13-17 MART 2010
SALON 8 / STAND NO. D6263

BASELWORLD / BASEL, İSVİÇRE 18-25 MART 2010
SALON 3u / STAND NO. L38

NEW RUSSIAN STYLE / MOSKOVA, RUSYA 8-12 MAYIS 2010
SALON 75 / STAND NO. A207a

YUVELIR EXPO UKRAINA / KIEV, UKRAYNA 13-16 MAYIS 2010
SALON 1 / STAND NO. C26

GOLDISTANBUL 2010 / ISTANBUL, TÜRKİYE 2-5 EYLÜL 2010
SALON 2/ STAND NO. 208B

HONG KONG KUYUMCULUK FUARI / HONG KONG 14-18 EYLÜL 2010
SALON 11 / STAND NO. 11V34

ISTANBUL JEWELRY SHOW / İSTANBUL, TÜRKİYE 14-17 EKİM 2010
SALON 1 / STAND NO. D28

(Kaynak: http://www.bulunmaz.com/tr/index.htm )

Yayıncının notu: Emekçiler, gördüğünüz gibi bir sosyalistin yaşam biçimi bu… Siz de örnek alın; çalışın, emeğinizle, yetim hakkı yemeden(!), namusunuzla(!), sosyalist ilkelerinizle(!), çalışanlarınızı sömürmeden(!) yani onların ürettiği artı değerlere el koymadan(!), üretilen artı değeri tüm üretenlerle üleşerek(!) yaşayıp, siz de başarabilirsiniz. Bunu size Sosyalist sanatçı; yazar, şair, tiyatrocu, kuramcı, fotografçı sosyalist sanatçı Hilmi Bulunmaz söylüyor, ona inanın çünkü o Sosyalist(!).


.........................Haber Giriş Tarihi: 18 Haziran 2010

(Kaynak: tiyatrodergisi.com.tr)


***


Ayrıca bakınız:

LİNÇÇİ Oyun Yazarları ve Çevirmenleri Derneği (OYÇED) Genel Sekreteri Avukat Burhan Gün'ü "kafaya alan" LİNÇÇİ Mustafa Demirkanlı'dan "hukuk kartı"!!!

LİNÇ KAMPANYASI imzacıları, gayrimeşrudan meşruya, illegalden legale, yasadışından yasala çıkmaya yeltenirlerken, insanî değerlere sırt çeviriyorlar!

LİNÇÇİ OYUN YAZARLARI VE ÇEVİRMENLERİ DERNEĞİ (OYÇED) ARTIK AVUKAT KULLANIYOR YADA LİNÇÇİ OYÇED, YASADIŞI LİNÇÇİLİKTEN YASAL LİNÇÇİLİK SÜRECİNE GİRDİ!

Sayın LİNÇÇİ Prof. Dr. Nurhan Tekerek'in LİNÇÇİ Mitos-Boyut tarafından yayınlanan kitaplarını bu cici bacımız yazı yazmayı öğreninceye dek okumuyoruz!

LİNÇ KAMPANYATÖRÜ Oyun Yazarları ve Çevirmenleri Derneği yöneticileri duyarlılık gösterip, iç yazışmalarını bile bize gönderme kararı almışa benziyor!

On bir yaşına yeni basmış, soyut düşünebilme becerisini henüz edinmiş bir çocuğun düzeyine bile ulaşamayan LİNÇÇİ Prof. Dr. Nurhan Tekerek'ten inciler


***


LİNÇÇİ Ertuğrul Timur, öznesiz tümce kuruyor!

Yalan makinesi ve küfürbaz Mustafa Demirkanlı'nın sözde küfre karşı kampanyasına alet olanların imzaladıkları metni ve alet olanları teşhir ediyoruz!

Linç imzacıları listesi