13 Haziran 2010 Pazar

Dramaturgu LİNÇÇİ Ömer Faruk Kurhan olan "Leyla'nın Evi", iyi olamaz!

Oyun'un notu: Aşağıdaki haberi, LİNÇÇİ Gülhan Avşar'ın sahibi, LİNÇÇİ Mustafa Şükrü Demirkanlı'nın Yayın Yönetmeni ve Sorumlu Yazı İşleri Müdürü, LİNÇÇİ Ayşe Nalân Özübek'in Yazı İşleri Müdürü olduğu ve Türkiye Cumhuriyeti Kültür ve Turizm Bakanlığı emrinde çalışan Devlet Tiyatroları Genel Müdürlüğü'nün verdiği reklamlarla beslenen LİNÇÇİ Tiyatro... Tiyatro... dergisinin yan kuruluşu, gölgesi gibi hareket eden LİNÇÇİ tiyatrodergisi.com.tr sitesinden alarak olduğu gibi yayınladık. Ancak, haberdeki bariz yazım yanlışlarını kırmızı renkle belirtip, doğrularını yeşil harflerle biz yazdık. Bunun yanı sıra, anlaşılması güç ve okunamaz hamlıktaki haberi, biraz olsun olgunlaştırıp okunur hâle getirmek için yaptığımız müdahaleleri de kahverengi harflerle yine biz yazdık!


***


Detone sesli, demokrat soslu Zülfü Livaneli’nin Kitabından Uyarlanan ve KARE TİYATRO SİNEMA VE TAN. LTD. ŞTİ. adına bu proje için (halkın ve tüyü bitmemiş yetimin ödediği vergilerden kesilen paralarla oluşmuş Kültür Bakanlığı bütcesinden) tastamam 48.000.-TL'yi kendi kasasına indiren (Bakınız: Kültür Bakanlığı çanağını yalayan profesyoneller) Nedim Saban'ın yönettiği "Leyla’nın Evi" İzmir'de!


Doğan Yayın Holding tarafından 2 Eylül 2002 günü kurulup "siyasi yönelimi sol" olarak adlandırılarak solu bulandıran ve emekçi halkın gerçek sorunlarının ertelenmesi için yayınlanan Vatan gazetesinin sürekli yazarı, detone sesli, demokrat soslu Zülfü Livaneli'nin Remzi Kitabevi/Türk Yazarları Dizisi'nden çıkan ve 60 baskı yapan romanı, Nedim Saban'ın patronu olduğu ve sürekli olarak Kültür Bakanlığı çanağı yalayan Tiyatrokare tarafından dev(!) bir prodüksiyon ile (prodüksiyonla) sahneye konan "Leyla’nın Evi" 28-29 Haziran 2010'da İzmir Bostanlı Karşıyaka Açıkhava Tiyatrosu'nda!

Türkçe yazma özürlü bir site olduğumuz için, yukarıdaki paragrafta detone sesli, demokrat soslu "Zülfü Livaneli'nin 60 baskı yapan romanı" "Leyla'nın Evi", fizik olarak, yani kitap hâlinde sahneye konacakmış gibi bir izlenim oluşacağının farkına şimdi vardığımız için, okurları aydınlatmakta yarar var:

Evet, doğru, "Leyla'nın Evi" adlı romanı Zülfü Livaneli yazdı. Ancak, bu romanı Zeynep Avcı oyunlaştırdıktan sonra, oyun hâline gelen bu metni, LİNÇÇİ Ömer Faruk Kurhan dramaturjik olarak ele aldı. Bu oyunu yöneten Nedim Saban, müzik olarak detone sesli, demokrat soslu Zülfü ve Ferhat Livaneli, dekor olarak M. Nurullah Tuncer, kostüm olarak Yeşim Türkgeldi, ışık olarak Ceyhun Ergül, film yapımı olarak Ajans 21, yönetmen yardımcısı olarak Bülent Seyran, reji asistanları olarak Meral Karagöz ve Nadide Ece Somer ve oyuncular olarak Celile Toyon, Ayça Varlıer, Onur Bayraktar, Nuri Gökaşan, Volkan Severcan, Melda Gür, Bülent Seyran, İbrahim İris, Ethel Molinas, Meral Karagöz ve İsmail Karaer'den yararlandı. Dolayısıyla sahneye konan bir roman değil, bir oyundur. Yukarıdaki ifademizin yanlış anlaşılabilme ihtimalinin boyutunu irdelediğimiz için, bu eklentileri yapma gereksinimi duyduk.

Tiyatrokare’nin dev(?) prodüksiyonu

Siz bakmayın bizim "dev prodüksiyon" dememize. Biz, daha tiyatroyla edebiyatı, oyunla romanı, sapla samanı, elmayla armutu ayıramayacak kadar zır cahil muhabirlere sahibiz. Bunu biliyoruz, buna çok eminiz. Ama, biz, Tiyatrokare'den reklâm alabilme ihtimalini sevdiğımiz için, böyle şişirme ve altı doldurulamayan sözler ediyoruz. Bizim için tiyatro-miyatro, edebiyat-medebiyat, oyun-moyun, roman-moman hiç önemli değil. Bizim için, Türkiye Cumhuriyeti Kültür ve Turizm Bakanlığı Devlet Tiyatroları Genel Müdürlüğü, İstanbul Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatroları gibi kurumlardan reklâm almanın yanı sıra, Tiyatrokare gibi Kültür Bakanlığı çanağı yalayan tiyatrolardan da reklâm alabilmek çok önemli. Bizi sanat-manat, estetik-mestetik, halk-malk, yetim-metim asla ilgilendirmez. Bizim için tek ölçüt paradır, parrra. Gerisi laf-ü güzaf!...

Biz, para kazanamasak ne olur? Geçinemeyiz! Geçinemezsek ne olur? Yüce devletimize vermek zorunda olduğumuz asgari vergileri bile veremez duruma düşeriz! Vergi veremezsek ne olur? Önce, vergi dairesinden ödeme emri gelir, sonra takibat derinleştirilir ve en sonunda kapımıza icra memurları dayanır. Böylelikle, biz de sürekli olarak adresimizi ve telefon numaralarımızı değiştirmek zorunda kalırız. Yani sizin anlayacağınız, mahvoluruz!

Biz, kapitalizmin ilelebet muhafaza ve müdafaa edilmesi için yayıncılık yapıyoruz. Biz, LİNÇ KAMPANYASI düzenleyebilme gücümüzün serinliğiyle yayıncılık yapıyoruz. Biz, gerçek yazar Coşkun Büktel'le sosyalist sanatçı Hilmi Bulunmaz'ın sanat yapabilme ihtimallerini ortadan kaldırabilmek için yayıncılık yapıyoruz!

'Leyla’nın Evi' tiyatro oyunu için Kültür Bakanlığı çanağından tam 48.000 TL alınıp çok rahat reklâm yapabildiğinden Anadolu turnesinde seyirciden büyük ilgi gördüğü iddia ediliyor. İzmit, Antalya, Eskişehir ve Ankara’da salonları hınca hınç(?) dolduran oyun 28-29 Haziran 2010 tarihlerinde ise Kültür Bakanlığı çanağı yalayabilmek için zorunlu olarak oyun oynama sayısını tamamlayabilmek için, İzmirlilerle buluşuyor.

Hemen her yerde "Oyunlaştıran: Zeynep Avcı" yazmasına karşın (Örnekse bakınız: Dramaturgu LİNÇÇİ Ömer Faruk Kurhan olan Nedim Saban'ın sahneye koyacağı "Leyla'nın Evi" oyunu, LİNÇÇİ Mustafa Demirkanlı'nın sitesinde haber yapıldı!), biz LİNÇÇİ bir yayın olduğumuz için, daha önce Zeynep Avcı'nın adını belirterek haber yapmamıza karşın, bizim için Zeynep Avcı'nın bir reklâm getirisi olmadığından, artık şöyle yazmayı uygun görüyoruz:

Milletvekili seçilebilmek için Cumhuriyet Halk Partisi'nin eteğinden bir türlü ayrılamayan detone sesli, demokrat soslu Zülfü Livaneli’nin kaleminden tiyatroya uyarlanan,

Bu arada, "Leyla’nın Evi" oyununda dramaturgluk yapan LİNÇÇİ Ömer Faruk Kurhan'ın adını da artık anmamayı bir görev biliyoruz. LİNÇÇİ Ömer Faruk Kurhan'ın adını ne zaman ansak, sosyalist sanatçı Hilmi Bulunmaz, kendini bir türlü tutamayıp, sürekli olarak bizim yanlışlarımızı yüzümüze vuruyor. O namuslu ve onurlu tiyatrocu Hilmi Bulunmaz'dan gına geldiği için, "Leyla’nın Evi" oyununda dramaturgluk yapıp emek harcamasına karşın, biz, LİNÇÇİ Ömer Faruk Kurhan'ın harcadığı emeğe asla saygı göstermeyip, onun adını şimdilik kaydıyla sansürlemeyi uygun buluyoruz. Oysa, Hilmi Bulunmaz hiçbir zaman LİNÇÇİ Ömer Faruk Kurhan'ın adına sansür koymuyor; bunu biliyoruz. Ancak, ne olur ne olmaz. Korku dağları bekler!...

Detone sesli, demokrat soslu Zülfü Livaneli tarafından yazılan kitabı 60 baskı yapan, roman hâlinden oyun hâline dönüştürülmesi sadece bir olasılık olarak bulunduğu bir süreçte, yani henüz proje aşamasındayken Türkiye Cumhuriyeti Kültür ve Turizm Bakanlığı'na 2009/2010 sezonunda "Leyla’nın Evi"ni oynayacağını beyan edip bu proje için, emekçi halktan ve tüyü bitmemiş yetimden zorla alınmış vergilerden kuzu kuzu kesilen devlet bütçesindeki avanta diliminden tam 48.000 TL'yi kasasına indirmeyi içine sindirmekte hiçbir sakınca görmeyen Tiyatrokare'nin patronu Nedim Saban, muhteşem(?) dekoru, müzikleri ve oyunun müşterisini garanti altına alabilmek için uygulanan sinematografik kurgusuyla Kültür Bakanlığı çanağı yalayabilmek için 2009/2010 sezonunun bittiği bir zamanda, apar topar, hızla, hem de şimşek hızıyla, âdeta yangından mal kaçırır gibi sahnelenen iddialı yapımları arasındaki bu oyun sayesinde "tiyatro milyarderi" olmayı sürdürebiliyor!

Detone sesli, demokrat soslu Zülfü Livaneli’nin ilk kez bir kitabı Zeynep Avcı tarafından tiyatroya uyarlandı ve bu uyarlamayı LİNÇÇİ Ömer Faruk Kurhan, dramaturjik olarak irdeledi. Nasıl olsa Kültür Bakanlığı çanağından tam 48.000 TL alındığı için, yaklaşık 1 yıl süren hazırlık aşaması ve provaların ardından sahnelenmeye başlanan oyunu sahneleyen oyuncular Türkiye'yi gezip eğleniyorlar. Anadolu turnesinin İzmir ayağında (Yazımızın tam burasında, Türkçe yazmayı katlettiğimiz için sinirlenen okurlar, "Bırak bu ayakları LİNÇÇİ tiyatrodergisi.com.tr muhabiri biraderim!" deme hakkına sahipler!), 2010 yılının Haziran'ının, yani içinde bulunduğumuz ayın sıcak geçeceği aşağı yukarı belli olduğu için, şöyle bir ifade kullanıyoruz; sıcak bir Haziran akşamında İzmirli seyirciyle buluşacak olan oyun, 28- 29 Haziran 2010'da İzmir Bostanlı Karşıyaka Açıkhava Tiyatrosu’nda saat 21.00 itibariyle sergilenecek. 12 Eylül Faşizmi öncesi, o zamanın koşulları öyle gerektirdiği için, para kazanmanın bin bir türlü hâlini bildiğinden, "Eşkiya Dünyaya Hükümdar Olmaz" yada "Karlı Kayın Ormanında" besteleriyle karnını doyuran ve şimdi "Leyla’nın Evi" için Vals ve Hip hop müzikler besteleyerek karnını doyuran detone sesli, demokrat soslu Zülfü Livaneli, Cumhuriyet Halk Partisi ve Vatan gazetesi sayesinde elde ettiği hayranlarına alıp kaçmasınlar diye oyundan önce verilmeyip oyun sonrasında hediye edilecek CD ile sürpriz yaptı. Yönetmenliğini, emekçi halktan ve tüyü bitmemiş yetimden zorla alınmış vergilerden kuzu kuzu kesilen devlet bütçesindeki avanta diliminden tam 48.000 TL'yi kasasına indirmeyi içine sindirmekte hiçbir sakınca görmeyen Tiyatrokare'nin patronu Nedim Saban’ın yaptığı, yani sizin anlayacağınız sahneye koyduğu oyunun başrollerinde Celile Toyon, Ayça Varlıer, Onur Bayraktar, Nuri Gökaşan, Volkan Severcan, Melda Gür, Bülent Seyran, Ethel Mulinas, Meral Asiltürk yer alıyor.

'Leyla’nın Evi' sahne dönüşümlerini muhteşem sinemasal efektler ve filmler ile anlatırken, neredeyse bir oyundan çok, Hollywood filmlerini çağrıştırarak , geçmişe dönen sahneleri de unutulmayan barkovizyon imajları ile canlandırıyor ki, bu barkovizyon, yapılan işi iyice tiyatro sanatından uzaklaştırıyor. Ayça Varlıer’in söyleyip dans ettiği, detone sesli, demokrat soslu Zülfü Livaneli’nin Hip Hop parçası "Duisburg" ve yine Livaneli’nin şarkılarından oluşan müziklerle ve eski İstanbul görüntüleriyle; Leyla’nın gözünden İstanbul’un dünü ve bugünü anlatılıyor. Oyunun müşterisini garanti altına alabilmek için uygulanan sinematografik anlatım ve müziklerle oyunun temposu artarken seyirci, değişen değerleri, bir türlü anlaşılamayan nedenlerle gözyaşları içinde sorguluyor.

Bir yandan emekçi halktan ve tüyü bitmemiş yetimden zorla alınmış vergilerden kuzu kuzu kesilen devlet bütçesindeki avanta diliminden tam 48.000 TL'yi kasasına indirmeyi içine sindirmekte, yani Kültür Bakanlığı çanağı yalamakta hiçbir sakınca görmeyen ve diğer yandan Sosyal sorumluluk projelerine duyarlılıkla yaklaşan Tiyatrokare; Leyla’nın Evi ile suça itilen çocukların (Ey, sen okur, bizim yazdığımız her şeyi, gördüğün biçimde okuma, tanı! Ayrıca, Zülfü Livaneli'nin yazı yazdığı Vatan'ı da iyi tanı! Sana her "sol" deneni sanma "sol"; ne olur biraz dikkatli ol! Buradaki "Leyla'nın Evi ile suça itilen çocuklar" diye yazarken, çocukların "Leyla'nın Evi"ni izleyerek suça itilmiş gibi anlaşılacağını, tabii ki biz de biliyoruz. Ancak, burada amacımız bir ironi oluşturarak, oyunun izlenirliliğinin nicelik boyutundaki nitelik dönüşüme uğramasını sağlayabilme çalışması içerisinde olduğmuzdandır. Ne? Yine hiçbir şey anlamadınız mı? Kapat o zaman parantezi kardeşim! Yoksa seni de LİNÇ ederiz ha!!!) topluma kazandırılmasını da hedefleyen tam bir küçükburjuva duyarlılığıyla, yani dök içini rahatla anlayışıyla "Sen de yardım edebilirsin" projesine de destek verip kendini kandırıyor. Ekonomik yetersizliklerin,aslında bal gibi siyasal, sınıfsal ve ideolojik egemen anlayışın neden olduğu eğitim eşitsizliği ile mücadeleye de katkıda bulunan,emekçi halktan ve tüyü bitmemiş yetimden zorla alınmış vergilerden kuzu kuzu kesilen devlet bütçesindeki avanta diliminden tam 48.000 TL'yi kasasına indirmeyi içine sindirmekte, yani Kültür Bakanlığı çanağı yalamakta hiçbir sakınca görmeyen Nedim Saban tarafından yönetilen oyun, sergilendiği kentlerde, oyundan reklâm alabilme ihtimali olan yerel basından büyük ilgi görüyor ve övgü alıyor.

LİNÇÇİ olmaları nedeniyle, sosyalist sanatçı Hilmi Bulunmaz'ın hışmına uğrama olasılıkları bulunduğu için, adlarını kendimizde saklı tutup bir türlü okurların öğrenmesini asla istemediğimiz Eleştirmenlerden "Yönetmen Nedim Saban dekor, ışık ve müzik üçlüsüne, oyunculukları da ekleyerek, "Leyla'nın Evi'ni" ('Leyla'nın Evi'ni') o kadar güzel yönetmiş ki, oyunun sonunda özellikle romanı okumuş izleyiciler olarak ayakta alkışladık. Saban, toplumsal yazar, CHP'li ve Vatan gazetesi yazarı detone sesli, demokrat soslu Zülfü Livaneli'nin romanını oyunlaştıran Zeynep Avcı'nın metnini sahneye taşımakla çok doğru bir iş yapmış" şeklinde övgüler alan oyun, 28 ve 29 Haziran 2010'da Karşıyaka Açıkhava Tiyatrosu'nda İzmir'liler ile (İzmirlilerle) buluşuyor. İzleyicilerine detone sesli, demokrat soslu Zülfü Livaneli "Leyla'nın Evi Müzikleri CD"'si ile ( "Leyla'nın Evi Müzikleri CD"siyle) gidecek olan bu büyük(?) prodüksiyonun biletleri, biletix ve gişeden temin edilebilir.

http://www.biletix.com/perfList.htm?id=582&pst=EVENTGROUP
Gişe Tel : 0232 362 61 61
Tiyatrokare: (533) 6852591 / (212) 2434485
Bilet Satış Noktaları: Biletix, Bostanlı Karşıyaka Açıkhava Tiyatrosu Gişesi

Basın İletişim: PİARİST İLETİŞİM/ 0212 236 44 16
Feyhan Köksalan 0532 351 31 90 - Dilek Dallıağ 0535 259 60 27

..................................Haber Giriş Tarihi: 13 Haziran 2010

(Kaynak: tiyatrodergisi.com.tr)


***


Ayrıca bakınız:

Kültür Bakanlığı çanağı yalamak zorunda kaldığına göre tiyatroculukta ve tatlıcılıkta başarısız olduğu kanıtlanan Nedim Saban yazarlıkta da başarısız!

Zülfü Livaneli'nin gazetesi VATAN, Leyla'nın Evi'ni haber yaparken yönetmen Nedim Saban'ın ve bu oyunda görev alanların adlarına âdeta sansür koyuyor!

Dramaturgu Ömer F. Kurhan olan Nedim Saban, "Leyla'nın Evi" için Kültür Bakanlığı çanağından 48.000 TL yalarken aynı süreçte bir de yaşam koçu tutmuş!

Dramaturgu LİNÇÇİ Ömer F. Kurhan olan Nedim Saban, Kültür Bakanlığı çanağından 48.000 TL alırken bir yandan da televizyon programı sunuculuğu yapıyor!

Nedim Saban'ın sahibi olduğu Tiyatro Kare, Kültür Bakanlığı çanağının 48.000 TL'lik bölümünü yalarken, dramaturg olarak Ömer Faruk Kurhan'ı besliyor!

Dramaturgu Ömer F. Kurhan olan "Leyla'nın Evi"nin yazarı Livaneli, "Kemalist imalat"a başladı yada "Her türlü Kemalizm özen ve itinayla tamir edilir!"

Dramaturgu LİNÇÇİ Ömer Faruk Kurhan olan Nedim Saban'ın sahneye koyacağı "Leyla'nın Evi" oyunu, LİNÇÇİ Mustafa Demirkanlı'nın sitesinde haber yapıldı!

LİNÇÇİ Ömer Faruk Kurhan, LİNÇÇİ olmayan Nedim Saban'a dramaturgluk yapıyor!

Kültür Bakanlığı çanağını yalayan profesyoneller

Ergiç; "Benim açımdan, hilesiz bir şekilde mücadele etmek, başarıdan önemli. Bu, hiçbir zaman terk etmemek istediğim kişisel devrimci düşüncem" diyor!


***


LİNÇÇİ Ertuğrul Timur, öznesiz tümce kuruyor!

Yalan makinesi ve küfürbaz Mustafa Demirkanlı'nın sözde küfre karşı kampanyasına alet olanların imzaladıkları metni ve alet olanları teşhir ediyoruz!

Linç imzacıları listesi