19 Kasım 2009 günü, LİNÇ KAMPANYASI sponsorlarından www.tiyatronline.com sitesinde "Çocuk ve Gençlik Tiyatrotroları Buluşması Ankara'da Taksav toplantı salonunda yapılacaktır." (Siz onların "Tiyatrotroları" yazdığına bakmayın, "Tiyatroları" demek istediklerini lütfen anlayın!) başlıklı haberde, bu etkinliğe katılacakların ve/ya destekleyeceklerin adları şöyle sıralanmıştı:
Ceren Okur
Rasim Aşın
(LİNÇÇİ) Nurkut İlhan
(LİNÇÇİ) Bülent Sezgin
(LİNÇÇİ) Ertuğrul Timur
Tülin Sağlam
Elif Temuçin
(LİNÇÇİ) Nihal Kuyumcu
Haluk Yüce
(LİNÇÇİ) Hanife Benzer
İnci Gürbüzatik
(LİNÇÇİ) Ümran İnceoğlu
Bilge Serdar
Canset Koç
Hakan Güneri
Mustafa Açan
Biz de, içerisinde bol miktarda LİNÇÇİ bulunması nedeniyle, bu haberin bir haber değeri taşıdığını saptayıp, bu haberi sitemize hemen aktarmakla birlikte, artık klişe olma tehlikesi içermeye başladığı için temkinli kullanmaya özen gösterdiğimiz "Tiyatroda faşizme ödül (ödün) vermeyin: 'Talât Sait Halman skandalı'nda tarafınızı belirleyin!" başlığımızla, bu haberde adları geçen kişilerin birer vicdan taşıyabileceklerini de hesaba katarak, bu konuya anında müdahalede bulunmuştuk:
DİKKAT! DİKKAT!
ERKEN UYARIDA BULUNUYORUZ!
GÜLHAN AVŞAR'IN SAHİBİ OLDUĞU VE MUSTAFA ŞÜKRÜ DEMİRKANLI ADLI BİR TİYATRO DÜŞMANI TARAFINDAN YÖNETİLİP, TÜRKİYE TİYATROSUNU ŞİMŞEK HIZIYLA KİRLETEN TİYATRO... TİYATRO... DERGİSİNİN İZBE VE İĞRENÇ, İNSANLIK DIŞI LABORATUARINDA ÜRETİLEREK, TÜM TİYATRO DÜNYASINA İHRAÇ EDİLEN LİNÇÇİLERİN TAŞIDIĞI VİRÜS, ŞİMDİ DE ÇOCUK VE GENÇLİK TİYATROLARINI İMHA ETMEK İÇİN, 12 MART FAŞİZMİ KÜLTÜR BAKANI TALÂT SAİT HALMAN'A "EMEK ÖDÜLÜ" VEREN TOPLUMSAL ARAŞTIRMALAR KÜLTÜR VE SANAT İÇİN VAKIF'IN (TAKSAV) DÜZENLEDİĞİ 14. ULUSLARARASI ANKARA TİYATRO FESTİVALİ'NE TAŞINIYOR!
LİNÇÇİLERİN TAŞIDIĞI VİRÜSE KARŞI ÇOCUK VE GENÇLİK TİYATROLARINI KORUYUNUZ!
DOMUZ GRİBİ VİRÜSÜNDEN BİLE DAHA TEHLİKELİ VE GİZEMLİ BİR VİRÜS TAŞIYAN LİNÇÇİLER, ÇOCUK VE GENÇLİK TİYATROLARINI ZAYIF DÜŞÜRÜP ÖLÜMCÜL SÜRECE SOKMAK İSTİYORLAR!!!
(Kaynak: "Tiyatroda faşizme ödül (ödün) vermeyin: 'Talât Sait Halman skandalı'nda tarafınızı belirleyin!")
***
Bizim yukarıya aktardığımız müdahaleci tavrımızdan sonra, sözde etkinlik sözde yapıldı. Sözde etkinliğe katılması gereken sözde kişiler, sözde mazeret belirterek sözde etkinliğe katılmadılar. Aslında bu sözde etkinlik olmuş gibi yapılmasına karşın, gerçek anlamda yapılmadı. Yani laf salatasından öteye gitmedi. Türkiye çocuk ve gençlik tiyatrolarına hiçbir katkı sunmadı, sunamadı, sunamazdı! Tamamıyla sözden ibaret kaldı!
Özde değil, sözde yapılan, bizim görüşümüze göre, gerçek anlamda yapılamayan, tamamıyla geçiştirme mantığıyla yapılmış izlenimi verilen etkinlikle ilgili olarak, yine www.tiyatronline.com adlı LİNÇÇİ sitede bir haber daha yayınlandı:
***
Ankara Kurultayı Öncesi Çocuk Tiyatroları Buluşması Toplantı Tutanağı-Sonuç Raporu...
Toplantı saat 10.00 da Ankara Taksav toplantı salonunda başladı. Katılımın beklenenden az olduğu toplantıda mazeret bildirerek katılamayanlar (Tülin Sağlam, Haluk Yüce, Ümran İnceoğlu, Elif Temuçin, Bülent Sezgin) belirtildi. Toplantıya başlandı.
Toplantının tanışma ve çocuk tiyatrolarında örgütlenme olan gündeminin belirtilmesi, kurultay öncesi çocuk tiyatrolarının yaklaşımını değerlendirmek üzere konuşmacılar söz aldılar.
Coşkun Çetinalp, (Açıklanan listede adı yoktu!) 1998 Alaçatı 1. Çocuk Kurultayı hakkında bilgiler verdi. Kurultayda tartışılan sorunlardan bahsederek Ümit Denizer’in bilgisayar ve televizyonun çocuk tiyatrosu üzerine etkisini konu alan bildirisine dikkat çekti. Sonuç bildirisinde yer alan Kültür bakanlığı ve M.E.B.’lığının çocuk tiyatrosunun korsan elinden kurtarılması, oyunlarda pedagog yardımı alınması, yönetme kurulu seçilmesi kararlarını hatırlattı. Sürecin işlemediğini, kurultay sonucunun basılı olarak yayınlanamadığını belirtti.
Mehmet Esatoğlu (Açıklanan listede adı yoktu!) tiyatro kurultayı Ankara buluşmasının nasıl yapılma kararı alındığını ve sürecin Urla’dan sonra nasıl işlediğini ve bu toplantıya kadar olan çalışmaları özetledi. Çocuk tiyatrolarında örgütlenme gereksinimine dikkat çekti.
Hakan Güneri Antalya Bölge Tiyatrosundaki 12 yıllık deneyimini aktardı. Balon çocuk tiyatrosu (patenti kendisine ait yeni bir mekan yaklaşımı, 250 kişilik profesyonel sahne, 25 dakika içinde kurulabiliyor) hakkında bilgiler verdi. Bir yıl denedikleri projenin güvenilir olduğunu 24 bin çocuk seyirciye mekan sorunu yaşamaksızın ulaştıklarını, okul bahçelerinde ve alanlarda oynayabildiklerini belirtti. Çocuk tiyatrolarının ayrı olarak örgütlenmesi gerektiğini belirterek, sorunlara örgütlenmeyle çözüm aranmasını belirtti. Kendisinin Akdeniz bölgesindeki örgütlenme çabalarını anlattı. 14 kadar grubun bu örgütlenmeye destek verdiğini açıkladı. Şimdiye kadar Antalya, Mersin, Muğla, illerinde yoğun çalışıldığını söyledi. Akdeniz çocuk tiyatroları örgütlenme sürecinin bu buluşmadan sonra daha da hızlanacağını belirtti. Bölgedeki sürecin hem tiyatro örgütlenmesi hem de çocuk tiyatrosu örgütlenmesi olarak iki ayrı örgütlenme çalışması halinde yürüteceğini belirtti. Hakan Bey çocuk tiyatrosunda nitelik sorununun önemli olduğunu belirterek Romanya ve Kore’de yaptığı çalışmalardan kısaca bahsetti. Niteliğin artmasının ancak denetimle olabileceğinden bahsederek kendilerinin Antalya uygulamalarından söz etti. Kültür Bakanlığından, Milli Eğitimden, Devlet tiyatrolarından ve bölge tiyatrosundan temsilcilerin birleşip bir kontrol mekanizması yürüttüklerinden söz etti. Bu yapının her yerde kurulması gerektiğini belirtti. Kendilerinin hiçbir sponsor ve devlet yardımı olmaksızın 12 yıldır tiyatro yaptıklarının altını çizerek oyunların okullarda oynanmaları kriterlerinin belirlenmesini yılda bir kez başvuru yapılması gerektiğini belirtti. Çocuk tiyatrolarının Antalya’da bölgesel olarak buluşacağını ve bu örgütlenme çabalarını Antalya’da yürütmek için iş birliği içinde olma isteğini belirtti.
Çoşkun Tekinalp, (Açıklanan listede adı yoktu!) Karadeniz’e Kıyısı Olan Kentler Tiyatro Birliği’ni kurma girişimini anlattı. Çocuk Tiyatrosu örgütlenmesin ayrı bir madde olarak almadıkları halde tüzük çalışmalarında buna önem verdiklerini ve çocuk tiyatrolarının ayrı bir örgütlenme gerektirdiğinin altını çizdi. Kent konseylerinin yapısı hakkında bilgiler verdi. Her türlü örgütlenmenin yerelden çıkması gerektiğini ancak bu şekilde çatıya ulaşılabileceğini belirtti.
Mehmet Esatoğlu (Açıklanan listede adı yoktu!) “İlk Tiyatro Dersi” adlı çocuk oyunundan bahsederek çocuk tiyatrolarının ülkemizdeki tarihsel sürecini aktardı. İlk oyunların çeviri olduğundan bahsetti. AÇOK ile başlayan süreci özetleyerek çocuk tiyatrosundaki belli başlı tartışmaları aktardı. AÇT ile Grips’in etkisini örneklerle aktararak tarihsel olarak çocuk tiyatrolarının evirilmesi sürecine değindi. 1981-82 sürecinde özel tiyatroların okullara girmeye başladığını belirtti. Bu konudaki yasal düzenlemelerden örnekler verdi. Çeşitli olumlu ve olumsuz örneklerden bu tarihsel süreçte bahsederek katılanları bilgilendirdi.
Bilge Serdar, çocuk tiyatrosunda nitelik sorununa dikkat çekti. Niteliğin artırılması için çalışmalar yapılması gerektiğini belirtti. Bu sorunu aşmaya yardımcı olmak için Assitej bünyesindeki oyun raporlama ve oyun çevirme komisyonu çalışmalarından söz etti.
Dilşah Kamali (Açıklanan listede adı yoktu!) çocuk oyunu yazarı sorununa dikkat çekerek çocuk oyunu yazarlarının önünün açılması gerektiğini, onlarında belki bir ayrı bir örgütlene sürecine girmesi gerektiğini belirtti.
Bu buluşma sonrasında şu öneriler dile getirildi;
Coşkun Çetinalp (Açıklanan listede adı yoktu!) TOBAV kanalıyla Ordu Çocuk Tiyatrosu Festivalinin önemli bir alan olduğunu, katılmanın çocuk tiyatrosunun niteliğine büyük fayda sağlayacağını söyledi ve konuyla ilgilileri festivale davet etti.
Hakan Güneri’den Antalya bölgesinde çocuk tiyatrosu örgütlenmesi sürecini somut olarak başlatması istendi ve kendiside buna gönüllü olarak Antalya’da bir çocuk tiyatrosu kurultayı yapılması önerisini belirtti.
Mehmet Esatoğlu’ndan (Açıklanan listede adı yoktu!) çocuk tiyatrosu tarihsel süreci yazılı olarak aktarması, bu önemli bilgilerin daha detaylı bilinmesi gerektiği belirtildi. Esatoğlu bu süreci yazacağını belirtti.
Sonuç
1.Çocuk tiyatrosunda örgütlenmenin gerekliliği ancak bunun nasıl olacağı konusunda tartışmaların yürütülmesi (yerelden genele yada tam tersi) gerektiği konusunda toplantılar yapılması gerektiği belirtildi.
2.Çocuk oyunu yazarlarının yetişmesi için gereken çabanın gösterilmesi gerektiği belirtildi.
3.Toplantı tutanağının mailler yoluyla katılımcıların onayına sunulması ve kamuya açıklanması karara bağlandı.
(Kaynak: TİYATRONLINE)
***
Bizce, mazeret belirtiği iddia edilen kişiler (Tülin Sağlam, Haluk Yüce, Ümran İnceoğlu, Elif Temuçin, Bülent Sezgin), aslında TAKSAV'ın 12 Mart Faşizmi Kültür Bakanı Talât Sait Halman'a "Emek Ödülü" vermesine karşı çıkarak, anti-faşist bir tavır geliştirdiler. Faşizme karşı olduklarını kanıtlamak için de, TAKSAV'ın bayrağı altında, yani "TAKSAV toplantı salonu"nda yapılan bu sözde etkinlikte fotoğraf çektirip faşistleşmek istemediler. Ortada mazeretin herhangi bir belgesi olmadığı için, biz böyle düşünüyoruz. Böyle olmasını arzu ediyoruz. Faşizme karşı çıkan sanatçıların artmasını diliyoruz. Ancak, bu toplantıya katılmamalarına karşın, yine de "Hayır, biz faşizmden yana olduğumuz gibi, TAKSAV'ın 12 Mart Faşizmi Kültür Bakanı Talât Sait Halman'a 'Emek Ödülü' vermesine de asla karşı değiliz!" diyecek olurlarsa, yani açıkça faşizmi savunurlarsa, onların görüşlerini de, "yanıt hakkı" anlamında değerlendirir, sitemizde hemen yayınlarız. Bizim, faşizmin her türlüsüne karşı olmamız, tiyatral faşistlerin görüşlerine yer vermeyeceğimiz anlamına gelmez!!!
Ayrıca, açıklanan listede adları bulunmasına ve sözde mazeret bildirmemelerine karşın, Ceren Okur, Rasim Aşın, Nurkut İlhan, Ertuğrul Timur, Nihal Kuyumcu, Hanife Benzer, İnci Gürbüzatik, Canset Koç, Mustafa Açan neden konuşmadılar? Dillerini mi yuttular? Yoksa pandomim yapıp sessiz sinema mı oynadılar? Aslında onlar yoktular da, tıpkı LİNÇ KAMPANYASI listesi için imal edilen sözde isimlere sahip sanal kişiler miydiler? Sanal kişiler değillerdi de, adları zorla mı bu listeye eklenmişti? Mübarek TAKSAV, el atıp yüz sürdüğü her etkinliği, eline-yüzüne bulaştırıyor! Tek başına bir Hilmi Bulunmaz'ın başlattığı anti-faşist tiyatral direniş bile, "sol gösterip sağ vuran" TAKSAV'ı hemen abandone edebiliyor. Demek ki, Türkiye tiyatrosunda on (rakamla 10) tane Hilmi Bulunmaz çıksa, hiçbir tiyatral faşizan eylem asla yapılamaz. Tiyatral faşistler kaçacak delik ararlar!!! (HB)
***
Ayrıca bakınız: TAKSAV'ın Halman'a verdiği "Emek Ödülü"ne karşı çıkıp Tiyatro Yalancıları Birliği'nden ayrılan tiyatrom.com, LİNÇ KAMPANYASIndaki imzasını çekecek mi?
"Özdemir Nutku skandalı", "Talât Halman skandalı" tartışmalarının üstünü küllemek için laboratuar ortamında imal edilen TİYAB, linç kültürünü besliyor
TAKSAV'ın, 12 Mart Faşizmi Kültür Bakanı Halman'a "Emek Ödülü" vermesine karşı çıktığımızda bize teşekkür etme inceliğini gösteren E. Timur'un haberi!
"Toplumsal Araştırmalar Kültür ve Sanat İçin Vakıf'ın (TAKSAV) 12 Mart Faşizmi Kültür Bakanı Talât Sait Halman’a verdiği 'Emek Ödülü' haber linkleri"
Yalan makinesi ve küfürbaz Mustafa Demirkanlı'nın sözde küfre karşı kampanyasına alet olanların imzaladıkları metni ve alet olanları teşhir ediyoruz!
Linç imzacıları listesi