27 Ocak 2008 Pazar

Demirkanlı yalancı olmasaydı, 25 Limousine'lik filosuyla koca bir rent a car şirketine sahip olabilirdi!

Demirkanlı'nın eski yalanlarını bulmak için eski defterleri karıştırmaya üşeniyordum. Yeni yalanlarını ise gündeme getiremiyordum, çünkü Demirkanlı artık yeni yalanlarını kendisi söylemek yerine Burak Caney'e söyletiyordu. Takma ad ardına gizlendiği için, yalanlarının inandırıcı olmasına da artık pek aldırmıyordu. Örneğin, hayatında Ilıcak ailesinden bir tek kişinin yüzünü bile görmemiş olan Coşkun Büktel için, "Coşkun Büktel'in Ilıcak ailesiyle yakınlığını biliyoruz." gibi kuyruklu yalanlar üretmekten bile çekinmiyordu. Bu yalanlara Büktel'den nefret eden kitlenin bile inanmadığını biliyordu ama kaç kişi inanırsa kârdır anlayışıyla ve takma ad güvencesiyle bu yalanları sürdürmekte bizim hâlâ anlayamadığımız bir nedenle, yarar görüyordu/görüyor. Demirkanlı sonunda (nasıl bir lağım sıçanı olduğu ilk bakışta görülebilen), kimseleri inandıramayan Burak Caney'e inandırıcılık kazandırmak için, ona kendi imzasıyla kefil olmaya karar verdi. (Sanki kendisi bir yalan makinası değilmiş gibi, sanki kendi kefaleti geçerli ve inandırıcı olabilirmiş gibi...) Büktel ve Bulunmaz'la artık ilgilenmeyeceği konusundaki sözünü kim bilir kaçıncı kez olmak üzere, bir daha bozdu ve okurlarına Burak Caney'in yalanlarını övüp, onları Burak Caney'in sitesine yönelten bir link yazısı yazdı. Ama son zamanlarda eli öyle alıştığı için, Demirkanlı, kendi imzasıyla yazmakta olduğunu unutup, yalanlarını eskisi gibi kurnazca düzenlemek yerine, Burak Caneyi'nkiler kadar ahmakça, fütursuzca yumurtlamakta olduğunu fark edemedi. Böylece, 25. yalan için, eski defterleri karıştırmak külfetinden bizi kurtarmış oldu. İşte Demirkanlı'nın "kendi imzasıyla" yayınladığı yirmi beşinci yalan:

YALAN: 25

Mustafa Demirkanlı demişti ki:

"Sırça köşke çıkıp, elle tutulur –doğru veya yanlış- hiçbir şey üretememiş, kendi hayal dünyalarında önüne gelen herkese küfreden Coşkun Büktel ve onun kuyumcu arkadaşını, hiçbirimizin yapamadığı bir kararlılıkla gözler önüne seren Burak Caney'in çabalarına teşekkür için sunuyorum."

(Kaynak: Bulunmaz, "Demirkanlı, Burak Caney mi?"

Not: Demirkanlı'nın yazısına direkt link vermiyoruz, çünkü Sansürcü Timur -nam-ı diğer 3. Abdülhamid- ve sansürcü Demirkanlı, sitelerindeki bazı yazıları sonradan silip yok edebiliyorlar. İyisi mi, okuru, ilgili yazının bizim sitemizdeki sayfasına gönderiyoruz. Orada, yazının asıl kaynağına zaten mutlaka bir link bulunuyor. Ama o linkin ucundaki asıl kaynağın sansürcüler tarafından silinip silinmeyeceğini, doğaldır ki, garanti edemiyoruz.)

Beni, yani Hilmi Bulunmaz'ı bir yana bıraksak bile, eğer bir ad benzerliği yoksa, yani benim tanıdığım THEOPE yazarı Coşkun Büktel'den bahsediyorsa; Demirkanlı'nın "-doğru veya yanlış- hiçbir şey üretememiş" sözü dünyanın en ahmakça yalanıdır. Demirkanlı bu ahmakça yalanın yalan olmadığını kanıtlasın kendisine fotoğraftaki Limousine'den kaç tane isterse armağan etmeye söz veriyoruz!...

Biz sözümüzü yerine getirmezsek adiyiz; ama suçlamasını kanıtlamazsa Demirkanlı adidir...

Not: "Bir düşkünün hatıra defteri" başlıklı bir yazı hazırlıyoruz. Bu yazıda; 1+1=1 (Mustafa Demirkanlı+Burak Caney=Mustafa Caney) denklemini kanıtlayacağız!...

Bakınız:
YALAN: 28
YALAN: 27
YALAN: 26
YALAN: 25
YALAN: 24
YALAN: 23
YALAN: 22
YALAN: 21
YALAN: 20
YALAN: 19
YALAN: 18
YALAN: 17
YALAN: 16
YALAN: 15
YALAN: 14
YALAN: 13
YALAN: 12
YALAN: 11
YALAN: 10
YALAN: 9
YALAN: 8
YALAN: 7
YALAN: 6
YALAN: 5
YALAN: 4
YALAN: 3
YALAN: 2
YALAN: 1

Ayrıca tıklayınız:
"Onubiryerde yalanlar"
"Onbeşibiryerde yalanlar"
"Yirmisibiryerde yalanlar"