13 Haziran 2009 Cumartesi

Kazmacıbaşı, işgal ettiği Muhsin Ertuğrul'un koltuğundan düşürülünce yeniden Orhan Alkaya olabileceğini sanıp kankası Demirkanlı'nın sitesinde yazıyor

Orhan Alkaya'nın, Kazmacıbaşı'na dönüşmesi karşılığında kendisine armağan edilmiş Muhsin Ertuğrul'un koltuğunu işgal ederden verdiği poz!


Türkiye dramatik yazarlığının Everest'i ve "Türk dilinde yazılmış en iyi oyun" olan Theope'nin yazarı Coşkun Büktel ile Bulunmaz Tiyatro yöneticisi sosyalist sanatçı Hilmi Bulunmaz'ın sanatsal ifade olanaklarını imha etmek için, "KINIYORUZ!" başlıklı aldatıcı bir linç kampanyası başlatan yalan makinesi, küfürbaz, linç kampanyası ana sponsorlarından Mustafa Demirkanlı'nın yalana dayalı yayıncılığına yaslanarak yazılar yazıp, Özdemir Nutku iftirasını örtbas etmek için yeni iftiralar üreten Ömer F. Kurhan’ı, kendisine yönelik "yalan üretimi" nedeniyle "düzeltmeye başlayan" Kazmacıbaşı, devenin "Nerem doğru ki?!" sözünü bilmiyor yada bilmesine karşın unutmuş görünüyor. "Bileyci Kurhan"ın, her koşulda, hattâ tek ayak üzerinde bile yalan söyleyebileceğini idrak edememiş olan Kazmacıbaşı, linç kampanyası ana sponsorlarından İATP-G’nin Big Brother’ı "Bileyci Kurhan" için; "düpedüz yalan söylemeyi de kendisine yakıştırdığı" sözlerini sarf ederken, Demirkanlı'nın sahibi olduğu Tiyatro... Tiyatro... dergisinde, bir zamanlar kendisinin de yayın kurulu üyeliği yaptığını unutmadığından olsa gerek, eski kankası Demirkanlı'yı fazla örselemek istemeyip, eleştirisini gayet yumuşak yapmaya özen gösteriyor!

Kazmacıbaşı, "Ya da yalan yayıcılığı sürdürülebilir." diye "öznesiz tümce" kurarken, âdeta kankası Demirkanlı'yı korumaya çalışıyor! Oysa biz bu öznesiz tümceyi; "Mustafa Demirkanlı yalancılığının, bir de Kazmacıbaşı tarafından tescili" olarak okuyoruz.

Her saniyede, her santimetrekarede yalanlar üreten Demirkanlı'nın pislik saçtığı tiyatrodergisi.com.tr sitesinde yayınlanan bu önemli yazıyı, sadece o kirli sitede bırakmayıp, daha geniş okur kitlesinin yararlanması için, temiz tiyatro yayıncılığı yapan bir düzleme taşıyarak, sitemizde de yayınlayıp, her zaman olduğu gibi, Türkiye tiyatrosuna hizmet etmeyi sürdürüyoruz. (HB)



Düzeltmeye Başlıyoruz 1:

Ö. F. Kurhan ve Kürtçe Tiyatro


Orhan Alkaya
13 Haziran 2009


Ö. F. Kurhan’ın “Kürtçe Tiyatro Gündemi” başlıklı yazısında “Orhan Alkaya’nın Kürtçe tiyatroyu kategorik olarak kapı dışarı etmesi” şeklinde özetlediği uydurmaca, bir süredir maruz kaldığım Göebbels’ci sarkıntılıkların arasında kaynayıp gitmesin. Kurhan’ın alıntıladığı ve şüphe duymadığı, teyid ihtiyacı hissetmediği yazıya baktım. İddia sahibini de hayal meyal hatırladım.

2008’in 27 Mart’ı civarında, YKY’de Adnan Tönel ile yaptığımız konuşmada bu yönde bir soru sorulmuştu ve elbette “Kürtçe tiyatro sadece Güneydoğu’da yapılmalı” benzeri salakça bir laf ağzımdan çıkmamıştı.

1999’da Diyarbakır Şehir Tiyatrosu’nun yeniden kuruluş çalışmalarını yürütürken de sıkça vurguladığım gibi, o konuşmada Kürt dilinde tiyatro yapılmasının önündeki en önemli engelin, Kürtçe dramatik edebiyatının yokluğu demesek de büyük ölçüde eksikliği olduğunu söylediğimi hatırlıyorum. Seçmelere katılan ve bir kısmı dağıtılan Diyarbakır Şehir Tiyatrosu eski kadrosunu oluşturan arkadaşlarımdan, kendi köylerinden, etraflarından başlayarak her fırsatta dolaşmalarını, hikâye ve ritüel derlemelerini, özellikle yaşlıların anlattıklarını kayıt altına almalarını istemiştim.

İddia sahibinin “cümleler birebir olmamakla birlikte” diyerek kendi kaçış kapısını araladığı, üzerine yakıştırmalarını sıraladığı, düpedüz yalan söylemeyi de kendisine yakıştırdığı konuşmanın tamamı için, YKY’ye başvurulabilir, Adnan Tönel’den bilgi alınabilir. Ya da yalan yayıcılığı sürdürülebilir.

İstanbul Şehir Tiyatroları’nın 95 yıllık tarihinde, sahnede Kürtçe ne zaman, hangi oyunda sahne aldı diye uzun araştırmalar yapmaya gerek olmadığını da söyleyip, bitireyim: 25. Genç Günler’de, “Mem û Zin” dans tiyatrosu gösterisinde, Kürt dili İstanbul Şehir Tiyatroları sahnesindeydi; aksan olarak değil, anadil olarak.

Sahi, 25. Genç Günler’i hazırlayan tiyatronun Genel Sanat Yönetmeni kimdi?

Gerçek her zaman çok yakınımızdadır, yeter ki onu isteyelim.

İyilikle.

Orhan Alkaya


........................................Haber Giriş Tarihi: 13 Haziran 2009

(Kaynak: Yalan makinesi, küfürbaz, linç çağrıcısı Mustafa Demirkanlı'nın tiyatrodergisi.com.tr sitesi)

***

Oyun'un notu: Kazmacıbaşı'na ait metindeki bazı sözcükleri biz kırmızılaştırdık.