16 Kasım 2012 Cuma

Yazar Melih Anık, herhangi bir oyunu değerlendireceği zaman, tıpkı Tolstoy gibi davranıp, o oyunu yazan yazarı anlamaya çaba harcamakla birlikte, o oyun metnini ince ince okuyup, o oyunun sadece yarısını izleyerek değil, bütün hepsini, tamamını sonuna dek izleyerek, kendi ölçütlerine göre ciddi davranış geliştiriyor!

Oyun'un notu: Yazar Melih Anık, yazılarından en çok 150 sözcüklük alıntı yapılmasına izin verdiği için, 150'inci sözcükten sonrasını okumak isteyenler, en aşağıdaki linki tıklayabilirler!

***


Emre Koyuncuoğlu’dan Unutulmayacak Hedda Gabler (İbsen)


Melih Anık

15 Kasım 2012

Hedda Gabler ile ilgili düşüncelerimi "twitter"da paylaştıktan sonra oyunu beğenmiş olmamı beğenmeyenlerden mesajlar aldım. Hepsi de tiyatroculardandı. Bana gelen eleştirilerin iyi bir tarafı vardı, eleştiriler yazımı nasıl şekillendirmem gerektirdiği konusunda yardım etti, ufkumu genişletti, ileri sürülen gerekçeleri araştırmama neden oldu. İşte bu yazım, uyarı, eleştiriler ile şekillendi. Hedda Gabler ile ilgili paylaştığım  coşkunun anlaşılmadığını anladığım için bu yazı kendimi anlatmaya da  yönelik oldu. Pek tabiidir ki bunu öncelikle İbsen'i ve Hedda Gabler'i odağa alarak yaptım.


Hedda Gabler’i seyretmeye gitmeden önce 1944 basımı Şaziye Berrin Kurt’un tercümesinden Hedda Gabler'i bir daha okudum. Kitap, bir edebiyat âşığı ve kitap koleksiyoneri olan ve bana bu özellikleri kitaplarıyla birlikte miras bırakan dayım Nâzım Merey’den kalan, Maarif Matbaası tarafından basılmış "Dünya Edebiyatından Tercümeler" serisinden bir kitaptı, sayfaları çevirdiğimde bana her zaman nostaljik ve hoş gelen bir kitap kokusu vardı. Lise yıllarımda okuduğum kitaplardan biri idi ve o yıllardan sonra Hedda Gabler ile hiç karşılaşmamıştım. İtiraf etmeliyim ki zorlanarak okudum 154 sayfalık oyunu


(Kaynak: Düşünceler)

***


Ayrıca bakınız:


Bütün yazdıklarını okuduğumuz, bütün yazılarına ilgi duyduğumuz ve hemen hemen bütün yazılarını yayınladığımız yazar Melih Anık'ın yeni yazılarını Melih Anık'ın yazarlık hakkına gösterdiğimiz duyarlılık nedeniyle, bundan böyle, olduğu gibi yayınlamayacağız!


Yazar Melih Anık tiyatro lunaparkındaki dönme dolapları sezdiriyor


Yeni yönetmeliği unutup sezona başlayan 2012 model Engin Alkan


Melih Anık, doğru bildikleri doğrultusunda doğru sözler söylüyor!


Melih Anık eleştirilerini nesnel ölçütlere yaslanarak yapmak istiyor!


Tuncay Özinel, hem LİNÇÇİ ve hem de pespaye oyunlar yazıyor!


Bağımsız tiyatro yazarı Melih Anık, eski LİNÇÇİ, yeni KORSAN Bilal Akar için, kendi doğrularına dayanarak diyor ki: "Bilal Akar yazılarını beğenerek okuduğum bir yazar. Yazıyı okuyunca gördüm ki Bilal, düzgün Türkçesi ve ifadesi ile düzeyli bir cevap yazmış ve saptadığım hususlarla ilgili olarak beni doğruluyordu."


Bulunmaz Tiyatro Genel Sanat Yönetmeni Sosyalist Sanatçı Hilmi Bulunmaz, gayet net, oldukça önemli tiyatral tespitler içeren Melih Anık'ın aşağıdaki yazısını yeniden okuyunca aynen şöyle söyledi:"Tiyatro izleyicisine entelektüel mobbing uygulayan LİNÇÇİ Oyun Atölyesi'nin ipliğini pazara çıkaran önemli kişilerinden biri de Melih Anık olduğunu bildiğim için, 'Testosteron - Bir Yoruma Cevap - Bengi Günay' yazısını iki yıl sonra yeniden gündeme getirdik!"


Tiyatrodan hiçbir çıkar gözetmeyen Anık "Ölüleri Gömün"ü yazdı!


1990 - 91 tiyatro mevsiminde Ali Taygun yönetiminde İstanbul Şehir Tiyatroları'nda oynanmış "Theope" adlı oyunla "Yönetmen Tiyatrosu'na Karşı" (asparagas tiyatroya karşı) eleştiri kitabının (da) yazarı Coşkun Büktel, çevirisini yaptığı ve İstanbul Devlet Tiyatrosu Müdürü Şakir Gürzumar tarafından yönetilip, yaklaşık olarak üç yıldır oynanan "Ölüleri Gömün" oyununu "Düşünceler" adlı İnternet sitesinde iki yıl önce eleştiren Melih Anık'ı, "facebook bataklığı"nda iki yıl sonra eleştirmekle birlikte yanıtladı da!