10 Haziran 2009 Çarşamba

Adnan Tönel, saatini kirli tiyatro zamanına göre ayarlıyor!

Türkiye dramatik yazarlığının Everest'i Theope'nin yazarı Coşkun Büktel ve Bulunmaz Tiyatro yöneticisi sosyalist sanatçı Hilmi Bulunmaz'ın sanatsal ifade olanaklarını imha etmek için, "KINIYORUZ!" başlıklı aldatıcı bir linç kampanyası başlatan Mustafa Demirkanlı, Ertuğrul Timur, Ömer Kurhan, Yaşam Kaya, Can Törtop gibi tiyatro sanatını kirleten karanlık kişilerin kuyruğuna takılan Adnan Tönel, adlarını saydığımız kötücül şahışların etkisinde kalmış ve bu aldatıcı linç kampanyasını "ulusal basın"a taşıyıp, BİRGün gazetesini de, kötü emellerine alet ederek, linç kültürünün sadece SAĞda değil, SOLda da yeşermesi için çaba gösterdiğinde, en temel insan haklarından biri olan YANIT HAKKI isteğinde bulunduğumuz BİRGün gazetesi Kültür-Sanat editörü Ali Şimşek ve Yazıişleri Müdürü Selami İnce, bizi, yaklaşık olarak bir ay "salladıktan" sonra, bizâtihi Şimşek tarafından kaleme alınmış; "okur için bağlam vermiyor" gerekçesinin bulanık bağlamına dayanarak(!), YANIT HAKKImızı gasp etmişlerdir. BİRGün gazetesinin Ali Şimşek tarafından yönetilen Kültür-Sanat sayfasında, Adnan Tönel imzasıyla 11 Mayıs 2009 tarihinde yayınlanan "Şimdi temiz tiyatro zamanı" başlıklı dezenformatif yazının hemen ardından, bu yazıya karşı yazdığmız ve doğal olarak, bize kalleşçe saldıran Tönel'in yazısının yayınlandığı BİRGün'de yayınlatmayı düşündüğümüz YANITımızı, yazımızın ilk yazıldığı tarih olan 14 Mayıs 2009'u koruyarak okurlarımızın dikkatine sunuyoruz. (HB)


BİRGün'ÜN SANSÜRLEDİĞİ YAZI!


Hilmi Bulunmaz
14 Mayıs 2009


Adnan Tönel, 11 Mayıs 2009 tarihli BİRGün’de, "Şimdi temiz tiyatro zamanı" başlıklı bir yazı yayımladı. Tönel bu yazısında, Coşkun Büktel ve Hilmi Bulunmaz'ı, adlarını vermeden, sinsice "eleştirdi".

Tönel, neye dayanarak Büktel ve Bulunmaz’ı “eleştirdi”? Düzeysiz yayıncılığıyla, Türkiye tiyatrosunu kirleten Tiyatro… Tiyatro… dergisi sahibi Mustafa Demirkanlı'nın başını çektiği, Büktel ve Bulunmaz'ın sanatsal ifade olanaklarını imha etmek isteyen, sözde “küfre karşıt” ilginç bir linç kampanyasına dayanarak “eleştirdi”.

Peki, Demirkanlı’nın başını çektiği kampanyayla linç edilmek istenen Büktel ve Bulunmaz'ın "suçları" neydi?

Büktel’in “suçu”, Türkiye’nin en tanınmış tiyatro profesörü Özdemir Nutku’nun CD’yle saptanmış iftirasını kamuoyuna mal etmekti. (Bakınız: http://www.coskunbuktel.com/buktelnihayet.htm) Büktel’in yazdığı Theope oyununun oynanmasını engellemek için iftiraya başvuran ve "Fransızca'da 16. Yüzyıl'da yazılmış 'Theope' adlı bir oyun var. Fransızca bilenler bu oyunu bi şey etmeliler, yani bi bakmalılar aradaki benzerliği görmek için" diyerek varolmayan "ikinci bir Theope" uyduran ve tümüyle uydurma bu iftirasını, yaklaşık otuz kişilik Devlet Tiyatroları Koordinasyon Kurulu toplantısında dile getiren Nutku; Büktel’in Özdemir Nutku iftirasını deşifre etmek için harcadığı çaba sonucu, tiyatro kamuoyu önünde “zor” durumda kalınca; Nutku’dan çok Nutkucu rolüne soyunan Demirkanlı, zâten okunmayan dergisi Tiyatro… Tiyatro…’nun olmayan gücünü artırmak için, yani sadece ve sadece kendisini kurtarmak için, kendisine payanda olarak bulduğu imzacılarla birlikte, âdeta “altın vuruş” yaparak linç kampanyasından medet ummaya başladı.

Bulunmaz’ın “suçu” ise, Toplumsal Araştırmalar Kültür ve Sanat İçin Vakıf’ın (TAKSAV) 12 Mart Faşizmi Kültür Bakanı Talât Sait Halman’a verdiği “Emek Ödülü”ne karşı çıkmaktı. (Bakınız: "Toplumsal Araştırmalar Kültür ve Sanat İçin Vakıf'ın (TAKSAV) 12 Mart Faşizmi Kültür Bakanı Talat Sait Halman’a verdiği “Emek Ödülü” haber linkleri") Kendilerini “sol” değerlerle piyasaya süren TAKSAVlılar, 11 kişiden oluşan Danışma Kurulu’nun onayıyla, 12 Mart Faşizmi Kültür Bakanı Halman’a, 13. Uluslararası Ankara Tiyatro Festivali’nde “Emek Ödülü” verince, bu tavra ilk karşı çıkan ve bu karşı çıkışını sürekli hâle getiren Bulunmaz da, yayıncılığıyla Türkiye tiyatrosunu kirleten Demirkanlı’nın hışmına uğradı. Bir kampanyayla iki linç kuran Demirkanlı’nın başlattığı sürecin beslenmesi için figüranlara da ihtiyaç vardı. BİRGün'ün köşe yazarı Tönel de bu figüranlardan biridir.

Bulunmaz’ın TAKSAV’a karşı işlediği “suçun” yanında, bağışlanamaz bir “suçu” daha vardı. Linç kampanyasının başlamasının hemen arifesinde, Bulunmaz, tiyatroyun.blogspot.com sitesi aracılığıyla, tiyatro yayıncılarından, gayet anlaşılır, gayet alçakgönüllü bir istekte bulunmuştu:

"Halka ve tiyatro kamuoyuna gerçeği, sadece gerçeği söylemek zorunda olan tiyatro dergilerinin yöneticilerini ve matbaa sahiplerini göreve çağırıyoruz! Bütün tiyatro dergilerinin gerçek, sadece gerçek tirajlarını açıklamalarını bekliyoruz. Bunun için, matbaadan alınan gerçek, sadece gerçek faturaları beyan etmelerini istiyoruz."

Bulunmaz’ın işlediği bu "suç" için, hemen kollar sıvandı ve gerçeği, sadece gerçeği dile getirmek yerine, Demirkanlı’nın başını çektiği linç kampanyasının düğmesine basıldı.

Düğmeye basıldıktan sonra da, www.tiyatroyun.blogspot.com sitesinde şunları yazmak zorunda kaldım:

"Biz, aşağıda linkini verdiğimiz açıklama isteğimizi dile getirdikten haftalar sonra, MİMESİS dergisi sorumlu yazı işleri müdürü Cüneyt Yalaz , SAHNE dergisi yayın yönetmeni T. Murat Demirbaş, Tiyatro... Tiyatro... dergisi sahibi yalan makinesi, küfürbaz, linç çağrıcısı Mustafa Demirkanlı, TEB OYUN dergisi yayın yönetmeni Hasan Anamur, KAVUKLU dergisi yöneticisi, yanıt olarak Hilmi Bulunmaz ve Coşkun Büktel için linç kampanyası başlattılar! Böylece, tirajları şaibeli duruma gelen dergilere, T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı Devlet Tiyatroları Genel Müdürlüğü ve İstanbul Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatroları Genel Müdürlüğü ilan ve reklam verirken, son derecede dikkatli davranmak zorundalar. Benim ve halkımın verdiği vergileri, hiç kimsenin çarçur etme hakkı yoktur. Hem, sade vatandaş olarak ve hem de profesyonel tiyatro sahibi olarak, reklam verenleri, bu konuda özenli davranmaya davet ediyorum."

(Bakınız: Bulunmaz, "Halka ve tiyatro kamuoyuna gerçeği, sadece gerçeği söylemek zorunda olan tiyatro dergilerinin yöneticilerini ve matbaa sahiplerini göreve çağırıyoruz!")

Büktel'in iftiraya karşı sürdürdüğü inatçı tavırla, Bulunmaz’ın 12 Mart Faşizmi Kültür Bakanı’na “Emek Ödülü” veren TAKSAV’a ve gerçekleri gizleyen tiyatro yayıncılarına karşı yürüttüğü savaşımdan rahatsızlık duyan kirli tiyatro yayıncısı Demirkanlı, başlattığı linç kampanyasıyla, Ahmet Ertuğrul Timur, Ömer F. Kurhan, Yaşam Kaya gibi (Bulunmaz ve Büktel'in sert ama haklı eleştirilerine maruz kalmış) “yayıncılar”dan da destek alarak, kapitalist tiyatro sürecinin ilelebet muhafaza ve müdafaa edilmesi için son çırpınışlarını yaşıyor!

Tönel de, bu sürecin dışında kalmamak için, yalancılığı belgelerle, küfürbazlığı mahkemelerle tescillenmiş Mustafa Demirkanlı; sansürcülüğü tescillenmiş Ahmet Ertuğrul Timur, tehditçiliği "Bıçak sırtı yazılar için bıçakların bilenmekte olduğunu belirtmekte yarar var" sözüyle tescillenmiş tehditkâr bileyci Ömer F. Kurhan ve Yaşam Kaya’nın peşine takılarak, linç yangınına körükle gidiyor. Büktel ve Bulunmaz’ın linç edilmesi için BİRGÜN gazetesindeki köşesini kötüye kullanmakta hiçbir sakınca görmeyen Tönel, yalancı, iftiracı, sansürcü ve tehditçi tiyatro yayıncılarının yanında saf tutarak, linç kampanyasına imza verirken, aslında yalana, iftiraya, sansüre ve tehdide imza vermiş oluyor.

***

BELGESEL BÖLÜM:


Tönel, diyor ki:

“…internet üzerinden tiyatro yayıncılığı hizmeti veren kişi ve kurumlar, insan niteliğini artıracak, daha kültürlü daha aydın, bilinçli insanların oluşmasında katkı sağlayacak çabalar içerisindeler.”

Kim bu Tönel’in eşkalini verdiği “tiyatro yayıncılığı hizmeti veren kişi”ler?

Tönel’in eşkalini verdiği bu kişiler, linç çağrıcıları!

Tönel, linç çağrıcılarını savunurken diyor ki;

"Ancak onların da bu tür yayıncılık tercihlerinde tehditler aldıklarını, küfürlere sövgülere maruz kaldıklarını biliyoruz duyuyoruz. Sanat gibi bir alanda hiç olmaması gereken bu aktöresiz saldırılara göğüs germe çabasındaki yayıncılar bu saldırılara karşı bir arada hareket etme kararı aldılar ve www.temiztiyatro.net adındaki siteden seslerini yükseltmeye başladılar."

Tönel, Büktel ve Bulunmaz’ı, adlarını vermeden, sinsice “eleştirmek”le birlikte, www.temiztiyatro.net sitesinin, yani kendisinin de içinde bulunmaktan “mutluluk” duyduğu linç çağrıcılarının adresini hiç ikirciklenmeden BİRGÜN okurlarına sunarak, linç kampanyasındaki figüranlık görevini “layıkıyla” yerine getirmekle birlikte, yeni figüranlara da “görev bilinci” aşılıyor.

Tönel’in adresini verdiği ve linç çağrıcılarının bulunduğu bu sözde “temiz”, özde kirli sitede bakınız Büktel ve Bulunmaz için neler söyleniyor?

"Tiyatro kamuoyunun tanıklık ettiği üzere, oyun ve dizi film yazarı Coşkun Büktel ve internet ortamını hesapsızca kullanan Hüseyin Hilmi Bulunmaz, kişisel site ve bloglarını sistemli aşağılama, hakaret ve küfür aracı olarak kullanarak Türkiye tiyatrosunun kurum ve kişilerine saldırmakta ve rencide etmektedirler."

Peki, bu “saptamalar” yapılırken, “aşağılama, hakaret ve küfür”ler orijinal kaynağı gösterilerek ve orijinal kaynağındaki bağlamdan koparılmadan herhangi somut bir kanıt yada belge sunulabiliyor mu?

Asla sunulmuyor, asla sunulamıyor! Linç kampanyası başlatanlar yada linç kampanyasında figüranlık yapanların klasik “numaraları”, orijinal kaynaktan asla somut kanıt yada belge göstermemektir. Gösterir gibi yapsalar bile, mutlaka orijinal kaynaktaki bağlamından kopararak göstermektir! Çünkü gerçekleri gizleyip yalanların hizmetinde kulluk yapanların niyetleri, bozuk giden bir şeyleri düzeltmek değil; doğru giden bir şeyleri bozmaktır. Doğruları yanlış olarak gösteremedikleri zaman da, okurların ikirciklenmelerini “sağlamaktır”!

www.temiztiyatro.net sitesinin ne kadar temiz olduğunu bir tek somut örnekle görmek mümkündür. 6 Mayıs'ta Taraf gazetesinde çıkan iftira yazısını kampanya bildirisiyle aynı sayfada ve "kampanyamız basında da yer buldu" ibaresiyle yayınladılar. Ama 11 Mayıs'ta, Taraf, Büktel'in cevabını yayınlayınca, "temiz tiyatrocular" okurları zehirleyen o yazının cevabı olan panzehiri yayınlamayı asla düşünmediler. Olay unutulsun diye, zehir yazıyı ana sayfadan çıkarıp bir başka sayfaya taşımakla yetindiler. Zehir hala sitede ama panzehirden tek cümle haber yok. Karşımızdakiler işte ancak bu kadar "temiz yayıncı"...

Tescilli yalancı Mustafa Demirkanlı’yla birlikte, tescilli sansürcü Ahmet Ertuğrul Timur (nam-ı diğer 3. Abdülhamid), tescilli tehditkâr bileyci Ömer F. Kurhan’ın başını çektiği ve linç çağrıcılarının tıka basa doldurduğu bu sözde “temiz”, özde kirli sitede imzaları bulunanlar, Coşkun Büktel ve Hilmi Bulunmaz’ın, her zaman için orijinal kaynaktan tanık, kanıt, belge göstererek yazı yazmalarına karşın, kendileri, orijinal kaynağını göstererek, bizim küfür ettiğimizi belgeleyemiyorlar. Çünkü biz küfür etmedik. Yalnızca, takma isimli sapıkları ve sapıkça tutumları, vahametlerine uygun ve "TDK Türkçe Sözlük"te "argo" bile sayılmayan sıfatlarla haklı olarak niteledik. Üstelik o sıfatların sayıca çok daha fazlasına haksız olarak muhatap olmuş, linççilerin sayısız yalan ve iftirasına maruz kalmıştık.

Peki iftiralarını gerçekmiş gibi gösterebilmek için ne yapıyorlar? Orijinal kaynaktaki bağlamından cımbızla kopardıkları sözleri kullanarak bizleri küfürbaz ilan edebiliyorlar. Herhangi bir bilgi, belgenin orijinal kaynağı niçin belirtilmez, orijinal kaynağa niçin link verilmez? Bunun tek bir açıklaması var; iftira atmak, saptırmak için... Orijinal kaynaktaki gerçekleri okurlardan saklamak için... Linç çağrıcıları da bunu yapıyorlar. Böylelikle, Adnan Tönel’i bile kandırabiliyorlar. Ya da Tönel "suçlu güçlülerle" aynı safta olmayı daha rantabl bulduğu için, gönüllü olarak kanıyor. Tönel de bu kervana katılıp, bu kampanyadaki figüranlığına sığınarak, sadece kendisini değil, “sol” değerlere sahip olduğunu iddia eden BİRGÜN okurlarını da bu gayya kuyusunun dibine boca etmek “şerefine nail oluyor”!

Linç kampanyası sürecini ve bu sürece neden olan Büktel/Bulunmaz belgeli, kanıtlı yayıncılık hattını incelemek için, www.coskunbuktel.com ile www.tiyatroyun.blogspot.com sitelerini izlemenizde yarar var.