15 Ekim 2012 Pazartesi

Hilmi Bulunmaz, Mustafa Şükrü Demirkanlı'yı savcılığa verecek!

T.C.
İSTANBUL
CUMHURİYET BAŞSAVCILIĞI'NA

ŞİKÂYET EDEN: HÜSEYİN HİLMİ BULUNMAZ
T.C. KİMLİK NO: 50482204038
ADRES: Ali Baba Türbe Sokak No: 13/8 Çemberlitaş, İstanbul
TELEFON: 0532 642 88 57   / 0212 513 47 32     
FAKS: 0212 513 47 33
E-POSTA: tiyatroyun@gmail.com

ŞİKAYET EDİLEN: MUSTAFA ŞÜKRÜ DEMİRKANLI
ADRES: Reha Yurdakul Sok. No: 28/1 Billur Ap. Şişli-İstanbul
Gülbağ Mh. Şahinler Sk. No: 42 D. 10 Mecidiyeköy - İstanbul
TELEFON: 0212 216 75 20     

SUÇ: HAKARET VE İFTİRA SUÇLARI (125./2 VE TCK 267)
SUÇ TARİHİ: 11.10.2012, öncesi ve sonrası

AÇIKLAMALAR:

1 - MUSTAFA ŞÜKRÜ DEMİRKANLI adlı şahıs, 11 Ekim 2012 Perşembe günü, sahibi olduğu www.tiyatrodergisi.com adlı İnternet sitesinde,  "H. HİLMİ BULUNMAZ'IN ADLİYE ZİYARETLERİ DEVAM EDİYOR..."   başlıklı bir yazı yazarak, bana karşı "HAKARET", "İFTİRA","NEFRET", "YALAN" 

suçlarını işlemiştir.

2 - MUSTAFA ŞÜKRÜ DEMİRKANLI adlı şahıs, beni, tiyatro kamuoyunda küçük düşürmek, bana maddi ve manevi zarar verebilmek için, beni adliyeye başvurmak zorunda bırakarak, böylelikle benim, adliyenin ve devletin zarar görmesini ister gibi, şu sözleri çok rahatça söylemekten asla ve kesinlikle vazgeçmemektedir:

"ULUSLARARASI ELMAS KALEMLERİ TACİRİ H. HİLMİ BULUNMAZ, KENDİ BLOGSPOT'UNDAN ÖĞRENDİĞİMİZE GÖRE, BUGÜN YAYIN YÖNETMENİ MUSTAFA DEMİRKANLI'YI TEKRAR SAVCILIĞA ŞİKAYET ETMİŞ."

Ben, Bulunmaz Tiyatro Genel Sanat Yönetmeni olarak, kendi bileğim, kendi emeğim, kendi yüreğim ile yönettiğim 
www.tiyatroyun.blogspot.com adlı sitemde belirttiğim gibi, MUSTAFA ŞÜKRÜ DEMİRKANLI adlı şahsı, benim hukuk anlayışıma göre suç işlediğini düşünerek, yine savcılığa şikâyet ettim. Ben, şikâyetimi doğal, doğru, haklı nedenlere dayandırdığım, savcıların anlayacağı bir hukuk diline, hukuk terminolojisine sahip olduğum için, tabii ki, hemen hemen bütün savcılar, beni, can kulağıyla dinlemeye devam ediyorlar hâlâ!

MUSTAFA ŞÜKRÜ DEMİRKANLI adlı şahıs, beni suçlarken, beni tiyatro kamuoyu nezdinde küçük düşürme fiilini işlerken, benim, kendisi hakkında adliyeye başvuracağımı bilerek, böylelikle adliyeye karşı suç işleme eylemine  de yönelmiş demektir. Benim ve adliyenin sorun yaşamamıza neden olan şahıs, bütün toplumsal menfaatlerin üzerinde bulunan devlete karşı da suç işleme gizilgücü taşımaktadır.


MUSTAFA ŞÜKRÜ DEMİRKANLI adlı şahıs, kurucusu, eski sahibi, şimdiki yayın yönetmeni ve sorumlu yazı işleri müdürü olduğu Tiyatro... Tiyatro... Dergisi'nin, hiçbir zaman için, tam zamanında, yani her ayın birinde yayınlanmamasına, yaklaşık olarak her ayın tam ortalarında yayınlanmasına karşın, T.C. Türkiye Cumhuriyet Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay, Devlet Tiyatroları Genel Müdürü Lemi Bilgin, İstanbul Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatroları Genel Sanat Yönetmeni Hilmi Zafer Şahin, Kocaeli Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatroları Genel Sanat Yönetmeni Nejat Birecik ve benzeri resmî kurum yöneticileri sayesinde reklâm alabilmektedir. Benim, bu hakkaniyetli olmayan, adı geçen kurumların tanıtımlarını tiyatro izleyicisine tam zamanında yapmayan, böylelikle, benim, halkımın, tüyü bitmemiş yetimin verdiği vergilerin çarçur edilmesine neden olan bu şahıs, benim, kendisini sürekli ve haklı olarak eleştirmemi, çok anlamsız sözcüklerle, çok yıkıcı ifadelerle yazarak, benim tiyatro kamuoyu önünde küçük düşmeme, maddi ve manevi açıdan büyük travmalar yaşamama neden olmaktadır.

MUSTAFA ŞÜKRÜ DEMİRKANLI adlı şahıs, benim en doğal hakkım olan savunma hakkımı, suç duyurusunda bulunma hakkımı, yargılatmama hakkımı hiçimseyerek, küçümseyerek, benim bu doğal haklarımla alay ederek, benim tiyatro kamuoyu önünde küçük düşmeme neden olmaktadır. Oysa şu çok iyi bilinen evrensel hukuk algısı, suçun şahsiliği ve suçun tikelliği konusunu unutmamıza, savcıların ve yargıçların da bu evrensel hukuk haklarımı görmemesini arzu etmektedir. Oysa, ceza kuralları, hukuk kuralları, yasa kuralları, adı geçen şahsın sanal dünyasına göre değil, nesnel ve somut hukuk kurallarına göre çalışır.

3 - MUSTAFA ŞÜKRÜ DEMİRKANLI adlı şahıs, hiçbir hukuk kuralını ciddiye almayarak, ayne şöyle sözler söylerek, olağan bir insanın hayrete düşmesine neden olabiliyor:

"BİR ÖNCEKİ HABERİMİZ SONRASI DA ŞİKAYETTE BULUNAN BULUNMAZ, SAVCILIĞA VERDİĞİ ŞİKAYET DİLEKÇESİNDE '.. MUSTAFA ŞÜKRÜ DEMİRKANLI ADLI ŞAHIS, BENİM, HEMEN HEMEN HİÇBİR KİMSEYE, HİÇBİR ZAMAN İÇİN, ASLA VE KESİNLİKLE HAKARET ETMEMEYE BÜYÜK ÖZEN GÖSTERDİĞİMİ BİLMESİNE KARŞIN, BİLEREK, İSTEYEREK, KASTEN, BENİ 'HAKARET EDEN' İNSAN TİPİ OLARAK SUNUP, BENİM, TİYATRO KAMUOYU NEZDİNDE KÜÇÜK DÜŞMEME NEDEN OLMAK İSTEMEKTEDİR.' DERKEN, SİTESİNDEN YÖNELTTİĞİ ŞU SATIRLARI YOK SAYABİLMEKTEDİR:"

Yinelemekte yarar var: Suç, şahsi ve tikeldir. Azılı bir kaatil bile, kendisine karşı işlenmiş en küçük bir suçu bile, ilgili savcılığa bildirmekle, suç olarak düşündüğü eylem için, "DAVACI VE ŞİKÂYETÇİ" olmaya hakkı vardır. Böyle bir hakkın kullanılmasını sorgulamak bile, suç duyurusunda bulunan kişiye, adliyeye ve bütün menfaatlerin sahibi devlete karşı suç işlemek anlamına gelir.

4 - MUSTAFA ŞÜKRÜ DEMİRKANLI adlı şahıs, benim birçok suç duyurusunda bulunduğum, bu suç duyurularının bazılarının şimdilik kaydıyla "SORUŞTURMA" aşamasında, yine bazılarının şimdilik kaydıyla "KOVUŞTURMA" aşamasında, bazılarınınsa "MAHKEME" aşamasında olmasını bilmesine karşın, bilerek, isteyerek, kasten şöyle bir söz kullanarak, tiyatro kamuoyu karşısında, benim hukuk bilmez biri olarak tanınmamı sağlamak istemektedir:

"SİZ, (BEN, HALKIM, TÜYÜ BİTMEMİŞ YETİM; BİREYİN, AİLENİN, KENTİN, ULUSUN, EMEKÇİ SINIFIN NÖBETİNİ TUTARKEN) 'LİNÇÇİ OROSPU ÇOCUKLARI' OLARAK GÖTLERİNİZE ÜŞÜŞEN PİRELERİN EZELÎ REKABET MAÇLARINDAKİ HAKEMLERİN 'MAYMUNGÖTÜRENGİ' KARTLARINA VE EMEKÇİLERİN İKTİDAR ÖZLEMİNİ DİRİ TUTMAK İÇİN 'VARLIĞINI EMEKÇİ VARLIĞINA ARMAĞAN EDEN ADAM' HAKKINDA KARARLAR VERMESİNİ İSTEDİĞİNİZ HÂKİMLERİN SOPALARINA GÖTÜNÜZÜ YASLAMA DERDİNDESİNİZ!"

Yukarıdaki paragrafı, ben "LİNÇÇİ OROSPU ÇOCUKLARI" 
için yazdım. Ancak, bu paragrafı alıp, kendisine mal eden insanlara da, neden böyle davrandıklarını, neden bu paragrafı kendilerine mal ettiklerini sorma hakkına pek sahip değilim. Benim, böyle bir hukuksal hakkım bulunmasına karşın, şimdilik kaydıyla, bu hakkımı kullanmak yerine, yazarlık hakkımı kullanıp, kişi ve kişilere hesap sormuyorum. Ancak, durum zorunlu hâle gelirse, "LİNÇÇİ OROSPU ÇOCUKLARI" 
sözünü, kimi yada kimleri kışkırtmak için kullandıklarını, mutlaka soracağım. 

Ben, bu ülkenin geri kalmasında, bu ülke insanının acı çekmesinde, "LİNÇÇİ OROSPU ÇOCUKLARI" diye nitelediğim kişiliksiz kişilerin, "öznesiz tümce oluşmasına neden olucuların" her zaman için çok büyük bir paya sahip olduklarını biliyorum. Onlar da, kendilerinin nasıl birer insan olduklarını düşünüyorlarsa, onlara, "Hayır öyle değil, böyle düşün!" deme lüksüne, şimdilik kaydıyla,  sahip değilim.

MUSTAFA ŞÜKRÜ DEMİRKANLI adlı şahıs, kendisi hakkında bir suç duyurusunda bulunduğumda, kendisi hakkında derhal "SORUŞTURMA VE KOVUŞTURMA" 
yapılırken "ŞÜPHELİ" olarak sıfat kazanırken, bu sürecin hemen ardından, "SANIK" sıfatını elde ederek, T.C. İSTANBUL 27. SULH CEZA MAHKEMESİ YARGIÇLIĞI'nda yargılanmaya başlanmakla birlikte, ayrıca, T.C. İSTANBUL 6. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ YARGIÇLIĞI'nda başlayan 50.000,00 TL'lik bir MANEVİ TAZMİNAT DAVASI hâlâ sürmektedir.

5 - MUSTAFA ŞÜKRÜ DEMİRKANLI adlı şahıs, hiçbir belge, hiçbir bilgi, hiçbir bulgu, hiçbir delil, hiçbir kanıt, hiçbir olgu, hiçbir tanık sunmadan, sadece karakuşi yöntemlere başvurarak, okurlarını, savcıları yanlış yönlendirmek için, şöyle anlamsız sözler edebilmektedir:

"BİR VİDEO KONUŞMASINDA İSE, İSTANBUL BAROSU'NA YÖNELTTİĞİ ŞU SATIRLARI DA YOK SAYMAKTA '... O DA SAHTEKARLIK YAPTIĞI İÇİN ADLİYEDE, DELİL KARARTMASI YAPTIĞI İÇİN İSTANBUL BAROSU DA SAHTEKAR BİR KURUMDUR BANA GÖRE.' HUKUK KURUMLARINA DAHİ HAKARET ETMEYİ KENDİSİNDE HAK OLARAK GÖRMEKTE VE SAVCILIĞA VERDİĞİ ŞİKAYET DİLEKÇESİNDE '...HEMEN HEMEN HİÇBİR KİMSEYE, HİÇBİR ZAMAN İÇİN, ASLA VE KESİNLİKLE HAKARET ETMEMEYE BÜYÜK ÖZEN GÖSTERDİĞİMİ BİLMESİNE KARŞIN...' DİYEBİLMEKTEDİR."

Ben, baştan, en baştan, şunu çok net bir biçimde dile getireyim. Ben, şimdiye dek, hiçbir imzamı asla ve kesinlikle inkâr etmedim, etmiyorum, etmeyeceğim. Ancak, şurası da, çok net bir biçimde bilinmesi gerekir: Ben, şimdiyi dek, binlerce yazıya, binlerce videoya imza atmış bir sanatçıyım. Her şeyi, her zaman anımsamam olası değil. Bunun için, benim hakkımda herhangi bir yazı yazan kişi, mutlaka, ama mutlaka kaynak belirtmelidir. Benim yazılarımı değerlendirenler, belge, bilgi, bulgu, delil, kanıt, tanık göstermedikleri zaman, hem okur yanlış yönlendirilmiş ve hem de ben, o yazılara yanıt verirken çok zorlanmış olurum. 

Ben, her zaman için, polisin, savcının, yargıcın karşısına çıktığımda, ilk söylediğim söz şu oluyor: 


"BANA ANLATTIĞINIZ YAZILAR, BENİM YAZIMSA, ZÂTEN ONLAR HİÇBİR ZAMAN İÇİN SİLİNMEDİĞİNDEN, ALTINDA BENİM İMZAM VARDIR!"


MUSTAFA ŞÜKRÜ DEMİRKANLI adlı şahıs, benim herhangi bir yazıma değindiğinde, bir de kaynak gösterirse, ben, derhal o belgeye bakar ve "evet yada hayır" diyebilirim. Ancak şu kadarını derhal belirtmem gerekir, İstanbul Barosu, tiyatrosunu 
LİNÇÇİLERİN avukatı Burhan Gün'e teslim ederek, hukuksal olarak olmasa da, estetik olarak tarihsel ve toplumsal suç işlemeye devam ediyor hâlâ.

6 - MUSTAFA ŞÜKRÜ DEMİRKANLI adlı şahıs, benim hakkımda, benimle ilgili olarak, hâlâ sürmekte olan davaları etkilemek için yargıçlara, yeni başlama olasılığı bulunan davalar için savcılara yön vermek için, elindeki basın-yayın organlarını, sürekli olarak, bana karşıt bir biçimde kışkırtma aracı olarak kullanmaktadır:

 "HAKİMLERİ 'ELİ SOPALI' OLARAK TANIMLAMAKTA, 16.000 AVUKATIN KAYITLI OLDUĞU İSTANBUL BAROSU'NU 'SAHTEKAR' BİR KURUM OLARAK NİTELEMEKTE, KÜFÜR VE HAKARETLERİ NEDENİYLE KÜFÜRSÜZ YAYIN ÇAĞRISI YAPAN ONLARCA TİYATRO, HEMEN HEMEN TÜM TİYATRO SİVİL ÖRGÜTLERİ VE 1100 CİVARINDA TİYATRO İNSANINA YÖNELİK OLARAK 'LİNÇÇİ OROSPU ÇOCUKLARI' DİYEBİLMEKTE, İ.B.B. ŞEHİR TİYATROLARINI, İSTANBUL BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ KORSAN TİYATROLARI OLARAK YAFTALAYABİLMEKTEDİR. YÜZLERCE KÜFÜR VE HAKARETLERİ SİTESİNDE YAYINDA DURMAKTADIR."

Oysa, hiçbir somut delil olmadan yazı yazan MUSTAFA ŞÜKRÜ DEMİRKANLI, böylelikle, suç işlemeye devam etmektedir. Benim, ne zaman, nerede, nasıl, hangi biçimde yargıçlara ve avukatlara karşı suç işleme isteğiyle, bilerek, kasten davranmış olduğumu kanıtlamak yoksun biri olan MUSTAFA ŞÜKRÜ DEMİRKANLI adlı şahıs, tiyatro okurları, tiyatro izleyicileri, tiyatro kamuoyu önünde beni küçük düşürüp, benim maddi ve manevi olarak zarar görmemi hedefliyor.

7 - MUSTAFA ŞÜKRÜ DEMİRKANLI adlı şahıs, benim, tek başıma olduğumu, kendilerininse, tam tamına 1100 KİŞİ olduklarını gözardı ederek, hiç çekinmeden şunları söyleyebilmektedir:

"H. HİLMİ BULUNMAZ'IN, SAVCILIK ŞİKAYETLERİYLE BASIN ÜZERİNDE BASKI OLUŞTURMAYA, HAKKINDA AÇILMIŞ VE AÇILACAK DAVALARA GÖZDAĞI VERMEYE ÇALIŞMAKTA OLDUĞU DÜŞÜNÜLMEKTEDİR."

1100 KİŞİLİK LİNÇÇİ KARA KALABALIK, benim üzerime hızla, hem de şimşek hızıyla gelirlerken, beni, yakınlarımı ve ailemi ruhsal olarak köşeye sıkıştırırken, bana sürekli olarak NOTER ONAYLI İHTARNAME gönderirken, benim hakkımda savcılıklara "DAVACI VE ŞİKÂYETÇİ" olurlarken, benim için MANEVİ TAZMİNAT DAVASI açarlarken, ben, sadece ve yalnızca tek başıma HUKUKSAL MÜCADELE 
verirken, bu bana, benim yayın organlarıma baskı oluşturmak olmuyor da, ben, sadece ve tek başıma, hem de, tam tamına 1100 kişiye karşı hukuksal mücadele verirken, suç işlemiş gibi gösteriliyorum. Oysa ben, en doğal, en doğru, en gerçekçi, en evrensel hakkım olan yasa yoluna, yargı yoluna başvurmak için, sadece ve yalnızca "MÜRACAAT SAVCISI" makamına vuruyorum. Yani, en hukuksal hakkımı kullanıyorum.

Benim hakkımda açılan onca dava varken, kimseden, hiçbir kimseden asla ve kesinlikle yardım almadığım gibi, ben, yine sadece ve yalnızca tek başıma yasal mücadelemi sürdürüyorum, sürdüreceğim. Bundan kimsenin, hiç kimsenin asla ve kesinlikle kuşkusu olmasın. Ben, hiçbir zaman için, legal, meşru, yasal zeminde yapılan, yani yiğitçe yapılan hiçbir kavgayı yadırgamadım. Sadece ve yalnızca, bu kavgaya birincil olarak ben dahil olmak istemedim. Ancak, madem ki, hukuksal kavga başladı, başım gözüm üstüme. Ben, sadece ve yalnızca tek başına mücadele eden biriyim. Ben, kendine, sadece ve yalnızca kendine güvenen yiğit biriyim. Ben, asla ve kesinlikle kimseye sırtımı yaslamam. Ben, kendine değil, 1100 KİŞİLİK LİNÇÇİ KARA KALABALIK kadroya yaslanarak hukuksal mücadele vermem.

8 - MUSTAFA ŞÜKRÜ DEMİRKANLI adlı şahıs, okurların, savcıların ve devam etmekte olan davalarımın yargıçlarının hukuksal değer yargılarını değiştirmek için, karmakarışık bir söylemle, anlaşılmazlıktan yararlanarak, âdeta delil karartması yapma gayreti içerisinde olduğunu sezdirerek, benim, savcıların ve yargıçların, sürmekte olan davalar hakkında, yanlış hukuksal yönsemelere yönelmemizi arzu etmektedir:

 "SAVCILIĞA VERMİŞ OLDUĞU ŞİKAYET DİLEKÇESİNDE, TEMMUZ 2011 TARİHİNDE NOTER KANALIYLA GÖNDERDİĞİ TALEPLE, ADININ GEÇTİĞİ HABERLERİN (LİNKLERİNİ TEK TEK VEREREK) KALDIRILMASINI İSTEMİŞ, YAYIN KURULU DA KENDİSİNİN BU TALEBİNİ GÖRÜŞÜP, HİÇBİR SUÇ UNSURU OLMAMASINA, SADECE HABER OLMASINA KARŞIN MADEMKİ BÖYLE BİR TALEBİ VAR 'BU TALEBİ KABUL EDELİM VE İLGİLİ HABERLERİ YAYINDAN KALDIRALIM' KARARI ALINMIŞ VE BU KARAR BİR YILDAN FAZLA BİR SÜRE ÖNCE UYGULANMIŞTIR, HABERLERİN H. HİLMİ BULUNMAZ'IN TALEBİ İLE YAYINDAN KALDIRILDIĞI DA AYRI BİR HABERLE OKURLARA DUYURULMUŞTUR. TÜM BU HABERLERİN KALDIRILDIĞINI BİLMESİNE RAĞMEN ŞİKAYET DİLEKÇESİNE EKLEYEREK, SAVCILIK MAKAMINI YANILTMAYA ÇALIŞMAKTA, BİLEREK YARGIYA GERÇEK DIŞI BEYANDA BULUNMAKTADIR."

Ben, suç unsuru olmayan değil, suç unsuru olduğu iddia edilen haberleri bile, yasal süreç tamamlanmadan asla ve kesinlikle yayından kaldırmıyorum. Çünkü ben, her zaman için, yaptığım işin legal, meşru, yasal olduğuna adım gibi emin olduğum için, belime, elime, dilime hiçbir sansür uygulamadan yazı yazıyorum. Benim legal, meşru, yasal haklarımı, MUSTAFA ŞÜKRÜ DEMİRKANLI adlı şahıs ve şahısın emrinde hareket eden 1100 KİŞİLİK LİNÇÇİ KARA KALABALIK, illegal, gayrimeşru, yasa dışı nitelediler diye, ben, hiçbir zaman için HUKUKSAL DAVALARIMI asla ve kesinlikle ertelemem. MUSTAFA ŞÜKRÜ DEMİRKANLI adlı şahıs, madem ki, beni SAVCILIĞA ŞİKÂYET ETME ALIŞKANLIĞI içerisine girmişken, benim hakkımda, neden yeni şikâyetlerde bulunmuyor? Bu şahıs, neden benim hakkımda MANEVİ TAZMİNAT DAVASI açmıyor? Oysa ben, ikide bir, MUSTAFA ŞÜKRÜ DEMİRKANLI adlı şahıs hakkında savcılıklara koşup, onun hakkında "ŞİKÂYETÇİ VE DAVACI" oluyorum.MUSTAFA ŞÜKRÜ DEMİRKANLI adlı şahıs hakkında T.C. İSTANBUL 27. SULH CEZA MAHKEMESİ'NDE başlattığım "KAMU DAVASI" yanı sıra, üstüne üstlük, bir de T.C. İSTANBUL 6. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ'NDE tam tamına 50.000,00 TL'lik MANEVİ TAZMİNAT DAVASI açtım. Bu şahıs hakkında yeni davalar açmaya devam edeceğim. Yani, özetle, yasal haklar, okurlara şikâyet ederek değil, savcı ve yargıçlara başvurarak, onlara şikâyet ederek elde edilir.

9 - MUSTAFA ŞÜKRÜ DEMİRKANLI adlı şahıs, kendisi, hakka, hukuka, yargıya, yasaya başvuracak durumda olmadığı için, elindeki tek şansını, okurlarına şikâyet etme hakkını kullanıyor:

"TÜM HAKARET İÇEREN YAYINLARI NOTERE ONAYLATILMIŞ OLUP, HAKARET DIŞI EYLEMLERİ DE TCK'NIN TÜM MADDELERİ GÖZDEN GEÇİRİLEREK AVUKATLARIMIZ TARAFINDAN İNCELENMEKTE OLUP, DOSYA ÇALIŞMALARI KAPSAMLI OLARAK DEVAM ETMEKTEDİR."

MUSTAFA ŞÜKRÜ DEMİRKANLI adlı şahıs, sürekli ve haksız olarak yinelediği "HAKARET" sözcüğüyle, benim adımı yan yana getirerek, şöyle bir görsel imge oluşturmaktadır:

"HİLMİ BULUNMAZ=HAKARETÇİ"

Böyle bir imge, belki, günlük konuşma dilinde bağışlanabilir. Ancak, imgeyle haraket eden tiyatro sanatı dünyasında, böyle bir imgenin ne kadar alçaltıcı, ne kadar banal, ne kadar cahilce, ne kadar yıkıcı olduğunu anlayabilmek için, tiyatro sanatından biraz olsun anlayan birine sormakta yarar vardır.

MUSTAFA ŞÜKRÜ DEMİRKANLI adlı şahıs, benim hakkımda kaleme aldığı (Sahi, bu şahsın benim dışımda başka bir yazı konusu neden yok?) yazıların hemen hemen tümünde, okurları değil, savcılara göz kırpıyor. Bu şahıs, her yazdığı yazıda, İstanbul Adalet Sarayı'na teşrif edeceğine, savcılara, yargıçlara akıl verme kurnazlığında bulunuyor. Oysa ben, hemen hemen her gün İstanbul Adalet Sarayı'nın koridorlarını arşınlıyorum. Bundan da çok büyük zevk alıyorum. Şunu çok iyi biliyorum ki, savcılar ve yargıçlar MUSTAFA ŞÜKRÜ DEMİRKANLI adlı şahısla aynı ruh durumunda değiller. Onlar, ellerindeki HUKUK KİTABI 
içeriğine bakıyorlar, dedikodulara değil. Ha, şunu de belirtmekte yarar var; benim hakkımda ilk "KAMU DAVASI" açtıran 
ÖMER FARUK KURHAN adlı şahıs, davayı kaybetti, ben 
"BERAAT" ettim. Daha sonradan "KAMU DAVASI" açtıranlardan GÜLHAN AVŞAR DEMİRKANLI 
adlı şahıs, daha ikinci duruşmada davayı kaybetti. Benim hakkımda ilk MANEVİ TAZMİNAT DAVASI yıllardır sürmesine karşın, bir türlü, benim aleyhime sonuçlanmış değil. SEVAL DENİZ KARAHALİLOĞLU adlı şahsın açtığı dava, henüz YARGITAY aşamasında.

10 - MUSTAFA ŞÜKRÜ DEMİRKANLI adlı şahıs, benim hakkımdaki davaları eksik ve yanlış göstererek, okurlar, savcılar ve yargıçlar nezdinde yanlış tanınmama neden olmaktadır:

"H. HİLMİ BULUNMAZ HAKKINDA BUGÜNE KADAR MAHKUMİYETLE SONUÇLANAN VE DEVAM ETMEKTE OLAN DAVALAR ŞÖYLE:"

Evet, şimdi mahkumiyetlere geçelim. Bakalım, MUSTAFA ŞÜKRÜ DEMİRKANLI adlı şahıs, neyi, ne kadar doğru biliyor yada hangi doğruları okurlardan, savcılardan, yargıçlardan gizliyor?

11 - MUSTAFA ŞÜKRÜ DEMİRKANLI adlı şahıs, benim davalarımı çok yakından izlemesine, tüm ayrıntıları çok iyi bilmesine karşın, ayrıntılarla "oynayarak" okurları yanıltıp, beni küçümsemeye çabalamaktadır:

1. Şikayetçi: Av. Mehmet Bozkır
Soma Sulh Ceza Mahkemesi
Dosya No: 2011 / 578
Karar No: 2012 / 768
C. Savcılığı Esas No: 2011/768
Karar: Adli para cezası.

"Karar" doğru, yani "para cezası"... Ancak, "HÜKMÜN AÇIKLANMASININ ERTELENMESİNE" ibaresi neden yazılmıyor? Bir şeyi eksik yazmak, herhangi bir kasabın eksik kıyma vermesi yada herhangi bir kuyumcunun 22 ayar altın yerine müşterisine kaşla göz arasında 8 ayar altını çaktırmadan vermesi arasında hiçbir fark yoktur. Bunların tümü yanlıştır. Ben, bu dava nedeniyle, "beş kuruş bile" ödemememe karşın, okurlara, savcılara, yargıçlara eksik, dolayısıyla yanlış bilgi veriliyor.

2. Şikayetçi: Seval Deniz Karahaliloğlu

Karşıyaka 3. Sulh Seza Mahkemesi (İzmir)
Esas No: 2012-289
Karar No: 2012-1119
Karar: Adli para cezası. Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı kaldırıldı, hüküm açıklandı.

MUSTAFA ŞÜKRÜ DEMİRKANLI adlı şahıs, SEVAL DENİZ KARAHALİLOĞLU ile ilgili davanın 14 Ağustos 2012 tarihli "EK KARAR" metnini gizleyerek, okurları, savcıları, yargıçları kandırma yoluna sapıyor. Yazının en altında bahsettiğim 5 Temmuz 2012 tarihinde Resmî Gazete'de yayınlanan yasa 

("YARGI HİZMETLERİNİN ETKİNLEŞTİRİLMESİ AMACIYLA BAZI KANUNLARDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASI VE BASIN YAYIN YOLUYLA İŞLENEN SUÇLARA İLİŞKİN DAVA VE CEZALARIN ERTELENMESİ HAKKINDA KANUN") nedeniyle, SEVAL DENİZ KARAHALİLOĞLU ilgili olarak 14 Ağustos 2012 tarihinde"EK KARAR" verilip, yukarıda anılan 22 Haziran 2012 tarihli karar, bu yasanın çıkmasıyla birlikte, kendiliğinden hukuksal değerini yitirip, benim YARGITAY sürecini başlatmama neden oldu. Yani, yerel mahkeme, benim aleyhime,SEVAL DENİZ KARAHALİLOĞLU adlı şahıs lehine karar vermesine karşın, henüz, YARGITAY kararı çıkmadı.

3. Şikayetçiler: Haluk Bilginer, Kemal Aydoğan, Oyun Atölyesi

İstanbul 35. Sulh Ceza Mahkemesi
Esas No: 2011/ 3218
Karar: 3 ayrı para cezası, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildi.

Ben, Oyun Atölyesi nedeniyle hiçbir ceza asla ve kesinlikle almadım. Yani "3 ayrı para cezası" değil, "2 ayrı para cezası" ve bunun için de herhangi bir para ödemedim.

4. Şikayetçi: Haluk Bilginer

İstanbul 7 Sulh Ceza Mahkemesi
Esas No: 2011/217
Karar: 5 ay hapis cezası, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildi
İstanbul 7. Sulh Ceza Mahkemesi'ndeki şikâyetçi sadece ve yalnızca Haluk Bilginer değil, 3 kişiydi:

1 - Kemal Aydoğan

2 - Nihat Haluk Bilginer
3 - Oyun Atölyesi

5. Mustafa Şükrü Demirkanlı

İstanbul 35. Sulh Ceza Mahkemesi
Dosya No: 2011/ 3131

Karar: Adli para cezası, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildi.

"Karar" doğru, para ödemedim.

6. Şikayetçi: Levent Çağlayan

Trabzon 3. sulh Ceza Mahkemesi
Dosya No: 2012 / 256
Dava aşaması: Karara kaldı, duruşma 2 Aralık 2012

MUSTAFA ŞÜKRÜ DEMİRKANLI adlı şahıs, kararın 2 Aralık 2012 tarihinde verileceğini nereden biliyor? Yargıçla mı konuşmuş? Yoksa, bir tahminde mi bulunuyor? Tahminde bulunuyorsa, neden "tahmin" sözcüğünü kullanmıyor?


8. Şikayetçi Av. Burhan Gün- Nurhan Tekerek

9. Asliye Ceza Mahkemesi
Dosya No: 2010 / 337
Dava aşaması: Karara kaldı.

MUSTAFA ŞÜKRÜ DEMİRKANLI adlı şahıs, önümüzdeki duruşmanın son duruşma, yani karar duruşması olacağını tahmin ettiğini, bu kanıda olduğunu belirtse, (yani, örnekse şöyle bir söz söylese; "Öyle sanıyorum ki...") kendisine karşı hiçbir söz söyleme hakkına sahip olamayacağız. Ancak, MUSTAFA ŞÜKRÜ DEMİRKANLI adlı şahıs, sanki, bu davanın yargıcı gibi net konuşuyor. Ayrıca, hiçbir yargıç, vereceği kararı önceden açıklamaz. Yargıçlar, zâten, ancak ve sadece duruşma ânında konuşurlar, Onların sözleri, kararlarında "gizlidir"...

Bu arada şuna da dikkat çekmek gerekir, MUSTAFA ŞÜKRÜ DEMİRKANLI adlı şahıs, 6. maddeden 7. maddeye geçeceğine, her nedense, birdenbire 8. maddeye atlıyor. Bu bir dalgınlık mı, yoksa bilerek, isteyerek, kasten yapılan bir yanıltma hareketi mi?

12 - MUSTAFA ŞÜKRÜ DEMİRKANLI adlı şahıs, benim durumuma uyan yeni çıkan yasaları, benim lehime gelişen hukuksal durumları, âdeta okurlardan, savcılardan, yargıçlardan gizleyerek, sanki, delil karartmasına benzer hukuksal bir yanlış yola sapmayı yeğliyor:

"SEVAL DENİZ KARAHALİLOĞLU DAVASINDA 'HÜKMÜN AÇIKLANMASININ GERİ BIRAKILMASI' KARARI KALDIRILDIĞI İÇİN, DİĞER DAVALARDAKİ 'HÜKMÜN AÇIKLANMASININ GERİ BIRAKILMASI' KARARLARI DA TEK TEK KALDIRILACAKTIR."

MUSTAFA ŞÜKRÜ DEMİRKANLI adlı şahıs, 2 Temmuz 2012 tarihinde TBMM'de kabul edilip, 5 Temmuz 2012 tarihinde Resmî Gazete'de yayınlanan (Bakınız: Resmî Gazete) yasayı ("YARGI HİZMETLERİNİN ETKİNLEŞTİRİLMESİ AMACIYLA BAZI KANUNLARDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASI VE BASIN YAYIN YOLUYLA İŞLENEN SUÇLARA İLİŞKİN DAVA VE CEZALARIN ERTELENMESİ HAKKINDA KANUN"okurlardan, savcılardan, yargıçlardan gizleyerek, bu yasanın bilinmesinin üzerini kalın bir şalla örterek, gayrimeşru, illegal, yasa dışı davranıp, bilerek, isteyerek, kasten, bana karşı, adliyeye karşı, devlete karşı suç işlemeye devam ediyor hâlâ.


İSTANBUL 27. SULH CEZA MAHKEMESİ (DOSYA NO: 2012/943) İLE 6. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ (DOSYA NO: 2012/481) BÜNYELERİNDE SÜRMEKTE OLAN DAVA DOSYALARI DA İNCELEBİLİR.

SONUÇ VE İSTEM:

Yukarıda sunduğum nedenlerle, şikâyet edilen ve kendisinden 

"DAVACI VE ŞİKÂYETÇİ" olduğum  ve kesinlikle uzlaşmak istemediğim MUSTAFA ŞÜKRÜ DEMİRKANLI adlı şahıs hakkında gerekli soruşturmanın yapılmasını ve cezalandırılması için "KAMU DAVASI" açılmasına karar verilmesini saygılarımla arz ve talep ederim. 16.10.2012

ŞİKÂYETÇİ
HÜSEYİN HİLMİ BULUNMAZ