Oyun'un notu: İstanbul 3. Sulh Ceza Mahkemesi'nden alıp olduğu gibi aşağıya aktardığımız "DURUŞMA TUTANAĞI" metnindeki acemi avukat Uğur Demirci Tosun ve acemi avukat İnan Yılmaz'ın ifade yetersizliği nedeniyle eksik, hatalı olarak dile getirdikleri görüşlerin asıllarına dokunmamakla birlikte, noktalama işaretlerini yerli yerine koyarak, bu acemi avukatların dil ve ifade yetersizlikleri kısmen de olsa gidermeye çalıştık.
***
Ben, haksızlıkların yasalarla korunduğu bir ülkede yaşamak zorunda olduğum için, hiçbir kişiyi, hiçbir zaman, mahkemeye vermemeye büyük özen gösteren biriyim.
Ben, hiçbir kişiyi, hiçbir zaman, mahkemeye vermek istemememe karşın, beni mahkemeye veren kişileri, dilediğim biçimde ve dilediğim zamanda mahkemeye vermekten çok büyük zevk aldığımı da dile getirmeliyim.
Ben, benim bağımsızlığımı ve özgürlüğümü kısıtlamak için elinden gelen tüm olanaklarını sonuna dek, hem de hınzırca kullanan LİNÇÇİ yazar Ömer Faruk Kurhan ve onu savunan(?!) acemi avukatlar Uğur Demirci Tosun ile İnal Yılmaz gibi üniversitelerde terbiye olmak yerine, sadece ilkokul düzeyinde bir "eğitim" gördükten hemen sonra ve ivedilikle gerçek hayata atılan bir emekçiyim.
Ben, içinden çıktığım ve içinde yaşamaktan tarihsel ve toplumsal olarak büyük bir onur duyduğum işçi sınıfının karakterini, tiyatro sanatına eklemlemek istedikçe, tabii ki, karşıma burjuva kültürüyle çıkabilecek insanların çokluğundan ve yoğunluğundan haberdardım.
Ben, haksızlıkları koruyan yasaların ayrımında olsam da, Boğaziçi Üniversitesi diplomasıyla dolaşan LİNÇÇİ yazar Ömer Faruk Kurhan'la karşı karşıya gelmiş bulunsam da, "madem ki beni mahkemeye verdiler, o hâlde, duruşma salonlarını da birer mücadele ringine dönüştürürüm" diye düşünebilme yeteneğini geliştirmiş biriyim.
Ben, bilimsel sosyalizm düşüncesiyle belleğini zenginleştiren bir insan olduğumdan, hangi koşulda olursa olsun, mücadeleyi, bir ekmek gibi, bir su gibi hayatımın bir parçası olarak gördüğümden, bugünkü BERAAT etme seansına göbek atarak katılmış değilim.
Ben, bütün dünyanın işçileri birleşinceye, bütün dünyanın emekçileri iktidarları ellerine geçirinceye dek, bir tek soluğumu bile, kişisel başarılarım için tüketmek istemem.
Ben, ancak...
Ben, tüm sınıfsal isteklerime karşın, bugünkü BERAAT seansının, sadece bireysel değil, aynı zamanda toplumsal bir "kazanım" olduğunu bildiğim için, okurlarıma, izleyicilerime ve tabii ki, 1100 kişilik kişiliksiz kişiden oluşan LİNÇ KAMPANYASI güruhuna, İstanbul 3. Sulh Ceza Yargıçlığı'nın vermiş olduğu BERAAT kararını sunuyorum.
Sosyalist Sanatçı Hilmi Bulunmaz
***
.................T.C.
.............İSTANBUL
3. SULH CEZA MAHKEMESİ
...DURUŞMA TUTANAĞI
DOSYA NO: 2010/8
DURUŞMA TARİHİ: 18/10/2011
CELSE NO: 7.
HAKİM: METİN ÇELİK 34320
KATİP: ASLIHAN CANLI 99617
Belirli gün ve saatte 7. celse açıldı. Açık yargılamaya devam olundu.
Sanık HÜSEYİN HİLMİ BULUNMAZ vekili Av. Volkan Altay geldikleri görüldü.
Katılan ÖMER FARUK KURHAN vekili Av. Uğur Demirci Tosun ve Av. İnan Yılmaz geldikleri görüldü.
Hakim değişikliği nedeniyle eski zabıtlar okundu.
Celse arasında mahkememizce verilen tedbir kararına yapılan itirazın 22. Asliye Ceza Mahkemesi'nce kabul edilerek kararın kaldırıldığı görüldü.
Katılan vekili Av. Uğur Demirci Tosun'dan esas hakkındaki iddiaları soruldu:
"Yazılı ve sözlü tüm beyanlarımızı tekrar ediyoruz. Ayrıca, Asliye Ceza Mahkemesi'nin kararı usulî yönden verilen bir karardır. Bilirkişi raporu çelişkilidir. Halen aynı eylemler devam etmektedir. Sanık tarafından müvekkilimin isimleri zikredilerek sürekli aşağılayıcı sözler söylenmiştir ve bu halen devam etmektedir. Sanığın cezalandırılmasını talep ediyorum" dedi.
Katılan vekili Av. İnan Yılmaz'dan soruldu:
"Meslektaşım, gayet iyi bir şekilde özetleme yapmıştır. İnternet ortamı, sanal bir ortam yaratmıştır. Karşı karşıya geldiğimizde kullanamayacağımız sözleri, internet ve bilişim ağıyla rahatlıkla kullanılabilmektedir. Kişiler, buna yönelik haklarını nasıl kullanacaklar? Ya kısasa kısas ya da hukuksal yönden haklarını kullanacaklar. Bu aşamada, sanığın rahatlıkla kullanabildiğini göze de alırsak, bu tür eylemlerin sona erdirilmesi açısından, sanığın cezalandırılmasını talep ediyorum" dedi.
Sanık müdafiden esas hakkındaki savunması soruldu:
"Yazılı ve sözlü savunmalarımızı tekrar ediyoruz. Müvekkilimin hakaret kastı yoktur. Bu da, bilirkişi raporuyla sabittir. Müvekkilimin beraatine karar verilmesini talep ediyorum" dedi.
Sanık müdafiden son sözü soruldu:
"Müvekkilimin beraatine karar verilmesini talep ediyorum" dedi.
Dosya incelendi; duruşmaya son verildi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Gerekçesi kararda açıklanacağı üzere:
Her ne kadar sanık hakkında hakaret suçundan cezalandırılması istemi ile kamu davası açılmış ise de; sanığın eylemini gerçekleştirirken kullandığı sözcükler sanığın ve katılanın konumları itibarı ile yazı içeriğinin tarafları olabileceği ve içerik itibarı ile incitici dahi olsa bunun eleştirinin özünde olabileceği yazı içeriği itibarı ile de eleştiri sınırları içerisinde kaldığı ve atılı suç kastının bulunmadığı anlaşıldığından sanığın CMK 223/2. a-c maddesi gereğince BERAATİNE,
Yargılama giderlerinin kamu üzerinde bırakılmasına,
Dair karar, sanığın ve katılanın yokluğunda, sanık müdafi ve katılan vekillerinin yüzüne karşı, kanun yolu, süresi ve şekilleri:
"Hazırda bulunanlara kararın açıklandığı tarihten itibaren yedi gün içinde, yokluğunda karar verilenlere kararın tebliği tarihinden itibaren yedi gün içinde, Mahkememiz yetki sınırları içinde bulunan için Mahkememize dilekçe vererek veya zabıt katibine beyanda bulunarak, Mahkememiz yargı sınırları dışında bulunan için Mahkememize dilekçe vererek veya zabıt katibine beyanda bulunarak, Mahkememiz yargı sınırları dışında için bulunduğu yerde aynı derecedeki mahkemeye dilekçe vererek veya zabıt katibine beyanda bulunarak (6217 sayılı yasanın 13. maddesine göre 492 sayılı harçlar kanununun 1 sayılı tarifesinin A-mahkeme harçları bölümü, maktu harçlar kısmının 11-IV/b - bendi" Yargıtay ceza dairelerine yapılacak temyiz başvurularında 40 TL harç alınır" hükmü gereği) 40 TL temyiz harcının temyiz süresinde mahkeme veznesine yatırmak ve makbuzu ibraz etmek suretiyle kararı Yargıtay'da temyiz edebileceği, kararın süresinde temyiz edilmemesi halinde başka bir karara, ihtara, tebliğe ve işleme gerek kalmaksızın kesinleşeceği ve karar gereğinin uygulanacağı açıkça okunup usulen anlatıldı. 18/10/2011
Katip 99617......................................................Hakim 34320
***
Ben, haksızlıkların yasalarla korunduğu bir ülkede yaşamak zorunda olduğum için, hiçbir kişiyi, hiçbir zaman, mahkemeye vermemeye büyük özen gösteren biriyim.
Ben, hiçbir kişiyi, hiçbir zaman, mahkemeye vermek istemememe karşın, beni mahkemeye veren kişileri, dilediğim biçimde ve dilediğim zamanda mahkemeye vermekten çok büyük zevk aldığımı da dile getirmeliyim.
Ben, benim bağımsızlığımı ve özgürlüğümü kısıtlamak için elinden gelen tüm olanaklarını sonuna dek, hem de hınzırca kullanan LİNÇÇİ yazar Ömer Faruk Kurhan ve onu savunan(?!) acemi avukatlar Uğur Demirci Tosun ile İnal Yılmaz gibi üniversitelerde terbiye olmak yerine, sadece ilkokul düzeyinde bir "eğitim" gördükten hemen sonra ve ivedilikle gerçek hayata atılan bir emekçiyim.
Ben, içinden çıktığım ve içinde yaşamaktan tarihsel ve toplumsal olarak büyük bir onur duyduğum işçi sınıfının karakterini, tiyatro sanatına eklemlemek istedikçe, tabii ki, karşıma burjuva kültürüyle çıkabilecek insanların çokluğundan ve yoğunluğundan haberdardım.
Ben, haksızlıkları koruyan yasaların ayrımında olsam da, Boğaziçi Üniversitesi diplomasıyla dolaşan LİNÇÇİ yazar Ömer Faruk Kurhan'la karşı karşıya gelmiş bulunsam da, "madem ki beni mahkemeye verdiler, o hâlde, duruşma salonlarını da birer mücadele ringine dönüştürürüm" diye düşünebilme yeteneğini geliştirmiş biriyim.
Ben, bilimsel sosyalizm düşüncesiyle belleğini zenginleştiren bir insan olduğumdan, hangi koşulda olursa olsun, mücadeleyi, bir ekmek gibi, bir su gibi hayatımın bir parçası olarak gördüğümden, bugünkü BERAAT etme seansına göbek atarak katılmış değilim.
Ben, bütün dünyanın işçileri birleşinceye, bütün dünyanın emekçileri iktidarları ellerine geçirinceye dek, bir tek soluğumu bile, kişisel başarılarım için tüketmek istemem.
Ben, ancak...
Ben, tüm sınıfsal isteklerime karşın, bugünkü BERAAT seansının, sadece bireysel değil, aynı zamanda toplumsal bir "kazanım" olduğunu bildiğim için, okurlarıma, izleyicilerime ve tabii ki, 1100 kişilik kişiliksiz kişiden oluşan LİNÇ KAMPANYASI güruhuna, İstanbul 3. Sulh Ceza Yargıçlığı'nın vermiş olduğu BERAAT kararını sunuyorum.
Sosyalist Sanatçı Hilmi Bulunmaz
***
.................T.C.
.............İSTANBUL
3. SULH CEZA MAHKEMESİ
...DURUŞMA TUTANAĞI
DOSYA NO: 2010/8
DURUŞMA TARİHİ: 18/10/2011
CELSE NO: 7.
HAKİM: METİN ÇELİK 34320
KATİP: ASLIHAN CANLI 99617
Belirli gün ve saatte 7. celse açıldı. Açık yargılamaya devam olundu.
Sanık HÜSEYİN HİLMİ BULUNMAZ vekili Av. Volkan Altay geldikleri görüldü.
Katılan ÖMER FARUK KURHAN vekili Av. Uğur Demirci Tosun ve Av. İnan Yılmaz geldikleri görüldü.
Hakim değişikliği nedeniyle eski zabıtlar okundu.
Celse arasında mahkememizce verilen tedbir kararına yapılan itirazın 22. Asliye Ceza Mahkemesi'nce kabul edilerek kararın kaldırıldığı görüldü.
Katılan vekili Av. Uğur Demirci Tosun'dan esas hakkındaki iddiaları soruldu:
"Yazılı ve sözlü tüm beyanlarımızı tekrar ediyoruz. Ayrıca, Asliye Ceza Mahkemesi'nin kararı usulî yönden verilen bir karardır. Bilirkişi raporu çelişkilidir. Halen aynı eylemler devam etmektedir. Sanık tarafından müvekkilimin isimleri zikredilerek sürekli aşağılayıcı sözler söylenmiştir ve bu halen devam etmektedir. Sanığın cezalandırılmasını talep ediyorum" dedi.
Katılan vekili Av. İnan Yılmaz'dan soruldu:
"Meslektaşım, gayet iyi bir şekilde özetleme yapmıştır. İnternet ortamı, sanal bir ortam yaratmıştır. Karşı karşıya geldiğimizde kullanamayacağımız sözleri, internet ve bilişim ağıyla rahatlıkla kullanılabilmektedir. Kişiler, buna yönelik haklarını nasıl kullanacaklar? Ya kısasa kısas ya da hukuksal yönden haklarını kullanacaklar. Bu aşamada, sanığın rahatlıkla kullanabildiğini göze de alırsak, bu tür eylemlerin sona erdirilmesi açısından, sanığın cezalandırılmasını talep ediyorum" dedi.
Sanık müdafiden esas hakkındaki savunması soruldu:
"Yazılı ve sözlü savunmalarımızı tekrar ediyoruz. Müvekkilimin hakaret kastı yoktur. Bu da, bilirkişi raporuyla sabittir. Müvekkilimin beraatine karar verilmesini talep ediyorum" dedi.
Sanık müdafiden son sözü soruldu:
"Müvekkilimin beraatine karar verilmesini talep ediyorum" dedi.
Dosya incelendi; duruşmaya son verildi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Gerekçesi kararda açıklanacağı üzere:
Her ne kadar sanık hakkında hakaret suçundan cezalandırılması istemi ile kamu davası açılmış ise de; sanığın eylemini gerçekleştirirken kullandığı sözcükler sanığın ve katılanın konumları itibarı ile yazı içeriğinin tarafları olabileceği ve içerik itibarı ile incitici dahi olsa bunun eleştirinin özünde olabileceği yazı içeriği itibarı ile de eleştiri sınırları içerisinde kaldığı ve atılı suç kastının bulunmadığı anlaşıldığından sanığın CMK 223/2. a-c maddesi gereğince BERAATİNE,
Yargılama giderlerinin kamu üzerinde bırakılmasına,
Dair karar, sanığın ve katılanın yokluğunda, sanık müdafi ve katılan vekillerinin yüzüne karşı, kanun yolu, süresi ve şekilleri:
"Hazırda bulunanlara kararın açıklandığı tarihten itibaren yedi gün içinde, yokluğunda karar verilenlere kararın tebliği tarihinden itibaren yedi gün içinde, Mahkememiz yetki sınırları içinde bulunan için Mahkememize dilekçe vererek veya zabıt katibine beyanda bulunarak, Mahkememiz yargı sınırları dışında bulunan için Mahkememize dilekçe vererek veya zabıt katibine beyanda bulunarak, Mahkememiz yargı sınırları dışında için bulunduğu yerde aynı derecedeki mahkemeye dilekçe vererek veya zabıt katibine beyanda bulunarak (6217 sayılı yasanın 13. maddesine göre 492 sayılı harçlar kanununun 1 sayılı tarifesinin A-mahkeme harçları bölümü, maktu harçlar kısmının 11-IV/b - bendi" Yargıtay ceza dairelerine yapılacak temyiz başvurularında 40 TL harç alınır" hükmü gereği) 40 TL temyiz harcının temyiz süresinde mahkeme veznesine yatırmak ve makbuzu ibraz etmek suretiyle kararı Yargıtay'da temyiz edebileceği, kararın süresinde temyiz edilmemesi halinde başka bir karara, ihtara, tebliğe ve işleme gerek kalmaksızın kesinleşeceği ve karar gereğinin uygulanacağı açıkça okunup usulen anlatıldı. 18/10/2011
Katip 99617......................................................Hakim 34320