Bulunmaz Tiyatro'dan Uğur Özkan'la (solda) Sabri Can Locva
Aykırı Şiirler
Uğur Özkan
4 Mayıs 2010
Şair olmaya çalışan bir insanın en yakın dostu şiirler mi olmalıdır? Bunu kabullenmiyorum; daha yanlışı, şiirler bunu kabullenmiyor. Ne zaman yeni bir umutla bir şiir okumaya çalışsam, o şiir, vücudumdaki delinmemiş yeri bulup orayı deliyor ve harflerini oraya sıkıştırıveriyor. Bedava taşımacılık hizmeti veriyorum o şiirlere. Birilerine hep şunu öneriveriyorum:
"Bak! Şu şiiri bir okusana, ne kadar anlamlı."
En asil şairlerin şiirleri, sayemde beleşe gidiveriyor. Ne mutlu şiirleri beleşe getiren(ler)e(!)
Aslında kitaplığımda ("kütüphanemde" demeyi ne çok isterdim), sadece iki tane şiir kitabı bulunuyor(du). Şimdi artık, her iki şiir kitabı da, önümdeki masada bulunuyorlar. Mesela herhangi bir sayfa açıp bir iki dizeyi (ki, çoktan okumuş ve yazmaya hazırlanıyorumdur) size okusam, bahsettiğim şeyi hemen anlayacaksınız.
"Ben şiirlere eğildikçe
Eğildikçe şiirler üzerime!" 1
dizeleriyle karşı karşıya kaldım. Gördünüz ya bahsettiğim konuyu dahi biliyorlar, hazırlıklarını yapıyorlar.
Kitaplığımdaki ("kütüphanemdeki" değil) diğer şiir kitabını daha yeni satın aldım (sanırım henüz bir ay olmuştur). Sevdiğim bir şairin seçme şiirlerinin yer aldığı bir kitap (şiir seçkisini hazırlayan kişinin, anlatacağım olayda herhangi bir katkısı var mıdır bilinebilir). Geçen gün, bir şiir ezberledim bu kitaptan. Bu şiiri ezberledikten çok sonra, uygunsuz bir yerde nefret ettim kendimden ve o şiirden. Gözyaşlarımı harcamamam gerekirdi; insanların beni dışarıdan sert görmeleri gerekirdi; olmadı. Oysa şiirin tamamı karşı değildi bana; sadece iki dize ile bir anlık düşüncenin birleşmesi yetti o yerdeki gözyaşlarımın sağanak hâlinde dökülmesine:
"Her biri kendince kopmayı bekler
Çocuk büyüsün hele" 2
Sadece bir şiir, iki dizesiyle bana akıl verme gafletinde bulunmuştu. Nereden bilecekti benim yüzde elli bir (%51) mutsuz olduğumu? O, tüm temiz kalpliliğiyle (şiirlerin kirli olduğunu asla anlayamam) bana;
"buza tut acını
yasaklara daldır" 3
diyerek akıl verirken, buzlukta buz kalıbı olmadığını bilemezdi. Aslında, belki, ben, dokuz yaşımdayken söylese, buza tutabilirdim acımı. Çünkü sırf buz yapmış olmak için, buz kalıbındaki buzları emerek, kırarak, atarak yok eder ve yeniden suyla doldurup tekrar buz yapardım. Herhalde, K.'ya da dava açmış olmak için dava açmışlardı.
(Sahi, bunu kim yapardı?)
Yazdığım bir şiirden iki dize geldi aklıma -ikiden fazla dize hiç gelmez aklıma zaten-
Sakın gitme
Kaf dağının arkasına.
demiştim sanırım. Büyük saçmalıklar sarf etmişim. Oysa ki ben, onun için Kafdağı'nın arkasındayım. Beni buraya kimin getirdiğini biliyor değilim ve kimseyi de suçlamayacağım bu yüzden. Yapacağım tek şey, sözlerini bir türlü anlamadığım güzel Fransız şarkılarını dinlemek olacak. Edith Piaf ışık içinde yatsın; onu dinlemiyorum. Size tavsiye edebilmem için, yetersiz Fransızcamla çevirmem gerekir bu şarkının başlığını:
"Seni Sevdim, Seni Seviyorum, Seni Seveceğim." 4
Sağ olun; sayenizde, şarkıların bile bana karşı olduğunu anlıyorum.
1 - İhsan Işık; Benim Maceram
2 - Behçet Necatigil; Dörtlü Yonca
3 - Hayrettin Geçkin; Renk ve Tuz
4 - Francis Cabrel; Je T'aimais, Je T'aime, Je T'aimerai
***
Ayrıca bakınız:
Oyuncu Uğur Özkan, şiir de yazıyor!
Oyuncu Oğuzcan Önver, şiir de yazıyor!
GENÇ BİR OYUNCUNUN ANI DEFTERİ / 1
GENÇ BİR OYUNCUNUN ANI DEFTERİ / 2
Bulunmaz Tiyatro'da aynı anda iki grup çalıştı!
Bulunmaz Tiyatro oyuncularından bir kısa film!
Bulunmaz Tiyatro oyuncularından bir kısa film!
Oğuzcan Önver, Uğur Özkan, Sabri Can Locva, Kâzım Şimşek ve diğerlerinin kısa filmlerle derin duygular anlatma çabasına aklımızın gücüyle katkı sunmak