9 Ekim 2009 Cuma

LİNÇ KAMPANYASIndan imzasını çeken Nedim Saban'ın (tiyatrokare) sunduğu "Bu Da Benim Ailem" adlı oyun, benimsemediğimiz bir tür olsa da izlenebilir!

Hilmi Bulunmaz
9 Ekim 2009


"Tiyatro Dergisi'nin editör 'açılımını' yürekten kutluyorum."*
Nedim Saban


Nedim Saban'ın kurup yönettiği tiyatrokare, Kültür Bakanlığı çanağı menüsüne uyum sağlayan "Bu Da Benim Ailem" adlı oyununu, "davetli misafirler kitlesi" önünde görücüye çıkardı!

Dün akşam, tiyatrokare'nin "Bu Da Benim Ailem" adlı oyununu, sosyalist bir sanatçı, bir yayıncı, bir linçzede ve "davetsiz bir misafir" olarak, Profilo Alışveriş Merkezi'ndeki Tiyatro İstanbul'un salonunda izledim. Türkiye tiyatrosunu düzeysizleştirmek için ömrünü yatıran, Tiyatro... Tiyatro... dergisinin "Sahibi ve Yayın Yönetmeni (Sorumlu)" Mustafa Şükrü Demirkanlı'nın başlattığı ve tam 1100 kişi tarafından imzalandığı iddia edilen bir LİNÇ KAMPANYASI ile sanatsal ifade olanakları imha edilmek istenen iki kişiden biri olan Coşkun Büktel'in davetli misafir olmasından yararlanarak, Büktel ve Kâzım Şimşek'le birlikte izlediğim bu oyun, her ne denli, benim dünya görüşüme karşıt bir dille sahnelense de, bu oyunu izlediğim için hoşnutum.

tiyatrokare'nin sayesinde, Profilo Alışveriş Merkezi kapısından ilk kez içeri girdim. Sanatın pek duyumsanmayıp, tamamıyla ticaretin egemen olduğu bu merkez, insanda estetik duygu oluşturmuyor. Yaşamı estetize etmek yerine, yaşamı metalaştıran bir mekân olan Profilo Alışveriş Merkezi'nde oyun sunmak, ne denli sağlıklı bir davranış? Bu sorunun yanıtı zor yada bu sorunun tek bir yanıtı var; orada oyun sunmak, kapitalizmi yeniden oluşturmak anlamına gelir!

Kültür Bakanlığı çanağı yalayarak tiyatro sunmak zorunda kalan topluluklardan biri olan tiyatrokare, , ister istemez, Kültür Bakanlığı'nın (kapitalist üretim ilişkilerinin) zorunlu kıldığı sanatsal ölçütlere göre hareket ediyor. İleri kapitalist ülkelerdeki "iş garantisi" oyunları, "tiyatro müşterisi" için yeniden ısıtan tiyatrolar bağlamına dahil etme anlamında hiçbir bir ikirciklenme yaşamadığımız tiyatrokare, o ülkelerdeki "sabun köpüğü" konulardan biri olan "Bu Da Benim Ailem" adlı oyunu Türkiye'ye taşırken, köpüğü unuttuğu yada imal edemediği için, "köpüksüz bir sabun" sunmanın ötesine geçemiyor.

Başta Metin Serezli olmak üzere, oyuncuların tüm gayretlerine ve Nedim Saban'ın Tiyatro... Tiyatro... dergisinde "editör"* olabilecek denli "prezantabl" olmasına karşın, "Bu Da Benim Ailem", Kültür Bakanığı çanağı menüsüne uyum sağlayan bir düzey ve düzlem tuttursa da, Türkiye tiyatrosuna hiç, ama hiçbir şey ekleyemeden, elimizden bir sabun gibi kayıp gidiyor.

***

* Tiyatro... Tiyatro... dergisi, Eylül 2009, Sayı 205

Ayrıca bakınız: Yalan makinesi ve küfürbaz Mustafa Demirkanlı'nın sözde küfre karşı kampanyasına alet olanların imzaladıkları metni ve alet olanları teşhir ediyoruz!

Linç imzacıları listesi