14 Mayıs 2009 Perşembe

Coşkun Büktel
14 Mayıs 2009



BÜKTEL VE BULUNMAZ'A YÖNELİK LİNÇ ÇAĞRISINA İMZA VERENLERİN SAYISI 1006 KİŞİYE YÜKSELDİ


BİZ HÂLÂ İKİ KİŞİYİZ!


...Ve hâlâ hiç kimseden destek talep etmedik / etmiyoruz


Yalana, iftiraya, yeteneğin aforoz edilmesine, yeteneksizliğin yüceltilmesine, onursuzluktan onur duyulmasına, cehaletin kibrine, yalan ve iftiranın bayrak yapılıp kitlelerin bu bayrak altına çağrılmasına, "Yaşasın Sansür" naralarına, İBŞT tiyatro emekçilerinin maaş güvencesinin Mustafa Demirkanlı tarafından "hantallık oluşturmuyor mu?" diye sorgulanmasına, "rezaletin son sahnesi"ne, eleştiride "üç maymun" kriterlerinin egemen olmasına, konuşan Türkiye'nin susan eleştirmenlerine, ibret verici omurgasızlık örneklerine, tiyatro sanatının çirkeflikle barış içinde bir arada olmasına, yönetmen tiyatrosunun salaklıklarına, Nâzım'ın budanıp "diyet Nâzım" yapılmasına ve küfür niteliğinde daha yüzlerce tiyatral kepazeliğe itiraz etmemiş, hayatları boyunca suskun kalmış, o kepazelikleri sorun saymamış olan "linç çağrıcısı vandallar";

Türk tiyatrosunda, neyi sorun sayıyor, neye itiraz ediyor dersiniz?
"Linç çağrıcısı vandallar", link vererek sıraladığımız bütün o kepazelikleri sorun sayan ve eleştiren yegâne iki insanın (Coşkun Büktel ve Hilmi Bulunmaz'ın) uslûbunu sorun sayıyorlar. Tiyatromuzda Büktel ve Bulunmaz'ın uslûbundan daha önemli bir sorun görmüyor, Büktel ve Bulunmaz'ın "açıkça, mertçe, Türkçe" netçe üslubuna karşı kampanya düzenliyorlar.

Tiyatromuzdaki somut ve eylemli küfürlere inatla gözlerini yumdukları halde
"Linç çağrıcısı vandallar; gözlerini yummayı inatla reddeden Büktel ile Bulunmaz'ı, sırf kepazeliklerin üstüne gittikleri ve kepazelerin takma isimle yapılmış sapıklıklarını teşhir ettikleri ve takma isimli sapıkların gerçek isimli destekçilerini sert bir dille eleştirdikleri için, "küfürbaz" diye yaftalıyor ve onları "hakaret ve küfürlerinden dolayı kınıyor, ahlâki bir tutum geliştirmeye davet" ediyorlar.

"Yalan makinası ve 'sicilli' küfürbaz" Mustafa Demirkanlı, 3. Abdülhamid lâkabını bileğinin hakkıyla kazanmış "Yaşasın sansür"cü Ertuğrul Timur ve "tehditkâr bileyci" Ömer F. Kurhan tarafından başı çekilen linç çağrıcıları, beni ve Bulunmaz'ı "ahlaki bir tutum geliştirmeye" davet etmekle, Hilmi'yi bilmem ama, bana şunu demiş oluyorlar:

"Büktel'e
dansöz elbisesi giydiren, Büktel'in fotoğrafını penis üstüne yapıştıran takma isimli sapık Burak Caney'e, 'orospu çocuğu' demekten vazgeç. Burak Caney'i unut! Size yönelttiği kalleş saldırılara rağmen ya da o saldırılar yüzünden Burak Caney'e teşekkür sunan,

"Sırça köşke çıkıp, elle tutulur –doğru veya yanlış- hiçbir şey üretememiş, kendi hayal dünyalarında önüne gelen herkese küfreden Coşkun Büktel ve onun kuyumcu arkadaşını, hiçbirimizin yapamadığı bir kararlılıkla gözler önüne seren Burak Caney'in çabalarına teşekkür için sunuyorum."

diyen Demirkanlı'nın; Burak Caney'in korsan sitesinde köşe yazarlığı yaparak BC'yi desteklediğini unut! Timur'un BC'ye verdiği destek yüzünden özeleştiri yapmış olmasına rağmen bugün yine aynı tas aynı hamama dönüp Burak Caney'in yaptıklarını bu kez açık adıyla aynen tekrarlamakta olmasını unut! Bileyci Kurhan'ın bütün bu alçaklıklara aktif destek veriyor olmasını unut! Özdemir Nutku iftirasına bizim yaptığımız gibi sen de gözlerini yum! Bizim gibi sen de skandalları görme! O zaman sen de bizim gibi 'ahlaklı bir tutum' geliştirmiş olursun

"Ha, bizim ahlakımıza, bizim uslubumuza uymazsan, ne mi olur? Geniş bir ekiple binlerce imza toplar, seni 'halk düşmanı' ilan ederiz. Eh, 'halk düşmanı' olduğuna göre, eninde sonunda, halk kahramanı olmak arzusuyla kıvranan nice babayiğit vatan evlatlarından biri, durumdan vazife çıkararak, Timur'un sitesinde yayınladığı
İrfan Aslanhan mesajında dendiği gibi, 'şiddette gazlanır' ve kafanı gözünü patlatıverir."

Durumun vahametini kavrıyor olmama rağmen,
"Linç çağrıcısı vandalların önerdiği üç maymun uslûbu ile "ahlaki tutum"u çok daha vahim bir ahlaksızlık ve bu ülkenin tiyatro sanatına "küfür" saydığım için, "Bileyci"nin bilediği bıçaklara rağmen, "Adanalı"nın "gerekeni yaparım veya yaptırırım" tehditlerine rağmen, Timur'un "hayat hakkı tanımayalım", "dürüp kenara atalım" söylemlerine rağmen, toplayabilecekleri en fazla beş-on milyon imzaya rağmen, "Linç çağrıcısı vandalların davetini reddediyorum.

Bizim yazılarımızı, yani bizim görüşlerimizi gizledikleri insanlardan, bize karşı imza toplamayı ahlaklarıyla bağdaştırabilen
linç çağrıcıları, Türk tiyatrosundaki ortalama zekânın, aleyhlerine imza verilen iki kişinin ne söylediğini merak etmeye yetmemesinden yararlanarak, şimdilik, 1006 rakamına ulaşmış. Linç çağrısına imza veren "nezih" insanların ulaştığı son rakamı görmek veya linç çağrısına imza vermek için, lütfen, linççilerin "Temiz Tiyatro" adını verdiği kirli siteyi...

TIKLAYINIZ!