Coşkun Büktel
4 Mart 2009
Üstün Akmen, Aykut Işıklar (ya da Hilmi Bulunmaz'ın koyduğu adla: "Aykut Dokuzışıklar") ırkçılığına karşı gösterdiği samimi demokratik tepkiyi, nedense, kendi kendine ödül veren Tuncer Cücenoğlu'na karşı gösteremiyor.
AKMEN, BİN DEREDEN SU GETİREREK, CÜCENOĞLU'NU VE KENDİ KENDİNE ÖDÜL VEREN DİĞER JÜRİ ÜYELERİNİ UMUTSUZCA AKLAMAYA ÇALIŞIYOR!
Sayın Akmen, sağolsun, bir süredir, (tam olarak, onun Aykut Işıklar ırkçılığına karşı çıkışını yorumlarımızla desteklediğimiz tarihten bu yana) kendi özel yazılarını ve başkanı olduğu Tiyatro Eleştirmenleri Birliği'nin (TEB) bildirilerini bize de gönderiyor. Akmen'i eleştirmek yerine takdirle alkışlamak bize daha çok zevk vermişti. Ama ne yazık ki, Akmen'i (ya da herhangi bir skandal karşısında cesur bir duruş sergileyebilmiş herhangi bir tiyatrocuyu) alkışlama fırsatını ancak yüzyılda bir bulacağımız anlaşılıyor.
Muhsin Ertuğrul tiyatro ödülleri skandalıyla ilgili olarak TEB'in yayınladığı bildiriyi, aşağıda, bir önceki kısa sunuş yazımızda, "çifte standart" belirlemesi yaparak eleştirmiştik. Akmen'in aynı konuda, bu kez kendi imzasıyla yayınladığı yazıyı ise, başlıkta belirttiğimiz üzere, "kendi kendine ödül veren jüri üyelerini eleştirirmiş gibi yaparken aslında kurnazca(!) aklamaya çalışmakla" eleştiriyoruz. Akmen, kendi kendine ödül vermiş duruma düşen, örneğin, Tuncer Cücenoğlu" için, yazısında diyor ki:
..........Sevgili Tuncer Cücenoğlu, aynı kategoride kendi oyununu oynayan ve okutmanlarından olduğu Müjdat Gezen Tiyatrosuna ve oyununun oyuncu kadrosuna; Dilek Tekintaş, bağlı olduğu kurumdan Mehmet Gürkan’a, Macit Koper’e, Barış Dinçel’e, Duygu Türkekul’a, Çağlar Çorumlu’ya, “Maskeliler” oyununa, “İnek” oyunundaki oyuncu kadrosuna oy verdi mi, vermedi mi diye sorgulama açtım.
Sayın Akmen, demek istiyor ki, Cücenoğlu kendi oyununa oy vermediyse sorun yoktur. Cücenoğlu'nun da üyesi bulunduğu jürinin Cücenoğlu'nu "en iyi yazar" seçmesi, eğer Cücenoğlu kendine oy vermediyse gayet normaldir. Sayın Akmen'in "bu kafayla" Evrensel gazetesi yazarı olması, Evrenselcilerin ve okurlarının bileceği iştir. "Bu kafayı" tercih ediyor olabilirler. Ama Akmen'in "bu kafayla" TEB'i yani tiyatro eleştirmenlerini yönetiyor olması, tiyatromuzda eleştiri diye bir şey bulunmayışının kökeninde ne tür olguların bulunduğunu çarpıcı biçimde belgeliyor. Eleştirmenlerimizin başkan seçtiği zihniyet, tiyatro dışından gariban bir gazeteci suç işlediğinde, tepki verebiliyor; ama tiyatromuzun su başlarını tutanlar suç işlediğinde, yalnızca "örtbas" etme yönünde tepki veriyor. Tıpkı, amatör ve profesyonel tüm Türk tiyatrosunun yaptığı gibi...
Akmen'in yazısını okuduktan sonra, Hilmi Bulunmaz'a demiştim ki: "Akmen, Cücenoğlu ve diğer jüri üyelerine deterjan öneriyor. 'Çıkın, kendi eserinize ya da kadronuza oy vermediğinizi söyleyin, biz de sizi aklanmış sayalım', diyor. Yarın görürsün, Cücenoğlu bu deterjana hemen atlayacaktır. Ama tabii Akmen onları aklanmış saydı diye halkın da sayacağını hiç sanmıyorum." demiştim. Bir konuda yanıldım: Cücenoğlu yarını beklemedi. Hilmi'ye bunu dememden yalnızca saatler sonra, Cücenoğlu, Akmen'in uzattığı deterjanı kapıp kendini Akmen formülüyle aklamaya kalkıştı. (Bakınız: "Cücenoğlu kurban rolünde")
Akmen'i, ya da skandalları "örtbas" işlevini kendine yakıştırabilen tüm tiyatrocuları, bir kez daha kınarken, Akmen'in yazısını okurlarımızın dikkatine sunuyoruz:
TİYATROMUZDA “MUSTABEY ÖDÜLLERİ” VE AÇTIĞI KÖR KUYU
NOT: Bu arada ödülü reddetmiş olan Cihan Ünal ile Müjdat Gezen'i tebrik ediyoruz.
4 Mart 2009
Üstün Akmen, Aykut Işıklar (ya da Hilmi Bulunmaz'ın koyduğu adla: "Aykut Dokuzışıklar") ırkçılığına karşı gösterdiği samimi demokratik tepkiyi, nedense, kendi kendine ödül veren Tuncer Cücenoğlu'na karşı gösteremiyor.
AKMEN, BİN DEREDEN SU GETİREREK, CÜCENOĞLU'NU VE KENDİ KENDİNE ÖDÜL VEREN DİĞER JÜRİ ÜYELERİNİ UMUTSUZCA AKLAMAYA ÇALIŞIYOR!
Sayın Akmen, sağolsun, bir süredir, (tam olarak, onun Aykut Işıklar ırkçılığına karşı çıkışını yorumlarımızla desteklediğimiz tarihten bu yana) kendi özel yazılarını ve başkanı olduğu Tiyatro Eleştirmenleri Birliği'nin (TEB) bildirilerini bize de gönderiyor. Akmen'i eleştirmek yerine takdirle alkışlamak bize daha çok zevk vermişti. Ama ne yazık ki, Akmen'i (ya da herhangi bir skandal karşısında cesur bir duruş sergileyebilmiş herhangi bir tiyatrocuyu) alkışlama fırsatını ancak yüzyılda bir bulacağımız anlaşılıyor.
Muhsin Ertuğrul tiyatro ödülleri skandalıyla ilgili olarak TEB'in yayınladığı bildiriyi, aşağıda, bir önceki kısa sunuş yazımızda, "çifte standart" belirlemesi yaparak eleştirmiştik. Akmen'in aynı konuda, bu kez kendi imzasıyla yayınladığı yazıyı ise, başlıkta belirttiğimiz üzere, "kendi kendine ödül veren jüri üyelerini eleştirirmiş gibi yaparken aslında kurnazca(!) aklamaya çalışmakla" eleştiriyoruz. Akmen, kendi kendine ödül vermiş duruma düşen, örneğin, Tuncer Cücenoğlu" için, yazısında diyor ki:
..........Sevgili Tuncer Cücenoğlu, aynı kategoride kendi oyununu oynayan ve okutmanlarından olduğu Müjdat Gezen Tiyatrosuna ve oyununun oyuncu kadrosuna; Dilek Tekintaş, bağlı olduğu kurumdan Mehmet Gürkan’a, Macit Koper’e, Barış Dinçel’e, Duygu Türkekul’a, Çağlar Çorumlu’ya, “Maskeliler” oyununa, “İnek” oyunundaki oyuncu kadrosuna oy verdi mi, vermedi mi diye sorgulama açtım.
Sayın Akmen, demek istiyor ki, Cücenoğlu kendi oyununa oy vermediyse sorun yoktur. Cücenoğlu'nun da üyesi bulunduğu jürinin Cücenoğlu'nu "en iyi yazar" seçmesi, eğer Cücenoğlu kendine oy vermediyse gayet normaldir. Sayın Akmen'in "bu kafayla" Evrensel gazetesi yazarı olması, Evrenselcilerin ve okurlarının bileceği iştir. "Bu kafayı" tercih ediyor olabilirler. Ama Akmen'in "bu kafayla" TEB'i yani tiyatro eleştirmenlerini yönetiyor olması, tiyatromuzda eleştiri diye bir şey bulunmayışının kökeninde ne tür olguların bulunduğunu çarpıcı biçimde belgeliyor. Eleştirmenlerimizin başkan seçtiği zihniyet, tiyatro dışından gariban bir gazeteci suç işlediğinde, tepki verebiliyor; ama tiyatromuzun su başlarını tutanlar suç işlediğinde, yalnızca "örtbas" etme yönünde tepki veriyor. Tıpkı, amatör ve profesyonel tüm Türk tiyatrosunun yaptığı gibi...
Akmen'in yazısını okuduktan sonra, Hilmi Bulunmaz'a demiştim ki: "Akmen, Cücenoğlu ve diğer jüri üyelerine deterjan öneriyor. 'Çıkın, kendi eserinize ya da kadronuza oy vermediğinizi söyleyin, biz de sizi aklanmış sayalım', diyor. Yarın görürsün, Cücenoğlu bu deterjana hemen atlayacaktır. Ama tabii Akmen onları aklanmış saydı diye halkın da sayacağını hiç sanmıyorum." demiştim. Bir konuda yanıldım: Cücenoğlu yarını beklemedi. Hilmi'ye bunu dememden yalnızca saatler sonra, Cücenoğlu, Akmen'in uzattığı deterjanı kapıp kendini Akmen formülüyle aklamaya kalkıştı. (Bakınız: "Cücenoğlu kurban rolünde")
Akmen'i, ya da skandalları "örtbas" işlevini kendine yakıştırabilen tüm tiyatrocuları, bir kez daha kınarken, Akmen'in yazısını okurlarımızın dikkatine sunuyoruz:
TİYATROMUZDA “MUSTABEY ÖDÜLLERİ” VE AÇTIĞI KÖR KUYU
NOT: Bu arada ödülü reddetmiş olan Cihan Ünal ile Müjdat Gezen'i tebrik ediyoruz.