14 Şubat 2009 Cumartesi

Kurhan'ın yazısını YORUMSUZ sunuyoruz! / 3

Nihayet Mesele Anlaşıldı


Ömer F. Kurhan

14 Şubat 2009


Bulunmaz ve Büktel’in dezenformasyon üretiminin maksadı, bir şekilde İATP-G ile iletişime geçmemiş dedikodu yazarının ikinci mektubu sayesinde netleşmiş oldu. Bu nedenle, her ne sayıklarsa sayıklamış olsun, dedikodu yazarına bir teşekkür borçluyuz. OYUN sitesine gönderdiği ikinci yazısında sadete gelmiş ve asıl derdini açıklamış. İyi de bunu yapması için lafı bu kadar dolaştırıp bilip bilmeden atıp tutmanın manası neymiş?

Anladık, Bulunmaz ve Büktel şu taciz karşıtı kampanyayı didikleyip yıpratma isteğiyle yanıp tutuşmuşlar. Eveleyip geveleyerek kampanyaya faydamız olamıyor, bari bir zararımız olsun demişler. Tam bu sırada bir dedikodu yazarı çıkagelmiş ve onlar da üstüne atlamışlar.

Dedikodu yazarının ikinci mektubu şu tiyatro eğitiminde cinsel taciz meselesinin açıklığa kavuşturulması için çözüm önerisi bile yapmış. Bulunmaz da bu çözüm önerisini ciddiye alıp yayımlamış. Bu normal sayılmalı, çünkü insani meseleleri seyirlik eğlence ve dedikodu malzemesi haline getirmek gibi bir anlayış ve alışkanlığa sahipler. Yani vicdani tavır ve duruştan rahatsız bir yaşam tarzına gömülmüşler.

Arkadaşlar arasında her konu açıldığında “Büktel’e rağmen Büktel’in yazarlık haklarını savunmak ne kadar olanaklı?” sorusunu boşuna sormadım bugüne kadar. Kendi haklarını savunma ve kamuoyu vicdanına sunma becerisinden yoksun Büktel ve yakın dost çevresinin, eğitimde cinsel taciz gibi insani bir meseleye yaklaşımı ne kadar ciddi ve samimi olabilir?

Ben dedikodu yazarının ikinci mektubunu okuduktan sonra psikolojik problemleri olan ve hasta hakları çerçevesinde dolaylı da olsa rahatsız edilmemesi gereken bir kişi olabileceği yolunda bir kanaate ulaştım. Bu nedenle söz konusu şahıs kanlı canlı ortaya çıkana dek, doğrudan kendisine dönük bir yanıt yazılmasını doğru bulmuyorum. Yok eğer gerçekten bu isimde birisi var ve ruh sağlığı da elveriyorsa, kendisiyle canlı iletişim kurulması ve eleştirilerini İATP-G sitesine de yollamasının teşvik edilmesi gerektiğini düşünmekteyim. Böylece saçmalama eylemi ile akıl yürütme eylemi arasındaki farkı öğrenme şansına kavuşacaktır. Bu vakada dedikodu ve dezenformasyon yayıncılığını ilke edinen OYUN sitesinden böyle bir hizmet beklemesi yanlış olur.

Dedikodu yazarının ruh sağlığına ilişkin niçin kuşkuya kapıldın sorusuna yanıtım şudur: OYUN sitesinde yayımlanan ikinci mektubunda güya Esatoğlu’nun nasıl haksızlığa uğradığı anlatılıyor ve konuyu ele almak üzere bir araya gelme önerileri filan yapılıyor, ama bu konuda tamamen hayali ve gerçeklikten kopuk bir dünya kurgulanmış görünüyor.

Tiyatro eğitiminde cinsel taciz meselesi ile ilgili gelişmeler çok farklı. İATP-G ile Esatoğlu arasında bir diyalog zaten kurulmuş durumda. Bu diyalog Türkiye Tiyatrolar Birliği’nden (TTB) Orçun Masatçı aracılığıyla kuruldu ve devam ediyor. Şöyle de söylenebilir: TTB ve İATP-G temsilcileri bu konuyu kendi aralarında ele almaya başlamış durumdalar.

Şimdi bu tip gelişmeleri OYUN gibi dedikodu ve söylenti üzerinden yayıncılık yapma ve oradan da dezenformasyona batma başarısı gösteren bir siteden takip etme imkânı olabilir mi? İnternet ortamından gelişi güzel malzeme devşirip yayımlamayı tiyatro yayıncılığı zannedenler mi bu gelişmeleri sorup soruşturup takip edecekler?

Tiyatro eğitiminde cinsel taciz suçlamasıyla yüzleşmeyi ilkesel olarak reddetmediği aktarılan Esatoğlu’nun kendisini savunma ve konuyla ilgili düşüncelerini dile getirme hakkı tabii ki vardır. İATP-G temsilcilerinin aktarımına göre, şu aşamada, meseleyi ele alabilecek bir komisyonun biçimi ve işleyişi üzerine sürdürülmesi gereken bir tartışma var. Görüşmelerden samimi ve yapıcı sonuçlar elde edilebildiği takdirde, genel olarak tiyatro camiası adına bir kazanım elde edileceğine kuşku yoktur.

Bu tip ciddiyet ve sorumluluk talep eden konularda, artık torun sahibi olabilecek yaşa da gelmiş Bulunmaz ve Büktel gibi şahsiyetlerden ciddiyet ve sorumluluk talep etmenin anlamsız olduğu sonucuna ulaşmak zor değil. Tiyatrocu genç kuşaklara örnek olabilecek davranışlar sergilemek bir yana, insani bir meseleyi sulandırmama becerisi dahi gösteremiyorlar. Pekiyi bu onları ilginç mi kılıyor? Aksine, fazlasıyla sıradanlar.

(Kaynak: istanbul alternatif tiyatrolar platformu - girişim)

***

Oyun'un notu: Bakınız; "12 Mart Faşizmi Kültür Bakanı Talât Halman'a Emek Ödülü veren TAKSAV'ın neden olduğu tiyatral ve siyasal tartışma, tiyatro dünyasındaki yerini koruyor"