29 Ocak 2009 Perşembe

Hilmi Bulunmaz'la Kazım Şimşek; "Aykut Işıklar"ı, "Atilla Olgaç"ı ve "Şehir Tiyatroları"nı "dangalaklar"ın bile anlayacağı bir dille irdeliyorlar!


H. Bulunmaz'la K. Şimşek; Kazmacıbaşı, A. Olgaç, A. Işıklar vs. konuşuyor from Cemal Bulunmaz on Vimeo.
Okurlarımızın ve izleyicilerimizin dikkatine (29 Ocak 2009): Aşağıya aktardığımız, Evrensel gazetesi "tiyatro eleştirmeni" Metin Boran'ın "Aykut Işıklar"ı, "Atilla Olgaç"ı, "Şehir Tiyatroları"nı ele aldığı 27 Ocak 2009 tarihli yazıyı okumadan önce; yukarıda bulunan ve Hilmi Bulunmaz'ın "Aykut Işıklar"ı, "Atilla Olgaç"ı, "Şehir Tiyatroları"nı ele aldığı 25 Ocak 2009 tarihli videoyu mutlaka izleyiniz.


RAMP IŞIKLARI


Yazıklar olsun size!


Metin Boran
27 Ocak 2009


İstanbul tiyatro ortamı üç farklı gündem ve polemiği yoğun olarak yaşamasına karşın nedense ortalık çalkalanmıyor. ‘Bugün’ adlı faşist gazetenin magazin yazarı ve geceleri sokakların karanlık adamı Aykut Işıklar Türkiye’de tiyatroların sorunları olduğunu, olabileceğini dile getirdikten, ancak bu sorunlara nedense Musevi asıllı bir sanatçı olduğunu söylediği Nedim Saban’ın sadece duyarlı olduğunu belirttikten sonra Saban’ın ticari yaşamını da tartışmaya dahil ederek kendince aşağılıyor ve densizlik ederek bir tür ırkçılık yapmakta bir beis görmüyor. Aykut Işıklar’a bir çift söz: Sana ne oluyor magazinci, kim hangi kökenden olursa olsun, sanat gibi toplumsal bir eylemin sorunlarına bir vatandaşın duyarlı olması seni neden acıtıyor. Yazıklar olsun sana. Senin magazinci dostların, işbirlikçi düzenbazlar Ahmet Kaya’yı da bu tür tavırlarla sürgüne göndermiştiniz. Unutulmadı senin ve şürekanın yaptıkları. Bu densizliğe TEB (Türkiye Eleştirmenler Birliği) başkanı sayın Üstün Akmen gereken tepkiyi gösterdi ancak adı geçen kurumun dışında diğer sanatçı örgütleri, kişi ve kurumlardan etkili bir ses çıkmadı. Onlara da yazıklar olsun.

Diğer bir skandal ise tiyatro sanatçısı olan ama sahnelerde pek görünmeyen Vadi’nin kurtlarından olan zebani, namı diğer Atilla Olgaç’ın Kıbrıs’ta askerlik yaparken Rum asıllı 19 yaşındaki bir esirle birlikte 9 kişiyi daha öldürdüğünü itiraf etmesi ve bununla övünmesi oldu. Bir uluslar arası diplomatik skandala yol alan açan bu itiraflardan sonra durumun ciddiyetine varan ‘öldürme ustası’ Olgaç, söylediklerinden çark ederek ‘yalan söylediğini, öyle bir şey söz konusu olmadı’ gibi durumu kurtarmaya çalışan sözlerle kendini savunmaya kalktı. Ama bu arada Yunanistan, uluslar arası hukuk arenasına Olgaç’ın itiraflarını taşıdı bile. Sorunun hukuk boyutu ayrı ancak bir sanatçının yada ruh sağlığı yerinde bir insanın hiç utanıp sıkılmadan üstelik de esir bir çocuğu öldürmekle övünmesi, ruh sağlığının yerinde olmadığını gösteriyor. Olgaç’ın hemen sanatı, sahneyi bırakması ve kameralardan çekilmesi ve tedavi olması gerekiyor. Yaşadığı travmayı belli ki henüz atlatamamış. Helal olsun Vadi’in kurtlarına, demek Olgaç’taki ruh halini sezmişler ve ona sürekli öldürmekle yükümlü kıldıkları Psikopat rolünü uygun görmüşler. Vadi’yi ekranlardan takip eden eniklerde bu psikopatları kendilerine ‘rol modeli’ almakta ne kadar haklı olduklarını böylece açığa vurmuş oldular Olgaç’ın itirafları ile.

Bir diğer densizlik örneği ise Star televizyonu muhabirinin İstanbul Şehir Tiyatroları’nda bu günlerde gösterimde olan Nâzım Hikmet’in yazdığı ‘İnek’ adlı oyununun afiş tasarımını “İnek Nâzım Hikmet” diye okuması ve bunu da “İstanbul Şehir Tiyatroları Nâzım Hikmet’e İnek dedi” diye haber olarak hazırlaması ve bu dangalaklığı da adı geçen o televizyonun editörünün haber diye topluma sunması oldu. Bu kadar aşağılık ve yılışık olabilmek hangi cesaret ve cüretin sonucu olabilir, adını siz koyun.Bu üç olay aslında bu toplumun kendi içinde ne kadar sosyopat ve psikopat yetiştirdiği ve beslediğinin kanıtı değilse nedir? Birbirinden farklı gibi görünen aslında üçü de aynı ruh halinin tezahürü olan bu üç olayın ilkel kin, psiko -patalojik vaka ve yılışıklık ve dangalaklığın başka bir okuması varsa lütfen birisi açıklasın. Biri magazinci, biri tiyatro oyuncusu ve biri muhabir bozuntusu, üçü de kamusal alanda var olan ama meslekleri ve ettikleri sözlerin ağırlığını tartamayacak kadar hafif ve düşükler. Buyurun size Işıklar’ın düşünce düzeyi ve Olgaç’ın canilere yakışır travmatik ruh hali; neyin haber olduğunu bilemeyecek kadar cahil, dangalak ve gazeteci kılıklı bir figür. Bu meslekler çağdaş ve sağlıklı toplumlarda halkını ve insanları aydınlatmakla yükümlü meslekler olarak bilinir tarihten beri.

Tuhaf olan bu densizliklere hiçbir kimsenin sesinin çıkmaması değil mi? Bu toprakları psikopat üretme çiftliğine dönüştürdüler, magazincisi, gazetecisi, televizyoncusu ve sanatçı bozuntuları elbirliğiyle dayanışarak.Bugün aslında Nâzım Hikmet Kültür Merkezi’nde, Şair’in Yusuf İle Menofis adlı oyununu okuma tiyatrosu olarak hazırlayan Yılmaz Onay’ın sahne uygulamasını ve İstanbul Şehir Tiyatroları’nda Nâzım Hikmet’in yazdığı İnek adlı oyunun eleştirisini yazacaktım. Densizler fırsat vermedi.

metin.boran@hotmail.com

(Kaynak: Evrensel)

***

Bakınız (Oyun):
1- "Kazmacıbaşı'nın Şehir Tiyatroları'nı yönetemediğinin kanıtı olan haber linkleri"
2- "Atilla Olgaç, komutanı emrettiği için elleri bağlı bir esiri öldürmüş; şimdi de yönetmeni emrettiği için 'Kurtlar Vadisi'nde faşizmi estetize ediyor!"
3- "Dilleri bağlı halkı uyutan 'Kurtlar Vadisi' aktörü Atilla Olgaç'ın, elleri bağlı esiri öldürdüğünü itiraf etmesi, tüm dünyada infial yaratmaya başladı"
4- "Faşizmi estetize eden Kurtlar Vadisi'nin çakallarından Atilla Olgaç, ruhsal çöküntü yaşayan Türkiye tiyatrosunun küf kokan bataklığına tercüman oluyor"
5- "Atilla Olgaç, elleri bağlı esiri öldürdüğünü itiraf ederken mi samimiydi, itirafından çark etmeye çalışırken mi samimi? Yoksa Olgaç, patates mi soydu?"
6- "Faşizmi estetize eden Kurtlar Vadisi mi oyuncuları faşistleştiriyor, yoksa faşist ruhlu oyuncular mı Kurtlar Vadisi'nde kendilerini ifade edebiliyor?!"
7- "Doğallaştırılmış sömürü düzeninin sürmesi için, yapay konulara ihtiyaç duyulan sürecin dayatmasıyla medyayı meşgul eden Atilla Olgaç görevini yapıyor!"
8- "Kurtlar Vadisi'nin Kılıç'ı Atilla Olgaç'ın, elleri bağlı bir Rum esiri öldürdüğünü iddia etmesinden sonra şimdi de 'Çankaya'nın tek Kıbrıs'ı' gündemde"
9- "Kurtlar Vadisi'nin Kılıç'ı Olgaç'ın, elleri bağlı bir Rum esiri öldürdüğünü iddia etmesinden sonra, şimdi de Köşk'ün sitesindeki Kıbrıs tartışılıyor!"
10- "Kurtlar Vadisi'nin Kılıç'ı Olgaç'ın, elleri bağlı bir Rum esiri öldürdüğünü iddia etmesinden sonra, Kurtlar Vadisi'nin Şahin Ağa'sından serzeniş!"
11- "Kurtlar Vadisi'nin Kılıç'ı Olgaç'ın, elleri bağlı bir Rum esiri öldürdüğünü iddia etmesinden sonra, bu iddiayı ciddiye alan 'Rumlar AİHM'ne gidiyor'!"
12- "Kurtlar Vadisi'nin Kılıç'ı Atilla Olgaç, elleri bağlı bir Rum esiri öldürdüğünü iddia etmesinden sonra, Vikipedi'ye girebilmenin ayrıcalığını yaşıyor!"
13- "Emekçilerin siyasal iktidarını savunan sosyalist bir mantıkla yayınlanmasa da, Kurtlar Vadisi'nin Kılıç'ını kapak yaptığı için LeMan'ı tanıtıyoruz!"
14- "Emekçilerin siyasal iktidarını savunan sosyalist bir mantıkla yayınlanmasa da, Kurtlar Vadisi'nin Kılıç'ını kapak yaptığı için PENGUEN'i tanıtıyoruz!"
15- "Ruhsal çöküntü yaşayan Türkiye tiyatrosunun özeti Atilla Olgaç, Kurtlar Vadisi'nde faşizmi estetize ederken, yarattığı sansasyonla gündemden düşmüyor!"