19 Nisan 2012 Perşembe

Kendini bildi bileli muhafazakârların tezgâhından uzak durmayıp, muhafazakârların kârlarını müdafaa eden "Kim Milyoner Olmak İster" televizyon ninnisinin sunucusu ve LİNÇ KAMPANYASI ana sponsorlarından "Tiyatro... Tiyatro... Dergisi 41 İnisiyatifi Editörler Kurulu" daimi üyesi LİNÇÇİ Kenan Işık, kapitalizmin ilelebet muhafaza ve müdafaa edilmesi için sığ sularda kulaç atmasına karşın, demokrasi havarisi rolüyle sözüm ona ışık kapatmış!

Oyun'un notu: LİNÇ KAMPANYASI ana sponsorlarından Mimesis sitesinden alıp, olduğu gibi aşağıya aktardığımız haberde adı geçen "Kim Milyoner Olmak İster" televizyon ninnisinin sunucusu LİNÇÇİ Kenan Işık'ın adını "maymungötürengi" ile belirgin hâle biz getirdik!


***


En aşağıda sunduğumuz LİNÇÇİ Kenan Işık'la ilgili haberi okumadan önce, konuya yardımcı olması açısından, öncelikle Coşkun Büktel imzalı şu yazıyı mutlaka okuyunuz:

BÜKTEL YAZISI

GÜNCELLEME 12 Ocak 2009:

Aşağıdaki yazımızın konusuyla ilgili olarak, Mustafa Demirkanlı'nın, (benim yazımdaki yalnızca ana fikri değil, yer yer "bazı cümleleri de", ismimi vermeksizin aynen aşırarak) güya yazdığı,  "SANSÜR MÜ? İDARİ KARAR MI?" başlıklı (bir sürü imla bilgisizliğiyle −hatasıyla değil− malul) yazıyı okumak için, lütfen... TIKLAYINIZ!

***

Kenan Işık'ın, Orhan Alkaya'yı yıpratmaktan çekinmeksizin, "Yedi Tepeli Aşk"ı "faşizan ve incitici" bulduğunu açıkça söyleyebilmesine rağmen; (Can Doğan'ın "hiç utanıp sıkılmadan", "dosdoğru bir adam" olduğuna "şehadet" ettiği) Kazmacıbaşı Orhan Alkaya, peyniri ağzından bırakmaya bir kez daha cesaret edemiyor":

Bana, "Kenan Işık oyunumuzu faşizan buldu", dedirtemezsiniz! Bana, bir oyunu süresiz kaldırmamın "sansür" olduğunu söyletemezsiniz! Ben sansüre sansür demem, "idari bir karar" derim.

COŞKUN BÜKTEL / 7 Ocak 2009

"Yedi Tepeli Aşk" adlı oyuna yönelik mahalle baskısına boyun eğen Kazmacıbaşı Orhan Alkaya, baskılar karşısında, kurum çalışanlarının emeği ve halkın parası harcanarak ortaya çıkarılmış sahne eserini sansür etmekten başka "önlem" düşünemediği için, oyunu süresiz olarak gösterimden kaldırdı. Milliyet'ten Miraç Zeynep Özkartal'a verdiği röportajda Kazmacıbaşı, süresini belirtmediği bu kaldırmanın bir sansür ya da iptal değil, bir "ara verme" olduğunu söylüyor ve bu "ara verme"yi sansür değil, "idari bir karar" biçiminde tanımlıyor.

Bilindiği üzere, "sansür" de "idari bir karar"dır ve sevimsiz çağrışımlardan sakınmak için "idareciler" sansür kararlarını sansür olarak nitelemeye asla yanaşmazlar. Örneğin, on yılı aşkın süre önce, Erol Keskin'in İstanbul DT'de konuk yönetmen olarak yönetmekte olduğu "Cem Sultan" adlı oyun da, DT yönetimi tarafından iptal edilmiş, ama bu iptal kararı kamuoyuna iptal olarak değil, "erteleme" olarak duyurulmuş, yine süre verilmemişti. O süresiz ertelemenin süresi, on yılı aşkın zamandır hâlâ daha dolmuş değil. Sizce Erol Keskin o ertelemenin sona ermesini beklemekten kaç gün sonra  vazgeçmiştir? (Bu konuya on yıl önce de değinmiştim. Bakınız: Büktel, "Türk Tiyatrosundan İnsan Manzaraları", Dramatik Yayınlar, 1998, sayfa 349.)

Özkartal'ın soruları karşısında, Süleyman Demirel'den öğrendiği taktikle, "peyniri ağzından bırakmamak" ya da hakikati ağzından kaçırmamak dışında hiçbir şey yapmayan Kazmacıbaşı Orhan Alkaya, belli ki, genel sanat yönetmenliği koltuğunda kendini bir rodeocu gibi hissediyor ve koltuğun üstünde birkaç saniye daha kalabilmek için, her türlü "kıvraklığa" tenezzül etmeyi "idarecilik" sanıyor.

Alkaya'ya hayat dersi: Siz sansüre ister "idari bir karar" deyin, ister "karpuz" ya da "peştemal" deyin; sansür, sansür olmaktan çıkmaz.

Özkartal'ın Kazmacıbaşı'yla yaptığı "Sansür yok sadece önlem" başlıklı röportajını tiyatroyun sitesinde gördük. Gördüğümüz sayfaya link veriyoruz:


Sansür yok sadece önlem


***


Kenan Işık 'Son Perde' Deyip Işığı Kapattı

Şehir Tiyatroları’nda son perde. İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin yeni yönetmeliğinin ardından başlayan tartışmada Başkan Kadir Topbaş’ın sanat danışmanı Kenan Işık da istifa etti.

İstanbul Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatroları’nın repertuar belirleme yetkisini bürokratlara veren yeni yönetmeliğin ardından istifalar sürüyor.

Kadir Topbaş’ın iki gün vekalet verdiği Başkanvekili Ahmet Selamet tarafından onaylanan yeni yönetmelik nedeniyle, Şehir Tiyatroları Genel Sanat Yönetmeni Ayşe Nil Şamlıoğlu ve 6 yönetim kurulu üyesi istifa etmişti. Bu istifaların ardından Kenan Işık'ın tavrı merak ediliyordu.


'SİZİ SEVİYORUM AMA'

1996-2000 yılları arasında Şehir Tiyatroları Genel Sanat Yönetmenliği yapan, 19 Kasım 2007′de de Başkan Topbaş’ın sanat danışmanlığı görevine getirilen Kenan Işık istifa etti. Işık, Başkan Topbaş’ı telefonla arayarak 'Sizi seviyorum ancak yaşananlardan sonra istifa etmek zorundayım' dedi.

'Daha demokratik' savunması

Başkan Kadir Topbaş ise tartışmaların ardından açıklama yaptı: Göreve geldiğimizden bu yana Şehir Tiyatroları’nda ciddi yatırımlar yaptık. 2007 itibarıyla müfettişler yönetmelik yapılması gerektiğini söyledi. Bunu Kenan Işık Bey ve diğer sanatçılarımız da söyledi. Repertuvarı geçmişte bir genel sanat yönetmeni belirliyordu. Şimdi iki üyesi bürokrat 7 kişilik kurul belirleyecek. Daha demokratik, daha belirleyici ve beraber karar verebilecekler.  ‘Belediye buna müdahale edecek’ denmesi yanlış. Bunu bir tavır gibi farklı bir anlayış olarak değerlendirmeleri beni cidden üzdü.

Nebahat KOÇ

Akşam

(Kaynak: Mimesis)