12 Aralık 2011 Pazartesi

Sosyalist Sanatçı Hilmi Bulunmaz, hem yalancı hem LİNÇÇİ, hem Lemi Bilgin'le Ayşenil Şamlıoğlu'ndan reklâm alan yayıncı G&M Demirkanlı'ya yanıt verdi!

Ayşenil Şamlıoğlu, Lemi Bilgin, Nejat Birecik gibi resmî tiyatro kurumu yöneticilerinden reklâm adı altında avuç dolusu para (avanta, bahşiş, diş kirası, iane, iaşe, sadaka, sus payı) alınmasını hiçbir zaman için doğru bulmayıp, asla ve kesinlikle onaylamayan Bulunmaz Tiyatro ve Sosyalist OYUN Dergisi'nin sahibi Sosyalist Sanatçı Hilmi Bulunmaz, günümüzdeki devrimci tiyatro mücadelesinin, ancak ve sadece HUKUKSAL LİNÇ KAMPANYASI sürecinde sınanacağını çok iyi bildiği için, kendisi hakkında başlatılan ve birçoğu yalan üzerine inşa edilmiş "Kamu Davası" rengiyle huzura gelen davalarda çok ciddi bir devrimci mücadele vermeye devam ediyor hâlâ!


***


Hilmi Bulunmaz
11 Aralık 2011



LİNÇÇİ G&M (Gülhan Avşar & Mustafa Şükrü) Demirkanlı yönetimindeki LİNÇ KAMPANYASI ana sponsorlarından Tiyatro... Tiyatro... Dergisi'nin sanal kuyruğu LİNÇÇİ tiyatrodergisi.com.tr sitesi, her zaman yaptığı gibi, yine kendine özgü, mezhebine uygun bir habere imza atarak, "H. Hilmi Bulunmaz'ın Yargılanmasına Bir Yeni Dava Daha Eklendi..." başlıklı bir "yalanname" yayınladı!

Yirmi yılı aşkındır, doğruları değil yanlışları, gerçekleri değil yalanları, güzellikleri değil çirkinlikleri gündeme getirip, Türkiye tiyatrosunu hızla, hem de şimşek hızıyla kirleten LİNÇÇİ Tiyatro... Tiyatro... Dergisi, LİNÇÇİ G&M Demirkanlı yönetiminde, kendi oluşturduğu uçuruma doğru, freni patlamış bir arabayı kullanmaya çalışan ve hâkimiyetini yitirmiş sarhoş bir sürücü gibi, büyük bir çaresizlik içerisinde direksiyon sallıyor.

Peki, dedikodu, dezenformasyon, magazinleştirme, yalan haber üretme, bile bile yanlış yorum yapma şampiyonu LİNÇÇİ G&M Demirkanlı yönetimindeki LİNÇÇİ Tiyatro... Tiyatro... Dergisi ve bu LİNÇÇİ derginin sanal kuyruğu LİNÇÇİ tiyatrodergisi.com.tr sitesi, bunca günahı, kimlere güvenerek işleyebiliyor?

Yukarıdaki sorunun bir tek yanıtı var: LİNÇÇİ G&M Demirkanlı yönetimindeki LİNÇÇİ Tiyatro... Tiyatro... Dergisi ve bu LİNÇÇİ derginin sanal kuyruğu LİNÇÇİ tiyatrodergisi.com.tr, İstanbul Şehir Tiyatroları Genel Sanat Yönetmeni Ayşenil Şamlıoğlu, Devlet Tiyatroları Genel Müdürü Lemi Bilgin, Kocaeli Şehir Tiyatroları Genel Sanat Yönetmeni Nejat Birecik ve onların arkasında duran İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı AKP'li Kadir Topbaş, Kültür ve Turizm Bakanı AKP'li Ertuğrul Günay, Kocaeli Büyükşehir Belediye Başkanı AKP'li İbrahim Karaosmanoğlu'nun reklâm adı altında avuç dolusu para (avanta, bahşiş, diş kirası, iane, iaşe, sadaka, sus payı) vermesi sonucu, bunca günahı işleyebildiği gibi, "yalanname" yazma cesaretine bile sahip olabiliyor!

Bu kısa girişten sonra, şimdi gelelim dezenformatör ve LİNÇÇİ G&M Demirkanlı'nın hazırlayıp, tiyatro kamuoyuna bir zehir gibi şırınga ettiği "yalanname" metninin deşifresine...

LİNÇÇİ G&M Demirkanlı diyor ki:

Tiyatro... Tiyatro... Dergisi imtiyaz sahibi Gülhan Avşar'ın suç duyurusunda bulunduğu, savcılığın haklı bularak kamu davası açtığı davanın ilk duruşması 8 Aralık 2011 tarihinde başladı.

LİNÇÇİ G&M Demirkanlı'yı değerlendirelim:

LİNÇÇİ Tiyatro... Tiyatro... Dergisi'nin sahibesi LİNÇÇİ Gülhan Avşar Demirkanlı, aynı zamanda LİNÇÇİ Mustafa Şükrü Demirkanlı ile LİNÇÇİ Prof. Dr. Nurhan Tekerek'in de avukatlığını yapan Burhan Gün sayesinde, Cumhuriyet Savcısı Sayın İsmail Onaran'ı da yanıltarak, LİNÇÇİ Mustafa Şükrü Demirkanlı hakkında yazmış olduğum bir yazıyı, sanki LİNÇÇİ Gülhan Avşar Demirkanlı için yazmışım gibi gösterip, yani belgede sahtecilik yaparak (Bakınız: "LİNÇÇİ Tiyatro... Tiyatro... Dergisi sahibesi Gülhan Avşar Demirkanlı'nın savcılığa şikâyet ettiği Hilmi Bulunmaz, 8 Aralık'ta 'hukuk maçı'na çıkacak!"), bir "Kamu Davası" başlatmayı başardı. Kendisini, LİNÇÇİ hamisi olduğu için, bütün LİNÇÇİ kişiler adına tebrik etmek gerekir(!)

LİNÇÇİ G&M Demirkanlı diyor ki:

Sanık H. Hilmi Bulunmaz yazmış olduğu yazıların kendisine ait olduğunu kabul ederek, esas mağdur benim savını ileri sürdü.


LİNÇÇİ G&M Demirkanlı'yı değerlendirelim:

Ben, tükürdüğünü yalayan alçak, namussuz, onursuz, puşt, şerefsiz biri olmadığım için, tabii ki, yazdığım her yazıya sahip çıkıyorum. Ben, kedi pisliğini örter gibi, köpek kemiğini gizler gibi, götüm sıkıştığında yazıları tiyatro çöplüğüne gömmüyorum. Ben, "esas mağdur benim savını" ileri sürecek kadar korkak bir insan olsaydım, sizin gibi LİNÇÇİ 1100 kişilik kişiliksiz kişinin karşısına asla çıkamazdım. LİNÇÇİ G&M Demirkanlı, her zaman yaptığı gibi, yine yalan söylüyor!

LİNÇÇİ G&M Demirkanlı diyor ki:

Müşteki Gülhan Avşar, kendisini tanımadığını ilk kez duruşmada gördüğünü, neden hakaret ettiği konusu hakkında fikri olmadığını, Sanık Bulunmaz'ın şahsına yönelik hakaretlere devam ettiğini, yeni hakaretleri hakkında ayrıca suç duyurusunda bulunacağını ifade etti.

LİNÇÇİ G&M Demirkanlı'yı değerlendirelim:

LİNÇÇİ Gülhan Avşar Demirkanlı, sadece tiyatro yayıncılığı konusunda değil, hayatın hiçbir alanında fikri olmayan garip bir fani. LİNÇÇİ Gülhan Avşar Demirkanlı'nın duruşma salonundaki dökülmesine tanık olunca, bu kişinin tiyatro sanatını kirletmekten başka herhangi bir işe yaramayacağına çok net bir biçimde inandım. Kültür Bakanı Ertuğrul Günay'ın emrindeki Devlet Tiyatroları Genel Müdürü Lemi Bilgin'in verdiği reklâmlarla (avanta, bahşiş, diş kirası, iane, iaşe, sadaka, sus payı) zar zor ayakta durmaya çalışan LİNÇÇİ Gülhan Avşar Demirkanlı, eğer duruşma salonunda kocası LİNÇÇİ Mustafa Şükrü Demirkanlı olmasaydı, fısıltı hâlinde yaptığı savunmayı bile yapamayabilirdi. Ayrıca, avukat Burhan Gün de, hiçbir mantık dizgesi içermeyen savunmasıyla, LİNÇÇİ Gülhan Avşar Demirkanlı'yı kurtarmaktan çok, batırmaya yönelik bir konuşma yaptı.

LİNÇÇİ G&M Demirkanlı diyor ki:

Av. Burhan Gün, Sanık Bulunmaz'ın hakaretlerine devam ettiğinin belgelerinin çıktısını ve video kayıtlarını sundu, ayrıca Sanık'ın sadece müvekkiline değil bütün tiyatro insanlarına, bununla da kalmayarak savcılara ve yargıçlara da hakaret etmekten geri durmadığını ifade etti.

LİNÇÇİ G&M Demirkanlı'yı değerlendirelim:

Ben, yazdığım hiçbir yazıyı silmediğim, yayınladığım hiçbir videoyu tiyatro çöplüğüne atmadığım için, acemi avukat Burhan Gün, tabii ki, benim binbir emekle oluşturduğum belgelerin çıktısını ve video kayıtlarını, iki saniyelik bir mesaiyle elde edebiliyor. Acemi avukat Burhan Gün, adam gibi avukatlık yapacağına, neredeyse bir muhbir gibi davranıp, benim, bilimsel ölçütle, estetik bir bilinçle eleştirdiğim insanları, eleştiri sınırlarının dışına çıkarak köşeye sıkıştırıyormuşum havası oluşturmaya çalışıyor. Burhan Gün, tabii ki, karşısında 1100 kişilik kişiliksiz LİNÇÇİ kişi değil, hukuku bir meslek olarak kabul etmiş bir yargıç ve gayet sert savunma yapan bir "sanık" olduğu için, istediği gibi at koşturamıyor. Burhan Gün, benim girdiğim bütün duruşmalarda, bırakınız avukatlık yapmayı, daha elini kolunu nasıl kullanacağını, konuşma yaparken nasıl bir hitabete sahip olunacağını bile asla ve kesinlikle bilmiyor. Oysa Burhan Gün, benim verdiğim ücretsiz oyunculuk çalışmalarına katılsa, bir duruşma salonunda nasıl konuşulabileceği konusunda son derecede donanımlı bir hâle gelir. Bunun garantisini verebilirim...

LİNÇÇİ G&M Demirkanlı diyor ki:

Sanık Hilmi Bulunmaz'ın, Gizli Linç Örgütü'nü açığa çıkarttığını, deşifre ettiğini, bu nedenle panik yaşandığını ifade etmesi salonda gülüşmelere neden oldu.

LİNÇÇİ G&M Demirkanlı'yı değerlendirelim:

Çağlayan'daki İstanbul 1. Sulh Ceza Mahkemesi Duruşma Salonu'nda, yargıç Cavit Marancı, katip Mehmet Açar ve mübaşirin dışında, ben, LİNÇÇİ kişilerin avukatı Burhan Gün, LİNÇÇİ Gülhan Avşar Demirkanlı ve LİNÇÇİ Mustafa Şükrü Demirkanlı vardı. Onlardan da, geceleri zifirî karanlıkta avlanan bir engerek yılanının çıkarabileceği denli hafif bir fısıltı ve bir de sıkıntının oluşturduğu karın gurultusundan başka herhangi bir ses asla ve kesinlikle çıkmadı. Ben, "Gizli LİNÇ Örgütü" lâfını etmeyip, sadece "LİNÇ ÖRGÜTÜ" dedim. "Panik yaşandı" demeyip, "İstanbul 3. Sulh Ceza Mahkemesi'nin vermiş olduğu BERAAT kararını görmezden geliyorlar!" dedim. Bunu çok net bir biçimde görebilmek için, lütfen, "DURUŞMA TUTANAĞI" metnini okuyunuz: Sosyalist Sanatçı Hilmi Bulunmaz, kendisini savcılığa şikâyet eden LİNÇÇİ Tiyatro... Tiyatro... Dergisi sahibesi Gülhan Avşar'la "hukuk maçı"na çıktı!

LİNÇÇİ G&M Demirkanlı diyor ki:

Mahkeme yargıcı sonraki duruşma tarihini belirlediğinde, Sanık Bulunmaz, o tarihlerde İsviçre'de olacağını belirtmesi karşısında sert bir ifadeyle, "bu sizin sorununuz" demesi üzerine, "Sanık Bulunmaz: "O zaman suçlu duruma düşerim" diye tepki verince, mahkeme yargıcı "tek bir laf daha edersen bu salondan başka türlü çıkarsın" diyerek, mahkemeye yönelik yapmış olduğu hakareti ve tutuklanabileceğini zımnen hatırlatınca, Sanık Bulunmaz suspus olarak mahkeme salonundan ayrıldı.

LİNÇÇİ G&M Demirkanlı'yı değerlendirelim:

Bir önceki ifadede "siz" diye hitap eden ("bu sizin sorununuz") yargıç, nasıl oluyor da, hemen bir sonraki ifadesinde, tıpkı LİNÇÇİ G&M Demirkanlı yada köprüaltı çocuğu gibi konuşup, ("tek bir laf daha edersen bu salondan başka türlü çıkarsın") diye "sen" hitap edebiliyor? Varsayalım ki, bir saniye önce "siz" ve bir saniye sonra "sen" diye hitap eden yargıç, nasıl oluyor da, vazgeçilemez bir hukuk kuralı olan "savunma hakkını" gasp edebiliyor? Nasıl oluyor da, "tutuklanabileceğimi" hatırlatabiliyor? Şimdiye dek, yüzlerce kez yargıç karşısına çıktım ve hiçbir yargıç, hiçbir zaman için, bana böyle "hukuk dışı" bir söz söyleme cesaretinde bulunamadı. Yazının burasına dek, çok "temiz" bir ifade tutturmaya özen gösterdim. Yazının burasında, şu sözü söylemek zorundayım:

Eğer, yargıç, bana "tutuklanabileceğimi" içeren herhangi bir söz söylemişse, yani içerisinde "tutuklama" sözcüğü bulunan bir söz etmişse, ben de, "suspus olarak mahkeme salonundan ayrılmışsam", günde beş vakit "BEN BİR OROSPU ÇOCUĞUYUM" diye bangır bangır bağıracağım.

Eğer, yargıç, bana "tutuklanabileceğimi" içeren herhangi bir söz söylememişse, yani içerisinde "tutuklama" sözcüğü bulunan bir söz etmemişse, ben de, "suspus olarak mahkeme salonundan ayrılmamışsam", LİNÇÇİ G&M Demirkanlı, günde beş vakit hangi sözleri kullanarak bangır bangır bağıracağına kendisi karar versin!

LİNÇÇİ G&M Demirkanlı diyor ki:

Duruşma sonrası konuştuğumuz Av. Burhan Gün, Sanık Hilmi Bulunmaz'ın mahkemeye resmi belge olarak sunduğu savunmasında, kendisine, müvekkiline ve Cumhuriyet Savcısı İsmail Onaran'a yönelik ithamları karşısında kendisinin ayrı bir suç duyurusunda bulunacağını, resmi belgeyi de değerlendirmesi için Cumhuriyet Savcısı İsmail Onaran'a ileteceğini ifade etti. Ayrıca, bu güne kadar sabırla susmasına rağmen, Sanık Hilmi Bulunmaz'ın İstanbul Barosu'na yönelik hakaretlerinin de değerlendirilmesi ve suç duyurusunda bulunulması için Baro Yönetimi'ne aktaracağını, gerekli video kayıtlarının da tespit edildiğini ifade etti.


LİNÇÇİ G&M Demirkanlı'yı değerlendirelim:

Ben, İstanbul Barosu'nun, Burhan Gün gibi LİNÇ ahlâkını, LİNÇ hukukunu savunan birinin, nasıl oluyor da, İstanbul Barosu Tiytarosu'nun başında tutabildiğine anlam veremediğimi sürekli olarak eleştirdim. Acemi avukat ve acemi tiyatro esnafı Burhan Gün, neden şimdiye kadar sustu? İstanbul Barosu yetkilileri neden şimdiye dek sustular? Onları susturan neydi? Yoksa, onlar, hukuka, tiyatroya, usule aykırı bir şeyler mi yapıyorlar?

LİNÇÇİ G&M Demirkanlı diyor ki:

Sanık Hilmi Bulunmaz'ın hakaretlerine yönelik açılan davalara her gün bir yenisi eklenirken, Sanık'ın kendi sitesinde yayımladığı Aralık ayı duruşma takviminin şöyle olduğu görüldü.

01 Aralık 2011 İstanbul 35. Sulh Ceza Mahkemesi
08 Aralık 2011 İstanbul 1. Sulh Ceza Mahkemesi
08 Aralık 2011 Bakırköy Ağır Ceza Mahkemesi
21 Aralık 2011 İstanbul 7. Sulh Ceza Mahkemesi
21 Aralık 2011 İstanbul 35. Sulh Ceza Mahkemesi
28 Aralık 2011 Soma Sulh Ceza Mahkemesi


LİNÇÇİ G&M Demirkanlı'yı değerlendirelim:

Ben, yukarıdaki programı, "Aralık ayı duruşma takvimi" olarak değil, "Aralık ayı hukuksal programı" olarak yayınladım.
LİNÇÇİ G&M Demirkanlı, sadece yazı yazma özürlü değil, aynı zamanda, yazı okuma özürlü olduğunu da, bir kez daha tescillemiş oldu!

LİNÇÇİ G&M Demirkanlı diyor ki:

Sanık Bulunmaz'ın Ağır Ceza Mahkemesi'nde hangi davadan yargılandığı ya da müşteki olduğu öğrenilemedi.


LİNÇÇİ G&M Demirkanlı'yı değerlendirelim:

Beni, "Seni şubeye çektiririm!" diyerek tehdit eden LİNÇÇİ Oyun Atölyesi'nin sahibi, LİNÇÇİ Kemal Aydoğan'ın patronu Nihat Haluk Bilginer'in avukatı Süleyman Anıl hakkında verilen "takipsizlik" kararına karşı itiraz etmem için görevlendirilen "Bakırköy Ağır Ceza Mahkemesi"ne bir dilekçe verdim. Dilekçe vermek, duruşmaya katılmak anlamına gelmez. Para verip kiraladığınız acemi avukat Burhan Gün'e araştırma görevi verseydiniz, Burhan Gün, bir zahmet İstanbul Adalet Sarayı'na gidip, benimle ilgili bilgileri bir "tık" ile öğrenebilirdi. Ama sizin amacınız, bilgi alıp bilgi vermek değil, bilgi kirliliği oluşturmak, dezenformasyon yapmak!


LİNÇÇİ G&M Demirkanlı diyor ki:

Sanık Hilmi Bulunmaz hakaret etmekten vazgeçmemesine rağmen, kendisi hakkında suç duyurusundan başka yapacak hiçbir olanağı bulunmayan insanları, "Hukuksal Linç Yapıyorlar" olarak tanımlayarak, küfür ve hakaret edebileceğini ama kimsenin dava açmamasını, açarlarsa bu sefer de "Hukuksal Linççi" olacakları gibi tuhaf bir davranış geliştirmekte olması ise anlaşılamadı.

LİNÇÇİ G&M Demirkanlı'yı değerlendirelim:

Benim neler düşündüğüm, nasıl davradığım konusunda komplo teorileri oluşturacağınıza, alnınızdaki LİNÇ lekesine baksanız daha yerinde bir iş yapmış olursunuz. Siz, tepeden tırnağa yalana batmış insanlar olarak yaşarken, sizlerden doğru şeyler söylemenizi asla ve kesinlikle beklemiyorum zâten. Ben, sadece ve sadece halkıma, tüyü bitmemiş yetime karşı sorumluluk duygusuyla donatılmış olduğum için, sizin gibi zavallı insanların kirlettiği tiyatro sanatını temizlemeye özen gösteriyorum. Hepsi bu...


LİNÇÇİ G&M Demirkanlı diyor ki:

Hakaretlerine devam eden Sanık Bulunmaz'a yönelik yeni suç duyurularının da yapılacağı bilgileri gelmektedir.

LİNÇÇİ G&M Demirkanlı'yı değerlendirelim:

Neredeyse bir yıl önce LİNÇÇİ Prof. Dr. Özdemir Nutku'nun dava açacağını yazmıştınız. Ne oldu? LİNÇÇİ Prof. Dr. Özdemir Nutku'nun tebligatı bir türlü gelmedi. LİNÇÇİ Prof. Dr. Özdemir Nutku'nun tebligatı neden geç geliyor yada hiç gelmiyor? Sizin en büyüğünüz, sizin LİNÇ KAMPANYASI bataklığına tutsak olmanıza neden olan LİNÇÇİ Prof. Dr. Özdemir Nutku'nunki bir türlü gelmedikten sonra, sanırım diğerlerininki hiçbir zaman için gelmez, gelemez. Ancak, ben, yine de buradayım. Alnımda LİNÇ lekesi değil, alın teri var. Ben, alnında LİNÇ lekesini ilk hisseden beton renkli, çamur ruhlu biri olmak yerine, emekçi kitlenin yanında saf tuttuğum için, alnım her daim terden sırılsıklam. Haydi buyurun, sizi bekliyorum. Nasılsa sözün bittiği yerdeyiz...