28 Eylül 2011 Çarşamba

İstanbul Devlet Tiyatrosu'na ait olan reklâm kulelerinin tamamı mı, yoksa sadece Sultanahmet'teki kule mi her zaman için ticarî kuruluşların emrinde?!

"Asıl mesleği kuyumculuk ve elmas kalemleri uluslararası ticareti olan" bir kişi olarak ben, tabii ki, zamanımın büyük bir kısmını değil, küçük bir kısmını tiyatro sanatına vakfediyorum. Ben, tiyatroyu bir meslek olarak değil, bir sanat olarak gördüğüm, bu sanat dalını para kazanılacak bir iş olarak görmeyi pek doğru bulmadığım için, "kuyumculuk ve elmas kalemleri" ticaretinden para kazanmayı yeğliyorum. Dolayısıyla, daha çok eleştirel olarak boy hedefi hâline getirdiğim tiyatro sanatındaki aksaklıkları, eksiklikleri, yanlışlıkları, ne yazık ki, çok kısacık zaman dilimlerinde, ufak ufak gündeme getirebiliyorum.

Türkiye Cumhuriyeti Kültür ve Turizm Bakanı AKP'li Ertuğrul Günay'a bağlı, bağımlı ve onun emrindeki Devlet Tiyatroları Genel Müdürü Lemi Bilgin'e bağlı, bağımlı ve onun emrindeki İstanbul Devlet Tiyatrosu'na ait reklâm kuleleri konusunu da, koşullarım gereği, büyük bir üzüntüyle ifade etmem gerekir ki, doygun bir dille gündeme getiremiyorum.

İstanbul'un diğer semtlerinde bulunan İstanbul Devlet Tiyatrosu'na ait reklâm kulelerini "denetleme" zamanım olmadığı, evim, işyerim ve tiyatrom arasında âdeta sıkışıp kalmış Sultanahmet'teki reklâm kulesinin dışında bir başka reklâm kulesini "denetleme" şansım pek bulunmadığı için, diğer reklâm kulelerinin durumları hakkında söz söyleme hakkına sahip değilim.

Ancak...

Sultanahmet'teki İstanbul Devlet Tiyatrosu reklâm kulesinde, çoğunlukla ticarî kuruluşların reklâmı bulunmakla birlikte, çok kısa zamanlarda İstanbul Devlet Tiyatrosu'nun kendisini tanıtan afişler sergileniyor. Durum böyle olunca, bizim de aklımıza, çok küçük bir olasılık içermekle birlikte, şöyle bir soru takılıyor...

Yoksa...

Türkiye Cumhuriyeti Kültür ve Turizm Bakanlığı Devlet Tiyatroları, turistlerin çok yoğun olduğu Sultanahmet semtinteki reklâm kulesinde yabancı oyunların afişlerini sergilemeyerek, yabancı oyunların yazarlarına aslında yarım yamalak mı telif ödediğini belli ediyor?

Bunca yıldır, bunca yazıp çizdikten sonra, İstanbul Devlet Tiyatrosu reklâm kuleleri, hâlâ, inatla ve ısrarla ticarî kuruluşların reklâmlarıyla süslenmeyi ve özellikle "kültür turizmi" için gelen entelektüel yabancıların akın ettiği Sultanahmet'teki kulede sürekli olarak ticarî kuruluşların reklâmları egemenliğini sürdürdüğü bir süreçte, aklımıza yukarıdaki soruya benzer sorulardan başka türlü sorular gelmiyor...

Devlet Tiyatroları, yabancı oyunların yazarlarına yada bu yazarların mirasçılarına telif ödüyor mu, ödüyorsa bile hak ettikleri oranda bir ödeme yapıyor mu?

Şimdilik sadece sorup geçiyoruz!

Peki...

Bizim sorduğumuz bu ve buna benzer soruları, Kültür Bakanlığı çanağı yalayan tiyatro yayınları sorabilirler mi?

Asla soramazlar!

Kesinlikle soramazlar!!

Sittin sene soramazlar!!!

Sosyalist Sanatçı Hilmi Bulunmaz