29 Haziran 2011 Çarşamba

Sosyalist Sanatçı Hilmi Bulunmaz'ın eleştirilerine ikna edici bir yanıt veremeyen Yrd. Doç. Dr. Erbil Göktaş yayıncılığı işine geldiği gibi algılıyor!

Sosyalist Sanatçı Hilmi Bulunmaz'ın, 12 Haziran 2011 tarihinde yazıp, bir taslak olarak yayımladığı "Yazar mısın, sabaha mı bırakırsın?" adlı oyun, 19 Haziran 2011 tarihine dek, yukarıda fotoğrafını gördüğünüz şu uyarıyı içeriyordu:

"Ön not: Yazı yazım aşamasında olduğundan, yani henüz taslak hâlinde bulunduğundan, yazıdaki yazım yanlışları nedeniyle, okurlarımızdan özür dileriz."

(Kaynak: Google / Önbellek)


***


Yukarıda hem fotoğrafını ve hem de içeriğini yayınladığmız "yazım yanlışları nedeniyle, okurlarımızdan özür dileriz." uyarımıza karşın, "Hakem Kurulu" içerisinde Prof. Dr. Semih Çelenk, Prof. Dr. Ayşe Didem Uslu, Doç. Dr. Sema Göktaş, Yrd. Doç. Dr. Gülayşe Temeltaş, Yrd. Doç. Dr. Handan Karaadam, Yrd. Doç. Dr. Bünyamin Aydemir adlı akademisyenlerin bulunduğu Yeni Tiyatro Dergisi Genel Yayın Yönetmeni Yrd. Doç. Dr. Erbil Göktaş, aşağıdaki "yazım yanlışları" içeren yazısını, 21 Haziran 2011 tarihinde, yani "yazım yanlışları" bulunmayan bir tarihte yayımlamasına karşın, her nedense, "yazım yanlışları"nı korumayı yeğlemiş!

4) "Hilmi Bulunmaz - "Bu benim 'çocuk' böyle biri Erbilciğim! Hem eleştirir ve hem de eleştirmenlik stratejisi sunar!! Ne yaparsın, serde devrincilik var!!!" diyorsun ya, ben “serde”ki bu "devrincilik" sözüne çok takıldım, hani Yeni Tiyatro Dergisi’ne ve bana (sadece bir-iki “ki” yanlışı yüzünden) saldırıyorsun ya, tanrı aşkına bana, bu "devrincilik"in ne olduğunu açıklayabilir misin? Daha çok var da, özellikle bunu belirtmek istedim, "devrancılık" demek istedin de acaba yanlış mı yazdın?... Yoksa "derrincilik"i yani ne kadar “derrin” insanlar olduğunuzu mu vurgulamak istiyorsunuz?... Maşallah, sen ve “çırakların”da yok yok, bütün nitelikler sizde, şair, romancı, sinemacı, tiyatrocu, yazar, eleştirmen, kuramcı, yaşamcı (yaşam dersi veren anlamında, yanlış yorumlama lütfen!) oyuncu, yönetmen, suflör, anti-akademisyen, radyocu, kuyumcu, kuyumcu çıraklığı, kapitalist, kapitalist-sosyalist, vb. Tamam olun da, ben bu "devrincilik"i tam olarak çözemedim hâlâ!..

(Bakınız: "YENİ GECE DERSLERİ (HİLMİ BULUNMAZ VE HEMPALARI İÇİN) BEYKOZLU ŞÖVALYE HİLMİ BULUNMAZ’IN OYUNU İÇİN TİRAT!..." )


***


Oysa, değil 21 Haziran 2011 tarihinde, 19 Haziran 2011 tarihindeki durum bile şöyleydi:

Hilmi Bulunmaz - "Bu benim 'çocuk'" böyle biri Erbilciğim! Hem eleştirir ve hem de eleştirmenlik stratejisi sunar!! Ne yaparsın, serde devrimcilik var!!!

(Bakınız: Sosyalist Sanatçı Hilmi Bulunmaz, Erbil Göktaş - Hilmi Bulunmaz diyaloğunu içeren kıssadan hisse çok kısa bir oyun yazmanın huzurunu yaşamaya başladı!)