21 Aralık 2010 Salı

Bir avuç burjuva için değil, dünyayı ayakta tutan proletarya için sanat yapan sosyalist sanatçı Hilmi Bulunmaz'ın "Çanak ve Köpek" sözleri gündemde!

Büktel, Savcılığa En Sonunda İfade Verdi!


Uzun zamandır, hakaret ve küfürleri yargıya taşımak istemediğimizi ifade etmemize rağmen, "sıkıysa yargıya başvur" diye tahrik eden Coşkun Büktel’i de sözün bittiği yerde yargıya havale etmeye karar verdik. -Ki benim kişisel tarihimde açtığım ilk davalarımdır: Büktel ve Bulunmaz ikilisine. Bunun için adresi gerekiyordu Büktel’i, aradığımda, her zaman olduğu gibi "küfretti", adressiz olarak başvurumuzu yaptık. Savcılık bulmuş, ifadesini almış. İfadesinin başındaki, bir cümle umarız ki anladığımız gibi değildir: "müdafi seçecek durumda değilse ve bir müdafi yardımından yararlanmak istediği takdirde kendisine baro tarafından bir müdafi görevlendirilebileceği, yakınlarından istediğine yakalandığının derhal birdirileceği," cümlesi umarız ki, hukuksal bir deyimdir, yakalanarak ifade vermemiştir, eğer böyle olduysa biz bunu engellemek için adresini istemiştik, o ise sadece "küfretmişti".

İlk ifadesinde, tiyatroları "köpek" yerine koyan ve hakkında onlarca dava açılacak en yakın arkadaşından farklı olduğunu ifade etmekle yetinmiş ya da en yakın arkadaşının suçlu olduğunu ifade etmiş: "Halbuki ben, Hilmi Bulunmaz'ı da "Çanak ve Köpek" yorumları nedeniyle eleştirdim. Bu davayla ne ilgisi varsa?! Neden gerek duymuş?!

Verdiği ifadede:

""… orostopolca iftiraların…

kalleşçe, orostopolca yazılmış somut iftiralardan…

Demirkanlı psikopata bağladığı için…

Mustafa Demirkanlı onurundan kalan son kırıntıları satıyor! Yok mu arttıran?"…

Bir psikopatın ne yapacağını önceden tahmin etmek mümkün de değil…

sahtekâr psikopatın bundan sonra neler yapacağını…

"Yüzsüz" iftiracıların imzasız yazılarına yer verdiği ve bu vahim sahtekârlığı sulandırmak gayretiyle bir yalan makinasından daha üretken bir yalancı ve iftiracı olduğu…

"Demirkanlı Yalanları” başlıklı sayfamızda "Kırım Kongo kenesi gibi yapışmış"bu sahtekâr linççiyi, reklam adı altında sadaka vererek, iktidar, neden 20 yıldır besliyor?...

20 yıldır Türk tiyatrosunun kanını emip damarlarına sahtekârlık zehri zerkeden bu zavallı psikopata klinik yardım yerine, neden nakdi yardım yapılıyor?...

"yalan makinasından daha seri yalan üreten bu sahtekâr psikopat" olmuyor; tam tersine, linççi yayıncıların merceğinden bakıldıkta, Bir de kalkmış bizi küfürbaz olmakla suçluyor, linççi orospu çocukları!...

Sizin iftiracı, linççi, tehditçi ve iktidar destekli bir "örgütlü melanet" olmanız sorun değil, bizim belgeli iftiracılara, sahtekârlara "orospu çocuğu" dememiz sorun, öyle mi? Ulan sizin sıfat beğenmemeye ne hakkınız var, dangalak herifler?!...

Geri zekâlı, psikopat vandallar!...

Bize ancak Rahibe Teresa "küfürbaz" derse ciddiye alıp saygı duyarız. Siz kendinizi Teresa mı sanıyorsunuz, linççi teresler?!...

Evet, tiyatro dediğimiz mafyanın yuvası olmuş bu iğrenç bataklığın sivrisinekleri, bu iftira yazılarını yayınlayan site sahibi psikopata, Ertuğrul Günay, Lemi Bilgin, Ayşenil Şamlıoğlu, Orhan Alkaya gibi "bürokratların" reklam adı altında sadaka vermesini sahtekâr psikopat, bu sahtekâr orospu çocuklarına...

Bana karşı imzasız yazılarla belgelenmiş iftiralar yayan sahtekârlara orospu çocuğu derken…"

Bu itham ve hakaretlerine karşı, hepsini zımnen reddedip: "Mustafa Demirkanlı'nın şahsına yönelik iftiracı, sahtekâr söylemini kabul ediyorum" diyebilmiştir, gerçekçi Coşkun Büktel… Yukarıda tek tek sıralananları sanırım yok saymayı tercih etmiş. Oysa, ilk adımda söylediğinin tek virgülünü inkar etmeyen, inkar etmeme onurunu gösteren en yakın arkadaşını -Hilmi Bulunmaz’ı” savcılık ifadesinde "mahkum" ederek -ki bu ifadesinin arkadaşının aleyhinde kullanılacağını bilmesine rağmen, bal gibi bilmesine rağmen, kendini savunmak adına- arkadaşını bir anlamda harcayarak sıyrılmaya çalışmış ya da suçu arkadaşına yüklemiş, canımın acıdığını söylemeliyim, kendi savunmasında en yakın arkadaşını bir kalemde, kendini savunmak için, onun aleyhinde -hiç gerek yokken- tanıklık eden birine karşı canımın acıdığını söylemeliyim. İşte Coşkun Büktel bu...

Büktel, sitesinde yayınladığı ifade tutanaklarında Sayın Savcıları da zan altında bırakarak, alışılmış taktiği ile itham etmekten geri durmamakta: "Savcılığımızın, Devlet Tiyatroları belgeleriyle belgelediğimiz iftirayı örtbas etmek için bize karşı açılan yalan, iftira ve tehdit kampanyasına imza atmış 1100 iftiracıyı bize karşı daha da agresif kılacak, hayatımızı bile riske sokan gelişmelere yol açacak böyle bir adli hataya imza atacağını düşünmek bile istemiyorum."

Ya düşünmek bile istemediği olursan Büktel’in?! Savcılara bile aba altından sopa gösteren bu kişiye karşı, Sayın Savcı’nın dava açıp açmayacağı beklenmektedir. Büktel, Sayın Savcı’nın bile korkacağını umuyor. Eğer Büktel’den korkmazsa, yanılıp da dava açarsa "Linççileri savunan"! savcı olarak hakaretlerine başlamayacağını ummak bile mümkün değil. Bekleyip göreceğiz…

Büktel ve Bulunmaz hakkında yeni davalar açılmaya devam etmektedir.

Yasa bir tarafa, hiçbir hukuku tanımayan bu küfürbaz ikiliye karşı yargı yolundan başka tiyatronun insanları olarak kişiliğimizi korumak için başka bir çözüm kalmadığı için, yargı yoluna başvurulmuştur. Başvurulmaya da devam edilecektir.


........................................................Haber Giriş Tarihi: 22 Aralik 2010

(Kaynak: tiyatrodergisi.com.tr)


***


Ayrıca bakınız:
Mustafa Şükrü Demirkanlı, Coşkun Büktel'i savcılığa şikâyet etti!
Coşkun Büktel, Demirkanlı nedeniyle basın savcısına ifade verdi!
Coşkun Büktel, Mustafa Demirkanlı'nın şikâyetine ek yanıt verdi!