19 Kasım 2010 Cuma

Hilmi Bulunmaz'la Coşkun Büktel'in ifade özgürlüğünü imha etmek için LİNÇ KAMPANYASI düzenleyenlerden Metin Göksel diyor ki: Kabine'yi Linç mi Edelim?

Yooo, sarımsaklayarak saklayın!!!...


***


Yukarıda fotoğrafını yayınlayıp, aşağıda, Mimesisçe olarak kaleme aldığı yazısının(?!) linkini verdiğimiz LİNÇÇİ Metin Göksel'in yazısındaki(?!) son paragraftan küçücük bir tadımlık sunalım:

"Yala Ama Yutma'dan, idans sergisine, Laz Marks'dan Kabine'ye herkesin ama herkesin ifade özgürlüğünü savunmak şart."

LİNÇÇİ Metin Göksel'in Mimesisçe olarak kaleme aldığı yazısındaki(?!) son söze, biz de, bir eklenti yapalım:

Malûmunuz, "antik demokrasi" sürecinde, kölelerin ifade özgürlüğü yoktu. LİNÇÇİ Metin Göksel, "Yala Ama Yutma'dan, idans sergisine, Laz Marks'dan Kabine'ye herkesin ama herkesin ifade özgürlüğünü savunmak şart"ını dile getirirken, Türkiye tiyatrosunun "köleleri" Coşkun Büktel'le Hilmi Bulunmaz'ın ifade özgürlüğünün imha edilmesi için, LİNÇ KAMPANYASI düzenleyen 1100 kişilik alçaklar ordusuna dahil olabilmişti!

LİNÇÇİ Metin Göksel'in Mimesisçe olarak kaleme aldığı yazısını(?!) okumak için bakınız: "Kabine'yi Linç mi Edelim?"

Not: LİNÇÇİ Metin Göksel'in Mimesisçe olarak kaleme aldığı yazısında(?!) bulunan şu tümceyi asla anlayamadık:

"Stam-Shohat tarafından 'Avrupamerkezcilik, Batı kaynaklı dünyanın merkezi ve dünyanın gölgesinde kalan diğer yerlere ontolojik gerçeklik sağlayan tek -paradigmatik- çerçevedir"

Anlayan varsa beri gelsin!!!

(HB / 19 Kasım 2010)


***

Ayrıca bakınız: garajistanbul'u ve Theatre Freiburg'lu düzeysiz tiyatrocuları kınayarak, Deniz Gezmiş ve Baader Meinhof'un hesabını soran Zeliha Berksoy'u kutluyoruz!