13 Ağustos 2010 Cuma

LİNÇÇİ www.tiyatrodunyasi.com'un sahibi LİNÇÇİ İsmail Can Törtop, "bağımsız yazar" Melih Anık'ı, "kendine ait yazar" olarak gösterme hakkına sahip mi?

........................................................Melih Anık


***


Tüm Yazarlarımız
Yazar olmak için
can@tiyatrodunyasi.comadresine mail atınız..

(Kaynak: tiyatrodunyasi.com)


***


Oyun'un notu: Sayın Melih Anık, bize bir "yazı" gönderdi. Ancak, yazıda bulunan LİNÇÇİ adlara biz link verip, bu adları kırmızı renkle biz belirginleştirdik. Ayrıca, yazının "bazı" yerlerini yatık hâle biz getirdik. Bunun yanı sıra, yazıdaki çift tırnak içinde çift tırnak (""..."") uygulamasını, çift tırnak içinde tek tırnak ("'...'") hâline dönüştürdük. Yazıda bulunan "ufak tefek" yazım yanlışlarını, Sayın Melih Anık, LİNÇÇİ olmadığı ve zâten bu yazım yanlışları "yok hükmünde" olduğu için, bu yazım yanlışlarını düzeltmemize karşın, "düzelti" yaptığımız yerleri ayrıca belirtme gereksinimi duymadık. Yazıdaki "link"leri de biz ekledik. Bütün bunlarla birlikte, yazıdaki "bazı" yerleri büyütüp kırmızı renkle biz belirginleştirdik...


***


Birkaç husus


Melih Anık
12 Ağustos 2010


Sayın Hilmi Bulunmaz,


Yazımı ("Kadıköy Belediyesi Tiyatro Festivali'nden Tiyatronun Görünüşü") okuduğunuz ve de düşüncenizi belirttiğiniz ("LİNÇÇİ Can Törtop'un sahibi olduğu LİNÇÇİ tiyatrodunyasi.com yazarı Melih Anık, tiyatro duvarına 'sus' işareti yapan hemşire fotoğrafı asmak istiyor!") için teşekkür ederim.

Yazılarımı www.melihanik.blogspot.com 'da yayımlıyorum; LİNÇÇİ Can Törtop ve LİNÇÇİ Mimesis istediğini seçiyor.
Bu vesile ile şunu belirtmem gerekir ki adımın birlikte anıldığı kişilere dikkat ederim. Birbirimizi sınamamıza neden olan olayların içinden sağ salim geçmiş olmak, aramızdaki ilişkiyi sürdürmemize neden olur. Pek tabidir ki ikili ilişkilerde sadece birbirimize karşı değil, her birimizin başkalarına karşı davranışlarımız da önemlidir. Bu noktada da herkes öncelikle kendi hatalarını düşünerek karşısındakini sorgulamalıdır diye düşünürüm. Ben önce kendimden başlarım.
Resim, rahat anlarımdan birinde çekilmiş bir resim. Bu rahatlık, vicdanımın sesini duyabilmemden geliyor. Ama yazılarımı paylaşmaya başladığımdan bu yana anlatamadığımı anlarsam "rahatı kaçan ağaç" durumuna düşüyorum. O anlarda "iletişim" bozulur elbette. Düzeltmeye ben önce kendimden başlarım.
Haklısınız, yazımdaki iki cümlenin ("Düzen böyle…" ve "Bazen sektörün yararı için fedakarlık yapmak, susmak gerekir.") arasını çıkardığınızda "'sus' işareti yapan hemşire" çıkıyor ortaya.

Ama arasını, yani:

"'Neden böyle?' diyorsanız.. Demeyin… Bence hiçbir tiyatrocu demesin. Herkes kendini kurtardığı sürece bu 'böyle'.

Gösteri başına (sembolik sayılabilecek ) 6000 TL verilen bir festivale katılmak için 32 topluluk form doldurarak müracaat etmiş. Seyircisinin karşısına çıkmanın onlar için her şeyden önce geldiğine inandığım tiyatrocularımız için paranın ikinci planda kaldığını rahatlıkla söyleyebiliriz ama parasız olsa müracaat sayısı 32 olur mu idi?

Keşke Kadıköy Belediyesi müracaat eden her profesyonel topluluğa (aracıya değil) sahnelerini açsa. Keşke topluluklarımız birbirlerini şikayet etmekten vazgeçseler ya da ifadelerinin o anlama geldiğini idrak etseler. Bir araya gelip, Belediye'ler içinde sanatı yönlendirmek için ısrarcı olsalar. (Zor ama denemeye değer.) Ama yapılan 'gönderme'ler bir araya gelmelerini de önlüyor."


yerine koyup okursanız, hemşire, parmağını sallamaya başlıyor.

Hele devamında:

"Ben inşaat mühendisiyim. Yıllarca ihalelere girip çıktım. Biz de yeterlik dosyaları verirdik. İlk kaybettiğimiz ihalede çalıştığım şirketin patronuna 'Ama haksız bir seçim. İşi biz almalıydık. İtiraz edelim' diyecek oldum, çok tecrübeli olan patronum yüzüme baktı uzun uzun ve 'Bir dahaki sefere de biz alırız.' dedi. Gençtim o zaman, anlamamıştım.

Ali Erdoğan şu anda benim o zamanki yaşımdan daha olgun bir yaşta. Eminim ki o anlar.'"


okursanız, hemşire elini şakağına dayayıp "düşün" diyor.. "Düşün"…

Mesleklerin dünyasında herkesin aynı gemide olduğunu düşünüyorum. Bazen kendini haklı çıkarmak adına sarf edilen sözler meslektaşlar ve meslek için yaralayıcı olabiliyor. Bunun uyarısı da yazının içinde var zaten.

Bu nedenle benim ifade etmek istediğim, kirli bir şeyi paylaşma, haksızlığa boyun eğiş adına ve ne olursa olsun bir sessizlik değildir. Hele seçimi 3. şahıs yapıyorsa ve de 3. şahsın kararında, yarıştığım meslektaşımın kendine çıkar sağlayan parmağı yoksa (ki aksi kanıtlanıncaya kadar öyle düşünürüm) susuş en anlamlı davranış olacaktır. Mesleği ve meslektaşını yaralamamak için herkes bu olgunluğu göstermek zorundadır. Hele de bunun sizi seyredenlerce nasıl anlaşılacağını tahmin edemiyorsanız. Bu nedenle de "Bazen sektörün yararı için susmak gerekir"

Ama "düzen"i de değiştirmek gerekir.

Yazıma "link" koymanızdan dolayı teşekkür ederim.

Saygılarımla.

Melih Anık

www.melihanik.blogspot.com
http://twitter.com/melihanik
http://www.facebook.com/profile.php?id=616588323&ref=profile


***


Ayrıca bakınız:

LİNÇÇİ Can Törtop'un sahibi olduğu LİNÇÇİ tiyatrodunyasi.com yazarı Melih Anık, tiyatro duvarına "sus" işareti yapan hemşire fotoğrafı asmak istiyor!

Ali Erdoğan'ın yazıp yönettiği, LİNÇÇİ İsmail Can Törtop'un da oynadığı KÜÇÜK AMA ÖNEMLİ BİR ROL için Kültür Bakanlığı çanağından 21.000 TL yalanmış!

Ali Erdoğan, ya Kültür Bakanlığı çanağı yalamanın bir "destek" olduğunu düşünmüyor, ya destek gördüğünü unutmuş, yada 21.000 TL'yi bir bahşiş sanıyor!

LİNÇÇİ Ertuğrul Timur, öznesiz tümce kuruyor!

Yalan makinesi ve küfürbaz Mustafa Demirkanlı'nın sözde küfre karşı kampanyasına alet olanların imzaladıkları metni ve alet olanları teşhir ediyoruz!

Linç imzacıları listesi