18 Nisan 2010 Pazar

LİNÇÇİ Ahmet Ertuğrul Timur (nam-ı diğer 3. Abdülhamid), çıkmaz sokaktan çıkmak için yol arıyor; oysa çıkmaz sokaktan çıkmak için geri dönmek gerekir!

Biraz Oradan Biraz Buradan Sakin Bir yazı


LİNÇÇİ (İngilizce: LYNCHER) Ertuğrul Timur
aetimur@gmail.com
18 Nisan 2010


Afyon konusunda küçük de olsa bir olumlu gelişmeyi sizlerle paylaşmıştık. Valilik Ali Çakalgöz ve onunla çalışacak ekibe Afyon'da yeniden tiyatro yapabilme ve tiyatro eğitimi olanaklarının yolunu açmıştı. Bunun bana göre olumlu yada olumsuz yanlarına dikkat çekmiştim. Bir kez daha yinelemeye gerek yok elbette. Afyon'da yeni fazla bir şey yok. Tek farklı gelişme Afyon Mimarlar Odası yıkılması planlanan eski tiyatro binasının da olduğu alanın meydan yapılması konusunda bir açıklama yaparak Belediye başkanını (Belediye Başkanı'nı / belediye başkanını) hararetle övmüş, takdirle, alkışla karşıladıklarını belirtmiş. Bunu bazı yayıncı (Hilmi Bulunmaz) yada yazar arkadaşlarımız bizden önce haber yaptı gündeme getirdi. Ben fazladan bir tek cümle daha edeyim.

Keşke bu okumuşlar kesimi yani mimar ve mühendisler bir meydanın kent yaşamı için gerekliliğini, kent dokusu için yararını akıl edebildikleri gibi bir kent için en azından bir tane profesyonel yapılandırılmış tiyatro salonunun da elzemliliğini, olmazsa olmazlığını akıl edip de başkanı hararetle öven bu açıklamalarına bir cümlecik koymayı da akıl edebilselerdi.

"Afyon'un bir meydana kavuşacak olmasını alkışla karşılıyoruz ama bunun gerçekleşmesi sırasında yok olacak salonun yerine de bir kent için mutlaka elzem olan; gerek mimarisiyle, gerek teknik donanımıyla -gerekse kadrosuyla- yeni ve gerçek bir tiyatronun da inşasına bu meydan projesiyle bir arada paralel yürüyecek şekilde derhal başlatılmalıdır"

diyebilselerdi.

Bir anlamda kendileri de sanat icra eden, kentsel yaşamın inşacılarından olan ve görüşlerine değer verilen bu meslek kesiminin odası bakarsınız bunu da akıl edip ekleyebilir. Aksi takdirde en azından benim açımdan bu eksik kalmış bir açıklamadır ve bu haliyle salt başkana övgü mahiyetinden öte gidememekte dolaysıyla (dolayısıyla) da fazlaca bir değer ifade etmemektedir.

Afyon'la ilgili Afyon'da yaşanan bir adımlık da olsa kazanımdan sonra bir adımlık olumlu gelişme de İstanbul'dan geldi. LİNÇÇİ (İngilizce: LYNCHER) TTB (Türkiye Tiyatrolar Birliği) üyeleri kendi içlerinde Afyon'la ilgili yaklaşımlarını yeniden değerlendirdikleri gibi LİNÇÇİ (İngilizce: LYNCHER) TTB kendi iç toplantısından sonra bazı LİNÇÇİ (İngilizce: LYNCHER) TTB'liler Afyon'dan gelen sanatçı arkadaşlarla da görüşerek bir anlamda karşılıklı daha olumlu ivmenin başlangıcını karara bağlamışlar. Bu elbette sevindiricidir. Bu anlamda olumluya evrilen ilişkilerin ve diğer tiyatro örgütlerinin de ilgisinin olduğu gerçeğiyle daha olumlu kazanımları bu örgütlü yapılanmaların zorlayacağını umarak gözlemciliğe çekilerek gerektiğinde ve istendiğinde yayıncılık desteğine hazır olduğumuzu açıklamak istiyorum. Umuyorum örgütler ve Afyon'lu sanatçı arkadaşlar yerel yöneticilerle, Kültür Bakanlığıyla (Bakanlığı'yla), ulusal medyayla ve gerek duyacakları, yarar getirecek her düzlemde gereken girişimleri yapacaklardır.

İnternette tiyatro yayınları arasına yeni bir portal daha katıldı. Basılı dergicilikte yılların deneyimine sahip LİNÇÇİ (İngilizce: LYNCHER) Mimesis artık internette de var. Diğer yüzlerce konuda yüzlerce sitenin varlığı düşünülürse internette tiyatro yayıncılığının ne kadar cılız kaldığı bir gerçekliktir. Bu nedenle LİNÇÇİ (İngilizce: LYNCHER) Mimesis internet tiyatro yayıncılığında önemlidir. Öte yandan yayıncılık deneyimli bir ekip ve arkasındaki topluluklardan gelen kadro gücü ile LİNÇÇİ (İngilizce: LYNCHER) Tiyatronline , LİNÇÇİ (İngilizce: LYNCHER) Tiyatro dünyası yada LİNÇÇİ (İngilizce: LYNCHER) Tiyatrom'a göre yola oldukça avantajlı çıkmıştır umuyoruz ki bu bizlere de örnek olacak şekilde meyvelerini verir.

LİNÇÇİ (İngilizce: LYNCHER) Mimesis internet portalının da yayına girmesiyle LİNÇÇİ (İngilizce: LYNCHER) Mimesis dergi (dergisi) editörü LİNÇÇİ (İngilizce: LYNCHER) Cüneyt Yalaz internet tiyatro sitelerinde kadro konusunu ele almış. Bizim de zaman zaman dile getirdiğimiz ve yadsıyamayacağımız konulara değinmiş. (Basılı Tiyatro Dergilerini -Dergileri'ni / dergilerini- ve devamı niteliğindeki portalları dışında tutarak) Tiyatro sitelerimiz amatör ve bireysel yayınlardır. Bu alanda ciddi ve profesyonel bir yayın malesef yoktur. Yazarlar, röportaj yapanlar, haber yollayanlar çokça ve alanlarından profesyoneller olsa da bunlar eklektik katkılardır. Bu anlamda da sitelerin kaderi olumlu yanlarıyla da, olumsuz yanlarıyla da sahiplerine bağlı kalıyor.

Bu yayıncılık açısından çok büyük bir dezavantaj,

Tiyatro dünyası açısından çok büyük bir risk,

Yayıncılar yani bizler açısından ise çok ağır bir sorumluluktur.

Daha yayıncılıktaki ilk yılımdan başlayarak bir kaç (birkaç) kez toplantılarda da dile getirdiğim gibi "LİNÇÇİ (İngilizce: LYNCHER) Tiyatrom'a çok büyük bir kabul gösterdiniz, ve çok fazla önemsediniz. Ama ya ben bir gece yanlış bir şey yaparsam? Ya tüm sağladığım yararın kat ve kat fazlası biz zarar verirsem?"

Tek kişiyle yayıncılık anlatılmaz zorluklar içeriyor. Bırakınız gelen yazılara editoryal katkıyı bir çok (birçok) haberi, yazıyı hiç okumadan yayınlıyoruz işin gerçeği bu. Siz yada ailenizden birisi hastaysa, yıllık izne, seyahate çıkacaksanız yada bir teknik sorunla internetiniz kesikse, elektriğiniz kesilmişse hatta evinizde boya badana varsa sizin o iddialı yayınınız balon gibi sönüveriyor.

Sürekli okurlarımızın takip ettiği gibi zaman zaman bir yayın kurulu hatta bunun da ötesinde yayın ekibi oluşturmak ve LİNÇÇİ (İngilizce: LYNCHER) tiyatromu (www.tiyatrom.com'u / tiyatrom.com'u / tiyatrom'u) tamamen yada kendi katkımın da sürmesi şeklinde devretmeyi düşündüm ve ilan ettim. Fakat yazı yazmakta, röportaj yapmakta, haber yollamakta seve seve katkı sağlanırken bu konuda maalesef gönüllüler oluşmuyor. Sonuncusu da yeniden yayına geçmemizin ardından yaptığım çağrıydı. Hatta bu kez genel çağrıyla yetinmeyip bazı kişi yada topluluklara katılma yada temsilci yollama ricasını direkt ilettim. Ama yine de yayın ekibi yada yayın kurulu oluşturacak bir kadro çıkamadı. Hiç mi başvuran çıkmadı? Çıktı tabi, ama bir kaç (birkaç) tesadüf siteye girip okuyup o anda heveslenenler, on yıllık yayıncılığımızda bir nokta koyacak katkıyı sağlamamışlar, kimisi de "Tamam LİNÇÇİ (İngilizce: LYNCHER) Ertuğrul benim adımı yazabilirsin ama pek toplantıya falan gelemem, fazla zaman ayıramayabilirim şimdiden söyleyeyim" tarzında yayın kurulunda ismen var olmak ama pratikte yine benim inisiyatifime terk edilecek bir şekil görünüyor.

Bu konu sürekli aklımda ve iki gün önce varlığını bildiğim tüm tiyatro derneklerine bir çağrı yapıp gelin sizler birer kişi verin sizlerden birer kişiyle LİNÇÇİ (İngilizce: LYNCHER) tiyatrom yayın kurulu oluşsun fikri de kafamda dolaşmaya başladı, bilmiyorum dernekler bu konuya nasıl bakar ve doğru bir yöntem olarak işlerlik oluşur mu? Bir de internet tiyatro sitelerini dergilerden ayıran ilk özelliklerden birisi de günlük yayın yapıyorsunuz. Adeta (Âdeta) bir gazete gibi hızlı habercilik yapıyorsunuz. Bu durumda da genel yayın politikanız için bir yayın kurulu yararlı olsa da aslında daha da öncelikli gereken bölüm yada bölge editörleri, sorumluları tayin edebilmek. Teknik olarak da her birinin kendi sorumluluk alanında siteye giriş , ekleme yapabilmesine olanak sağlayabilmektir. Yani işin hamallarına ihtiyaç vardır. Her gün ciddi olarak bu işe mesai ayıracak ve bir büroda yan yana çalışmasalar da böyleymiş gibi titizlikle internet üzerinden her gün mutlaka bir yada bir kaç (birkaç) saat birlikte koordineli çalışacak bir ekip.

Bunu ne ben ne de diğer yayıncı arkadaşlarım sağlayamadık. İşte bu nedenle yukarıda belirttiğim gibi LİNÇÇİ (İngilizce: LYNCHER) Mimesis daha şanslı görünüyor. Umuyorum ki bize de örnek olacak bir koordineli çalışmayı başarabilirler.

Tiyatro yayıncılığında rekabet olmadığı açıktır. Çünkü rekabet oluşturacak bir reklam pastası olmadığı gibi okur potansiyeli de bellidir. Tiyatronun izleyici sayısının belli olduğu bir ülkede tiyatronun tanıtımını yapana olacak ilgi de bellidir. Zaten LİNÇÇİ (İngilizce: LYNCHER) Tiyatronline, LİNÇÇİ (İngilizce: LYNCHER) Tiyatro dünyası (Dünyası) yada LİNÇÇİ (İngilizce: LYNCHER) tiyatrom kazanç amaçlı siteler olsaydık mutlaka tiyatro dışında daha fazla tıklanacak ve dolaysıyla (dolayısıyla) reklam alacak yayıncılık alanları bulabilirdik.

Bana göre bir rekabet varsa bu internet siteleri - facebook rekabetidir. Ben LİNÇÇİ (İngilizce: LYNCHER) tiyatrom'u ilk yapmaya başladığımda belki beşyüz (beş yüz) evden birinde internet vardı. (O da tabi büyük kentlerde) Ve 56K hızıyla superonline, turk.net den (turk.net'den) falan bağlanılan dönemler. Google gibi arama motorları da olmayan bu nedenle de keşfedilmek için bulduğunuz bütün toplist sitelerine üye olduğunuz, bunun karşılığı mecburen sayfanın altına bir sürü bu ıvır zıvır toplistlerin bannerını sıralamak zorunda bırakıldığınız dönemler... Eğer ana sayfanıza 3-4 resimden (fotoğrafdan) fazla koymuşsanız sayfa bir türlü yüklenemiyor, insanlar 3-4 dakika sayfa gelmeyince beklemeyip kapatıveriyordu. Ve o yıllarda sitemize günde 120-200 bazen 300 kişi girdimi (girdi mi) dünyalar bizim oluyordu. Gazetelere, TV yada radyolara muhtaç kalmadan bir yayın çıkarmışsınız ve sesinizi bağımsız olarak 100 hatta 300 kişiye duyurmuşsunuz bu bir nimetti :) Evlerde internet sayısı arttı, bağlantılar kat kat hızlandı. Dolaysıyla (Dolayısıyla) da okur sayınız da hızla artmaya başladı. Günlük okur sayınız 1500'lere vardı hatta zaman zaman aştı.

Fakat okur sayılarının internet kullanıcı sayısıyla orantılı artmadığı açıktır. Hele ki son iki yılda artış hızı sanıyorum daha da azaldı. Bunda da facebook başta olmak üzere sosyal iletişim (paylaşım) sitelerinin ortaya çıkması etkili oldu. Facebook kendisi de esasen internet sitesi olsa da adeta (âdeta) internetin rakibi bir internet sitesi haline dönüştü. Sadece tiyatro sitelerinin değil her alanda tüm internet sitelerinin rakibi gibi bir konuma oturdu. Eskiden bir konuyu internet genelinde arıyorsanız şimdi önünüzde nerdeyse 24 saat açık tuttuğunuz facebook içinde arıyorsunuz. Diyelim ki LİNÇÇİ (İngilizce: LYNCHER) Dostlar tiyatrosu (Tiyatrosu) ile ilgili bilgiye ulaşmanız gerek eskiden bir tiyatro sitesi bulup oradan bu bilgiye ulaşmayı denerseniz şimdi facebook içinde LİNÇÇİ (İngilizce: LYNCHER) dostlar tiyatrosu (Dostlar Tiyatrosu) ile ilgili bilgi arıyorsunuz önce. Ya da diyelim ki LİNÇÇİ (İngilizce: LYNCHER) Tuncer Cücenoğlu (veya herhangi bir tiyatrocuyla ilgili) bilgi gerekiyor artık direk (direkt) facebookdan (facebook'tan) bilgiye hatta kendisine ulaşıveriyorsunuz. Tersinden de bakarsak bir tiyatro topluluğusunuz. Eskiden oyununuzu duyurmak için gazete, TV, radyo, afiş vb dışında kitlelere biz varız, bizim bir oyunumuz var diye seslenmenin yolu sizle ilgilenip yer verecek bir site bulmak ve oraya yazmaktan geçiyordu. Şimdi facebook üzerinden direk (Direk: "Ağaçtan veya demirden yapılan uzun ve kalın destek." / Doğrusu: direkt; "dolaysız, aracısız.") paylaşıyorsunuz.

Bu böyle bakılınca aracıyı ortadan kaldırmak gibi de görülebilir. Elbette ki olumlu ve olumsuz yanları var. Bir gelişmeye bazı örneklere bakıp tümden olumsuz damgası vuracak olsak seks , porno, vs sitelerden dolayı genel interneti de, TV'leri de, hatta abartırsak matbaayı da tü kaka ilan etmemiz gerekirdi. Bu nedenle tabi ki sizin neyi ne amaçla kullandığınız önemlidir.

Facebook yada benzerleri de kullanıma bağlı olarak zaman zaman çok olumlu olabiliyor. Bir gecede kısa sürede bulunuveren kan bağışçıları gibi. Yada oluşturulan kampanyalarla bir konuda daha fazla kamuoyunu haberdar edebilmek ve duyarlılığı artırabilmek gibi.

Ama benim dikkat çekmek istediğim facebook'un bir başka yanı, ve bana göre başlıca olumsuzluğudur. facebook evet anında, aracısız, ne bir radyo, ne bir TV, ne bir gazete hatta bir internet sitesi editörünün sahibinin inayetine, insafına bağımlı olmadan direk (direkt) yazdığınız an saniyesinde sesinizi kitlelere duyurmanın bir yoludur. Ama aslında bir o kadar da aldatıcıdır.

Sizi genelden koparıp lokalize etmektedir. Listenizdeki arkadaş sayınız çok çok yüksek olsa dahi (sanıyorum üst sınır beşbin -beş bin- ama insanların ortalaması 200-300 kişi) sesinizi sadece kendi arkadaş listenizle boğmakta sınırlandırmaktadır. Siz oyunumu tanıttım sanırken belki de sadece bu listenizdeki 300 kişiye tanıtmaktasınız onbinlerce facebook üyesine değil..

Elbette grup duvarları vardır ve o gruplara üye olarak daha fazla sayıda insana da ulaştırabilirsiniz. Ama bu defa da başka bir handikap başlar ki eğer grubun üye sayısı az ise zaten hep aynı kısır döngüyle aynı ulaştığınız kişilere ulaşırsınız. Grubun üye sayısı çoksa eklenen de çok olduğu için sizin eklediğiniz duyuru çok hızla altlara, arkalara düşecek pek çok kişi okumadan kaybolacaktır.

Oysa bir internet sitesinde sadece arkadaş listenizle sınırlı olmazsınız, hiç tanımadığınız yüzlerce binlerce insana ulaşırsınız. Yazdıktan 10 dakika sonra geyik muhabbetleri, gereksiz yazışmalar, komik videolar arasında kaybolup gitmez uzun süre belirgin şekilde, bazen yıllarca internet arşivinde kalıcılaşır.

Bir kaç (Birkaç) yıl önce mail grup ve forum sayfaları gözdeydi ve buralarda yapılan tartışmalar binlerce kişiye ulaşıyordu. Örneğin "Sahne Tozu" mail grupunda (grubunda) az mı hararetli tartışmalar yapmıştı tiyatro dünyası? Yüzlerce kişiye ulaşan yüzlerce kişi katılımlı toplumsal bir muhalif forum hareketliliğiydi adeta (âdeta).

Facebook en büyük zararı bunlara verdi. Bu mail gruplara (gruplarına) artık tek tük kişiler dışında dönüp bakan yok. Bunun yerine facebook da (facebook'da) duvarına yazıyor onun altına da bir kaç (birkaç) listesinden kişi ekleme yapıp görüş bildirebiliyor, kısa zamanda aşağılara inip kayboluyor.

Bu anlamda komplo teorisi gibi dile getirmesem de diyorum ki facebook interneti lokalize etti, yayıncılık gücü v (ve) kitleselleşme etkisini azalttı, iletişimi dar gruplara hapsetti, tartışmaları görüş bildirmeleri ve bunları yaymayı güdükleştirip bertaraf etti.

Lütfen facebook yada benzerlerinden alabildiğince yararlanırken internet yaşamınızı bunlarla sınırlamayın ve bize yada diğerlerine hiç önemli değil ama tiyatro sitelerine mutlaka haber yada duyurularınızı iletin. Facebook çevrenize, internet siteleri ise sizi tüm evrene taşır .

AFYON'DA KAZANILAN NE VE ASIL VERİLMESİ GEREKİLEN MÜCADELEYE HAZIR MIYIZ?
ARTIK BENİ ASLA ŞAŞIRTAMAYACAKSINIZ!
AHLAKSIZLIĞIN , İFTİRANIN ADI POLEMİK OLDU !
RAĞMEN SAVUNABİLMEK
TİYATRO ÖRGÜTLÜLÜKLERİ ÜZERİNE 3.GÜN YAZISI
AYNI BAŞLIK ALTINDA İKİNCİ GÜN YAZISI
SON DÖNEMDE YAŞANANLAR, ÖDENEKLİ TİYATROLAR VE TİYATRO ÖRGÜTLÜLÜĞÜ ÜZERİNE
TİYATROM DEZENFORMASYONA(!) DEVAM EDİYOR HALA!
Korkunun sanatı boğmasına izin vermeyin ve 12 Mart saat 9.45'te Beyoğlu adliyesinde olunuz
MAGAZİN ÖĞELERİ TAŞIYAN BİR BİLDİRİ VE DEDİKODULARA GÖRE TAVIR BELİRLEYEN TİYATRO ÖRGÜTÜ TTB
AFYON KONUSUNDA NETLEŞEBİLDİK Mİ?
İstanbul Şehir Tiyatroları Genel Sanat Yönetmenliğine ve Genç Tiyatro Sorumlularına açık mektup
KARANLIĞA KARŞI DURACAKSAK ÖNCE İÇİMİZDEKİ KARANLIKLARDAN , İKİYÜZLÜLÜKLERDEN, ÇİFTE STANDARTLARDAN KURTULMALIYIZ!..
VAKİT YAZARI AMACINA ULAŞMIŞTIR
A.ERTUĞRUL TİMUR KONUYU ILIMLI GEÇİŞTİRMEYİ SEÇEN KUMBARACI50 YE VE BURAYI MÜHÜRLEYEN BELEDİYEYE SORUYOR! OKUYUNUZ
İŞTAH MI BIRAKTILAR
Bu macera yeni değildir ve Recep Tayyip Erdoğan'ın İstanbul Belediye Başkanı olarak ilk kez iktidarla tanışmasıyla başlamıştır.VE BU MACERA ORADA DA KALMADI SÜRÜYOR
EVET VATAN CADDESİNE DE, BOĞAZ KÖPRÜSÜNE DE KARŞIYDIK, HARBİYE'DE YENİ ÇOK AMAÇLI SALONA DA KARŞIYIZ!
KOLTUKLAR VE ONURLAR
BİR PROFESÖRÜN CEHALET HAKKI VE AKP'NİN TİYATROLAR POLİTİKASI
GÜNDEM YİNE DOLU DOLU, YA GÜNDEME TARAF OLACAKLAR?
NİHAYET SANATIN YARIŞTIRILAMAYACAĞINI, YARIŞMA ARACI OLAMAYACAĞINI BİRİLERİ KISITLI BİR ALANDA DA OLSA DİLE GETİRMEYE BAŞLADI!
İstiklal Değişti mi?
GECİKMİŞ BİR YAZIYLA CKM OLAYI VE NEDİM SABAN'A YÖNELİK IRKÇI SÖYLEM ÜZERİNE
YAZSAM MI Kİ?
ÇATI ÖRGÜTLENMESİ "TÜRKİYE TİYATROLAR BİRLİĞİ"
TİYATRO KAMUOYU VE OKURLARA ZORUNLU BİR AÇIKLAMA

(Kaynak: tiyatrom.com)


***


Oyun'un notu: Yukarıdaki metni, LİNÇÇİ (İngilizce: LYNCHER) Ahmet Ertuğrul Timur'un (nam-ı diğer 3. Abdülhamid) sahibi olduğu LİNÇÇİ (İngilizce: LYNCHER) tiyatrom.com sitesinden alarak olduğu gibi yayınladık. Ancak, metinde bulunan LİNÇÇİ (İngilizce: LYNCHER) adlara biz link verip, bu adları biz kırmızı renkle belirginleştirdik. Ayrıca, metindeki bariz yazım yanlışlarını kırmızı renkle belirtip, doğrularını yeşil harflerle biz yazdık!

Ayrıca bakınız:

LİNÇÇİ Ertuğrul Timur, öznesiz tümce kuruyor!

Yalan makinesi ve küfürbaz Mustafa Demirkanlı'nın sözde küfre karşı kampanyasına alet olanların imzaladıkları metni ve alet olanları teşhir ediyoruz!

Linç imzacıları listesi