26 Aralık 2009 Cumartesi

Bulunmaz Tiyatro'daki çalışmalar, mum ışığında da sürüyor!


26 Aralık 2009
.
.
Her hafta cumartesi günleri, saat 17.00 ile 20.00 arası sürdürdüğümüz "Ücretsiz Oyunculuk Çalışmaları" için bugün de kolları sıvadık. Ancak, çok yoğun bir hafta geçirmemizin verdiği yorgunluk nedeniyle, tiyatromuzla yeteri denli ilgilenemediğimizden, bu cumartesi günkü çalışmamız aksayarak ilerledi.
.
Bu haftanın ilk günü İzmir'e yaptığım seyahat nedeniyle, İstanbul'daki işlerimde bazı aksamalar söz konusuydu. Ben İzmir'deyken; ilkel, iftiracı, linççi, bileyci, feci felsefeci Ömer F. Kurhan'ın başlattığı "yargısal süreç" nedeniyle bir tebligat almıştık. İstanbul'a döner dönmez bu tebligata verdiğim yanıt, uzun bir zamanımı aldığından, Bulunmaz Tiyatro'ya istediğim özeni, ne yazık ki bu hafta gösteremedim. Bunun yanı sıra, yine İzmir'de bulunduğum gün, tiyatromuzun elektrik tesisatında çıkan bir sorun nedeniyle, karanlıkta kalmıştık. Elektrik işlerimi teslim ettiğim İsmet usta Edirne'de bulunduğundan, bu cumartesi günkü çalışmamızı mum ışığında yapmak zorunda kaldık.
.
Elektrik olmayınca, çekim yaptığımız video kameranın pili, tam çalışmanın orta yerinde bitiverdi. Bu da bayağı canımı sıktı. Üstüne üstlük, fotoğraf makinemde de önemli bir sorun oluşunca, Sabri Can Locva'nın telefonuyla birkaç fotoğraf çekip, çalışmamızı böylece belgeleyebildik. Yukarıdaki fotoğrafların "değerinin düşük olması", hem elektrik olmamasından ve hem de fotoğraf makinesiyle çekilmemesinden kaynaklanıyor. Bu nedenle okurlarımızdan ve izleyicilerimizden özür dileriz.
.
Tüm aksiliklere karşın, "Ücretsiz Oyunculuk Çalışmaları" sürdü.
.
Çalışmalara katılanların çoğunun Çemberlitaş Anadolu Lisesi'nde okuması nedeniyle, bu lisedeki tiyatro çalışmalarını değerlendirdik. Video çekimini de yaptığımız bu değerlendirmeyi, izleyicilerimize en kısa zamanda sunacağız. Hüseyin Kefeli'nin yazdığı "Adını Sen Koy" adlı düzeysiz bir oyunu çalışan lisenin tiyatro yönetmenini ameliyet masasına yatırdığımız video kaydını, özellikle ve ısrarla izlemenizi salık veriyorum.
.
Bu cumartesi günü sürdürdüğümüz bazı çalışmalarımızı, videonun bitmek üzere olan pilini tasarruflu kullanabilmek için kayıt altına almadık.
.
Çalışmamızın son bölümünde, Coşkun Büktel'in kaleme aldığı "ÖZDEMİR NUTKU YALAN SÖYLEMEDİYSE BELGE GÖSTERMELİDİR" başlıklı yazısını okuyup üzerinde yorumlar yaptık. Yukarıda da anlattığım gibi, videonun pili zayıf olduğu ve tam da Büktel'in yazısını değerlendirdiğimiz çalışmanın orta yerinde bittiği için, bu çalışmanın tamamını kayıt altına alamadık. Yarısı kayıt altına alınmış bu çalışmayı da yakında yayınlayıp beğeninize sunacağız.
.
Ayrıca, önümüzdeki cumartesi günü, adını andığımız yazıyı yine gündemimize alıp yeniden değerlendireceğiz.
.
Yazımı noktalarken, şunu da belirtmekte yarar var; güzel sanatlar fakülteleri bulunan tüm üniversitelerin sahne sanatları bölümlerinin (dramatik yazarlık ana sanat dalı, oyunculuk ana sanat dalı, sahne tasarımı ana sanat dalı) Coşkun Büktel tarafından oluşturulan "Türkiye dramatik yazarlığının Everest'i" Theope başta olmak üzere, yazdığı her yazıyı tezgâhlarına alıp, öğrencilerinin aydınlanması için irdelemeleri gerekir. Coşkun Büktel'in yapıtlarını müfredatına koymayan üniversitelerin güzel sanatlar fakülteleri, en hafif deyimiyle çağa ayak uyduramamış olurlar.