11 Şubat 2009 Çarşamba

Kurhan'ın yazısını YORUMSUZ sunuyoruz! / 1

Açıklığa Kavuşturulması Gereken Bir Nokta: Bulunmaz ve Büktel Haber ve/veya Yorumdan Neyi Anlıyorlar?


Ömer F. Kurhan
12 Şubat 2009


Yıllardır tiyatro alanında haber-yorum sitelerinin oldukça sorunlu bir duruş içinde olduğuna dair belirlemeler yapıyorum. Bu sorunun giderilmesinde, ilk aşamada örnek çıkışlara ihtiyaç duyulduğu kanısındayım. Dolayısıyla, kişilerin, toplulukların, platformların ya da girişimlerin internet yayıncılığını özenli yapmasının hayli önemli olduğu; bu şekilde ülke çapında tutarlı ve güvenilir haber-yorum sitelerinin yolunun döşenebileceği düşüncesini destekliyorum.

Son olarak, Bulunmaz’ın editörlüğünü yaptığı OYUN sitesinde ve Büktel’in kişisel sitesinde, “Halman Skandalı, Esatoğlu Tacizi ve İATP” başlıklı bir yazıya yer verildiğini gördüm. Yazı çeşitli forum sitelerinde rastlanabilecek, tiyatro alanındaki dedikodu kültürünün sıradan bir örneği olarak kabul edilebilir. İATP-G, içinde yer alan topluluklar ve şahsım hakkında çeşitli yorum ve iddialar içeren bu ve benzeri yazıların internet ortamında dolaşması gayet normal ve tabii ki bir ilk değil. İnternet ortamı aynı zamanda bir dedikodu ve söylenti ortamıdır; yani istenirse bu yönde de değerlendirilebilir.

Ciddi haber-yorum sitelerinde de bu tip yazılara rastlamak mümkündür. Şöyle ki: Bir haber ya da yorum yayımlıyor ve o haber ya da yazının altında okur yorumlarına da yer veriyorsanız; bu tip yazılarla karşılaşmanız mümkündür. Küfür ve hakaret içermedikçe, ilkesel olarak bu tip yazıların yayımlanmasına karşı değilim. Hatta haber-yorum sitelerine canlılık katmak ve yazar-okur iletişimini geliştirmek açısından faydalı olduğunu düşünüyorum. Bu şekilde, o siteye canlı bir forum boyutu katmış oluyorsunuz. Orada okurlar, konu hakkında birbirleriyle tartışma olanağı da bulabiliyorlar.

Buna karşılık, eğer bir yazı haber ve/veya yorum değeri verilerek yayımlanıyorsa, o sitenin editörleri şöyle bir sorumlulukla karşı karşıya kalırlar. O yazıda geçen iddiaların olgusal içeriğini denetlemek ve doğruluğunu araştırmak. Aksi takdirde, tiyatro yayıncılığı adına magazin çizgisi geliştirmiş olur ve yayıncılığınızı dedikodu ve söylenti üzerine inşa etmiş olursunuz.

Denilebilir ki, sonuçta Büktel’in sitesi kişisel bir site; onun neye haber ve/veya yorum değeri biçtiği kendisini bağlar. Doğrudur; zaman zaman bu sitenin kişisel bir çerçeveyi zorlama eğiliminde olduğunu düşünsem de, nihayetinde kişisel bir sitedir. Dolayısıyla kamusal yayıncılık adına doğrudan muhatap kabul edilmesi abartılı olabilir. Fakat aynı şey Bulunmaz’ın editörlüğünü yaptığı OYUN sitesi için söylenemez. Dolayısıyla, söz konusu yazıya haber ve/veya yorum değeri biçerken olgusal içeriğini denetleme ve doğrulama adına nasıl bir çaba gösterdiğini açıklamak durumundadır. Yazıdaki olgusal belirlemelerin doğruluğunu ya da ciddiye alınabilirliğini araştırmış mıdır? Araştırmışsa, hangi sonuçlara ulaşmıştır? Yazıyı bu araştırmanın bir parçası olarak mı yayımlamıştır? Bu sorulara yanıt verildiğinde, magazin yayıncılığı ile kamusal sorumluluk içeren yayıncılık arasındaki fark da aydınlığa kavuşacaktır.

Yayımladıkları yazının dezenformasyon içerdiği ya da yanlış bilgilerle dolu olduğunu göstermek dünyanın en kolay işidir. Fakat belirtmek gerekir ki, dezenformasyondan sorumlu olan yazının kendisi değil, yayımlayanlardır. Hiç kimseye internet ortamında dedikodu yapma, dedikodunu yazılı hale getirme ve oraya buraya yollama denilemez. Bu kamuyu doğrudan ilgilendiren bir mesele değildir; bir yerde insanların saçmalama ya da dedikodu yapma özgürlüğü de olacaktır. Fakat bir dedikodu kamusal sorumlulukla yayın yaptığını iddia eden bir kitle iletişim aygıtı tarafından kullanıldığında, artık dedikodu olarak kalmaz; dezenformasyona dönüşür.

Bulunmaz ve Büktel’in enformasyon değeri biçtikleri yazıda nelerin uydurma olup olmadığı konusunda şimdilik bilgi vermeyeceğim. Belki böylece, dedikodu kaynaklı dezenformasyon üretimi ile enformasyon üretimi arasındaki farkı gözetmek için gecikmiş de olsa bir çaba içine girerler. Aksi takdirde, bir dedikodu yazısını alıp dezenformasyona dönüştürmek gibi bir sorumluluğu taşımaya devam edeceklerdir.

Bu arada, gerek Bulunmaz gerekse Büktel’in hâlâ bana yanıt borçları olduğunu ve aradan çok uzun zaman geçtiğini hatırlatmak isterim. İzleyebildiğim kadarıyla, yayıncılık faaliyetlerini aksatan özel bir durumları yok; siteleri düzenli olarak güncelleniyor. Tartıştığımız konulara ilişkin öncülsüz ve içerikten yoksun “tezlerine” ilgili ilgisiz çeşitli haber ve yorum başlıklarında yer vermelerini tabii ki yanıt olarak kabul etme imkânım yok. Daha önce de belirttiğim gibi, agonizm ve polemik uzağında durmak bir kenara gayet faydalı bulduğum pratiklerdir. Fakat, millet nasılsa reklam kültürüne batmış deyip tanıtımcı sloganlar atmak ve bu pratiğin üzerine biraz da dedikodu ekip dezenformasyona kapıları açmak, çıkar yol değildir.

(Kaynak: istanbul alternatif tiyatrolar platformu - girişim)

***

Oyun'un notu: Bakınız;
"12 Mart Faşizmi Kültür Bakanı'na Emek Ödülü veren TAKSAV'ın neden olduğu tiyatral ve siyasal tartışmaya katkı sunan bir yazıyı YORUMSUZ yayınlıyoruz!"
"Büktel, 12 Mart Faşizmi Kültür Bakanı'na Emek Ödülü veren TAKSAV'ın neden olduğu tiyatral/siyasal tartışmaya katkı sunan Emrah Özlek'i değerlendiriyor"