10 Ekim 2008 Cuma

O. Henry, okura yaşama sevinci aşılıyor...

Amerikan Stanley County Lisesi'nin sahneye koyduğu: Son Yaprak


Hilmi Bulunmaz
10 Ekim 2008


Pazar günü (5 Ekim 2008) tiyatroya giderken, birbirinin ardından okuduğum Yeniden Çarmıha Gerilen İsa ve Şölen'den sonra yorulmuş olduğumdan, yanımda kitap götürmemiştim. Hiç olmazsa, bu pazar günümü kitap okumadan değerlendirmek istemiştim!...

Oğlum birkaç gün sonra Meksika'ya gideceğinden, tiyatro çalışmasından önce, onunla sohbet etmeyi planlıyordum. Oğlum, kendini İstiklal Caddesi'ne attı; tiyatromuzun emekçisi Mehmet Şahin, haftalık olağan alışverişine gitti ve ben de tiyatroda yalnız kaldım...

İki volta attıktan sonra, tiyatrodaki kitapları karıştırdım. Kapağı sökülüp atılmış bir kitapla karşılaştım: Son Yaprak... O. Henry'nin öykülerinden oluşan kitaba, giysileri parçalanmış bir zavallıya bakar gibi baktım. Matbu olarak yazılan "Son Yaprak" yazısının hemen üzerinde, tükenmez kalemle yazılmış; "Mehmet Şahin, Eylül 2008" notu vardı...

Kitabı elime aldım. Tüyleri yolunmuş bir civciv sıcaklığı ve çaresizliğiyle elime sığınan kitap, benden ilgi bekliyor, yaşamayı sürdürmek istiyordu...

Boyut Kitapları'nın Dünya Klasikleri dizisinden yayınlanan Son Yaprak, Şima Rondinelli tarafından çevrilmiş...

O. Henry'nin yazarlık kumaşını duyumsamanız için, 192 sayfalık kitaba adını veren Son Yaprak öyküsünün ilk paragrafını sunuyorum:

"Washington Meydanı'nın batısında küçük bir bölgede sokaklar iyice karmaşıklaşıp, "mahalleler" denilen şeritler halinde küçük bölümlere ayrılmışlardır. Bu "mahalleler" garip köşeler ve virajlar yaparlar. Bir sokak, kendisini bir veya iki kez keser. Bir keresinde bir sanatçı, bu sokakta kayda değer bir olanak keşfetmişti. Boya, kağıt ve tuval faturalarıyla bu yolu kat eden bir tahsildarın, bir sent bile alamadan kendisini yine aynı yerde bulduğunu düşünün!"

Gerçek adı William Sydney Porter olan O. Henry, 10 ciltlik öykülerini üretirken, yaşadıklarını yapıtlarına katabilme duyarlılığına sahip olduğundan, kalıcılık gemisine binmiş. Günü birlik sorunlar yerine, bu sorunları da içeren, kalıcı izleklerle kalem oynatan O. Henry, öykülerinin bitiş bölümlerinde, okuru şaşırtmak için özel bir çaba harcamış anlaşılan...

Kuzey Carolina'nın Greantsboro kasabasının tenhalığında doğan O. Henry, annesini genç yaşında yitirince, 15 yaşındayken, kanıksanmış eğitimi bırakarak, kendini yaşamın gerçek eğitim veren sokaklarına atmış. Her türlü hayat yolunu ve yolsuzluğunu bilen Henry, kendisini bu durumların öznesi olarak bulunca, ömrünün en önemli yıllarını cezaevinde geçirmek zorunda kalmış. Bu zorunluluk, müthiş bir yaşanmışlık duygusu armağan etmiş Henry'ye ve o da okurlarına armağan etmiş bunları...

New York'un cangıl görünümlü siluetinde, genç denilebilecek yaşta ölen O. Henry'nin soluğunu duyumsamak için, Son Yaprak öykü demetini elinize alın ve kapağı yerli yerinde dursa da, tüyleri yolunmuş bir civciv sıcaklığı ve çaresizliğiyle baş başa bırakmayın bu kitabı...