31 Ekim 2008
.
.
"Beleşçilere" suçüstü
.
Dostlar Tiyatrosu Efes Pilsen'den beleş para alıyor; karşılığında afişine Pilsen'in logosunu basıyor; ama Dostlar'dan utanan "Dostlar dostları", afişteki logoyu mozaikleyerek sansür ediyorlar. Böylece ne kapitalizmin beleş parasından vazgeçiliyor ne de kapitalizme karşı olmaktan...
Dostlar Tiyatrosu Efes Pilsen'den beleş para alıyor; karşılığında afişine Pilsen'in logosunu basıyor; ama Dostlar'dan utanan "Dostlar dostları", afişteki logoyu mozaikleyerek sansür ediyorlar. Böylece ne kapitalizmin beleş parasından vazgeçiliyor ne de kapitalizme karşı olmaktan...
.
Bulunmaz.. Bulunmaz.. yine Bulunmaz!... Sıkıldım artık! Link vermeye değer bulduğum bütün tiyatral işleri, bütün keşifleri neden yalnızca Bulunmaz yapıyor? Türk tiyatrosunun geri kalanında neden hep ya bir ölüm sessizliği, ya vıdı vıdı, ya da canlılık belirtisi olarak bir cehalet sergilemesi var? Bulunmaz'ın sitesinden başka yerde neden yaprak titremiyor? Neden tüm referanslarımı, tüm linklerimi Bulunmaz'a yöneltmek zorunda kalıyorum?
Bulunmaz.. Bulunmaz.. yine Bulunmaz!... Sıkıldım artık! Link vermeye değer bulduğum bütün tiyatral işleri, bütün keşifleri neden yalnızca Bulunmaz yapıyor? Türk tiyatrosunun geri kalanında neden hep ya bir ölüm sessizliği, ya vıdı vıdı, ya da canlılık belirtisi olarak bir cehalet sergilemesi var? Bulunmaz'ın sitesinden başka yerde neden yaprak titremiyor? Neden tüm referanslarımı, tüm linklerimi Bulunmaz'a yöneltmek zorunda kalıyorum?
.
Düşman kazanmaktan biz de hoşlanmıyoruz. Ama hakikati söylemek bu kültür çölünde ne yazık ki düşman kazandırıyor. Yine de, eğer bu çöle razı değilsek, bu çölde kültür yeşertmeyi görev edinmişsek, düşman kazanmaktan korkmaksızın yaşamak, hakikati her türlü bedeli göze alarak savunmak, gerçek ile sahte değerleri ayırmanın gerekli bilincini ve ahlakını yaratmak ve yerleştirmek zorundayız. Ama ne yazık ki, cesur ve fedakar üç-beş insanın (Örneğin, Hülya Karakaş, Nedim Saban) süreklilik göstermeyen geçici çıkışları dışında, bu kültür çölünün iklime adapte olmuş sürüngenleri ya yalnızca susmayı, ya da konuşanları "sokmayı" (takma isimlerle iftira kampanyaları düzenleyerek, onları yıpratmaya çalışmayı) tercih ediyor?
Düşman kazanmaktan biz de hoşlanmıyoruz. Ama hakikati söylemek bu kültür çölünde ne yazık ki düşman kazandırıyor. Yine de, eğer bu çöle razı değilsek, bu çölde kültür yeşertmeyi görev edinmişsek, düşman kazanmaktan korkmaksızın yaşamak, hakikati her türlü bedeli göze alarak savunmak, gerçek ile sahte değerleri ayırmanın gerekli bilincini ve ahlakını yaratmak ve yerleştirmek zorundayız. Ama ne yazık ki, cesur ve fedakar üç-beş insanın (Örneğin, Hülya Karakaş, Nedim Saban) süreklilik göstermeyen geçici çıkışları dışında, bu kültür çölünün iklime adapte olmuş sürüngenleri ya yalnızca susmayı, ya da konuşanları "sokmayı" (takma isimlerle iftira kampanyaları düzenleyerek, onları yıpratmaya çalışmayı) tercih ediyor?
.
Hilmi Bulunmaz ise, sürekli konuşmakla yetinmeyerek, sürekli araştırıyor; ben dahil herkesin gözden kaçırdığı gerçekleri saptıyor; "görünen köyü" göstermekle ilgilenmeyerek, bulunamazı buluyor, görülmezi görüyor, keşfediyor. İlkokulu zor bitirmiş olan Bulunmaz, akademik vandalların düşmanlığını göze alarak, profesörlerimizin bile çoktandır yanaşmadığı, rafa kaldırdığı, nesnel ve bilimsel bir tutumla, saptadığı gerçekleri belge ve kaynak göstererek, bir güzel sergiliyor.
Hilmi Bulunmaz ise, sürekli konuşmakla yetinmeyerek, sürekli araştırıyor; ben dahil herkesin gözden kaçırdığı gerçekleri saptıyor; "görünen köyü" göstermekle ilgilenmeyerek, bulunamazı buluyor, görülmezi görüyor, keşfediyor. İlkokulu zor bitirmiş olan Bulunmaz, akademik vandalların düşmanlığını göze alarak, profesörlerimizin bile çoktandır yanaşmadığı, rafa kaldırdığı, nesnel ve bilimsel bir tutumla, saptadığı gerçekleri belge ve kaynak göstererek, bir güzel sergiliyor.
.
Bulunmaz'ın keşfettiği yeni skandal, bu kültür çölünde, kendine sanatçı diyen meşhur insanların bile, aslında sıradan "beleşçiler" olduklarını, beleş para uğruna utandıkları işleri yapmaktan kaçınamadıklarını kanıtlıyor. Beleşçiler, herhalde zannediyorlar ki, Sivas'ta yakılanlar, beleşçilerin Efes Pilsen'den beleş para koparabilmesi için yakıldılar. Benim saptamama göre, hiçbir yaratıcılığı bulunmayan, Sivas katliamına ilişkin görsel belgeleri sergilemekten başka hiçbir işlevi bulunmayan ve ancak 25 YTL ödeyebilenlerin seyrettiği "güya tiyatral" ve "kesinlikle ticari" Genco Erkal etkinliği; Bulunmaz'ın sunduğu belgelere göre, ne yazık ki yalnızca tiyatral estetikle değil, ticari ahlakla da bağdaşmayan özellikler içeriyor. Bulunmaz, "beleşçilere", ya utanıyorsanız yapmayın, ya da yapıyorsanız utanmayın, utanma eşiğinizi bu kadar uçurmayın, mesajı veriyor.
Bulunmaz'ın keşfettiği yeni skandal, bu kültür çölünde, kendine sanatçı diyen meşhur insanların bile, aslında sıradan "beleşçiler" olduklarını, beleş para uğruna utandıkları işleri yapmaktan kaçınamadıklarını kanıtlıyor. Beleşçiler, herhalde zannediyorlar ki, Sivas'ta yakılanlar, beleşçilerin Efes Pilsen'den beleş para koparabilmesi için yakıldılar. Benim saptamama göre, hiçbir yaratıcılığı bulunmayan, Sivas katliamına ilişkin görsel belgeleri sergilemekten başka hiçbir işlevi bulunmayan ve ancak 25 YTL ödeyebilenlerin seyrettiği "güya tiyatral" ve "kesinlikle ticari" Genco Erkal etkinliği; Bulunmaz'ın sunduğu belgelere göre, ne yazık ki yalnızca tiyatral estetikle değil, ticari ahlakla da bağdaşmayan özellikler içeriyor. Bulunmaz, "beleşçilere", ya utanıyorsanız yapmayın, ya da yapıyorsanız utanmayın, utanma eşiğinizi bu kadar uçurmayın, mesajı veriyor.
.
Bulunmaz'ın aşağıda linkini verdiğimiz yazısını mutlaka okuyun:
Bulunmaz'ın aşağıda linkini verdiğimiz yazısını mutlaka okuyun: