31 Ekim 2008 Cuma

Coşkun Büktel
31 Ekim 2008
.
.
"Hem dersini bilmiyor, hem de şişman herkesten"*
.
ŞEHİR TİYATROLARINDAN AÇIKLAMA ADI ALTINDA BÜYÜK KÜSTAHLIK!!!
.
İstanbul Şehir Tiyatroları yöneticileri, Cumhuriyet gazetesine verdikleri ilanlarda, Reşat Nuri Güntekin'in "Balıkesir Muhasebecisi" adlı ünlü oyununu, herhalde adını ilk kez duydukları için olsa gerek, "Balıkesir Muhallebicisi" olarak duyurmuşlardı. Bu komik yanlışı gazetede görüp fark eden Nedim Saban, olayı eğlenceli bir yazıyla kamuoyuna duyurmuş, Hilmi Bulunmaz da Nedim Saban'ın yazısına link vererek, olayı bizim de duymamızı sağlamıştı. Bütün bu gelişmeler üzerine, dersini bilmeyen İstanbul Şehir Tiyatrosu yöneticileri, bugün nihayet bir açıklama yaparak, dersini bildirenleri (Nedim Saban ve Hilmi Bulunmaz'ı) "kötü niyetli" olmakla suçladı. İşte Kadir Topbaş tarafından eline kazma verilip Şehir Tiyatroları'nı yıkması için genel sanat yönetmenliği yetkisiyle donatılan "Kazmacıbaşı" Orhan Alkaya'nın yönetimindeki Şehir Tiyatrosu'nun o sinsi ve küstah açıklaması:
.
Tiyatro Dünyası internet sitesi yetkililerine;

İstanbul Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatroları’nın 23 Ekim 2008 Perşembe günü Sabah ve Cumhuriyet gazetelerinde yayınlanan aylık ilanında, Reşat Nuri Güntekin’in Balıkesir Muhasebecisi adlı oyununun adı ilanın hazırlandığı reklam ajansının teknik servisindeki bir hata sonucunda tashihli çıkmış, baskı sonrasında fark edilerek daha sonraki baskılarda bu hata düzeltilmiştir.
Bu hata için iyi niyetli bütün tiyatroseverlerden özür dileriz…

İ.B.B Şehir Tiyatroları
Basın ve Halkla İlişkiler Sorumlusu
Bestem Türen

(Kaynak:
Kazmacıbaşı’nın Sesi’nden çekinceli özür)

Ben yıllarca reklam yazarlığı yaptığım için, bilirim: Reklamcılar, müşteri onaylamadan hiçbir işi yayınlamazlar. Çünkü hata olursa, müşterinin parayı ödememe riski vardır. Siz reklamcıların hatasını hata yayınlanmadan önce görmek zorundaydınız. Size göstermeden yayınladılarsa, öyle bir ajansla çalışmamak zorundaydınız. Ayrıca bu güya özür yazısını, Nedim Saban'ın yazısından önce yayınlamak zorundaydınız. Bir de tabii, özürü, "iyi niyetli" diye tanımladığınız tiyatroseverlerden daha çok, "kötü niyetli" saydığınız tiyatroseverlerden (Nedim Saban ve Hilmi Bulunmaz'dan) dilemeliydiniz. Çünkü "iyi niyetli" tiyatroseverlerin umurunda değilsiniz. Sizi yalnızca "kötü niyetli" Nedim Saban ve Hilmi Bulunmaz umursadı. Onlar sayesinde, nihayet adam gibi davranmayı ve özür dilemeyi (hiç değilse görünüşte) başardınız. Onlar sayesinde, hiç değilse, görüntüyü kurtardınız. O yüzden, nankörlük ve küstahlık etmeyin!

* Fethi Naci'nin bir yazısına koyduğu başlık