16 Eylül 2008 Salı

Lemi Bilgin ve Orhan Alkaya, utanıyorlar mı?...

Foto: Feridun Çetinkaya


Türkiye Cumhuriyeti'ni Osmanlı Cumhuriyeti'ne dönüştürüp, çağcıl sanat anlayışını çarşafa dolamak için iktidara gelen AKP, Devlet Tiyatroları'yla Şehir Tiyatroları'nı da iyice karartmaya niyetli. Zaten halka uzak bir anlayışla "yönetilen" DT ve İBŞT, Osmanlı Cumhuriyeti mantığının tutsağı olduğu andan itibaren, daha da anlamsızlaşmaya başladı. Artık tiyatroların genel sanat yönetmenleri, açıklama yapmak yerine, bir şeylerin üzerini örtmek için koltuk işgal ediyorlar. Halkı, tiyatro kamuoyunu hiçimseyen bir anlayışla koltuk işgal eden Lemi Bilgin ve Orhan Alkaya, perdelerin açılmasına ramak kala, hala repertuarlarını açıklamıyorlar. Yoksa, Lemi Bilgin ve Orhan Alkaya, yaptıkları nahoşlukları açıklamaktan utanıyorlar mı?!...

Tiyatral kapalılığın, suskunluğun, kamuoyunu adam yerine koymamanın nedenlerini merak edip, tiyatroyu umursayan Feridun Çetinkaya'nın kısa uyarı yazısını sunuyoruz... (HB)


Tiyatro kimin umurunda?


Feridun Çetinkaya
16 Eylül 2008


2008-2009 tiyatro sezonunun başlamasına, perdelerin açılmasına 15 günden az bir süre kalmasına rağmen yeni tiyatro sezonunda Devlet Tiyatroları (DT) ile İstanbul Belediyesi Şehir Tiyatroları’nda (İBŞT) hangi oyunların sahneleneceği hâlâ kamuoyuna açıklanmadı.

Oysaki hemen her yıl, en geç Ağustos ayının son günlerinde, bu tiyatrolar yeni sezon repertuarlarını (en azından birinci tur oyunlarını) kamuoyuna açıklar, belirlenen oyunların provaları da başlamış olurdu.

Bu iki önemli tiyatro kurumunun, perdelerini ekim ayında açacaklarını duyurdukları halde, repertuarlarını hâlâ açıklamamış olmaları dikkat çekici.

Öte yandan, en az bu “gecikme” kadar dikkat çekici bir başka şey daha var.

DT ve İBŞT’yi yönetenler, hem yeni sezon repertuarını kamuoyuna açıklamakta gecikmiş hem de bu gecikmeye dair bugüne dek herhangi bir açıklama yapma gereği ve sorumluluğu duymamışlardır.

Yoksa, DT ve İBŞT’yi yönetenler de tiyatrodan, tiyatroseverlerden umudu kestiler mi?

Yoksa onlar da “Nasıl olsa tiyatro kimsenin umurunda değil” diye mi düşünüyorlar?

Dilerim, DT ve İBŞT yöneticileri bu anlayışta olmasınlar. Bu “gecikme” ile "bu gecikmeye ilişkin bugüne dek herhangi bir açıklama yapma gereği ve sorumluluğu duymamaları" konusunda inandırıcı ve haklı bir gerekçe gösterebilsinler.