17 Eylül 2008 Çarşamba

Kemal Oruç, "hakaret"e karşı çıkıyor!.../1

Biz, Özdemir Nutku'nun CD'yle saptanmış iftirasını (Bakınız: "Özdemir Nutku'nun Theope'ye attığı iftira!") Türkiye tiyatro kamuoyuna sunmamıza karşın, büyük bir suskunluk korosuyla karşılaştık. Kemal Oruç da bu koroya katılanlardan biri. Belgeli, kanıtlı iftiraya Kuzuların Sessizliği Korosu'yla katılan Kemal Oruç, şimdi kendisine ve tiyatrosuna hakaret edildiğini iddia ediyor. Biz, her mağdur kişiye gösterdiğimiz duyarlılığı, Oruç'a da gösteriyoruz. Hiçbir zaman Kuzuların Sessizliği Korosu'na katılmayı düşünmüyoruz. Özdemir Nutku'nun Coşkun Büktel ve onun yapıtı Theope'ye attığı iftiraya karşı olduğumuz gibi, Kemal Oruç'un kendilerine yapıldığını iddia ettiği hakarete karşı sitemizin olanaklarını sunup, iddiayı okurlarımızın değerlendirmesine bırakıyoruz:


ARAŞTIRMADAN, BİLMEDEN YAZAN AKADEMİSYENE CEVABIMDIR!


Kemal ORUÇ
17 Eylül 2008


..................................................Mahiye Morgül'e…

(Oyun'un editör notu: Mahiye Morgül'ün yazısının kaynağı belirtilmediği için kendimizi rahatsız hissediyoruz!)


Verdiğimiz tiyatro atölyesi ilanına karşılık değerli üstat Mahiye Morgül kendince bir şeyler yazmış. Araştırmadan, rastgele yazdığı bu yazılar Gibi Yapanlar’ı aşağılamaktadır! (Bakınız: tiyatro atölyesi)

Özgür tiyatroyu savunan, başkalarının yerine de düşünüp kafa patlatarak, halkını bilinçlendirmek adına kendini feda eden, Gibi Yapanlar’ın başı her zaman diktir ve güzel, yararlı işler yapmaya devam edecektir!

Her eleştiriye açığız; ama aşağılanmaya, gereksiz kötüleme politikasına girenlere, özellikle bilmeden atıp tutanlara her zaman bir cevabım olmuştur. Gibi Yapanlar’ı, aydınlaşma yolunda ilerleyen bu gençleri, hiç kimseye ezdirmedim ve ezdirmeye de niyetli değilim!

Bu yazının, bilerek ya da bilmeyerek, genç beyinleri ezmeye çalışanlara, bir cevap olacağını umuyorum.

İşte değerli üstat Mahiye Morgül’e cevabım:

Çok yazık, tiyatro bu kadar pedagoji bilmeyenlerin eline düştü demek! demişsiniz.

Pedagoji'den yoksun dediğiniz tiyatroda pedagojik formasyon almış dört eğitmen vardır!

Üniversitelerde, köylerde, atölyemizde verdiğimiz bütün eğitimlerde bilimsel koşulları her zaman ön planda tuttuk!

Marmara Üniversitesi'nde "Eğitim Fakültesinde İşlenecek Çocuk Tiyatrosu Dersinin Önemi" adlı bir proje yürüttük ve bu proje kapsamında ortaya çıkan Şarkılarımız Ölmesin adlı oyun Çocuk Esirgeme Kurumu çocuklarına sergilendi. Koca üniversite bu projeyi pedagojiden haberi olmayan birilerine yaptırır mıydı dersiniz?

Biri cezaevinde ve beşi üniversitelerde olmak üzere toplam altı topluluk kurduk. Bu topluluklar, verdiğimiz eğitimler sonunda, birer oyun sergiledi. Adalet Bakanlığı’na bağlı bir cezaevi ve koskoca üniversiteler pedagojiden haberi olmayan birilerine bu projeleri yapması için izin verir miydi?

Araştırmamadan yazmanız şuan bu kurumlara, bir şey bilmediklerini ima ettiğiniz için, hakaret anlamına gelmektedir!

Siz öğrencilerinizde negatif enerji yükleyerek baştan yanlış yapıyorsunuz. demişsiniz.

Köy, çiftlik demeden dolaşan ve oradaki insanlara, karşılıksız, projeler götüren ve son olarak cezaevindeki tutuklu ve hükümlülere hayat veren Gibi Yapanlar değil mi? Aşağıdaki yazıları ve hatta özellikle uzman psikolog Öznur İnceoğlu Ari’nin yazdıklarını okursanız negatif mi pozitif mi sanırım anlarsınız.

Bakınız:
CEZAEVİ... TİYATRO... UMUT VE ÖZGÜRLÜK... (1)
CEZAEVİ... TİYATRO... UMUT VE ÖZGÜRLÜK... (2)
CEZAEVİ... TİYATRO... UMUT VE ÖZGÜRLÜK...(3)

Zaten gibi yapıyorsunuz, eksik anlatım, 'MİŞ GİBİ YAPMAK deyimi vardır, "gibi yapanlar" üçüncü şahıstan söz ediyor demektir. Bir daha kaybettiniz! demişsiniz.

İşini adam ‘gibi yapmak' deyimi size yanıt olur sanırım!

Ziyaretçi defterimizden bir alıntı:

Gibi Yapanlar Tiyatrosu size teşekkür ediyorum. Hey millet duyun beni şu gençlerin yapmış olduğu davranışı herkesin takdir etmesini istiyorum. Gençler ne yapıyorlar? Oyunu oynuyorlar bir de oradan gelen parayı Hakkari’deki bir okula bağışlıyorlar. İşte ben bu gençleri can- ı gönülden kutluyorum. O çocukların birde gönüllerini alıyorlar. Allah hepsinden razı olsun. Kendi yağıyla kavrulan bu gençleri görüyorsunuz, büyüklerine ne güzel örnek oluyorlar. Duysun büyükleri, siz bu yolda devam edin. ( Mesaj Sahibi: senolturunc.70@hotmail.com, 5/3/2008)

Eğer biraz araştırıp bizi tanımış olsaydınız birçok köy okulunun yıkılan duvarlarını yaptırdığımızı, eksik malzemelerini aldığımızı bilirdiniz! Şimdi bunun neresinde "mış gibi yapmak"?

Eğitim MİŞ gibi yapılmaz, Tiyatro eğitimi verilir,,,,

Üç yıldır açtığımız atölyelerde yüzlerce oyuncu adayına; okullarda, köylerde kurduğumuz topluluklardaki binlerce kişiye verdiğimiz eğitimler boşuna mıydı yani? Bizi hiç mi anlayamadınız?

Tuncer Cücenoğlu az önce boş yere mi "Başarılar dilerim Kemal" diye bir e- posta yolladı? Birçok üstat eğitimlerimize konuk olurken, bizi her anlamda desteklerken boş yere miydi? Ne demek istiyorsunuz? Onların dünyadan haberi yok da boş yere mi bizi destekliyorlar?

Bu alanda birçok genç arkadaşa yazılar yazdırıp bilgilerini paylaşmalarını sağlarken boş yere mi çalıştık! (Bakınız: DİĞER YAZARLARIMIZ VE YAZILARI)

Boş yere mi genç arkadaşlar bu işi doğru yapsınlar, kendilerinin, dünyanın farkına varsınlar diye araştırma yazıları, makaleler, oyunlar yazdım! (Bakınız: BÜTÜN MAKALELER)

Türkiye’nin sanal ortamdaki en geniş tiyatro bilgi arşivini, Tiyatral Bilgi Deposu’nu, oluşturduk ve hiçbir karşılık beklemeksizin tiyatro gönüllülerinin hizmetine sunduk. Sizce bu insanları eğitmek anlamına gelmiyor mu? Yani insanlar yaptıkları işi daha iyi bilsinler, kendilerini kuramsal anlamda da donatsınlar diye yapılmamış mıydı?

Bunların neresinde “mış gibi yapmak” var?

Paylaşılmayan ve doğru kullanılmayan bilgi bilgi değildir! Bilgilerimiz paylaşıyor olmamız kötü bir şey mi? Bilgimize güvenmiyorsanız bu da eğitim aldığımız bütün kurumlara hakarettir!

Yazık, çok yazık! demişsiniz.

Bizi araştırmadan, amacımızı, gerçekleştirdiklerimizi bilmeden nasıl olur da böyle rastgele eleştirirsiniz değerli hocam? Yazık, çok yazık! (Bakınız: www.gibiyapanlar.com)

Bu dersi de benden aldığınızı kimseye söylemeyin, çünkü ne kadarını anladığınızdan emin değilim. demişsiniz.

Kendinizce bize, geri zekalı muamelesi yaparak, bir ders vermişsiniz; içinden işimize yarayanları almaya çalıştım, teşekkür ederim; ama araştırmadan, bilmeden yazdığınız için çoğu boşa gitmiş!

Yazdığınız kitaplardan "Eğitimde Yaratıcı Dramaya Merhaba"yı okudum. Onu da mı araştırmadan yazmıştınız değerli hocam? Öyleyse hemen Gibi Yapanlar'ın kitaplığından kaldıracağım! Yine de diğer kitaplarınızı incelemek isterim; iyiden de kötüden de öğrenilecek çok şey var!

Allah yardım etsin sizden eğitim alanlara, ne yazık ki onlar yarınki büyüklerimiz olacak, torunlarımın istikbaline bakıp üzülüyorum.

Yanlış eğitimle mi hazırladığımız dört kişiden üçüne konservatuvarı kazandırdık bu sene? O zaman siz yetenek sınavlarındaki değerli jüri üyelerine hakaret etmiş oluyorsunuz!

Akademisyenlik araştırma, bilgi toplama gerektirir. Ama kendi alanında bile araştırma yapmadan yazan Mahiye Hanım’a sormak isterim: Yaptığımız projeleri birçok sanat dergisi, sanatla ilgili siteler haber yaptı ve yayınladı. Siz hiç mi okumuyorsunuz?

Bir kitabı eleştirirken “Bugün 5 dakika okudun mu... 5 dakika yazdın mı?” sorusuna kızıp “Düşünce enejisi üretmeden beyni dağıtıyorsunuz: Pedagojik SIFIR aldınız.”

Aynı soruyu ben size soruyorum! Keşke biraz okuyup araştırıp öyle yazsaydınız. Aydınlaşma yolunda SIFIR aldınız!

Değerli üstat Mahiye Morgül, bilmeden, araştırmadan yazdığı bu yazıyı tekrar gözden geçirirse sanırım bizi tanır, biraz olsun anlar. Akademik kariyerinde çok iyi bir geçmişe sahip bu üstadın hatasını anlayacağını ve artık yazarken daha dikkatli olacağını umuyorum.

Şimdilik gerçekleştirdiğimiz projelerin tanıtımı size cevap olacaktır:

2005- 2006 ve 2006- 2007

1-) Marmara Üniversitesi’nde ücretsiz tiyatro atölyesi yönettik ve geleceğin aydınları öğrencilerimizi tiyatroyla tanıştırdık.

2-) Drama Kulübü’nde, öğretmen adaylarına ücretsiz drama eğitimi vererek, drama yöntemini mesleki hayatlarında kullanabilmelerine olanak sağladık.

3-) Gibi Yapanlar Ücretsiz Yaz Atölyesi’nde yüksek ücretli kurslara para veremeyen gençleri, toplam 20 oturumda, birçok usta oyuncu, eğitmen ve yönetmenle buluşturduk.

4-) İstanbul’un küçük semtlerine ve Bursa’nın çeşitli köylerine hem çocuk oyunu hem de büyük oyun götürdük, ücretsiz olarak sergiledik.

5-) Bursa’da yaz eğitim kampında, kırsal kesimden gelen yaklaşık 135 genci drama ve tiyatroyla tanıştırdık.

6-) Bursa’da, MEB’de çalışan 30 kadar öğretmene “Eğitimde Drama” semineri düzenledik.

7-) Birçok konuda makale yazıp yayımlayarak tiyatro sanatına gönül verenleri aydınlatmaya çalıştık.

8-) Türkiye’nin sanal ortamdaki en geniş tiyatro bilgi arşivini oluşturduk ve hiçbir karşılık beklemeksizin tiyatro gönüllülerinin hizmetine sunduk.

2007- 2008

1-) Biri cezaevinde ve beşi üniversitelerde olmak üzere toplam altı topluluk kurduk. Bu topluluklar, verdiğimiz eğitimler sonunda, birer oyun sergiledi.

2-) Marmara Üniversitesi'nde "Eğitim Fakültesinde İşlenecek Çocuk Tiyatrosu Dersinin Önemi" adlı bir proje yürüttük ve bu proje kapsamında ortaya çıkan Şarkılarımız Ölmesin adlı oyun Çocuk Esirgeme Kurumu çocuklarına sergilendi.

GÜNLERİNİZ AYDIN OLSUN SEVGİLİ DÜŞÜNCE DOSTLARI!