19 Nisan 2007 Perşembe

DEMİRKANLI İKİNCİ YAZISIYLA...

Demirkanlı'nın Kirli Çamaşırları Serisi: İki

İnsanlığın ürettiği tüm kültürel değerlere savaş açmış olan Mustafa Demirkanlı, sosyalist ve gerçek OYUN dergisine iltica etti!!!

AKBANK'ın çanağından beslenmenin verdiği rehavetle, tıpkı Kültür ve Turizm Bakanı Atilla Koç gibi esneyerek güne başlayan Mustafa Demirkanlı, önce iftira atıp, hemen ardından havlu atarak, pes etti ve dergimizde vitrine çıkmaya karar verdi!!!

"Emeğin İktidarı" için savaşım veren H. Hilmi Bulunmaz'ın direncini kırmak için özel güvenlik görevlisi gibi çalışan Mustafa Demirkanlı, "Sermayenin İktidarı"nı savunmaktan yoruldu ve AKBANK tezgahtarlığının verdiği güvenle, dergimize katkıda bulunmaya başladı!!!

Tiyatro... Tiyatro... dergisi ve www.tiyatrodergisi.com.tr adlı sitesini şantaj, iftira, yalan, göz korkutma, tehdit, çamur atma, çarpıtma... gibi amaçları için kullanan Mustafa Demirkanlı, dergimizin kirlenmemişliğini bildiğinden, ikinci yazısıyla arz-ı endam etmiş durumda:


Mustafa Demirkanlı

H. Hilmi Bulunmaz ve Coşkun Büktel (2 ve son)

H. Hilmi Bulunmaz ve Coşkun Büktel (1) yazımdan sonra şu oldu. Bulunmaz, Mehmet Akan ve Lale Oraloğlu için yazmış olduğu lanet yazıları tekrar ana sayfasına taşıdı. Arsızlığın ve utanmazlığın bu kadarı olurdu ve oldu. Diğeri ise bu konularda, Bulunmaz’ı sessiz kalarak onaylamaya devam etti.

Vazgeçtim, ölen kişilerin arkasından, hatta ölüm döşeğindeyken, dizilerde oynadı diye bu kadar arsızca ve utanmadan yazan ve bunu halen övünçle, sıkılmadan ana sayfasına koyan birine herhangi bir şey söylemenin ve adam yerine koyup eleştirmenin, hatta küfretmenin bile anlamsızlığını gördüm ve vazgeçtim, yazımın rezilliklerini uzun uzun anlattığım devamı yok... Biri arsızlığına devam ederken, diğeri (Büktel) tüm bunları yok sayarak onayladığını ifade etmekte. Benim için artık bu kişiler yoktur. Onlar; Hilmi Bulunmaz-Coşkun Büktel ikilisi bizlere öldükten sonra arkamızdan ya da yaşarken küfretmeye devam edebilir, dilediklerince. Ama ben görmeyeceğim, çünkü artık asla bu lanetlilerin sitelerinde işim olmayacak.

Açıklayacağım dediklerimi, okurlara kısaca aktarıp, bu insanlık dışı tavırlarla daha fazla ilgilenmeyeceğim.

Yazının devamı için başlığa tıklayınız.

H. Hilmi Bulunmaz ve Coşkun Büktel (1)





















Büktel için, kendisini pohpohlayan bir yayıncının Hacker’lık yapmasında hiç bir ahlaki sorun yoktur. Bu skandal değildir.

Burak Caney isimli (takma isim olduğunu sandığım) biri, bir süre önce Perde Arkası diye bir site kurup, bu ikiliyle, onların anlayacağı dilden ama berbat bir dil ve üslupla yayın yaptı. Bilmiyorum ama, sanırım Hilmi Bulunmaz’ın çok önceden tanıdığı ve aralarında bir husumet olduğunu sanıyorum, çok iyi tanıdığına göre. Ara sıra bakardım. Sonra site hacklendi. Siteyi H. Hilmi Bulunmaz kendilerinin hacklediğini açıkladı. Kendi abukluklarını yayımlamadığımız için bizi sansürcü diye suçlayan Büktel ise, görmedi-duymadı. Hiç sesini bile çıkartmadı. Oysa, Bulunmaz’ın sitesini satır satır okuduğunu ve sürekli alıntılar yaparak, ne kadar dürüst bir yayıncı olduğunu anlatıp dururdu. Bir anlamda, yayınevi-matbaa eşkıyalarca basıldı, üretim araçları yakıldı, yıkıldı ama Coşkun Büktel’den arkadaşına bir tek tepki gelmedi, sessizce onayladı yani. İşte, Büktel’in hackerlarla kol kolalığının belgesi. Birini susturmak için sitesini basıp hacklemek kadar, buna sessiz kalmak da ahlaksızlıktır. Bu ahlaksızlara da bu konuda daha fazla söylenecek söz bulamıyorum.

Büktel için, kendisini pohpohlayan bir yayıncının okuru kandırmak için sitesindeki sayacı manüel olarak ayarlamasının da bir sakıncası yoktur. Bu skandal değildir.

http://bulunmaztiyatro.com/ sitesindeki sayacı manüel olarak ayarlamışlardı Bulunmazlar. Sürekli olarak 17 üye online görünüyordu, bunu bir e-posta ile Coşkun Büktel’e iletmiştim. Bu adam epey sahtekârlık yapıyor, dikkat et, demiştim. Ve şunu da eklemiştim, zaman zaman bak, gecenin her saatinde kontrol et, rakamın değişmeyeceğini göreceksin, buna ikna olana kadar da haber verme. Oysa, o anında telefon ile haber verdiği gibi, şu yanıtla da görüşlerini aktardı. “….Hilmi Bulunmaz'la ilgili yazdıklarının dayanağı ve ciddiyeti olsaydı, onları sitende yayınlamış olurdun. Okurlara da yararı olurdu. Ama dedikodunun okurlara yararı olmaz, tabii... Yazdıkların yayınlanmaya değmez dedikodular değilse, Bulunmaz'dan cevap almayı göze alarak, yayınla onları. Sen yayınlarsan, bir an bile tereddüt etmeden, senden aktarma yaptığımı belirterek ben de hemen yayınlarım. Bulunmaz acaba kızar mı diye bir an bile düşünmem. Zaten bana kızmaz. Ama sanırım, sana çok kızar.

Bu arada, evet, Feridun Çetinkaya benim ricam üzerine Bulunmaz’ın sitesine baktı ve 14 rakamının sabit olduğunu gördü. Ama bu rakam 144 değil de, 14 olduğuna göre, ne demek istediğini anlayabilmiş değiliz.” diyerek bu tür yalanların Bulunmaz-Büktel ilişkisi için önemli olmadığını aktarmış oldu. Sonrasında Bulunmazların sitesindeki sayaç bazı günler 17, bazı günler 13 olarak okurları kandırmaya devam etti, ediyor. Ama bunlar Büktel’i ilgilendirmez.

Büktel için, kendisini pohpohlayan bir yayıncının ölüm döşeğindeki insanlara küfretmesinin de bir önemi yoktur. Bu skandal değildir.

Girişte aktardım, gerçekten artık bu konuda tek laf etmeyi istemiyorum. İğreniyorum çünkü.


Büktel için, kendisini pohpohlayan bir yayıncının yalan söylemesinin hiç önemi yoktur, yalanları Büktel için skandal değildir.

Bulunmaz, “Oyun” dergisi çıkartırken, bizleri, oturduğun yerden yayın yapılmaz diye eleştirip, Türkiye’nin çeşitli illerinde dergi büroları açtıkları yalanını en iyi Coşkun Büktel biliyordu. Onlar, dergi için açılan bürolar değil H. Hilmi Bulunmaz’ın altın ticareti yaptığı şirket bürolarıydı. O illerin bir kısmında amatör tiyatro bile bulmak pek olanaklı değildi ama olsun zengin göstersin yeterdi mesele. Bu yalan ise Hilmi Bulunmaz’ın yalanı olduğu için Büktel’i hiç ama hiç ilgilendirmedi. En küçük açık karşısında onlarca sayfa yazan Büktel kör, sağır ve dilsizdi artık. Mesele Theope olmadığı sürece.

Daha fazla uzatmayacağım. Her ikisini de Türk tabiplerine havale ediyorum.

MustafaDemirkanlı 18.04.2007

Kaynak: http://www.tiyatrodergisi.com.tr/public/?nid=3272

Demirkanlı'nın Kirli Çamaşırları Serisi: Bir
YENİ YAZARIMIZ: MUSTAFA DEMİRKANLI
http://tiyatroyun.blogspot.com/2007/04/yeni-yazarmz-mustafa-demirkanl_18.html

Demirkanlı'nın Kirli Çamaşırları Serisi: İki
DEMİRKANLI İKİNCİ YAZISIYLA DERGİMİZDE
http://tiyatroyun.blogspot.com/2007/04/mustafa-demirkanl-ikinci-yazsyla.html

Demirkanlı'nın Kirli Çamaşırları Serisi: Üç
DEMİRKANLI ÖLÜNÜN ARKASINDAN YAZIYOR
http://tiyatroyun.blogspot.com/2007/04/demirkanlnn-bir-lnn-arkasndan-yazdklar.html

Demirkanlı'nın Kirli Çamaşırları Serisi: Dört
DEMİRKANLI İŞBAŞINDA
http://tiyatroyun.blogspot.com/2007/04/demirkanl-ibanda.html

Demirkanlı'nın Kirli Çamaşırları Serisi: Beş
DEMİRKANLI TEMİZ OLMAYA ÇAĞIRIYOR
http://tiyatroyun.blogspot.com/2007/04/demirkanl-temiz-olmaya-aryor.html

Demirkanlı'nın Kirli Çamaşırları Serisi: Altı
DEMİRKANLI KİŞİLERLE UĞRAŞIYOR
http://tiyatroyun.blogspot.com/2007/04/demirkanli-kiilerle-uraiyor.html