Hilmi Bulunmaz, bir vatandaşla birlikte İDT reklâm kulesinin namusunu korurken!
***
Hilmi Bulunmaz
4 Aralık 2013
Yeşim Özsoy Gülan, "GalataPerform/Ve Diğer Şeyler Tiyatrosu adına" konuştuğunu iddia ettiği ve bu iddiasıyla da "Kültür Bakanlığı Çanağı" yalatanlara "çok, çoğul, çoğunluk" görünmeyi arzu ettiği "Kamuoyu ve Basının Dikkatine;" başlığıyla ilginç bir yazı yazıp, www.facebook.com paylaşım sitesinde yayınlamış. Ben www.twitter.com paylaşım sitesinde birkaç gün önce hesap açtığım ve bu hesap sayesinde tiyatro esnafının neler yaptığını izlemeye başladığım için, birçok tiyatrocunun sözlerine tanık oluyorum. Yeşim Özsoy'un yazısına da böyle bir olanak sayesinde ulaştım. Görmek sorumluluk yüklediği için, yazıyı değerlendireceğim...
Hemen hemen her zaman yaptığım gibi diyalog biçimini yeğliyorum...
Yeşim Özsoy - Özel Tiyatrolara verilen Ödenek Hakkında Bildiridir.
Hilmi Bulunmaz - Sizin kavramlarınız size bizim kavramlarımız bize. Buna, "Kültür Bakanlığı Çanağı" diyoruz! Bu çanaktan yararlananlara, çanak yalayıcısı diyoruz. Böyle dediğimiz için de, pişmiş tavuğun başına gelmeyecek kadar büyük saldırılara uğruyoruz. Ben, halkın avukatlığını yaparak halk karşıtlarına sürekli saldırırken "Kültür Bakanlığı Çanağı" yalayanlar da devletin, hükümetin, bakanlığın avukatlığını yapıyorlar!...
Yeşim Özsoy - Bir tiyatro olarak siyasi konularda görüş bildirmektense yaptığımız işlerle fikir belirtmeyi tercih etmemize rağmen, son dönemde Türkiye topraklarında var olan ve süregelen gelişmelerden dolayı kendimizi açıklama ihtiyacı duyuyoruz. Bu bildiri, bu sebeple yazılmıştır.
Hilmi Bulunmaz - Biz, Bulunmaz Tiyatro olarak siyasî konularda da görüş belirtiyoruz. Yaptığımız tüm işleri, siyasî görüşümüze dayandırıp, siyasî görüşümüzün gerekliliğini yerine getiriyoruz. Bunun karşılığında baskı, baskın, gözaltı, işkence, mühür, tutukluluk... gibi resmî faşizmin yanı sıra, tam tamına 1100 sivil faşistin düzenlediği "ENTELEKTÜEL VE HUKUKSAL LİNÇ KAMPANYASI" eylemine mâruz kalıyoruz. Bu durumdan hoşnut muyuz?! Evet, hoşnutuz... Resmî ve sivil faşizme teslim olacağımıza, resmî ve sivil faşizme karşı güçlü barikat kuruyoruz. Devlet Çanağı, Hükümet Çanağı, "Kültür Bakanlığı Çanağı" yalamayız. Sadece "Türkiye topraklarında" değil, dünyanın her yerinde yaşamasını beceren bir ruhsal yapıya sahibiz... Biz "Türkiye topraklarında var olan ve süregelen gelişmelerden dolayı kendimizi açıklama ihtiyacı..." içinde hissetmeyerek, her zaman için açıklama yapmak zorunda hissediyoruz. Biz, sadece bir bildiriyle yasak savmak yerine, gün yirmi dört saat bildiri yayınlamaya devam ediyoruz... "Kültür Bakanlığı Çanağı" yalamıyoruz!
Yeşim Özsoy - GalataPerform/Ve Diğer Şeyler Tiyatrosu, Kültür Bakanlığı’nın her sene Özel Tiyatrolar için ayırdığı ödenekten son 5 yıldır yararlanan alternatif, bağımsız, özgür ve yenilikçi duruşunu koruyan bir tiyatrodur. Çizgisi hiçbir zaman değişmemiştir ve değişmeyecektir.
Hilmi Bulunmaz - "Kültür Bakanlığı Çanağı" yalayabilen tiyatrolar
"alternatif, bağımsız, özgür ve yenilikçi" olamaz... Olsa olsa, "alternatif dışı, bağımlı, tutsak ve eskilikçi" olur... Bir kişi, durduk yerde kendisine "alternatif, bağımsız, özgür ve yenilikçi" dediğinde, işbu kişi "alternatif, bağımsız, özgür ve yenilikçi" olamaz... Ona, "alternatif, bağımsız, özgür ve yenilikçi" kişiler sürekli olarak hak vermelidir. Örnekse biz, sosyalist sanat yapmamıza "alternatif, bağımsız, özgür ve yenilikçi..." olmamıza karşılık, "Kültür Bakanlığı Çanağı" yalayabilen tiyatrolara "...alternatif, bağımsız, özgür ve yenilikçi" demeyiz. Biz, "alternatif, bağımsız, özgür ve yenilikçi" olmanın koşullarından birinin "Kültür Bakanlığı Çanağı" yalamamak konusunda ısrarcı olunmasını istiyoruz. Kendi kendine bir "çizgi" çizip, anlaşılmayan, bilinmeyen, görünmeyen, sanal bir kararlılık göstermenin bir anlamı olmadığına eminiz!... Çizgisi olmayan, "çizgi"ye sahip olan kişinin, "alternatif, bağımsız, özgür ve yenilikçi" olması söz konusu bile olamaz... Buna AKP gülmese bile, kargalar mutlaka güler...
Yeşim Özsoy - Hayatta ve sanatta özgürlük, temel bir ihtiyaçtır. Siyasi tercihler üzerinden yapılan sanatsal değerlendirmeleri kesinlikle özgürlük haklarının ihlali olarak görüyoruz. Bu kapsamda ülke tiyatrosuna yüksek değerler katmış köklü tiyatrolarımızın, belirli siyasi görüşlerden dolayı destekten faydalanamadığı söylenen grupların ve senelerdir üretimlerinden ödün vermeden ayakta kalma mücadelesinde direnen ama destekten faydalanamayan bağımsız ve genç tiyatroların, 2013-2014 tiyatro sezonunu kapsayan ve devletimiz tarafından ayrılan bütçeden yararlanamamasını kınıyoruz. Aynı düzlemde bu ödenekten yararlanan firma ve kuruluşların hangi teatral sebep ve kriterler göz önüne alınarak seçildiğinin Türk tiyatrosunun geleceği ve adaletli bir sistemin işlemesi açısından araştırılmasının gereğini elzem görüyoruz.
Hilmi Bulunmaz - "Özgürlük" soyut bir kavram. "Hayatta ve sanatta özgürlük" olması için siyasal ve toplumsal özgürlük gerekir. "Özgürlük" olmasa da, "özgürlük" yolunda kavga vermek gerekir. Soyut "özgürlük" yerine, somut "özgürlük" talebiyle yola çıkmak gerekir. Örnekse, Erdal Eren ve Ethem Sarısülük'ün verdiği "özgürlük" mücadelesini es geçen
"özgürlük", tırnak işâretine (" ") tutsak olmak zorundadır!... Biz, "siyasî tercihler üzerinden yapılmayan sanatsal değerlendirmeleri kesinlikle özgürlük haklarının ihlâli olarak görüyoruz." Siyasî tercihleri olmayan biri, değil tiyatro yapmak, yeşil ışıkta bile karşıdan karşıya geçemez ve manava gittiğinde içinde çürük bulunmayan yarım kilo domates satın alamaz. Siz, neyi, neden "kınıyor" olduğunuzu bile bilmiyorsunuz. "Bu kapsamda" Hangi kapsamda? "ülke tiyatrosuna yüksek değerler katmış tiyatrolarımız" hangileri? Örnekse Dostlar Tiyatro ve/ya Oyun Atölyesi mi? Dostlar Tiyatrosu ve/ya Oyun Atölyesi'nin "ENTELEKTÜEL VE HUKUKSAL LİNÇ KAMPANYASI" düzenlenmesi sürecindeki bol kepçe katkı için ne düşünüyorsunuz? LİNÇ imzacısı Oyun Atölyesi'nin benim hakkımda açtığı birçok dâvâdan birinde "İKİ YIL HAPİSLE" yargılanarak, mahkûm oldum!... LİNÇ imzacısı Oyun Atölyesi nasıl bir "özgürlük" mücadelesi verebilir? Sahi, Shakespeare denen adam, dünya tiyatro sahnelerine ne katmış ki, LİNÇ imzacısı Oyun Atölyesi onu hep gözümüze sokuyor. Canım, "belirli siyasi görüşlerden dolayı destekten faydalanamadığı söylenen gruplar" kimler? "Kültür Bakanlığı Çanağı" yalayan hiçbir tiyatro, "Kültür Bakanlığı Çanağı" yalamak yada "Kültür Bakanlığı Çanağı" yalamamak ikilemi dışına çıkamaz! İkilem ötesinde herhangi bir siyasî görüşe sahip olamaz. Lütfen kendinizi kandırmayın!
Sürekli olarak dile getirdiğinizi sandığımız şu "senelerdir üretimlerinden ödün vermeden ayakta kalma mücadelesinde direnen ama destekten faydalanamayan bağımsız ve genç tiyatrolar" hangi tiyatrolar? "Kültür Bakanlığı Çanağı" yalandığında, devlete, hükümete ve bakanlığa ödün verilmiş demektir. "Kültür Bakanlığı Çanağı" yalayanlar, asla bağımsız olamaz. Siz de hiç bağımsız değilsiniz. Sizin "bağımsızlık" ve "özgürlük" mücadeleniz, devletin, hükümetin Kültür Bakanlığı'nın çizdiği (çanağı) sınırlar içindedir!... Bu sınırın dışına çıktığınızda, çanak çatlar ve sudan çıkmış balık gibi debelenip durursunuz. Bırakınız bu tırnak işâreti içine hapsolmuş kavramlarla lego oynamayı! Güzel diyorsunuz; "devletimiz"
Tabiî ki kapitalizmin ilelebet muhafaza ve müdafaa edilmesi için Ethem Sarısülük'ün ölüsüne bile sülük gibi yapışan "devletimiz" çok yakışıyor.
Devlet ve hükümet ve Kültür Bakanlığı, bana, halkıma, tüyü bitmemiş yetime sormadan, benim ve halkımın ve tüyü bitmemiş yetimin verdiği vergilerle oluşan bütçesini, "Kültür Bakanlığı Çanağı" biçiminde sana, size ve "devletimiz" kibarlığı içerisinde konuşan aristokratlara armağan ediyor. Ben, halkım, tüyü bitmemiş yetim bu durumdan hoşnut değiliz. Bu duruma karşı müthiş bir öfke seli biriktiriyoruz. Hiç öyle entelektüel kabızlığa gerek yok. Sizin, "devletimiz"in, hangi ölçütlerle (ölçütsüzlük ile) "Kültür Bakanlığı Çanağı" eylemini gerçekleştirdiğiniz açık. Madem "özel" bir tiyatrosunuz, "özgür" tiyatro olup, "Kültür Bakanlığı Çanağı" yalamayın. Yalandığında asla ve kesinlikle bağımsız, özgür olunamaz...
Yeşim Özsoy - Tüm dünyada temel kriterinin sanatsal duruş, nitelik, sosyal katkı ve ulusal ve uluslar arası başarı olan bu tür desteklerin ülkemiz yetkililerince suiistimal edilmesi ihtimalinden duyduğumuz kaygı ve güvensizlik ortamını yansıtmak istiyoruz.
Hilmi Bulunmaz - Bu tümce, hiçbir şey anlatmıyor... Böyle bir tümce kuran kişinin tiyatro sanatıyla uğraşması, ülkemiz açısından trajikomik bir durum!... Bu düzeydeki birinin, "Kültür Bakanlığı Çanağı" yalamak zorunda kalışına asla şaşırmamak gerekir. Bu kadar anlamsız, bu kadar belirsiz bir tümce kurabilmek için, bağımsızlık ve özgürlük kavramlarını bilmemek, onları tırnak işâreti içine tutsak etmeye yeltenmek gerekir...
"Tüm dünyada temel kriterinin sanatsal duruş" sözü ne anlam içerir?
Gerçekten düşünerek mi, yoksa hiç düşünmeden mi yazıyorsunuz?!... Yazı yazmaya başlamadan önce, üzerinde uzun uzun düşünmelisin. Şu "nitelik, sosyal katkı ve ulusal ve uluslar arası olan" nedir?... "Nitelik"in içerdiği kavramın nitelediği göstergenin anlamsallığı sizi hangi düşünce denizine sürüklüyor? Gerçekten düşünüyor musunuz? Neden kendine ait özgün ciddî görüşle perspektif oluşturmak yerine, "ulusal ve uluslar arası başarı" anlamsızlığı bataklığında kulaç atıyorsun? Neden, neden?
Şu "bu tür desteklerin ülkemiz yetkililerince suiistimal edilmesi ihtimali" size çok mu şiirsel geliyor; "suistimal" ve "ihtimal"de bulunan son beş harfin ("timal") aynı olması, sizin de şair olduğunuz anlamına gelmez. Lütfen tiyatroya ara verip, kendinizi şiir okyanusa atın. Şiir okumayan tiyatro yapamadığı için "Kültür Bakanlığı Çanağı"na tutsak olur. Siz de tiyatro yapmıyor, Büktel'in deyimiyle "kumda oynuyorsunuz"... Siz, bu âlemde, bu kalemle, hiçbir kelâm edemeyerek, toplumsal bir yere selâm çakamazsınız!... Sadece ve yalnızca "Kültür Bakanlığı Çanağı" yalamayı kuramsal hâle getirebilirsiniz. Kuramsal ve anlaşılmaz bir hâl!... Ha, bir de, bana noter onaylı ihtarname gönderip, hakkımda suç duyurusunda bulunarak, beni mahkemeye verebilirsiniz. Ben, hep hazırım kardeşim!
Yeşim Özsoy - Devletin elinde olan ve halkın emaneti olan finansal gücün ayrımsız bir şekilde tiyatroların sanatsal ilerlemeleri için kullanılması gerektiğini, desteği alan, almayan herkesin üzerinde oluşan baskı ve sansür ortamının sağlıklı olmadığını belirtmek isteriz.
Hilmi Bulunmaz - "Devletin elinde olan ve halkın emaneti olan..." gibi sözler kullanmak, bir yazara asla yakışmaz!... Yazarlığı bilmiyorsan bile "yazı ekonomisi" denen bir kavram var. Hiç olmazsa o yola başvur! Nasıl mı? "Devletin elinde ve halkın emaneti olan" Devlet, kapitalizmin ilelebet muhafaza ve müdafaa edilmesi için soluk alan bir erk. Ama halk devletin erki altında inim inim inleyen koskoca bir kalabalık. Unutma!
Devletle halkın aynılaşması için sosyalizm mücadelesi vermek gerekir. Sosyalizmin dışındaki herhangi bir "bağımsızlık, özgürlük" sanata değil, "Kültür Bakanlığı Çanağı"na hizmet eder. Özel tiyatronun özgür tiyatro olabilmesi için, "Kültür Bakanlığı Çanağı" yalamayarak kendine, halka ve tüyü bitmemiş yetime güvenilmesi gerekir. Kendine değil de, "Kültür Bakanlığı Çanağı"na güvenen tiyatro, kendinin, halkın, tüyü bitmemiş yetimin değil, Kültür Bakanlığı'nın tiyatrosu olur... Böyle tiyatro, halka değil de, devlete hizmet ettiği için, ikide bir "devletimiz, devletimiz" der!
Dile gelen "herkesin üzerinde oluşan baskı ve sansür ortamının sağlıklı olmadığını belirtmek isteriz." sözü, karikatüristlere de malzeme olacak kadar güldürücü bir söz. Siyasî bir görüşe sahip olmayan bir tiyatronun sözcüsünden ancak böyle ucube bir söz beklenirdi. "...herkesin üzerinde oluşan baskı ve sansür ortamı... " denilen bir söz öbeği dünyanın hiçbir ülkesinde asla ve kesinlikle kurulmaz. Ortamda kapitalist bir devlet var ve ortamdaki kapitalist devleti AKP yönetiyor. Ömer Çelik, AKP Adana Milletvekili olarak, yeşil sermayenin çıkarlarını ön planda tutuyor. Yeşil sermayeciler, pembe sermayeci LİNÇÇİ Dostlar Tiyatrosu ve LİNÇÇİ Oyun Atölyesi'ne zırnık koklatmıyor!... Ekim 2013'te kurulan LİNÇÇİ Oyun Atölyesi'nin yumurtasından çıkan civciv ve yeşil sermaye yanlısı Moda Sahnesi'ne Kasım 2013'te "Kültür Bakanlığı Çanağı" yalatılıyor!
Sahi, "Kültür Bakanlığı Çanağı" her yıl Ağustos ayında yalatılırken, bu yıl hakkı olmadığı hâlde, usûlsüz bir biçimde "Kültür Bakanlığı Çanağı" yalayan Moda Sahnesi'nin kurulması beklendiği için mi Kasım 2013'te açıklandı? Böyle somut soru(n)lar orta yerde dururken, nedir dostum
böyle "...herkesin üzerinde oluşan baskı ve sansür ortamının sağlıklı olmadığını belirtmek isteriz." gibi çemberden bile yuvarlak sözler... Bir yerde söylediğinin, bir başka yerde tam tersini söyleyen kardeşim, yüz seksen derece karşıtlık oluşturuyorsun... Hemen ardından yüz seksen derecelik açı daha çiziyorsun da, üç yüz altmış dereceyi tamamlayarak, çemberin içinde debelenip, çıkışsızlığını kanıtlamış oluyorsun... Sen ve senin gibiler, gerçekten çok çaresiz durumdasınız. Çemberden bile daha yuvarlak konuştuğunuz için "Kültür Bakanlığı Çanağı" yalıyorsunuz!...
Yeşim Özsoy - Son olarak bize bu sene ayrılan destekle, önerdiğimiz oyunu, sanatsal ve evrensel bakış açımızdan ödün vermeden, bize önerilen kurallar çerçevesinde sahneleyeceğimizi bildirmek isteriz. Bunun yanı sıra bu bildiri, bu sene Kültür Bakanlığımızın desteğinden yararlanamayan ve bizimle çalışmak isteyen kardeş bir tiyatroyla işbirliği yapmak için açık bir çağrıdır.
Hilmi Bulunmaz - Siz, size "önerilen kurallar"a uymak ve bu arada iğrenç "ENTELEKTÜEL VE HUKUKSAL LİNÇ KAMPANYASI" eylemini görmemek zorundasınız. İşte bunun için destekleniyorsunuz. Desteklenmeye devam etmek için de böyle yusyuvarlak sözlerle çember çeviriyorsunuz. Sizin şu "sanatsal ve evrensel bakış açımız" sözünü çok merak ediyorum doğrusu. Hiçbir şey anlatmayan bir söze niye bu kadar çok dayanıyorsunuz? Bir tiyatro, sizinle kardeş olup, size ait çanaktaki tere ekmek banarsa, onun da ağzı tere alışır be kardeşim. Aman dikkat!
***
Ayrıca bakınız:
Yeşim Özsoy Gülan, siyasetten kaçtıkça siyasetçi de olmaya başlamış!
Bulunmaz, yumurtasız omlet yapmak isteyen Özsoy'a da yanıt verecek!
"LİNÇ KAMPANYASI" için gözlerini kapatan Barolar Birliği konuşmuş(?!)
Türkiye Barolar Birliği, zerre kadar anlamadığı tiyatroya müdahil oluyor!
***
Hilmi Bulunmaz
4 Aralık 2013
Yeşim Özsoy Gülan, "GalataPerform/Ve Diğer Şeyler Tiyatrosu adına" konuştuğunu iddia ettiği ve bu iddiasıyla da "Kültür Bakanlığı Çanağı" yalatanlara "çok, çoğul, çoğunluk" görünmeyi arzu ettiği "Kamuoyu ve Basının Dikkatine;" başlığıyla ilginç bir yazı yazıp, www.facebook.com paylaşım sitesinde yayınlamış. Ben www.twitter.com paylaşım sitesinde birkaç gün önce hesap açtığım ve bu hesap sayesinde tiyatro esnafının neler yaptığını izlemeye başladığım için, birçok tiyatrocunun sözlerine tanık oluyorum. Yeşim Özsoy'un yazısına da böyle bir olanak sayesinde ulaştım. Görmek sorumluluk yüklediği için, yazıyı değerlendireceğim...
Hemen hemen her zaman yaptığım gibi diyalog biçimini yeğliyorum...
Yeşim Özsoy - Özel Tiyatrolara verilen Ödenek Hakkında Bildiridir.
Hilmi Bulunmaz - Sizin kavramlarınız size bizim kavramlarımız bize. Buna, "Kültür Bakanlığı Çanağı" diyoruz! Bu çanaktan yararlananlara, çanak yalayıcısı diyoruz. Böyle dediğimiz için de, pişmiş tavuğun başına gelmeyecek kadar büyük saldırılara uğruyoruz. Ben, halkın avukatlığını yaparak halk karşıtlarına sürekli saldırırken "Kültür Bakanlığı Çanağı" yalayanlar da devletin, hükümetin, bakanlığın avukatlığını yapıyorlar!...
Yeşim Özsoy - Bir tiyatro olarak siyasi konularda görüş bildirmektense yaptığımız işlerle fikir belirtmeyi tercih etmemize rağmen, son dönemde Türkiye topraklarında var olan ve süregelen gelişmelerden dolayı kendimizi açıklama ihtiyacı duyuyoruz. Bu bildiri, bu sebeple yazılmıştır.
Hilmi Bulunmaz - Biz, Bulunmaz Tiyatro olarak siyasî konularda da görüş belirtiyoruz. Yaptığımız tüm işleri, siyasî görüşümüze dayandırıp, siyasî görüşümüzün gerekliliğini yerine getiriyoruz. Bunun karşılığında baskı, baskın, gözaltı, işkence, mühür, tutukluluk... gibi resmî faşizmin yanı sıra, tam tamına 1100 sivil faşistin düzenlediği "ENTELEKTÜEL VE HUKUKSAL LİNÇ KAMPANYASI" eylemine mâruz kalıyoruz. Bu durumdan hoşnut muyuz?! Evet, hoşnutuz... Resmî ve sivil faşizme teslim olacağımıza, resmî ve sivil faşizme karşı güçlü barikat kuruyoruz. Devlet Çanağı, Hükümet Çanağı, "Kültür Bakanlığı Çanağı" yalamayız. Sadece "Türkiye topraklarında" değil, dünyanın her yerinde yaşamasını beceren bir ruhsal yapıya sahibiz... Biz "Türkiye topraklarında var olan ve süregelen gelişmelerden dolayı kendimizi açıklama ihtiyacı..." içinde hissetmeyerek, her zaman için açıklama yapmak zorunda hissediyoruz. Biz, sadece bir bildiriyle yasak savmak yerine, gün yirmi dört saat bildiri yayınlamaya devam ediyoruz... "Kültür Bakanlığı Çanağı" yalamıyoruz!
Yeşim Özsoy - GalataPerform/Ve Diğer Şeyler Tiyatrosu, Kültür Bakanlığı’nın her sene Özel Tiyatrolar için ayırdığı ödenekten son 5 yıldır yararlanan alternatif, bağımsız, özgür ve yenilikçi duruşunu koruyan bir tiyatrodur. Çizgisi hiçbir zaman değişmemiştir ve değişmeyecektir.
Hilmi Bulunmaz - "Kültür Bakanlığı Çanağı" yalayabilen tiyatrolar
"alternatif, bağımsız, özgür ve yenilikçi" olamaz... Olsa olsa, "alternatif dışı, bağımlı, tutsak ve eskilikçi" olur... Bir kişi, durduk yerde kendisine "alternatif, bağımsız, özgür ve yenilikçi" dediğinde, işbu kişi "alternatif, bağımsız, özgür ve yenilikçi" olamaz... Ona, "alternatif, bağımsız, özgür ve yenilikçi" kişiler sürekli olarak hak vermelidir. Örnekse biz, sosyalist sanat yapmamıza "alternatif, bağımsız, özgür ve yenilikçi..." olmamıza karşılık, "Kültür Bakanlığı Çanağı" yalayabilen tiyatrolara "...alternatif, bağımsız, özgür ve yenilikçi" demeyiz. Biz, "alternatif, bağımsız, özgür ve yenilikçi" olmanın koşullarından birinin "Kültür Bakanlığı Çanağı" yalamamak konusunda ısrarcı olunmasını istiyoruz. Kendi kendine bir "çizgi" çizip, anlaşılmayan, bilinmeyen, görünmeyen, sanal bir kararlılık göstermenin bir anlamı olmadığına eminiz!... Çizgisi olmayan, "çizgi"ye sahip olan kişinin, "alternatif, bağımsız, özgür ve yenilikçi" olması söz konusu bile olamaz... Buna AKP gülmese bile, kargalar mutlaka güler...
Yeşim Özsoy - Hayatta ve sanatta özgürlük, temel bir ihtiyaçtır. Siyasi tercihler üzerinden yapılan sanatsal değerlendirmeleri kesinlikle özgürlük haklarının ihlali olarak görüyoruz. Bu kapsamda ülke tiyatrosuna yüksek değerler katmış köklü tiyatrolarımızın, belirli siyasi görüşlerden dolayı destekten faydalanamadığı söylenen grupların ve senelerdir üretimlerinden ödün vermeden ayakta kalma mücadelesinde direnen ama destekten faydalanamayan bağımsız ve genç tiyatroların, 2013-2014 tiyatro sezonunu kapsayan ve devletimiz tarafından ayrılan bütçeden yararlanamamasını kınıyoruz. Aynı düzlemde bu ödenekten yararlanan firma ve kuruluşların hangi teatral sebep ve kriterler göz önüne alınarak seçildiğinin Türk tiyatrosunun geleceği ve adaletli bir sistemin işlemesi açısından araştırılmasının gereğini elzem görüyoruz.
Hilmi Bulunmaz - "Özgürlük" soyut bir kavram. "Hayatta ve sanatta özgürlük" olması için siyasal ve toplumsal özgürlük gerekir. "Özgürlük" olmasa da, "özgürlük" yolunda kavga vermek gerekir. Soyut "özgürlük" yerine, somut "özgürlük" talebiyle yola çıkmak gerekir. Örnekse, Erdal Eren ve Ethem Sarısülük'ün verdiği "özgürlük" mücadelesini es geçen
"özgürlük", tırnak işâretine (" ") tutsak olmak zorundadır!... Biz, "siyasî tercihler üzerinden yapılmayan sanatsal değerlendirmeleri kesinlikle özgürlük haklarının ihlâli olarak görüyoruz." Siyasî tercihleri olmayan biri, değil tiyatro yapmak, yeşil ışıkta bile karşıdan karşıya geçemez ve manava gittiğinde içinde çürük bulunmayan yarım kilo domates satın alamaz. Siz, neyi, neden "kınıyor" olduğunuzu bile bilmiyorsunuz. "Bu kapsamda" Hangi kapsamda? "ülke tiyatrosuna yüksek değerler katmış tiyatrolarımız" hangileri? Örnekse Dostlar Tiyatro ve/ya Oyun Atölyesi mi? Dostlar Tiyatrosu ve/ya Oyun Atölyesi'nin "ENTELEKTÜEL VE HUKUKSAL LİNÇ KAMPANYASI" düzenlenmesi sürecindeki bol kepçe katkı için ne düşünüyorsunuz? LİNÇ imzacısı Oyun Atölyesi'nin benim hakkımda açtığı birçok dâvâdan birinde "İKİ YIL HAPİSLE" yargılanarak, mahkûm oldum!... LİNÇ imzacısı Oyun Atölyesi nasıl bir "özgürlük" mücadelesi verebilir? Sahi, Shakespeare denen adam, dünya tiyatro sahnelerine ne katmış ki, LİNÇ imzacısı Oyun Atölyesi onu hep gözümüze sokuyor. Canım, "belirli siyasi görüşlerden dolayı destekten faydalanamadığı söylenen gruplar" kimler? "Kültür Bakanlığı Çanağı" yalayan hiçbir tiyatro, "Kültür Bakanlığı Çanağı" yalamak yada "Kültür Bakanlığı Çanağı" yalamamak ikilemi dışına çıkamaz! İkilem ötesinde herhangi bir siyasî görüşe sahip olamaz. Lütfen kendinizi kandırmayın!
Sürekli olarak dile getirdiğinizi sandığımız şu "senelerdir üretimlerinden ödün vermeden ayakta kalma mücadelesinde direnen ama destekten faydalanamayan bağımsız ve genç tiyatrolar" hangi tiyatrolar? "Kültür Bakanlığı Çanağı" yalandığında, devlete, hükümete ve bakanlığa ödün verilmiş demektir. "Kültür Bakanlığı Çanağı" yalayanlar, asla bağımsız olamaz. Siz de hiç bağımsız değilsiniz. Sizin "bağımsızlık" ve "özgürlük" mücadeleniz, devletin, hükümetin Kültür Bakanlığı'nın çizdiği (çanağı) sınırlar içindedir!... Bu sınırın dışına çıktığınızda, çanak çatlar ve sudan çıkmış balık gibi debelenip durursunuz. Bırakınız bu tırnak işâreti içine hapsolmuş kavramlarla lego oynamayı! Güzel diyorsunuz; "devletimiz"
Tabiî ki kapitalizmin ilelebet muhafaza ve müdafaa edilmesi için Ethem Sarısülük'ün ölüsüne bile sülük gibi yapışan "devletimiz" çok yakışıyor.
Devlet ve hükümet ve Kültür Bakanlığı, bana, halkıma, tüyü bitmemiş yetime sormadan, benim ve halkımın ve tüyü bitmemiş yetimin verdiği vergilerle oluşan bütçesini, "Kültür Bakanlığı Çanağı" biçiminde sana, size ve "devletimiz" kibarlığı içerisinde konuşan aristokratlara armağan ediyor. Ben, halkım, tüyü bitmemiş yetim bu durumdan hoşnut değiliz. Bu duruma karşı müthiş bir öfke seli biriktiriyoruz. Hiç öyle entelektüel kabızlığa gerek yok. Sizin, "devletimiz"in, hangi ölçütlerle (ölçütsüzlük ile) "Kültür Bakanlığı Çanağı" eylemini gerçekleştirdiğiniz açık. Madem "özel" bir tiyatrosunuz, "özgür" tiyatro olup, "Kültür Bakanlığı Çanağı" yalamayın. Yalandığında asla ve kesinlikle bağımsız, özgür olunamaz...
Yeşim Özsoy - Tüm dünyada temel kriterinin sanatsal duruş, nitelik, sosyal katkı ve ulusal ve uluslar arası başarı olan bu tür desteklerin ülkemiz yetkililerince suiistimal edilmesi ihtimalinden duyduğumuz kaygı ve güvensizlik ortamını yansıtmak istiyoruz.
Hilmi Bulunmaz - Bu tümce, hiçbir şey anlatmıyor... Böyle bir tümce kuran kişinin tiyatro sanatıyla uğraşması, ülkemiz açısından trajikomik bir durum!... Bu düzeydeki birinin, "Kültür Bakanlığı Çanağı" yalamak zorunda kalışına asla şaşırmamak gerekir. Bu kadar anlamsız, bu kadar belirsiz bir tümce kurabilmek için, bağımsızlık ve özgürlük kavramlarını bilmemek, onları tırnak işâreti içine tutsak etmeye yeltenmek gerekir...
"Tüm dünyada temel kriterinin sanatsal duruş" sözü ne anlam içerir?
Gerçekten düşünerek mi, yoksa hiç düşünmeden mi yazıyorsunuz?!... Yazı yazmaya başlamadan önce, üzerinde uzun uzun düşünmelisin. Şu "nitelik, sosyal katkı ve ulusal ve uluslar arası olan" nedir?... "Nitelik"in içerdiği kavramın nitelediği göstergenin anlamsallığı sizi hangi düşünce denizine sürüklüyor? Gerçekten düşünüyor musunuz? Neden kendine ait özgün ciddî görüşle perspektif oluşturmak yerine, "ulusal ve uluslar arası başarı" anlamsızlığı bataklığında kulaç atıyorsun? Neden, neden?
Şu "bu tür desteklerin ülkemiz yetkililerince suiistimal edilmesi ihtimali" size çok mu şiirsel geliyor; "suistimal" ve "ihtimal"de bulunan son beş harfin ("timal") aynı olması, sizin de şair olduğunuz anlamına gelmez. Lütfen tiyatroya ara verip, kendinizi şiir okyanusa atın. Şiir okumayan tiyatro yapamadığı için "Kültür Bakanlığı Çanağı"na tutsak olur. Siz de tiyatro yapmıyor, Büktel'in deyimiyle "kumda oynuyorsunuz"... Siz, bu âlemde, bu kalemle, hiçbir kelâm edemeyerek, toplumsal bir yere selâm çakamazsınız!... Sadece ve yalnızca "Kültür Bakanlığı Çanağı" yalamayı kuramsal hâle getirebilirsiniz. Kuramsal ve anlaşılmaz bir hâl!... Ha, bir de, bana noter onaylı ihtarname gönderip, hakkımda suç duyurusunda bulunarak, beni mahkemeye verebilirsiniz. Ben, hep hazırım kardeşim!
Yeşim Özsoy - Devletin elinde olan ve halkın emaneti olan finansal gücün ayrımsız bir şekilde tiyatroların sanatsal ilerlemeleri için kullanılması gerektiğini, desteği alan, almayan herkesin üzerinde oluşan baskı ve sansür ortamının sağlıklı olmadığını belirtmek isteriz.
Hilmi Bulunmaz - "Devletin elinde olan ve halkın emaneti olan..." gibi sözler kullanmak, bir yazara asla yakışmaz!... Yazarlığı bilmiyorsan bile "yazı ekonomisi" denen bir kavram var. Hiç olmazsa o yola başvur! Nasıl mı? "Devletin elinde ve halkın emaneti olan" Devlet, kapitalizmin ilelebet muhafaza ve müdafaa edilmesi için soluk alan bir erk. Ama halk devletin erki altında inim inim inleyen koskoca bir kalabalık. Unutma!
Devletle halkın aynılaşması için sosyalizm mücadelesi vermek gerekir. Sosyalizmin dışındaki herhangi bir "bağımsızlık, özgürlük" sanata değil, "Kültür Bakanlığı Çanağı"na hizmet eder. Özel tiyatronun özgür tiyatro olabilmesi için, "Kültür Bakanlığı Çanağı" yalamayarak kendine, halka ve tüyü bitmemiş yetime güvenilmesi gerekir. Kendine değil de, "Kültür Bakanlığı Çanağı"na güvenen tiyatro, kendinin, halkın, tüyü bitmemiş yetimin değil, Kültür Bakanlığı'nın tiyatrosu olur... Böyle tiyatro, halka değil de, devlete hizmet ettiği için, ikide bir "devletimiz, devletimiz" der!
Dile gelen "herkesin üzerinde oluşan baskı ve sansür ortamının sağlıklı olmadığını belirtmek isteriz." sözü, karikatüristlere de malzeme olacak kadar güldürücü bir söz. Siyasî bir görüşe sahip olmayan bir tiyatronun sözcüsünden ancak böyle ucube bir söz beklenirdi. "...herkesin üzerinde oluşan baskı ve sansür ortamı... " denilen bir söz öbeği dünyanın hiçbir ülkesinde asla ve kesinlikle kurulmaz. Ortamda kapitalist bir devlet var ve ortamdaki kapitalist devleti AKP yönetiyor. Ömer Çelik, AKP Adana Milletvekili olarak, yeşil sermayenin çıkarlarını ön planda tutuyor. Yeşil sermayeciler, pembe sermayeci LİNÇÇİ Dostlar Tiyatrosu ve LİNÇÇİ Oyun Atölyesi'ne zırnık koklatmıyor!... Ekim 2013'te kurulan LİNÇÇİ Oyun Atölyesi'nin yumurtasından çıkan civciv ve yeşil sermaye yanlısı Moda Sahnesi'ne Kasım 2013'te "Kültür Bakanlığı Çanağı" yalatılıyor!
Sahi, "Kültür Bakanlığı Çanağı" her yıl Ağustos ayında yalatılırken, bu yıl hakkı olmadığı hâlde, usûlsüz bir biçimde "Kültür Bakanlığı Çanağı" yalayan Moda Sahnesi'nin kurulması beklendiği için mi Kasım 2013'te açıklandı? Böyle somut soru(n)lar orta yerde dururken, nedir dostum
böyle "...herkesin üzerinde oluşan baskı ve sansür ortamının sağlıklı olmadığını belirtmek isteriz." gibi çemberden bile yuvarlak sözler... Bir yerde söylediğinin, bir başka yerde tam tersini söyleyen kardeşim, yüz seksen derece karşıtlık oluşturuyorsun... Hemen ardından yüz seksen derecelik açı daha çiziyorsun da, üç yüz altmış dereceyi tamamlayarak, çemberin içinde debelenip, çıkışsızlığını kanıtlamış oluyorsun... Sen ve senin gibiler, gerçekten çok çaresiz durumdasınız. Çemberden bile daha yuvarlak konuştuğunuz için "Kültür Bakanlığı Çanağı" yalıyorsunuz!...
Yeşim Özsoy - Son olarak bize bu sene ayrılan destekle, önerdiğimiz oyunu, sanatsal ve evrensel bakış açımızdan ödün vermeden, bize önerilen kurallar çerçevesinde sahneleyeceğimizi bildirmek isteriz. Bunun yanı sıra bu bildiri, bu sene Kültür Bakanlığımızın desteğinden yararlanamayan ve bizimle çalışmak isteyen kardeş bir tiyatroyla işbirliği yapmak için açık bir çağrıdır.
Hilmi Bulunmaz - Siz, size "önerilen kurallar"a uymak ve bu arada iğrenç "ENTELEKTÜEL VE HUKUKSAL LİNÇ KAMPANYASI" eylemini görmemek zorundasınız. İşte bunun için destekleniyorsunuz. Desteklenmeye devam etmek için de böyle yusyuvarlak sözlerle çember çeviriyorsunuz. Sizin şu "sanatsal ve evrensel bakış açımız" sözünü çok merak ediyorum doğrusu. Hiçbir şey anlatmayan bir söze niye bu kadar çok dayanıyorsunuz? Bir tiyatro, sizinle kardeş olup, size ait çanaktaki tere ekmek banarsa, onun da ağzı tere alışır be kardeşim. Aman dikkat!
***
Ayrıca bakınız:
Yeşim Özsoy Gülan, siyasetten kaçtıkça siyasetçi de olmaya başlamış!
Bulunmaz, yumurtasız omlet yapmak isteyen Özsoy'a da yanıt verecek!
"LİNÇ KAMPANYASI" için gözlerini kapatan Barolar Birliği konuşmuş(?!)
Türkiye Barolar Birliği, zerre kadar anlamadığı tiyatroya müdahil oluyor!