Ciddî not: oyun atölyesi, aşağıdaki metne "Hilmi Bulunmaz" adını ekleyebilirse kendisine 500.000,00 TL'lik tazminat dâvâsı açacağım!
***
Yeni yayınlarımıza dikkat eden okurlar göreceklerdir ki, yeni bir hukukî saldırı başlatmak üzereyiz. Yakın zamana kadar onlarca ve daha onlarca dâvâyla beni bunaltmak isteyen kişilere, kurumlara karşı son derecede hukukî saldırı başlatmış bulunuyorum. Şimdi sıra bende!... Eğer benim verdiğim yiğitçe hukukî mücadelenin zerresini bile gösterebilecek kadar bir duruşu varsa aşağıda sunduğum iftira metnine özne ekleyecek oyun atölyesi'ni dâvâ edeceğim... Benim gibi yiğitlik yapmasını beklemediğim oyun atölyesi, aşağıdaki yazısına bir tanecik "Hilmi Bulunmaz" eklesin doğru İstanbul Adalet Sarayı'na gidip dâvâ açacağım. Hoş, eklemese de!
Sosyalist Sanatçı Hilmi Bulunmaz
***
Hakaret ve küfüre sadece tiyatro yayıncıları ve yayınları değil zaman zaman tiyatrolar ve tiyatrocular da maruz kalıyor. Bu durum yurdum insanının "kişisel gelişmişlik" seviyesiyle yakından ilişkidir. Derdini, eleştirisini, itirazını anlatamayan "kabalıklar ülkesi" olmak yolunda emin adımlarla ilerliyoruz. Kimse kimseyi ne sevmek ne de onaylamak zorundadır. Hatta böyle olması sanat söz konusu olduğunda makbul bile sayılır. Dedikoduya küfre hakarete başvurmadan, iletişim dili olarak bu "kabalığı" seçmeden düşüncelerin ifade edilmesi "teşvik" bile edilmelidir.
Ancak olan durum dedikodu, hakaret, küfür, karalamanın hakim olduğu bir iletişimin varlığı yönündedir. "Profesyonel seyirci" (Melih Anık / HB) adıyla yazdığı yazıları hakaret ve küfürle dolduranlardan tutun da, çeşitli ideolojik kimlikler altından çevreye sopa gösterenlere kadar çeşitli kabalıklar kol geziyor, yer buluyor tiyatro iletişim ortamında.
oyun atölyesi tüm bu kaba dili, küfür ve hakaret içeren tavrı kınıyor ve bu dile sahip olanlarla herhangi bir bağının olamayacağını tiyatro kamuoyuna bildirmeyi görev sayıyor ve ekliyor: Bu tür duyarlılıkları göstermek bir gün herkese lazım oluyor. O nedenle yaşadığımız ortamın "güzelliği" için yerinde ve zamanında "tepki" vermeyi "duyarlılık" göstermeyi UNUTMAYINIZ, UNUTMAYALIM! Başkalarına yapılan hakaretleri başımıza gelmiş gibi algılayıp tavrımızı belirleyelim. oyun atölyesi
Kaynak:
www.hyetert.com/yazi3.asp?Id=432&DilId=1
ve
www.tiyatrodergisi.com.tr/detay.php?hng=934
***
Ayrıca bakınız:
Bilginer / Demirkanlı / Kurhan'ın ENTELEKTÜEL LİNÇ KAMPANYASI...
oyun atölyesi, Melih Anık'ın adını "Profesyonel seyirci" sıfatıyla üfürdü!
***
Yeni yayınlarımıza dikkat eden okurlar göreceklerdir ki, yeni bir hukukî saldırı başlatmak üzereyiz. Yakın zamana kadar onlarca ve daha onlarca dâvâyla beni bunaltmak isteyen kişilere, kurumlara karşı son derecede hukukî saldırı başlatmış bulunuyorum. Şimdi sıra bende!... Eğer benim verdiğim yiğitçe hukukî mücadelenin zerresini bile gösterebilecek kadar bir duruşu varsa aşağıda sunduğum iftira metnine özne ekleyecek oyun atölyesi'ni dâvâ edeceğim... Benim gibi yiğitlik yapmasını beklemediğim oyun atölyesi, aşağıdaki yazısına bir tanecik "Hilmi Bulunmaz" eklesin doğru İstanbul Adalet Sarayı'na gidip dâvâ açacağım. Hoş, eklemese de!
Sosyalist Sanatçı Hilmi Bulunmaz
***
Hakaret ve küfüre sadece tiyatro yayıncıları ve yayınları değil zaman zaman tiyatrolar ve tiyatrocular da maruz kalıyor. Bu durum yurdum insanının "kişisel gelişmişlik" seviyesiyle yakından ilişkidir. Derdini, eleştirisini, itirazını anlatamayan "kabalıklar ülkesi" olmak yolunda emin adımlarla ilerliyoruz. Kimse kimseyi ne sevmek ne de onaylamak zorundadır. Hatta böyle olması sanat söz konusu olduğunda makbul bile sayılır. Dedikoduya küfre hakarete başvurmadan, iletişim dili olarak bu "kabalığı" seçmeden düşüncelerin ifade edilmesi "teşvik" bile edilmelidir.
Ancak olan durum dedikodu, hakaret, küfür, karalamanın hakim olduğu bir iletişimin varlığı yönündedir. "Profesyonel seyirci" (Melih Anık / HB) adıyla yazdığı yazıları hakaret ve küfürle dolduranlardan tutun da, çeşitli ideolojik kimlikler altından çevreye sopa gösterenlere kadar çeşitli kabalıklar kol geziyor, yer buluyor tiyatro iletişim ortamında.
oyun atölyesi tüm bu kaba dili, küfür ve hakaret içeren tavrı kınıyor ve bu dile sahip olanlarla herhangi bir bağının olamayacağını tiyatro kamuoyuna bildirmeyi görev sayıyor ve ekliyor: Bu tür duyarlılıkları göstermek bir gün herkese lazım oluyor. O nedenle yaşadığımız ortamın "güzelliği" için yerinde ve zamanında "tepki" vermeyi "duyarlılık" göstermeyi UNUTMAYINIZ, UNUTMAYALIM! Başkalarına yapılan hakaretleri başımıza gelmiş gibi algılayıp tavrımızı belirleyelim. oyun atölyesi
Kaynak:
www.hyetert.com/yazi3.asp?Id=432&DilId=1
ve
www.tiyatrodergisi.com.tr/detay.php?hng=934
***
Ayrıca bakınız:
Bilginer / Demirkanlı / Kurhan'ın ENTELEKTÜEL LİNÇ KAMPANYASI...
oyun atölyesi, Melih Anık'ın adını "Profesyonel seyirci" sıfatıyla üfürdü!