Karşıyaka (İzmir) 1. Asliye Hukuk Mahkemesi'ne gönderilmek üzere
İSTANBUL NÖBETÇİ ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ YARGIÇLIĞI'NA
Esas No: 2012/597
Davacı Seval Deniz Karahaliloğlu'nun benden 10.000,00 TL alabilmek için açmış olduğu "Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan" dava, gerçekleri doğru yansıtmayan yada daha hafif deyimiyle söylersek, gerçekleri abartmanın ötesine geçmeyerek, gerçekleri olduğundan farklı bir gözle algılamamıza neden olarak, bu gerçekleri çarpıtan bir mantıkla ele almış olup, "ADLİYEYİ YANLIŞ YÖNLENDİREREK GEREKSİZ YERE MEŞGUL ETME" amacı taşımaktadır. Tabii ki, herkesin, herkes hakkında, her zaman için, ceza ve hukuk davası açma hakkı vardır. Ancak, bu dava özelinde, bu dava nedeniyle, davacı ile aramızdaki geçmiş dönemlerde oluşan estetik, sanatsal ve toplumsal durumları, hukukî olarak da göz önünde bulundurmak gerekir. Şöyle ki:
1 - Davacının patronu Tiyatro... Tiyatro... Dergisi'nin o zamanki sahibi Mustafa Şükrü Demirkanlı, sahte kimlikli bir kişiyle (Burak Caney ki, bu kişinin gerçek kimliğinin saptanması hâlinde birçok konu kendiliğinden aydınlanacaktır) bize karşı başlatılan ve bizim "BİRİNCİ ENTELEKTÜEL LİNÇ KAMPANYASI" diye nitelediğimiz bir karanlık sürecin içerisinde bulunup, bize karşı yüzlerce imza toplamakla birlikte, kendisi (Mustafa Şükrü Demirkanlı) de bu kampanyanın iki yüz (rakamla 200) numaralı eylemcisidir. (BELGE: http://tiyatroyun.blogspot.com/2008/03/bir-iftirann-bataklk-anatomisi.html)
2 - Davacının, yazınsal yetersizliği ortada olmasına karşın, ısrarla ve inatla tiyatro tanıtım yazıları yazdığı Tiyatro... Tiyatro... Dergisi'nin Yayın Yönetmeni ve Yazı İşleri Müdürü Mustafa Şükrü Demirkanlı ile bu derginin yeni sahibi Gülhan Avşar Demirkanlı, bu kez, sahte kimlikli bir kişiden (Burak Caney yada bir başkasından) medet ummak yerine, açıkça kendi adlarıyla yeni bir kampanya düzenlemişlerdir. Biz, bu kampanyayı da, "İKİNCİ ENTELEKTÜEL LİNÇ KAMPANYASI" adıyla anmayı uygun buluyoruz. (BELGE: www.coskunbuktel.com/lincimzacilari.htm)
3 - "BİRİNCİ ENTELEKTÜEL LİNÇ KAMPANYASI" ve "İKİNCİ ENTELEKTÜEL LİNÇ KAMPANYASI" ile bize karşı bir "susturma başarısı" elde edemeyeceklerini, yani bizim entelektüel dünyadan çekilmeyeceğimizi anlayan Tiyatro... Tiyatro... Dergisi Sahibi Gülhan Avşar Demirkanlı ile bu derginin Yayın Yönetmeni ve Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Mustafa Şükrü Demirkanlı, Seval Deniz Karahaliloğlu'nun da içinde bulunduğu yazı yazma yetersizliğindeki kişiler, Türkiye tiyatrosunun düzeyinin düşmesi için âdeta büyük bir dezestetik çaba harcamaya devam ediyorlar. Ben, her ne kadar, hem bir tiyatro (Bulunmaz Tiyatro – İstanbul), hem bir tiyatro dergisi (Sosyalist OYUN Dergisi), hem bir yayınevi (Bulunmaz Yayıncılık) ve hem de bir şirket (Bulunmaz Kuyumculuk Yayıncılık Gösteri Sanatları Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi) sahibi olarak Türkiye tiyatrosunun içerisinde bulunsam da, tiyatro sanatından ekonomik olarak hemen hemen hiçbir şey elde etmiyorum. Bunu da tiyatro izleyicisine olan saygım ve sevgimden yapıyorum. Örnekse ben, sürekli olarak oyunculuk ve yazarlık çalışmaları yürütürken, bu alanlarda yaptığım katkılar nedeniyle oyuncu ve yazar adaylarından hiçbir zaman için asla ve kesinlikle hiç para almıyorum. Yayınladığım dergi ve kitapları "bedava" dağıtıyorum. En önemlisi, Ertuğrul Günay’ın yönetiminindeki Kültür Bakanlığı'ndan tiyatroma yardım almadığım gibi, bu bakanlığa bağlı olarak çalışan K. Lemi Bilgin yönetimindeki Devlet Tiyatroları'ndan da asla reklâm parası almadan, bu kurumla birlikte Hilmi Zafer Şahin yönetimindeki İstanbul Şehir Tiyatroları ve Veysel Sami Berikan yönetimindeki Kocaeli Şehir Tiyatroları’nın tiyatral etkinliklerini zâten sanatsal ve toplumsal bir görev bilinciyle ücretsiz olarak duyuruyorum. Oysa, Seval Deniz Karahaliloğlu'nun patronu ve yöneticisi kişiler (Gülhan Avşar Demirkanlı ile Mustafa Şükrü Demirkanlı), yayınladıkları Tiyatro... Tiyatro... Dergisi'ni hiçbir zaman için ayın tam birinde, yani Devlet Tiyatroları'ndan, İstanbul Şehir Tiyatroları'ndan ve Kocaeli Şehir Tiyatroları’ndan reklâm alırken çıkacağını ilân ettikleri günde değil, günler, hattâ bâzen haftalar sonra yayınlanabiliyor. Zaman zaman da, sayı atlalarak, yılda 12 sayı yayınlanması gerekirken, daha az sayıda yayınlanıp, tiyatro izleyicinin bilgi elde edememesine ve resmî tiyatro kurumlmarının tanınmamasına neden olabiliyor. Ben, esas itibariyle bunun eleştirini yapan yüzlerce yazı yayınlayıp, yüzlerce video çektim. Ancak, Seval Deniz Karahaliloğlu'nun patronu ve yöneticisi kişiler (Gülhan Avşar Demirkanlı ile Mustafa Şükrü Demirkanlı), Kültür Bakanı Ertuğrul Günay, Devlet Tiyatroları Genel Müdürü K. Lemi Bilgin, İstanbul Şehir Tiyatroları Genel Sanat Yönetmeni Hilmi Zafer Şahin ve Kocaeli Şehir Tiyatroları Genel Sanat Yönetmeni Veysel Sami Berikan ile aralarınının "iyi" olması nedeniyle olsa gerek, benim, halkımın, tüyü bitmemiş yetimin verdiği vergilerle elde edilen ciddi paraları, "reklâm adı altında" Seval Deniz Karahaliloğlu'nun patronu ve yönetici kişilere (Gülhan Avşar Demirkanlı ile Mustafa Şükrü Demirkanlı) vermeyi her nedense adalete, hakka, hukuka, içtihata, mevzuata, yasalara gayet uygun buluyorlar. Eğer ilgili kurum (sanırım Sayıştay), ciddi bir araştırma ve inceleme başlatabilir, Basın İlân Kurumu’nu sorgulayabilirse, Kültür Bakanı Ertuğrul Günay, Devlet Tiyatroları Genel Müdürü K. Lemi Bilgin, İstanbul Şehir Tiyatroları Genel Sanat Yönetmeni Hilmi Zafer Şahin ve Kocaeli Şehir Tiyatroları Genel Sanat Yönetmeni Veysel Sami Berikan'dan aldığı destekle, "BİRİNCİ ENTELEKTÜEL LİNÇ KAMPANYASI", "İKİNCİ ENTELEKTÜEL LİNÇ KAMPANYASI" süreçlerinin nerelere dek dayandığını ve resmî tiyatro kuruluşlarından hak etmedikleri hâlde reklâm parası alan yayıncıların neden beni ikide bir dava ettikleri derhal anlaşılabilecektir.
4 - Bu arada "tikel hukuk" bağlamında bakıldığında, davacı Seval Deniz Karahaliloğlu'nun "haklı" bulunması da "gayet doğal"dır. Ne var ki, 6352 Sayılı Yasa'nın geçici 1/1. Maddesi ve b fıkrası ("KOVUŞTURULMASININ ERTELENMESİ"), benim lehime olmasına karşın, sayın yargıç adalete, hakka, hukuka, içtihata, kanuna, mevzuata, yasaya aykırı davranarak, benim en doğal hukuksal hakkımı, yani 6352 Sayılı Yasa’nın tamamı ve özellikle geçici 1/1. Maddesi’ni görmezden gelip, bana karşı ikide bir "ENTELEKTÜEL LİNÇ KAMPANYASI" düzenleyenlerden yada böyle bir kampanyayı düzenleyenlere kılgısal ve kuramsal destek verenlerden yana işletmiştir. Yargıtay da, bu duruma uygun hareket ettiği için, şimdilik elimdeki son hukuksal eylem olan Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne başvurma sürecini başlatıyorum. Oysa ki, bu ülkede doğup bu ülkede askerlik yapmakla, bu ülkenin yaşadığı 12 Eylül Dönemi'nde haksız yere gözaltına alınıp tutuklanmakla birlikte asla bir ceza almamama karşın, üstüne üstlük, işkence gören bir insan olarak, herhangi bir "dış güçten hak istemek zoruma gitse de", hak arama, hukuk elde etme süreci Türkiye Cumhuriyeti yasaları bağlamında bittiği için, Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ni Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne (6 aylık süre içerisinde) şikâyet etmek zorunda kalacağım.
5 - Beni, bence gereksiz yere şikâyet edip, benim hakkımda bu konuyla ("ENTELEKTÜEL LİNÇ KAMPANYALARI" ile) ilgili olarak bana karşı dava açarak (ki ben de, şimdiye dek "ADLİYEYİ GEREKSİZ YERE MEŞGUL ETMEKTEN ÇEKİNDİĞİM İÇİN AÇMAMIŞ OLDUĞUM DAVALARI", nefsî müdafaa hakkımı kullanmak zorunda kaldığım için, davalar açmaya başladım ve Seval Deniz Karahaliloğlu nedeniyle hakkımda açılan "KAMU DAVASI" sonucunun gelmesiyle birlikte, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne şikâyet etmek üzereyim), benim "bütün zamanımı" alan bazı kişiler ve bu kişilerle ilgili dava dosyalarını, sadece bilgi edinmenizi ve "tikel hukuk" yerine, neden-sonuç ilişkisine dayanan "tümel hukuk" ile düşünmenizi arzu ediyorum:
KİŞİLER ve DOSYALAR:
Burhan Gün - İstanbul 9. Asliye Ceza Mahkemesi 2010/337
Gülhan Avşar Demirkanlı - İstanbul 1. Sulh Ceza Mahkemesi 2010/8930
Kemal Aydoğan - İstanbul 7. Sulh Ceza Mahkemesi 2011/217 ve İstanbul 35. Sulh Ceza Mahkemesi 2011/3218
Levent Çağlayan - Trabzon 3. Sulh Ceza Mahkemesi 2012/256
Mehmet Bozkır - Soma Sulh Ceza Mahkemesi 2011/578
Mustafa Şükrü Demirkanlı - İstanbul 35. Sulh Ceza Mahkemesi 2011/3131 – İstanbul 2. Sulh Ceza Mahkemesi 2012/663 – İstanbul 27. Sulh Ceza Mahkemesi 2012/943 – İstanbul 6. Asliye Hukuk Mahkemesi 2012/481
Nihat Haluk Bilginer - İstanbul - 7. Sulh Ceza Mahkemesi 2011/217 ve İstanbul 35. Sulh Ceza Mahkemesi 2011/3218
Nurhan Tekerek - İstanbul 9. Asliye Ceza Mahkemisi önce 2010/445 sonra 2010/337
Oyun Atölyesi - İstanbul 7. Sulh Ceza Mahkemesi 2011/217 ve İstanbul 35. Sulh Ceza Mahkemesi 2011/3218
Ömer Faruk Kurhan - İstanbul 3. Sulh Ceza Mahkemesi 2010/8 ve İstanbul 4. Asliye Hukuk Mahkemesi 2010/278
Seval Deniz Karahaliloğlu - Karşıyaka (İzmir) 3. Sulh Ceza Mahkemesi 2011/536 ve 2012/289
Uğur Demirci Tosun - İstanbul 28. Sulh Ceza Mahkemesi 2011/469
6 - Eğer bu dava, sadece ve yalnızca Seval Deniz Karahaliloğlu ile sınırlı tutulup, "HAKARET ETMEK, İFTİRA ATMAK VE SUÇ İŞLEMEK İÇİN KURULAN 1100 KİŞİLİK BİR ÖRGÜT" ile ilişkilendirilmezse, "tikel" davranılıp, "tümel" hareket edilmemiş olacağı için; adalet, hak, hukuk, içtihat, kanun, mevzuat, yasa, sadece soyut bir biçimde ele alınmış ve somut toplumsal duyarlılıkla kesinlikle ölçülmemiş olur.
7 - Elimde "ENTELEKTÜEL LİNÇ KAMPANYALARI" ile ilgili olarak yüzlerce belge, bilgi, bulgu, delil, kanıt, olgu vb. var. Mahkemeniz gereksinme duyduğunda gönderebileceğim gibi, İnternet ortamında yayın yaptığım www.tiyatroyun.blogspot.com sitesinden de ciddi ve inandırıcı, hukuk terazisiyle nesnel olarak tartılabilecek nitelikte somut belgeler elde edilebilir. Bunun yanı sıra, ben, hukuksal gereksinim duyduğumda, eğer mevzuat elverişliyse, yeni belge, bilgi, bulgu, delil, kanıt, olgu vb. gönderebileceğim.
Gereğinin yapılmasını arz ve talep ederim. 02/01/2013
HÜSEYİN HİLMİ BULUNMAZ
***
Ayrıca bakınız:
Sosyalist OYUN Dergisi Genel Yayın Yönetmeni ve Bulunmaz Tiyatro - İstanbul Genel Sanat Yönetmeni Sosyalist Sanatçı Hilmi Bulunmaz'la LİNÇ KAMPANYASI ana sponsorlarından Tiyatro... Tiyatro... Dergisi yazarı Seval Deniz Karahaliloğlu arasındaki
İSTANBUL NÖBETÇİ ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ YARGIÇLIĞI'NA
Esas No: 2012/597
Davacı Seval Deniz Karahaliloğlu'nun benden 10.000,00 TL alabilmek için açmış olduğu "Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan" dava, gerçekleri doğru yansıtmayan yada daha hafif deyimiyle söylersek, gerçekleri abartmanın ötesine geçmeyerek, gerçekleri olduğundan farklı bir gözle algılamamıza neden olarak, bu gerçekleri çarpıtan bir mantıkla ele almış olup, "ADLİYEYİ YANLIŞ YÖNLENDİREREK GEREKSİZ YERE MEŞGUL ETME" amacı taşımaktadır. Tabii ki, herkesin, herkes hakkında, her zaman için, ceza ve hukuk davası açma hakkı vardır. Ancak, bu dava özelinde, bu dava nedeniyle, davacı ile aramızdaki geçmiş dönemlerde oluşan estetik, sanatsal ve toplumsal durumları, hukukî olarak da göz önünde bulundurmak gerekir. Şöyle ki:
1 - Davacının patronu Tiyatro... Tiyatro... Dergisi'nin o zamanki sahibi Mustafa Şükrü Demirkanlı, sahte kimlikli bir kişiyle (Burak Caney ki, bu kişinin gerçek kimliğinin saptanması hâlinde birçok konu kendiliğinden aydınlanacaktır) bize karşı başlatılan ve bizim "BİRİNCİ ENTELEKTÜEL LİNÇ KAMPANYASI" diye nitelediğimiz bir karanlık sürecin içerisinde bulunup, bize karşı yüzlerce imza toplamakla birlikte, kendisi (Mustafa Şükrü Demirkanlı) de bu kampanyanın iki yüz (rakamla 200) numaralı eylemcisidir. (BELGE: http://tiyatroyun.blogspot.com/2008/03/bir-iftirann-bataklk-anatomisi.html)
2 - Davacının, yazınsal yetersizliği ortada olmasına karşın, ısrarla ve inatla tiyatro tanıtım yazıları yazdığı Tiyatro... Tiyatro... Dergisi'nin Yayın Yönetmeni ve Yazı İşleri Müdürü Mustafa Şükrü Demirkanlı ile bu derginin yeni sahibi Gülhan Avşar Demirkanlı, bu kez, sahte kimlikli bir kişiden (Burak Caney yada bir başkasından) medet ummak yerine, açıkça kendi adlarıyla yeni bir kampanya düzenlemişlerdir. Biz, bu kampanyayı da, "İKİNCİ ENTELEKTÜEL LİNÇ KAMPANYASI" adıyla anmayı uygun buluyoruz. (BELGE: www.coskunbuktel.com/lincimzacilari.htm)
3 - "BİRİNCİ ENTELEKTÜEL LİNÇ KAMPANYASI" ve "İKİNCİ ENTELEKTÜEL LİNÇ KAMPANYASI" ile bize karşı bir "susturma başarısı" elde edemeyeceklerini, yani bizim entelektüel dünyadan çekilmeyeceğimizi anlayan Tiyatro... Tiyatro... Dergisi Sahibi Gülhan Avşar Demirkanlı ile bu derginin Yayın Yönetmeni ve Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Mustafa Şükrü Demirkanlı, Seval Deniz Karahaliloğlu'nun da içinde bulunduğu yazı yazma yetersizliğindeki kişiler, Türkiye tiyatrosunun düzeyinin düşmesi için âdeta büyük bir dezestetik çaba harcamaya devam ediyorlar. Ben, her ne kadar, hem bir tiyatro (Bulunmaz Tiyatro – İstanbul), hem bir tiyatro dergisi (Sosyalist OYUN Dergisi), hem bir yayınevi (Bulunmaz Yayıncılık) ve hem de bir şirket (Bulunmaz Kuyumculuk Yayıncılık Gösteri Sanatları Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi) sahibi olarak Türkiye tiyatrosunun içerisinde bulunsam da, tiyatro sanatından ekonomik olarak hemen hemen hiçbir şey elde etmiyorum. Bunu da tiyatro izleyicisine olan saygım ve sevgimden yapıyorum. Örnekse ben, sürekli olarak oyunculuk ve yazarlık çalışmaları yürütürken, bu alanlarda yaptığım katkılar nedeniyle oyuncu ve yazar adaylarından hiçbir zaman için asla ve kesinlikle hiç para almıyorum. Yayınladığım dergi ve kitapları "bedava" dağıtıyorum. En önemlisi, Ertuğrul Günay’ın yönetiminindeki Kültür Bakanlığı'ndan tiyatroma yardım almadığım gibi, bu bakanlığa bağlı olarak çalışan K. Lemi Bilgin yönetimindeki Devlet Tiyatroları'ndan da asla reklâm parası almadan, bu kurumla birlikte Hilmi Zafer Şahin yönetimindeki İstanbul Şehir Tiyatroları ve Veysel Sami Berikan yönetimindeki Kocaeli Şehir Tiyatroları’nın tiyatral etkinliklerini zâten sanatsal ve toplumsal bir görev bilinciyle ücretsiz olarak duyuruyorum. Oysa, Seval Deniz Karahaliloğlu'nun patronu ve yöneticisi kişiler (Gülhan Avşar Demirkanlı ile Mustafa Şükrü Demirkanlı), yayınladıkları Tiyatro... Tiyatro... Dergisi'ni hiçbir zaman için ayın tam birinde, yani Devlet Tiyatroları'ndan, İstanbul Şehir Tiyatroları'ndan ve Kocaeli Şehir Tiyatroları’ndan reklâm alırken çıkacağını ilân ettikleri günde değil, günler, hattâ bâzen haftalar sonra yayınlanabiliyor. Zaman zaman da, sayı atlalarak, yılda 12 sayı yayınlanması gerekirken, daha az sayıda yayınlanıp, tiyatro izleyicinin bilgi elde edememesine ve resmî tiyatro kurumlmarının tanınmamasına neden olabiliyor. Ben, esas itibariyle bunun eleştirini yapan yüzlerce yazı yayınlayıp, yüzlerce video çektim. Ancak, Seval Deniz Karahaliloğlu'nun patronu ve yöneticisi kişiler (Gülhan Avşar Demirkanlı ile Mustafa Şükrü Demirkanlı), Kültür Bakanı Ertuğrul Günay, Devlet Tiyatroları Genel Müdürü K. Lemi Bilgin, İstanbul Şehir Tiyatroları Genel Sanat Yönetmeni Hilmi Zafer Şahin ve Kocaeli Şehir Tiyatroları Genel Sanat Yönetmeni Veysel Sami Berikan ile aralarınının "iyi" olması nedeniyle olsa gerek, benim, halkımın, tüyü bitmemiş yetimin verdiği vergilerle elde edilen ciddi paraları, "reklâm adı altında" Seval Deniz Karahaliloğlu'nun patronu ve yönetici kişilere (Gülhan Avşar Demirkanlı ile Mustafa Şükrü Demirkanlı) vermeyi her nedense adalete, hakka, hukuka, içtihata, mevzuata, yasalara gayet uygun buluyorlar. Eğer ilgili kurum (sanırım Sayıştay), ciddi bir araştırma ve inceleme başlatabilir, Basın İlân Kurumu’nu sorgulayabilirse, Kültür Bakanı Ertuğrul Günay, Devlet Tiyatroları Genel Müdürü K. Lemi Bilgin, İstanbul Şehir Tiyatroları Genel Sanat Yönetmeni Hilmi Zafer Şahin ve Kocaeli Şehir Tiyatroları Genel Sanat Yönetmeni Veysel Sami Berikan'dan aldığı destekle, "BİRİNCİ ENTELEKTÜEL LİNÇ KAMPANYASI", "İKİNCİ ENTELEKTÜEL LİNÇ KAMPANYASI" süreçlerinin nerelere dek dayandığını ve resmî tiyatro kuruluşlarından hak etmedikleri hâlde reklâm parası alan yayıncıların neden beni ikide bir dava ettikleri derhal anlaşılabilecektir.
4 - Bu arada "tikel hukuk" bağlamında bakıldığında, davacı Seval Deniz Karahaliloğlu'nun "haklı" bulunması da "gayet doğal"dır. Ne var ki, 6352 Sayılı Yasa'nın geçici 1/1. Maddesi ve b fıkrası ("KOVUŞTURULMASININ ERTELENMESİ"), benim lehime olmasına karşın, sayın yargıç adalete, hakka, hukuka, içtihata, kanuna, mevzuata, yasaya aykırı davranarak, benim en doğal hukuksal hakkımı, yani 6352 Sayılı Yasa’nın tamamı ve özellikle geçici 1/1. Maddesi’ni görmezden gelip, bana karşı ikide bir "ENTELEKTÜEL LİNÇ KAMPANYASI" düzenleyenlerden yada böyle bir kampanyayı düzenleyenlere kılgısal ve kuramsal destek verenlerden yana işletmiştir. Yargıtay da, bu duruma uygun hareket ettiği için, şimdilik elimdeki son hukuksal eylem olan Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne başvurma sürecini başlatıyorum. Oysa ki, bu ülkede doğup bu ülkede askerlik yapmakla, bu ülkenin yaşadığı 12 Eylül Dönemi'nde haksız yere gözaltına alınıp tutuklanmakla birlikte asla bir ceza almamama karşın, üstüne üstlük, işkence gören bir insan olarak, herhangi bir "dış güçten hak istemek zoruma gitse de", hak arama, hukuk elde etme süreci Türkiye Cumhuriyeti yasaları bağlamında bittiği için, Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ni Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne (6 aylık süre içerisinde) şikâyet etmek zorunda kalacağım.
5 - Beni, bence gereksiz yere şikâyet edip, benim hakkımda bu konuyla ("ENTELEKTÜEL LİNÇ KAMPANYALARI" ile) ilgili olarak bana karşı dava açarak (ki ben de, şimdiye dek "ADLİYEYİ GEREKSİZ YERE MEŞGUL ETMEKTEN ÇEKİNDİĞİM İÇİN AÇMAMIŞ OLDUĞUM DAVALARI", nefsî müdafaa hakkımı kullanmak zorunda kaldığım için, davalar açmaya başladım ve Seval Deniz Karahaliloğlu nedeniyle hakkımda açılan "KAMU DAVASI" sonucunun gelmesiyle birlikte, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne şikâyet etmek üzereyim), benim "bütün zamanımı" alan bazı kişiler ve bu kişilerle ilgili dava dosyalarını, sadece bilgi edinmenizi ve "tikel hukuk" yerine, neden-sonuç ilişkisine dayanan "tümel hukuk" ile düşünmenizi arzu ediyorum:
KİŞİLER ve DOSYALAR:
Burhan Gün - İstanbul 9. Asliye Ceza Mahkemesi 2010/337
Gülhan Avşar Demirkanlı - İstanbul 1. Sulh Ceza Mahkemesi 2010/8930
Kemal Aydoğan - İstanbul 7. Sulh Ceza Mahkemesi 2011/217 ve İstanbul 35. Sulh Ceza Mahkemesi 2011/3218
Levent Çağlayan - Trabzon 3. Sulh Ceza Mahkemesi 2012/256
Mehmet Bozkır - Soma Sulh Ceza Mahkemesi 2011/578
Mustafa Şükrü Demirkanlı - İstanbul 35. Sulh Ceza Mahkemesi 2011/3131 – İstanbul 2. Sulh Ceza Mahkemesi 2012/663 – İstanbul 27. Sulh Ceza Mahkemesi 2012/943 – İstanbul 6. Asliye Hukuk Mahkemesi 2012/481
Nihat Haluk Bilginer - İstanbul - 7. Sulh Ceza Mahkemesi 2011/217 ve İstanbul 35. Sulh Ceza Mahkemesi 2011/3218
Nurhan Tekerek - İstanbul 9. Asliye Ceza Mahkemisi önce 2010/445 sonra 2010/337
Oyun Atölyesi - İstanbul 7. Sulh Ceza Mahkemesi 2011/217 ve İstanbul 35. Sulh Ceza Mahkemesi 2011/3218
Ömer Faruk Kurhan - İstanbul 3. Sulh Ceza Mahkemesi 2010/8 ve İstanbul 4. Asliye Hukuk Mahkemesi 2010/278
Seval Deniz Karahaliloğlu - Karşıyaka (İzmir) 3. Sulh Ceza Mahkemesi 2011/536 ve 2012/289
Uğur Demirci Tosun - İstanbul 28. Sulh Ceza Mahkemesi 2011/469
6 - Eğer bu dava, sadece ve yalnızca Seval Deniz Karahaliloğlu ile sınırlı tutulup, "HAKARET ETMEK, İFTİRA ATMAK VE SUÇ İŞLEMEK İÇİN KURULAN 1100 KİŞİLİK BİR ÖRGÜT" ile ilişkilendirilmezse, "tikel" davranılıp, "tümel" hareket edilmemiş olacağı için; adalet, hak, hukuk, içtihat, kanun, mevzuat, yasa, sadece soyut bir biçimde ele alınmış ve somut toplumsal duyarlılıkla kesinlikle ölçülmemiş olur.
7 - Elimde "ENTELEKTÜEL LİNÇ KAMPANYALARI" ile ilgili olarak yüzlerce belge, bilgi, bulgu, delil, kanıt, olgu vb. var. Mahkemeniz gereksinme duyduğunda gönderebileceğim gibi, İnternet ortamında yayın yaptığım www.tiyatroyun.blogspot.com sitesinden de ciddi ve inandırıcı, hukuk terazisiyle nesnel olarak tartılabilecek nitelikte somut belgeler elde edilebilir. Bunun yanı sıra, ben, hukuksal gereksinim duyduğumda, eğer mevzuat elverişliyse, yeni belge, bilgi, bulgu, delil, kanıt, olgu vb. gönderebileceğim.
Gereğinin yapılmasını arz ve talep ederim. 02/01/2013
HÜSEYİN HİLMİ BULUNMAZ
***
Ayrıca bakınız:
Sosyalist OYUN Dergisi Genel Yayın Yönetmeni ve Bulunmaz Tiyatro - İstanbul Genel Sanat Yönetmeni Sosyalist Sanatçı Hilmi Bulunmaz'la LİNÇ KAMPANYASI ana sponsorlarından Tiyatro... Tiyatro... Dergisi yazarı Seval Deniz Karahaliloğlu arasındaki