4 Ocak 2013 Cuma

Tiyatro dergilerini reklâmla besleyen Günay gözden çıkarıldı gibi!

Kültür Bakanı, bakan olduğu partiden gözden çıkarıldığını düşündüğü için ecdada yönelik gerginlik çıkaracak açıklamalar yapıyor.

***

Seni çocuklara nasıl anlatalım Ertuğrul Günay!

Arzu Erdoğral
4 Ocak 2013

Kültür Bakanı Ertuğrul Günay'ın henüz AK Parti'ye aday olacağı haberleri gündeme yansımıştı ki hemen kendisini aramış, çalıştığım televizyon kuruluşu için canlı yayına bağlanması talebinde bulunmuştum. Bu talebi kabul etmekle birlikte, henüz adaylığının kesinleşmemiş olması gerekçesiyle kendisine CHP eski Genel Sekreteri olarak hitap etmemize çok kızmış ve şahsına bu şekilde hitap edilmemesini istemişti.

Günay'ın, ecdadımız diye çocuklara padişahları anlattığımızda mahcup olacağımızı söyleyerek "Kanuni iktidar hırsıyla oğlunu boğdurttu" sözlerini sarf etmesiyle aklıma kendisiyle yaşadığımız bu diyalog geldi. Acaba dedim Ertuğrul Günay'ın geçmişle ilgili bir sorunu mu var? Ve bu kendi içerisinde travmatik bir duruma mı neden oluyor?

Sonra aklıma Genelkurmay belgelerine göre Dersim katliamının kararının 1926 yılında İsmet İnönü'nün Başbakanlığındaki CHP iktidarı zamanında yapıldığı ve İnönü'nün katliamları bizzat yerinde izlediği geldi.

Ve Günay'ın Dersim katliamının mimarlarından olan İnönü için "Gerçek bir devlet adamı" diyerek onu saygı, minnet ve rahmetle andığını hatırladım. Hal böyle olunca dedim ki Sayın Bakan'ın derdi başka!

Yoksa bir Kültür Bakanı'nın çocuklarımıza padişahları anlatmayalım diyeceğine, tarihe bir bütün halinde bakılması; geçmişe damgasını vurmuş ecdadın doğrularını örnek alıp yanlışlarından da ibret çıkarılması gerektiğini söylemesi gerekirdi.

Bu demek değildir ki geçmişte yapılan yanlışların üstünü örtelim.

Kanuni Sultan Süleyman'ın devletin bekası için, isyan hazırlığı içinde olduğu söylenen oğlu Mustafa'nın (gözyaşları içerisinde verdiği) idam kararını elbette ki eleştirebilir ve bunu asla doğru bulmadığımızı söyleyebiliriz. Neticede Kanuni'de günahları ve sevaplarıyla bir insandı.

Ama bu asla Günay'ın ecdadımızı tümüyle yok sayma şekliyle düşünülemez.

Hele ki Keşan Müftüsü'nün 'Noel Baba adam olsa evlere bacadan girmezdi' sözleri için kıyamet koparan, müftüye hakaretler savuran ve bir aziz olarak gördüğü Noel Baba'nın kemiklerine bile sahip çıkmanın derdinde olan bir siyasetçi ecdada dil uzatıyorsa!

Peki, biz böyle bir Kültür Bakanı'nı çocuklara nasıl anlatacağız?

Ecdadımızdan ne hikmetse utanmamızı ve mahcup olmamızı istiyordu. Kimi zaman tarihimize oryantalist bir bakış açısıyla bakmamamız gerektiğini söylüyor, sonra bakan olduğu partiden gözden çıkarıldığını düşündüğü için midir bilinmez ecdada yönelik gerginlik çıkaracak açıklamalar yapıyordu.

Günay'ı çocuklara anlatmanın gereği nedir tartışılır ancak Sayın Bakan yarın çıkıp her zaman olduğu gibi "yanlış anlaşıldım" demezse, biline ki Erdoğan'ın Muhteşem Yüzyıl çıkışının ardından, "Hadi şimdi benim sözlerim üzerine de ecdadınla gurur duy Sayın Başbakan" diyen bir Ertuğrul Günay ile karşı karşıyayız…

Ne var ki iddia edildiği gibi siyasi hırslarına yenik düşüp bize tarih dersi vermeye çalışan Bakan bilmeli ki doğrusuyla yanlışı ile biz çocuklarımıza Osmanlıyı da anlatırız, padişahları da, Yunus'u da anlatırız Hacı Bektaş'ı da…

Hatta onu da!

Tek bir cümlede çok şey öğrenirler hem de…

Ecdadını yerden yere vuran bir Bakan vardı…!

(Kaynak: HABER VAKTİM)