24 Aralık 2012 Pazartesi

LİNÇ KAMPANYASI imzacılarından Genco Erkal'la Orhan Aydın'ın katıldığı sözüm ona "Sanat Gecesi"nde Levent Kırca'nın kadınları aşağılamasına çanak tutulup, yardım ve yataklık etmek doğalmış!

Sanat değil utanç gecesi!

SANATÇILAR GİRİŞİMİ'NİN GECESİNE ŞOVENİZM VE CİNSİYETÇİLİK DAMGA VURDU

Ayşen Güven / Onur Öztürk

Sanatçılar Girişimi’nin “diktaya, korkuya, adaletsizliğe, sanat ve sanatçı düşmanlığına karşı büyük buluşma” diyerek örgütlediği etkinlik tam bir ulusalcılık şovuna dönüştü. İşçi Partili Levent Kırca konuşmasında kadınları aşağılarken “KCK” tutuklularını anmak isteyen, Ahmet Kaya şarkısı söyleyen Melike Demirağ ise, yuhlamalar arasında sahneden indi. CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun da katıldığı gece Silivri’ye çakılan selamlarla tam bir İşçi Partisi gecesine dönüşüverdi.

Kendisine bugüne kadar anti emperyalist, laik, iktidar karşıtı bir rol biçen Sanatçılar Girişimi dün “büyük buluşma” diyerek örgütlediği gecede bol bol utanca imza attı. “Diktaya, korkuya, adaletsizliğe, sanat ve sanatçı düşmanlığına karşı büyük buluşma" başlığıyla Bostancı Gösteri Merkezi'nde düzenlenen etkinliğe katılacağı ilan edilen isimler de düşünüldüğünde bu günlerde iyi bir mesaj da sunabilirdi. Bugüne kadar memlekete dair “kaygılarını” dile getiren sanatçıların gecesi ulusalcı siyasetlerin gövde gösterisine ve kayıkçı kavgasına dönüşünce “kaygı” yarattı.

Tarık Akan, Müjdat Gezen, Edip Akbayram, Ataol Behramoğlu, Rutkay Aziz, Levent Kırca, Orhan Aydın, Bedri Baykam gibi isimlerin sözcülüğünü yürüttüğü Sanatçılar Girişimi’nin hükümetin politikalarına karşı bir tavır koyması beklenen gecede sanatçılar yuhlandı, sahneden ağza alınmayacak laflar edildi, bütün hukuksuzluklar Silivri’ye bağlandı, “anti emperyalist, yurtsever askerler" selamlandı... Sanatın iyileştirecek, yaklaştıracak, barıştıracak dili sesini kaba, kendinden olmayana öfkeli sloganların arasında kaybetti.

MELİKE DEMİRAĞ YUHALANDI

Zaten Melike Demirağ, Erkan Oğur ve İsmail Hakkı Demircioğlu, Cahit Berkay, Nejat Yavaşoğlulları gibi isimler evrensel mesajlar vererek sahne aldılar ve ayrıldılar geceden.

Sanatçı Melike Demirağ buluşmanın talihsizlerindendi. Memlekette bazı şeylerin birbirine karıştığını eskiden ayrımların daha net olduğunu söyleyen Demirağ başlıyor konuşmaya ama belli ki salonda “bize mi bir şey dedi şimdi” acaba kuşkusu (huzursuzluğu) var. Daha sonra darbeleri sayarken 27 Mayıs, 12 Mart, 12 Eylül ve 28 Şubat’ı da sayınca homurdanmalar artıyor “aynı şey mi?” diyerek. Şarkı söylerken slogan atılmasını ve kimsenin yuhalanmasını istemediğini söylüyor, Silivri duruşmalarına gittiğini ama bir tarafı tutmak için gitmediğini ve KCK duruşmalarına katılamadığını söylediğinde ilk yuh sesi de duyuluyor.

Şarkılarını bugüne dek gelmiş tüm hükümetlere karşı söyleyeceğini, ırk, dil, din, mezhep ve cinsiyet ayrımı olmaksızın demokrasiye ihtiyaç olduğunu söyleyince yüreğimize bir nebze de olsun su serpiliyor. Ancak salondaki homurdanma ve rahatsızlık giderek artıyor, salondakileri provokasyona gelmemeleri için uyarıyor Demirağ, fakat bu da işe yaramıyor. Arkadaş şarkısından sonra, sıradaki şarkıyı Ahmet Kaya için söyleyeceğini de ifade edince yuhalamalar artıyor. Ve nihayet Yakamoz şarkısını yarıda kesip, mikrofonu bırakarak kulise gidiyor.

Salonda histerik bir halde Demirağ’a tepki gösterenler kadar, tüm bu olan bitene tanık olup da Demirağ’a sahip çıkmayan “sanatçılar”, çıkıp tek söz söyle(ye)meyen, siz ne yaptığınızı zannediyorsunuz diyemeyenler de suçlu. Eee sanatçı duyarlılıklarının da kırmızı çizgileri var elbet.

LEVENT KIRCA'DAN KADINLARA AŞAĞILAMA

Memleketin en önemli 3 meselesini sayıyor Ataol Behramoğlu. Kürt sorunu hak getire! Hukuksuz yargılamalardan, uzun tutukluluk sürelerinden yakınılıyor. KCK yasaklı harfler oluveriyor. Kadın cinayetleri sinevizyondan sözde teşhir ediliyor Levent Kırca acelesi olduğu gerekçesi ile sırasını alan Kemal Kılıçdaroğlu için "benim de acelem var bi karı buldum onu düzücem" deyiveriyor, biz dehşet içinde kalmış birbirmize bakarken salondan öncekilerden hiç de aşağı kalmayacak bir alkış alıyor. Ya buna ne demeli Kırca sahneden, elde mikrofon, alenen, bağır çağır aşağılık bir lakırdı ediyor, kimsenin tek kelime sarf ettği yok. "Sanatçılar gecesinde Levent Kırca öyle bir konuştu ki…" başlığıyla Ulusal Kanal video haber veriyor burada da Kırca'nın söylediklerinin bu kısmı kesilmiş, ne o acaba söylenenler sizi de mi rahatsız etti? Yoksa, gelecek tepkilerden mi korktunuz? Bilmiyoruz ama Kırca'nın özür dilmesi için Sanatçılar Girişimi bir şey yapmayı düşünüyor mu? Soruyoruz. CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu'nun da suya sabuna dokunmayan, Melike Demirağ'a tıpkı Sanatçılar Girişimi bileşenleri gibi sahip çıkmaması, sadece sanatçıların hükümet karşıtlığını okşaması da manidardı. Etkinlikte en çok Aydınlık Gazetesi’nin alkış alması, Ulusal Kanal'ın övülmesi de dikkat çekiciydi. Girişimin sözcülerinin konuşmalarında birbirlerine çelme taktığının kendi ağızlarıyla ifşa edilmesi de çarpıcıydı.

Bütün gece kulaklarımızda çınlayan "Mustafa Kemal’in askerleriyiz" nidalarının arasında bir siyasi parti lideri gibi karşılanan İstanbul Barosu Başkanı Ümit Kocasakal'ın yer alması bile ürkütücüydü. Zira bu isim, Fethiye Davası'nda kadın örgütlerini karşısına alarak tecavüzcüye ve avukatına sahip çıkan bir isimdi.

Geceye katılan ya da  destek mesajı gönderen, imza atanların listesi bir hayli uzun, ancak sanatçılıklarından ve ülkedeki meseleler karşısındaki duruşlarından kuşku duymayacağımız isimlerin tüm bu olan bitene sessiz kalmaları kabul edilebilir değil. Tüm bunlardan haberdar olmamaları çok iyimser bir bakış olacak ancak biz öyle olsun istiyoruz, ancak bile isteye ses çıkarmıyorlar ise daha büyük bir problem var ortada. Geceye katılan ya da destek veren kesimlerin bir kısmı için zaten beklenebilecek bir tablo, (tabii Levent Kırca kısmınını onların dahi yeniden düşünmelerine ihtiyaç var.) Ancak imzası olanların ya da sahne alanların bir kısmı için olanlara maruz kalmak zül olsa gerek. Bu yazı samimiyetle bir şeyler yapmak isteyen sanatçılarımız için aynı zamanda bir ihbar olsun, neye sessiz kaldıklarını görmeleri için.

***

GECEYE KATILANLAR

Geceye katılan isimlerde şunlar; Tarık Akan, Edip Akbayram, Ataol Behramoğlu, Genco Erkal, Gulriz Sururi, Cahit Berkay, Nejat Yavaşoğulları, Edip Akbayram, Yavuz Top, Aytaç Arman, Timur Selçuk, Erkin Koray, Levent Üzümcü, İsmail Hakkı Demircioğlu, Erkan Oğur, Melike Demirağ, Grup Gündoğarken, Mehmet Aksoy, Bilgesu Erenus, Menderes Samancılar, Ümit Zileli, Cihat Tamer, Sadık Gürbüz, Orhan Aydın, Kubat, Işıl Özgentürk, Mehtap Meral, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, İşçi Partisi Genel Başkan Yardımcısı Ferit İlsever ve TKP Genel Başkanı Erkan Baş, İstanbul Barosu Başkanı Ümit Kocasakal. (İstanbul/EVRENSEL)

(Kaynak: Evrensel)

***

Ayrıca bakınız:


Sosyalist Sanatçı Hilmi Bulunmaz, aşağıdaki yazıyı okur okumaz şöyle söyledi: "Benim, halkımın, tüyü bitmemiş yetimin toplumsal haklarımızı savunacağına, kendine ait sanat teknesinin batışını seyretmenin hüznüyle anlamsız sözler sarf eden pembe sermaye temsilcisi Levent Kırca, iyice zıvanadan çıkmaya devam ediyor!"


Emekçilere değil, burjuvaziye yaslanan sanatçının çok hazin sonu!