örümcek ağına tutsak zaman
kımıldamıyor ân
ağır bir rüzgâr göç eder cehennemin dibine
hades hadis okur hâlâ kendi kendine
gök gürültüsünü bastıran hıçkırıklarla ağlar zeus
dalgasız bir denizdeki yakamoz gibi susar poseidon
oysa avazı çıktığı kadar havlıyordur kerberos
ve sirenler dalgaları avlarlar boğmak için kavgayı
dingin bir sessizlik ister tanrılar
eylem diye yırtınır insanlık
gözyaşlarının köpük köpük köpürdüğü bir köprüdeyizdir artık
durmak mümkün değil
susmak haram insana
eylem diye bağırır karanlık içindeki insanlık
ölümcüllüğün kralı hades yönetmesin bizleri
bitsin artık ölüler kentinin zifiri karanlığı
biz başlatmadık bu siyah dişli sefaleti
ama
biz bitireceğiz hades'in iğrenç egemenliğini
kızgın alevlerin içerisinde olduğumuzu bildiğimiz gibi
biz çekip çıkaracağız hades'in kapısındaki kerberos'un leşini
işte böyledir hayat
kendine değil de
hades'e teslim olursa insan
yaşanmaz olur zaman
donar ân
rüzgâr göç eder cehennemin dibine
hades hadis okur hâlâ kendi kendine
kuduz köpek avcıları kerberos'un emrindedir âdeta
küçük bir adım bile atılmaz tarihin yeni sayfalarına
gözyaşlarını içine döker insan
önce susar
sonra susar
ezelden ebediyete dek susar
kar bile yağmak istemez donup kalan insanın içine
biter eylem
biter hayat
ve bir daha ilkbahar gelmez asla
çiçekleri göç eden büyük bir ağaçtır hayat
donmuş bir ırmağın kıyısında intihar eder insan
ölüler kentinde dişlerini fırçalar kerberos
hades marka diş macunuyla
kış gelmez kesinlikle
sonbahar yaz gelmez
donan ân biten zamana takılı kalır
eylem silinir en yiğit sözlüklerden
çiçekler hızla göç eder ağaçların dalından
ırmak şimşek hızıyla devam eder donmaya
kerberos dişlerini fırçalar hızlı hızlı
bir elinde hades marka diş macunu
bir elinde insan kemiklerinden yapılmış siyah renkli kürdan
hilmi bulunmaz
yirmi sekiz kasım iki bin on iki