23 Ekim 2012 Salı

LİNÇÇİ Güllü Fırat, en son yazısına "Strehler geyiği"yle başlamış!

"Bir dizi rastlantı geçen yüzyılın felsefi düşünce ve sanat yasaları diktatörü Goethe'nin Shakespeare'i övmesini sağladı; diktatörün bu övgülerini havada kapan sanat eleştirmenleri de çalakalem uzun ve dumanlı yazılar, quasi bilimsel makaleler döktürmeye giriştiler ve Avrupa'da insanların büyük çoğunluğu Shakespeare'le yatıp Shakespeare'le kalkmaya başladı. Halkın bu büyük ilgisine karşılık vermek isteyen eleştirmenler, birbirleriyle rekabet de ederek 
Shakespeare hakkında yeni yeni yazılar yazdılar; böylece okurların ve tiyatro izleyicilerinin hayranlıkları büsbütün pekişti ve Shakespeare'in ünü bir çığ gibi büyüyerek günümüzde resmen çılgınlık düzeyine ulaştı; bir tür hipnoz uygulandı zihinler üzerinde, bilinçler telkinle şekillendirildi; bir çılgınlık halini alan bu büyük ünün temelini de bu hipnoz oluşturdu."

(Bkz: Tolstoy, Sanat Nedir?, çev. Mazlum Beyhan, İş Bankası Yayınları, s. 370)

***


Ünlü İtalyan yönetmen Giorgio Strehler'in, Kasım 1972'de Hamburg'da Goethe Ödülü’nü alırken yaptığı konuşmanın başlığı "Goldoni ve Brecht"tir. Ünlü yönetmen bu konuşmada kişisel tiyatro kariyerinde bu iki önemli oyun yazarı ve tiyatro adamının neden önemli bir rol oynadıklarını açıklarken şöyle der: "İkisinin de, yaşadıkları çağın toplumuyla olan ilişkileri ve tiyatroların dönemin toplum sorunları alanındaki anlamları, bana, Avrupa tarihinin, burjuva hegemonyasının kurulması ile gelişen o bölümünün başlangıç ve hedef noktası, başı ve sonu, a'sı ve z'si olarak görünüyor. Bu bakımdan, birbirlerinden ne denli uzak olsalar da, ikisi de birbirinin yakınıdır."


Yazıyı okumak için tıklayınız: "Goldoni ve Baronyan (1)"

***

Ayrıca bakınız:


LİNÇÇİ Sezgin Bülent, son yazısına "Sennett geyiği"yle başlamış!



"Zanaatkâr"dan sonra "Beraber"i yayımlayan Richard Sennett, bizim ülkemizde, sadece tiyatro camiasında, tam tamına 1100 KİŞİLİK LİNÇÇİ KARA KALABALIK olduğunu hiç hesaba katmadan, şunu söyleyebilme gafletinde bulunmuş: "Eğer karmaşık ilişkiler ağı haline gelmiş toplumlarımızın refahını istiyorsak, işbirliği yapma, ortak çalışma becerisi kazanmamız ve geliştirmemiz gerekir." Ve yine bizi şöyle temin ediyor: "Bunu yapabiliriz çünkü işbirliği kapasitesi insanın doğasında vardır."