17 Nisan 2012 Salı

www.habervaktim.com, "o kadın" sözünü ısrarla ve inatla yineliyor!

Çin'den Behzat Ç'ye "O kadın"


Fatih Akkaya 
Habervaktim
habervaktimeditor@gmail.com
16 Nisan 2012

Muhteşem Yüzyıl adlı dizinin senaristi Meral Okay'ın ölümüyle ilgili başlığımızın üzerinden başlatılan tartışmanın Çin'e kadar uzandığını öğrendim.

Başbakan Erdoğan ile birlikte gittikleri Çin'de gazeteciler, Habervaktim'in bu başlığını konuşmuşlar.

“Ne var bunda kardeşim” diyen de olmuş, “ölünün arkasından kötü konuşmamalı” diyen de…

Behzat Ç adlı dizisinin senaryosuna bile girmiş, Habervaktim'in o başlığı.

İnternet sitelerinden öğrendim.

Pazar günkü bölümünde, Meral Okay anılırken, bizim “o kadın” başlığımıza göndermede bulunularak, güya Habervaktim'e tepki gösterilmiş.

Göstermeseniz şaşardık zaten.

Nerden nereye, görüyorsunuz değil mi?

Nasıl da bir anda bir araya geldiler.

“Hepimiz Ermeniyiz”ciler gibi nasıl da organize olup, Habervaktim'e saldırıya geçtiler.

Bakıyorsunuz ortak özellikleri, bir avuç azgın azınlığın temsilcileri olmaları.

Evet değerli Habervaktim okuyucuları;

Olay, ajansın geçtiği Meral Okay'ın ölüm haberini “O kadın öldü” başlığı ile aktarmamızdan ibaretken, bu noktaya kadar “onlar” tarafından sürüklendi.

Malum, ilkin CNN Türk'te Ayşenur Arslan, gündeme getirdi Habervaktim'in bu başlığını.

Ve topu canlı yayın konuğu BDP'li Sırrı Süreyya Önder'e attı.

Van depremi henüz yaşanmışken, mağdur vatandaşların yaralarını sarmak için seferber olacağına, teröriste taziyeye koştuğunu ortaya çıkardığımız Sırrı Süreyya Önder, kuyruk acısıyla olsa gerek, Habervaktim'e saydırdı.

Sonra…

Bazı internet siteleri, BDP'li Önder'in bu tepkisiyle harekete geçerek, “O kadın öldü”yü fırsata dönüştürmek istediler.

Ardından bazı ateist ve liberal yazarlar, korkulu rüyaları olan Habervaktim'e saldırmak için bunu bir fırsat bildiler.

Hepsinin kuyruk acısı vardı…

“Fırsat bu fırsat” deyip, saldırıya geçtiler.

Bu kuyruk acısıyla, köşelerinden salyalarını akıtarak, ortalığa zehir saçtılar.

Bunu yaparken, gerçekte hiç umurlarında olmayan dini argümanları istismar etmeyi de unutmadılar.

Oysa başlığımız bir kötü konuşma değil, “neyse o”nun en cesur tezahürüydü.

İnanmayan, “beni yakın, küllerimi suya serpin” diye vasiyeti bulunan birinin ardından dini terimlerle methiyeler düzemezdik.

"O kadın öldü" başlığını atmak, "ölüye saygısızlık" ise; o Muhteşem Komutan'ı, alakasız bir şekilde anlatmak; kadın düşkünü göstermek neydi?

"O kadın öldü" başlığı "ahlaksızlık" ise, Meral hanımın, şanlı tarihimizde çok önemli bir yeri olan ve hep hayırla yadettiğimiz merhuma yaptığı neydi?

“O kadın” ifadesine bu denli sinirlenmelerinin bir nedeni de, mucidi oldukları ve her fırsatta kullandıkları “o kafa”, “o imam”, “o türbanlı” gibi başlıkları akıllarına getirmesiydi.

“O kadın”ın da, o başlıklardaki ruh hali benzeri bir düşünceyle atılmış olabileceği hissine kapıldılar.

Terör örgütü PKK'nın “o kadın” açıklaması, bu arsızlığı, cazgırlığı taçlandırdı.

PKK'nın kadın kolu KJB, Meral Okay için yayınladığı başsağlığı mesajında ne diyordu?

Okay'dan "yoldaşımız" diye söz ediyorlardı kadın teröristler.

"Devrimci sanat yaratımında büyük emeğinin olduğunu" söylüyorlardı.

Bu cazgırlara aynı çevrelerden yenileri de katılacaktır.

Katılsın…

Her biri aslında bizi teyit etmiş olacaktır.

Başlığımızın sonuna kadar arkasında durduk, duracağız da.

Alnımız ak, başımız dik.

Kimi Müslümanların ardından “geberdi”, “yatacak yeri yok”, “cezasını buldu” gibi başlıklar atmış, yorumlar yapmış güruha pabuç bırakacak değildik.

Anladıkları dilden cevabını verdik.

(Kaynak: HABER VAKTİM)