Ben, başta orospu çocuğu Burak Caney olmak üzere, bana karşı LİNÇ KAMPANYASI düzenleyen hiçbir kişiyi asla ve kesinlikle bağışlamam.
Ancak...
Bana karşı düzenlenmiş bulunan tüm LİNÇ KAMPANYASI eylemlerine karşın, yine de, doğru sözü düşmanım bile söylese, bu sözlerin doğruluğunu, okurlarıma sunmak zorundayım.
Ertuğrul Timur, tüm LİNÇÇİ alçaklıklarına karşın, aşağıdaki yazısında önemli tespitlerde bulunuyor ve ben, Ertuğrul Timur'u günahım kadar sevmesem bile, onun bu önemli tespitlerini okurlarıma sunuyorum.
Sosyalist Sanatçı Hilmi Bulunmaz
***
BU HİKAYE YENİ DEĞİLDİR EN AZ 15 YILLIK MAZİSİ VARDIR
Ertuğrul Timur
16 Nisan 2012
Recep Tayyip Erdoğan İstanbul Belediye Başkanı oldu ve Şehir Tiyatrolarını kastederek “Sanat entelijasyonunu ezeceklerinia açıkladı SES ÇIKARMADILAR
AKP İktidar oldu. Şehir Tiyatrolarının kadrolarına Yeşil Sermayenin temsilcisi Al Baraka Türk den ve zaman Gazetelerinden kişiler danışman olarak atandı Ben Gericiler şehir tiyatrolarında kadrolaşmaya başladı yazdığımda Şehir Tiyatrolu Ali Taygun Tiyatro Tiyatro dergisinde 4 tam sayfa yazı yazarak beni Şehir Tiyatrolarına Bühtan etmekle (İftira atmakla) suçladı uzun uzadıya
AKP Şehir Tiyatrolarını katma bütçeden çıkardı ben bunun üzerine muhalefet yaparken şehir tiyatrolular pek de umursamadı
AKP simgeleşmiş bir salon olan ve Şehir Tiyatrolarının Genel merkezi konumundaki Harbiye Muhisn Ertuğrul Sahnesini yıkma ve bölgeyi para piyasasının kongre merkezi yapma kararı aldığında muhalefet ederken şehir tiyatrosunun sanatçı derneği ve onun başındaki kişiler belediyeyle el sıkışıp işbirliği yaptılar. Belediye başkanı büyük bir manevra ile en muhalif görünen isimleri, seçilmiş üyeleri atanmış yapıp şehir tiyatrolarının başına getirdi ve yıkımı adeta onlara yaptırdı
Harbiye yeniden bittiğinde sanatçılar belediye başkanıyla övgüler dizerek açılış yaptı ama kısa sürede bu damı akan salonu olmayan mekanın hiç de mükemmel olmadığı, çok amaçlı salon olduğu dahası göstermelik bir iki oyun dışında tiyatroya da tiyatroculara da kapalı olduğu hatta kongre zamanı genel sanat yönetmeni dahil hiç bir tiyatrocunun o sokağa girmesinin dahi yasaklanabildiği görüldü gene ses çıkarmadılar
Muhalifleri atayarak yıkımı onlara yaptıran belediye her şey bitince o arkadaşları kağıt gibi buruşturup çöpe atıverirken de yine ses çıkarmadılar
Şehir Tiyatroları konservatuarlılara vasıfsız işçi muamelesi yaparak ve adeta bir mal gibi adet hesabı vasıfsız eleman olarak sözleşmeli taşeron çalıştırırken de ben çok şey yazdım ama yine beni suçladılar.
Tek çözüm özerklik derken bazıları kafa karıştıravak söylemlerle gündem kapattılar.
Şehir Tiyatrolarında bütün bunlar yaşanırken müteakip defalar Taksim ve Harbiye de eylemler yaparken beş yada altı kişi dışında eylemde şehir tiyatrolu göremedik. Kendi salonlarının önünde bizler, hatta seyirciler hatta henüz öğrenci olan tiyatrocular eylem yaparken şehir tiyatrolular “Aman şahit yazarlar” korkusundaki komşu gibi perdelerinin arkasından içerden oturup bizi seyrettiler
Şimdi sondan bir önceki hamle yapıldı. Tamamen kapatılmasından bir önceki. Sanatçıların sanat kurumunda söz sahibi olamayacak.
Ve şimdi taraftar arıyorlar. Ellerinden gelen tüm kozları kullanıyorlar basındaki üç beş arkadaş çevresini kullanıp haber de olabiliyorlar. Ama tıpkı faşist katliamda sıra kendisine gelmiş papazın düştüğü durumdalar.
BENZER MUHAFAZAKAR BELEDİYE TASARRUFLARI İZMİT’TE, DENİZLİ’DE VE EN SON AFYON’DA YAŞANIRKEN DE BUNU KIRK DEREDEN SU KARIŞTIRIP TEORİZE EDEREK ABUK SABUK AÇIKLAMAYA ÇALIŞTILAR VE KİŞİSEL KÖR DÖVÜŞÜ GİBİ GÖSTERMEK İSTEDİLER. VE HATTA TARİH YAZDI Kİ GERİCİLERDEN FAŞİSTLERDEN TARAFTAR EDİNİP OMUZ VERDİLER YIKIMLARA KAPATMALARA EL KOYMALARA…
Bugün muhalefetin başına yine aynı kişiler geçmiş görünüyor. Hani şu gericiler şehir tiyatrosuna yerleştirilirken beni iftira atmakla suçlayanlar. Hani şu Muhsin Ertuğrul yıkılırken kıytırık ve her an geri alınabilecek makama salonlarını satanlar.
Yani kanserli hücreler yani asıl hemen sökülüp atılması gerekenler. Onların içerisinde olduğu bir muhalif duruşa ne kadar güvenilir? Yoksa bu muhalif başkaldırının amacı da yine sahne arkasında kendilerine paye verilmesi için bir gizli pazarlığın malzemesi mi? Yine bakın bize söz hakkı vermezseniz piyonlarımızla sizi sıkıştırırız taktiği mi? Onların önünde hatta içinde olduğu bir muhalif tavır mı? Hadi canım daha neler.
Hadi gelin tavla oynayalım. Daha eğlenceli ve zarlar bile daha dürüst
(Kaynak: Mimesis)
Ancak...
Bana karşı düzenlenmiş bulunan tüm LİNÇ KAMPANYASI eylemlerine karşın, yine de, doğru sözü düşmanım bile söylese, bu sözlerin doğruluğunu, okurlarıma sunmak zorundayım.
Ertuğrul Timur, tüm LİNÇÇİ alçaklıklarına karşın, aşağıdaki yazısında önemli tespitlerde bulunuyor ve ben, Ertuğrul Timur'u günahım kadar sevmesem bile, onun bu önemli tespitlerini okurlarıma sunuyorum.
Sosyalist Sanatçı Hilmi Bulunmaz
***
BU HİKAYE YENİ DEĞİLDİR EN AZ 15 YILLIK MAZİSİ VARDIR
Ertuğrul Timur
16 Nisan 2012
Recep Tayyip Erdoğan İstanbul Belediye Başkanı oldu ve Şehir Tiyatrolarını kastederek “Sanat entelijasyonunu ezeceklerinia açıkladı SES ÇIKARMADILAR
AKP İktidar oldu. Şehir Tiyatrolarının kadrolarına Yeşil Sermayenin temsilcisi Al Baraka Türk den ve zaman Gazetelerinden kişiler danışman olarak atandı Ben Gericiler şehir tiyatrolarında kadrolaşmaya başladı yazdığımda Şehir Tiyatrolu Ali Taygun Tiyatro Tiyatro dergisinde 4 tam sayfa yazı yazarak beni Şehir Tiyatrolarına Bühtan etmekle (İftira atmakla) suçladı uzun uzadıya
AKP Şehir Tiyatrolarını katma bütçeden çıkardı ben bunun üzerine muhalefet yaparken şehir tiyatrolular pek de umursamadı
AKP simgeleşmiş bir salon olan ve Şehir Tiyatrolarının Genel merkezi konumundaki Harbiye Muhisn Ertuğrul Sahnesini yıkma ve bölgeyi para piyasasının kongre merkezi yapma kararı aldığında muhalefet ederken şehir tiyatrosunun sanatçı derneği ve onun başındaki kişiler belediyeyle el sıkışıp işbirliği yaptılar. Belediye başkanı büyük bir manevra ile en muhalif görünen isimleri, seçilmiş üyeleri atanmış yapıp şehir tiyatrolarının başına getirdi ve yıkımı adeta onlara yaptırdı
Harbiye yeniden bittiğinde sanatçılar belediye başkanıyla övgüler dizerek açılış yaptı ama kısa sürede bu damı akan salonu olmayan mekanın hiç de mükemmel olmadığı, çok amaçlı salon olduğu dahası göstermelik bir iki oyun dışında tiyatroya da tiyatroculara da kapalı olduğu hatta kongre zamanı genel sanat yönetmeni dahil hiç bir tiyatrocunun o sokağa girmesinin dahi yasaklanabildiği görüldü gene ses çıkarmadılar
Muhalifleri atayarak yıkımı onlara yaptıran belediye her şey bitince o arkadaşları kağıt gibi buruşturup çöpe atıverirken de yine ses çıkarmadılar
Şehir Tiyatroları konservatuarlılara vasıfsız işçi muamelesi yaparak ve adeta bir mal gibi adet hesabı vasıfsız eleman olarak sözleşmeli taşeron çalıştırırken de ben çok şey yazdım ama yine beni suçladılar.
Tek çözüm özerklik derken bazıları kafa karıştıravak söylemlerle gündem kapattılar.
Şehir Tiyatrolarında bütün bunlar yaşanırken müteakip defalar Taksim ve Harbiye de eylemler yaparken beş yada altı kişi dışında eylemde şehir tiyatrolu göremedik. Kendi salonlarının önünde bizler, hatta seyirciler hatta henüz öğrenci olan tiyatrocular eylem yaparken şehir tiyatrolular “Aman şahit yazarlar” korkusundaki komşu gibi perdelerinin arkasından içerden oturup bizi seyrettiler
Şimdi sondan bir önceki hamle yapıldı. Tamamen kapatılmasından bir önceki. Sanatçıların sanat kurumunda söz sahibi olamayacak.
Ve şimdi taraftar arıyorlar. Ellerinden gelen tüm kozları kullanıyorlar basındaki üç beş arkadaş çevresini kullanıp haber de olabiliyorlar. Ama tıpkı faşist katliamda sıra kendisine gelmiş papazın düştüğü durumdalar.
BENZER MUHAFAZAKAR BELEDİYE TASARRUFLARI İZMİT’TE, DENİZLİ’DE VE EN SON AFYON’DA YAŞANIRKEN DE BUNU KIRK DEREDEN SU KARIŞTIRIP TEORİZE EDEREK ABUK SABUK AÇIKLAMAYA ÇALIŞTILAR VE KİŞİSEL KÖR DÖVÜŞÜ GİBİ GÖSTERMEK İSTEDİLER. VE HATTA TARİH YAZDI Kİ GERİCİLERDEN FAŞİSTLERDEN TARAFTAR EDİNİP OMUZ VERDİLER YIKIMLARA KAPATMALARA EL KOYMALARA…
Bugün muhalefetin başına yine aynı kişiler geçmiş görünüyor. Hani şu gericiler şehir tiyatrosuna yerleştirilirken beni iftira atmakla suçlayanlar. Hani şu Muhsin Ertuğrul yıkılırken kıytırık ve her an geri alınabilecek makama salonlarını satanlar.
Yani kanserli hücreler yani asıl hemen sökülüp atılması gerekenler. Onların içerisinde olduğu bir muhalif duruşa ne kadar güvenilir? Yoksa bu muhalif başkaldırının amacı da yine sahne arkasında kendilerine paye verilmesi için bir gizli pazarlığın malzemesi mi? Yine bakın bize söz hakkı vermezseniz piyonlarımızla sizi sıkıştırırız taktiği mi? Onların önünde hatta içinde olduğu bir muhalif tavır mı? Hadi canım daha neler.
Hadi gelin tavla oynayalım. Daha eğlenceli ve zarlar bile daha dürüst
(Kaynak: Mimesis)