17 Mart 2012 Cumartesi

LİNÇÇİ Gülhan Avşar Demirkanlı'nın sahibesi olduğu LİNÇ KAMPANYASI ana sponsorlarından Tiyatro... Tiyatro... Dergisi'nin sanal kuyruğu LİNÇÇİ www.tiyatrodergisi.com.tr, LİNÇÇİ Kenan Işık'ın anlamsız ve sade suya tirit tiyatro bildirisini yayınlayarak, tiyatro sanatının dezestetikleşmesine büyük destek vermiş oldu!

"Türkiye Tiyatro Sanatı", hızla, hem de şimşek hızıyla çürütülüyor. Bu sanat, 1100 kişilik kişiliksiz kişinin çok büyük gayretiyle mumyalanmış ceset hâline getirilmek isteniyor. Bu 1100 kişilik kişiliksiz kişinin oluşturmuş olduğu düzeysizlik durumuna can ve kan veren şahıslardan biri de LİNÇÇİ Kenan Işık'tır!


"Türkiye Tiyatro Sanatı", bütün devrimci, ilerici ve sosyalist çabamıza, bütün estetik dayatmamıza karşın, kavramsal boyuta sıçrama yapamadığı gibi, kuramsal bir kimlik de kazanamıyor. Bunun birçok nedeni olmakla birlikte, başat etmen, Türk tiyatro esnafının tarihsel ve toplumsal kötücüllüğüdür. Bu kötücüllüğe emek harcayan şahıslardan biri de LİNÇÇİ Kenan Işık'tır!


"Türkiye Tiyatro Sanatı", tiyatro kavramını, tiyatro kuramını tiyatro dünyasına dayatan insanların LİNÇ edilmek istendiği bir süreçten geçerken, yapay sözlerle sentetik duygular oluşturmak isteyen inançsız tiyatro esnafı tarafından büyük bir acımasızlıkla imhâ edilmek isteniyor. Bu imhâ eylemliliğini gerçekleştirme  gayretindeki şahıslardan biri de LİNÇÇİ Kenan Işık'tır!


"Türkiye Tiyatro Sanatı", kendisine yarar değil, zarar veren düzeysiz şahısların ellerindeki erklere el koymadıkça, onların hükümrânlığına son vermedikçe, bu şahıslar, ezberlenmiş yalnızlıklarını yaldızlayıp yıldızlaştırarak büyük emekçi kitlelerin ilelebet kapitalizme tutsak olması için çok büyük bir aldatmaca tünelinde bizi boğacaklar. Bu sanatın sesini boğum boğum boğmak isteyen şahıslardan biri de LİNÇÇİ Kenan Işık'tır!


"Türkiye Tiyatro Sanatı", alnındaki LİNÇ lekesine aldırmadan tiyatroculuk oynayan LİNÇÇİ şahısların karakuşi yazılarıyla hızla kirlenmeye devam ediyor hâlâ. Bu sanatı karakuşi yazılarıyla kirleten şahıslardan biri de LİNÇÇİ Kenan Işık'tır!


***


Dünya Tiyatro Günü Ulusal Bildirisi: Kenan Işık

Tiyatro Öldü!...

Son yıllarda insanı usandıracak kadar sık tekrarlanan bir söz bu…

"Miadını doldurdu tiyatro, öldü!.."

Eğer öyle ise, gerçekten de iddia edildiği gibi öldüyse tiyatro, bugün Dünya Tiyatro gününü kutlamak yerine yasını tutalım tiyatronun…

Oyunları seyretmekten vazgeçip alalım kazmaları, kürekleri elimize ve bir mezar kazalım tiyatroya, şöyle görkemli, geçmişine yakışır bir anıt mezar…

Başta bütün zamanların en iyi yazarı W. Shakespeare olmak üzere bütün oyun yazarlarını, oyunları, oyuncuları, rejisörleri, dekor, kostüm, ışık tasarımcılarını, sahne arkası teknisyenlerini  topluca gömelim bu mezara…

Ve hazır elimizdeyken kazmalar, kürekler, tiyatro salonlarını da yıkalım. Yıkamadıklarımızı da çürümeye terk edelim ki oynanmasın içinde seyircinin aklını çelip onları fitneye, fesada teşvik eden oyunlar…

Yerle yeksan olsun daha çok özgürlük, daha çok demokrasi talepleri. Barış ve adalet özlemleri… Merhamet ve vicdan çağrıları, çığlıkları kalsın o enkazın altında ve işitilmesin.

Tiyatro sanatının piri Shakespeare’nin 66. Sonet’inde dediği gibi;

         “Çiğnensin inancın en seçkini
         Mutluluktan nasibini almasın geniş halk kitleleri
          Ayaklar altına alınsın insan onuru
          O kız oğlan kız erdem dağlara kaldırılsın
          Ezilsin hor görülsün el emeği göz nuru
          Ödlekler geçsin başa mertlik bozulsun
          Ve korkup dilini bağlasın da sanat
          Çılgınlık sahip çıksın düzene
          Doğruya doğru diyenin eğriye çıksın adı
          Kötüler kadı olsun Yemen’e…”

Mısır’a, Tunus’a, Libya’ya, Suriye’ye.

Yıkılsın yok olsun tiyatroyla birlikte yerel kültürler her ulusun, her etnik grubun kendi değerlerini tiyatronun ortak, evrensel değerleriyle buluşturarak insanlığa sunma ve savunma hakları…

Bir tek, dünyayı bir satranç ustası gibi kendi çıkarlarına göre biçimlendiren egemenlerin tekelindeki o ucuz, sığ ve kof kültür yürütsün hükmünü, televizyonlarda, sinemalarda, kitapçı vitrinlerinde, DVD raflarında.

Popülerin bir narkotik gibi bizi uyuşturup aklımızı başımızdan alan o yapay keyfiyle sermest olup unutalım insanlığın selameti adına unutmamamız gerekenleri.

Unutalım tiyatroyu,

Hayatı…

İnsanı,

Ve insanca olanı unutalım…

Bırakalım kıyametini yaşasın dünya…

Ve kıyametten sonra da dönmeye devam etsin bu mavi gezegen uzayın sonsuz karanlığında..

İçinde, bu kıyamet oyununu anlatacak hiçbir oyuncunun olmadığı hüzünlü bir tiyatro dekoru gibi…

(Kaynak: Tiyatro... Tiyatro... Dergisi)