Oyun'un notu: SANSÜRCÜ gazete BİRGün'den alıp, olduğu gibi aşağıya aktarmakla birlikte, dangalak yazar LİNÇÇİ Yaşam Kaya'nın yazısındaki yanlışlıkların üzerini "maymungötürengi" ile belirgin hâle getirip, doğrularını "çimenrengi" ile biz yazdık!
***
SOSYALİZMİ KARALAMAK BU KADAR KOLAY DEĞİL!
Yaşam Kaya
yasam.kaya@gmail.com
12 Şubat 2012
Kent Oyuncuları, Kenter Tiyatrosu’nda Moria (Moira) Buffini'nin ‘İntihar’ adlı oyununu ‘Ölümüne’ diye çevirerek tiyatro seyircisine sunuyor. Sovyetlerin (Sovyetler'in) Stalin döneminde yazılan, yazıldığı zaman Stalin tarafından; "Oyun hakkında çok olumlu bir görüşüm yok… Çok yakın yoldaşlarım da oyunun boş hatta zararlı olduğunu söyledi….. Ama yine de tiyatroya bu oyunu yapma şansını vermeye karşı değilim!" diye eleştiri alan eser, soğuk savaş döneminin Sovyet karşıtı ağır bir metni. Batı tarafından olabildiğinde (olabildiğince) destek gören konuyu enine boyuna irdelemekte fayda var.
Ceren Yalçın tarafından Türkçe’ye çevrilen metni Mehmet Birkiye yönetmiş. Konuda Semyon Semyonoviç, işsiz güçsüz ortalıkta dolaşan, karısının ve kaynanasının eline bakarak yaşamını sürdüren birisidir. İşsizlik sıkıntısı Semyon’ un hayatını raydan çıkarmış, içinde hissettiği psikolojik baskılarla beraber devamlı kendisini öldürmeye teşebbüs etmesinin nedeni olmuştur. Karısı Masha’ nın telkinlerine rağmen Semyon intihar etmekten vazgeçmemiş, birgün Tuba çalma merağına kapılarak ailesini akıl almaz işlerin içine sokmuştur. Tubayı çalamayan Semyon Semyonoviç’ in arkasında bir mektup bırakarak yeniden intihar etmek girişimi, Sovyet toplumunu resmeden bir eyleme dönüşecektir (!) Olaylardan çıkış kapısı arayan aydınlar, dini topluma yayma merakı içindeki peder, aşk özlemi içindeki kadın, sovyet (Sovyet) işçi sınıfı, komünist parti yetkilileri Semyon'un intihar etmeden önce yazacağı mektubu kendileri için kaleme almasını istemekte, Semyon ölünce bu durumu sisteme karşı bir silah olarak doğrultma düşüncesi içindedirler. Semyon için ölüm partisi düzenleyen grubun amacı gerçekleşse de, Semyon’ un para için yaptığı, oyunun en büyük sürprizi!
Stalin'in Yazarı Yasaklaması Çok Doğru!
Konstantin Stanislavski’nin mektubuna Stalin’in verdiği cevaba rağmen oyunun ilk yazarı Nikolai Erdman 1933 yılında sürgüne yollandı. Sovyet toplumu üzerinden dünya üzerindeki tüm sosyalistlere akla hayale gelmeyecek şekilde hakaret eden Nikolai Erdman ve Moira Buffini, oyunun ilk gösterisini 1970 yılında İngiltere’de, daha sonra sosyalizm yıkılınca 1991’de Rusya’da gerçekleştirdiler. Oyunda aile hayatı olmayan, ayyaş, herkesin çevresindekini yok etmeye çalıştığı bir yapı gösteriliyor. Yapıda sevgi, aşk, duygu yok! Konuda birbirlerinin sevgililerini, karılarını dikizleyen, onları yatağa atmaya çalışan insalar (insanlar) karşımıza dikiliyor. Komünist aydınları birer paçavra olarak gören, Kremlin’deki devrimcileri ‘kral’ olmakla suçlayan her iki yazar, soğuk savaş döneminde batının isteklerini çok güzel yerine getirmişler. Stalin’in yerinde ben de olsam böylesi rezil bir yazarı sürgüne yollar, hatta bir daha tiyatro oyunu yazmaması için onunla uğraşırdım.
Kent Oyuncularından Şahane Bir Performans!
Semyon’u canladıran Engin Hepileri, ‘Ölümüne’ oyununun mihenk taşı! Rolünü öylesine güzel çalışmış ki, insan o’nu izlerken karakterle birebir bütünleşmiş bir isim görüyor. Komedinin ortaya çıkışında, kaynana-damat ilişkisinin aktarımında Hepileri’nin doğal oyunculuk yapısını izliyoruz. Ayrıca intihar olayının trajikomik bir duruma evrilmesinde oyuncunun gayretini atlamamalıyız. Güneş Sayın, kocasına karşı obsesyonu olan Masha’da harikalar yaratmış. Gösterinin temposu Sayın’la beraber hızlanırken, sağlam sosyalist ahlakı Masha’ nın kocasına ve annesine bağlı kalmasıyla iyice belieginleşiyor. Serafima’da Kadriye Kenter’i izlerken insan sahneye çok dikkatli bakmalı. Konuşmalar, üsluplar insanı mest ediyor. Oyundaki komedinin zirveye çıkışında usta oyuncunun payı çok büyük. Alexander’da Bülent Şakrak’ ın çarpık ilişki tercihlerini anlamaya çalışıyoruz. Şakrak’ ın sahnedeki profesyonelliği öylesine belirgin ki, insan konuda anlatılanlara dalıp gidiyor. Tabi (Tabii) o dönemi yaşamayanlar için pekte (pek de) anlamı olmayan bir metinle başbaşayız. Hare Sürel, Nargarita İvanovna’da ekibin başarısına uyum sağlamış. Peder, şair, kiki ve dominokoviç karakter anlamında sahnede çokta (çok da) anlamlı değiller. Yoldaş Yegor rolünde Ferdi Alver Anahtar deliğinden marksist (Marksist) bakış açısıyla Semyon’ un karısı Masha’ya bakarak sosyalizme bir iftira daha atıyor.
‘Ölümüne’ Kent Oyuncuları’ nın Mehmet Birkiye ile birlikte zirveye tırmandığı bir metin. Barış Dinçel’ in dört dörtlük dekor tasarımı, Başak Özdoğan’ ın döneme uygun kostümleri gösterinin bir diğer önemli ayrıntıları!...
‘Ölümüne’ metninden nefret ederek salondan çıkarken aklıma şu soru takıldı; ‘sosyalist rejimde insalar (insanlar) insanlıklarından çıkarak neden birbirlerini yok etmeye çalışıyor? Bu rejim vahşi kapitalizm olmasın sakın!’ Gösteri Kenter Tiyatrosu’nda 16,17,18,19 şubat; 1,2,3,4,15,16,17,18 Mart tarihlerinde izlenebilir...
(Kaynak: BİRGün)
***
Ayrıca bakınız:
LİNÇÇİ Yrd. Doç. Dr. Adnan Tönel tarafından alçakça yazılmış bir yazıyla karalanmak istenen Sosyalist Sanatçı Hilmi Bulunmaz'ın yanıt hakkını kullanmasını bile engelleyen SANSÜRCÜ BİRGün
Gazetesi'nde yazılar yazan Uğur Kutay, aynı gazetenin dangalak ve LİNÇÇİ yazarı Yaşam Kaya'nın abukluğunu deşifre ediyor!
Dangalak LİNÇÇİ Yaşam Kaya, direkti direk, primi pirim sanıyor!
Tiyatro yazarı Melih Anık, dangalak yazar LİNÇÇİ Yaşam Kaya'nın adını bile anmasa ve LİNÇÇİ Yaşam Kaya'nın "Stalin’in yerinde ben de olsam böylesi rezil bir yazarı sürgüne yollar, hatta bir daha tiyatro oyunu yazmaması için onunla uğraşırdım."
saçmalığını çok hafifçe değiştirmiş olsa da, yazdığı tweet'in hangi abukluğa yönelik olduğunu gayet net, oldukça somut bir biçimde belli ediyor!
Kent Oyuncuları, Moira Buffini'nin "ölümüne" oyununu oynuyor!
***
SOSYALİZMİ KARALAMAK BU KADAR KOLAY DEĞİL!
Yaşam Kaya
yasam.kaya@gmail.com
12 Şubat 2012
Kent Oyuncuları, Kenter Tiyatrosu’nda Moria (Moira) Buffini'nin ‘İntihar’ adlı oyununu ‘Ölümüne’ diye çevirerek tiyatro seyircisine sunuyor. Sovyetlerin (Sovyetler'in) Stalin döneminde yazılan, yazıldığı zaman Stalin tarafından; "Oyun hakkında çok olumlu bir görüşüm yok… Çok yakın yoldaşlarım da oyunun boş hatta zararlı olduğunu söyledi….. Ama yine de tiyatroya bu oyunu yapma şansını vermeye karşı değilim!" diye eleştiri alan eser, soğuk savaş döneminin Sovyet karşıtı ağır bir metni. Batı tarafından olabildiğinde (olabildiğince) destek gören konuyu enine boyuna irdelemekte fayda var.
Ceren Yalçın tarafından Türkçe’ye çevrilen metni Mehmet Birkiye yönetmiş. Konuda Semyon Semyonoviç, işsiz güçsüz ortalıkta dolaşan, karısının ve kaynanasının eline bakarak yaşamını sürdüren birisidir. İşsizlik sıkıntısı Semyon’ un hayatını raydan çıkarmış, içinde hissettiği psikolojik baskılarla beraber devamlı kendisini öldürmeye teşebbüs etmesinin nedeni olmuştur. Karısı Masha’ nın telkinlerine rağmen Semyon intihar etmekten vazgeçmemiş, birgün Tuba çalma merağına kapılarak ailesini akıl almaz işlerin içine sokmuştur. Tubayı çalamayan Semyon Semyonoviç’ in arkasında bir mektup bırakarak yeniden intihar etmek girişimi, Sovyet toplumunu resmeden bir eyleme dönüşecektir (!) Olaylardan çıkış kapısı arayan aydınlar, dini topluma yayma merakı içindeki peder, aşk özlemi içindeki kadın, sovyet (Sovyet) işçi sınıfı, komünist parti yetkilileri Semyon'un intihar etmeden önce yazacağı mektubu kendileri için kaleme almasını istemekte, Semyon ölünce bu durumu sisteme karşı bir silah olarak doğrultma düşüncesi içindedirler. Semyon için ölüm partisi düzenleyen grubun amacı gerçekleşse de, Semyon’ un para için yaptığı, oyunun en büyük sürprizi!
Stalin'in Yazarı Yasaklaması Çok Doğru!
Konstantin Stanislavski’nin mektubuna Stalin’in verdiği cevaba rağmen oyunun ilk yazarı Nikolai Erdman 1933 yılında sürgüne yollandı. Sovyet toplumu üzerinden dünya üzerindeki tüm sosyalistlere akla hayale gelmeyecek şekilde hakaret eden Nikolai Erdman ve Moira Buffini, oyunun ilk gösterisini 1970 yılında İngiltere’de, daha sonra sosyalizm yıkılınca 1991’de Rusya’da gerçekleştirdiler. Oyunda aile hayatı olmayan, ayyaş, herkesin çevresindekini yok etmeye çalıştığı bir yapı gösteriliyor. Yapıda sevgi, aşk, duygu yok! Konuda birbirlerinin sevgililerini, karılarını dikizleyen, onları yatağa atmaya çalışan insalar (insanlar) karşımıza dikiliyor. Komünist aydınları birer paçavra olarak gören, Kremlin’deki devrimcileri ‘kral’ olmakla suçlayan her iki yazar, soğuk savaş döneminde batının isteklerini çok güzel yerine getirmişler. Stalin’in yerinde ben de olsam böylesi rezil bir yazarı sürgüne yollar, hatta bir daha tiyatro oyunu yazmaması için onunla uğraşırdım.
Kent Oyuncularından Şahane Bir Performans!
Semyon’u canladıran Engin Hepileri, ‘Ölümüne’ oyununun mihenk taşı! Rolünü öylesine güzel çalışmış ki, insan o’nu izlerken karakterle birebir bütünleşmiş bir isim görüyor. Komedinin ortaya çıkışında, kaynana-damat ilişkisinin aktarımında Hepileri’nin doğal oyunculuk yapısını izliyoruz. Ayrıca intihar olayının trajikomik bir duruma evrilmesinde oyuncunun gayretini atlamamalıyız. Güneş Sayın, kocasına karşı obsesyonu olan Masha’da harikalar yaratmış. Gösterinin temposu Sayın’la beraber hızlanırken, sağlam sosyalist ahlakı Masha’ nın kocasına ve annesine bağlı kalmasıyla iyice belieginleşiyor. Serafima’da Kadriye Kenter’i izlerken insan sahneye çok dikkatli bakmalı. Konuşmalar, üsluplar insanı mest ediyor. Oyundaki komedinin zirveye çıkışında usta oyuncunun payı çok büyük. Alexander’da Bülent Şakrak’ ın çarpık ilişki tercihlerini anlamaya çalışıyoruz. Şakrak’ ın sahnedeki profesyonelliği öylesine belirgin ki, insan konuda anlatılanlara dalıp gidiyor. Tabi (Tabii) o dönemi yaşamayanlar için pekte (pek de) anlamı olmayan bir metinle başbaşayız. Hare Sürel, Nargarita İvanovna’da ekibin başarısına uyum sağlamış. Peder, şair, kiki ve dominokoviç karakter anlamında sahnede çokta (çok da) anlamlı değiller. Yoldaş Yegor rolünde Ferdi Alver Anahtar deliğinden marksist (Marksist) bakış açısıyla Semyon’ un karısı Masha’ya bakarak sosyalizme bir iftira daha atıyor.
‘Ölümüne’ Kent Oyuncuları’ nın Mehmet Birkiye ile birlikte zirveye tırmandığı bir metin. Barış Dinçel’ in dört dörtlük dekor tasarımı, Başak Özdoğan’ ın döneme uygun kostümleri gösterinin bir diğer önemli ayrıntıları!...
‘Ölümüne’ metninden nefret ederek salondan çıkarken aklıma şu soru takıldı; ‘sosyalist rejimde insalar (insanlar) insanlıklarından çıkarak neden birbirlerini yok etmeye çalışıyor? Bu rejim vahşi kapitalizm olmasın sakın!’ Gösteri Kenter Tiyatrosu’nda 16,17,18,19 şubat; 1,2,3,4,15,16,17,18 Mart tarihlerinde izlenebilir...
(Kaynak: BİRGün)
***
Ayrıca bakınız:
LİNÇÇİ Yrd. Doç. Dr. Adnan Tönel tarafından alçakça yazılmış bir yazıyla karalanmak istenen Sosyalist Sanatçı Hilmi Bulunmaz'ın yanıt hakkını kullanmasını bile engelleyen SANSÜRCÜ BİRGün
Gazetesi'nde yazılar yazan Uğur Kutay, aynı gazetenin dangalak ve LİNÇÇİ yazarı Yaşam Kaya'nın abukluğunu deşifre ediyor!
Dangalak LİNÇÇİ Yaşam Kaya, direkti direk, primi pirim sanıyor!
Tiyatro yazarı Melih Anık, dangalak yazar LİNÇÇİ Yaşam Kaya'nın adını bile anmasa ve LİNÇÇİ Yaşam Kaya'nın "Stalin’in yerinde ben de olsam böylesi rezil bir yazarı sürgüne yollar, hatta bir daha tiyatro oyunu yazmaması için onunla uğraşırdım."
saçmalığını çok hafifçe değiştirmiş olsa da, yazdığı tweet'in hangi abukluğa yönelik olduğunu gayet net, oldukça somut bir biçimde belli ediyor!
Kent Oyuncuları, Moira Buffini'nin "ölümüne" oyununu oynuyor!