LİNÇÇİ yazar Ömer Faruk Kurhan, bir umutla, LİNÇ KAMPANYASI başlatarak, Coşkun Büktel'le Hilmi Bulunmaz'ın sanatsal ifade olanaklarını imhâ etmek istedi; başaramadı!
LİNÇÇİ yazar Ömer Faruk Kurhan, bir umutla, Hilmi Bulunmaz'a telefon ederek, yayınımızı sansürlemek istedi; başaramadı!
LİNÇÇİ yazar Ömer Faruk Kurhan, bir umutla, Hilmi Bulunmaz'ı savcılığa şikâyet edip, kamu davası açtırdı; başaramadı!
LİNÇÇİ yazar Ömer Faruk Kurhan, bir umutla, (BERAAT eden Hilmi Bulunmaz'ın mahkûm olması için) şimdi de, temyize gitti; başarıp başaramayacağını zaman gösterecek!
Ancak...
Ben, haksızlıkların yasalarla korunduğu bir ülkede yaşadığımın ayrımında olan bir insan olarak, LİNÇÇİ yazar Ömer Faruk Kurhan kadar yasalara güvenmediğimden, hiçbir kimseyi, hiçbir zaman için mahkemeye vermemeye büyük bir özen gösterdim, gösteriyorum, göstereceğim...
Tabii ki...
Bana noter onaylı ihtarname gönderene ben de noter onaylı ihtarname gönderme, beni savcılığa şikâyet edeni savcılığa şikâyet etme, beni mahkemeye vereni mahkemeye verme hakkına sahibim.
Bu demek değildir ki...
Ben, bir davayı kazandığımda zil takıp oynayacak yada bir davayı kaybettiğimde karalara bürüneceğim.
Çünkü...
Ben, haksızlıkların yasalarla korunduğu bir ülkede, yasaların rüzgârıyla kanatlarımı şişiremem. Ne var ki, beni yaklaşık olarak iki yıldır İstanbul 3. Sulh Ceza Mahkemesi Duruşma Salonu'ndaki Mustafa Kemal Atatürk'ün fotoğrafının bulunduğu köşenin kıyısına sıkıştırma gayreti içerisindeki LİNÇÇİ yazar Ömer Faruk Kurhan karşısında bir BERAAT kararı elde etmişsem, tabii ki, bu kararı da benimsemek durumundayım.
Özetle...
Ben, LİNÇÇİ yazar Ömer Faruk Kurhan'ı değil, LİNÇÇİ yazar Ömer Faruk Kurhan, beni mahkemeye sürükledi. Bu nedenle, temyizden ne türlü bir sonuç çıkarsa çıksın, benim kabulümdür.
Eğer...
Ben, LİNÇÇİ yazar Ömer Faruk Kurhan'ı savcılığa şikâyet edip, onu mahkûm ettirmeye çalışan resmî düşünceli bir tiyatro esnafı olsaydım, tabii ki, davamı mutlaka kazanmak isterdim...
Ancak...
Yineliyorum: Ben, haksızlıkların yasalarla korunduğu bir ülkede, hiçbir kimseyi, hiçbir zaman için, yargıya taşımayı düşünmüyorum. Bunun bir tek istisnası var; beni yargıya taşıyanı, ben de yargıya taşırım.
Yukarıdaki fotoğraftan anlaşılacağı üzere bugün (20 Ekim 2011 günü) cep telefonuma gelen mesajla sabittir ki, LİNÇÇİ yazar Ömer Faruk Kurhan, beni BERAAT ettiren (LİNÇÇİ yazar Ömer Faruk Kurhan'ın güvenerek kendisini teslim ettiği) yargıcın yargısına razı değil!
Oysa...
Ben değil, LİNÇÇİ yazar Ömer Faruk Kurhan, (haksızlıkların yasalarla korunduğu ülkemizde) yasalara güvenerek, savcılara güvenerek, yargıçlara güvenerek... İstanbul Adalet Sarayı'na koşar adım gitti. Dolayısıyla, benim her türlü yasal sonucu beğenmeme hakkım olmasına karşın, LİNÇÇİ yazar Ömer Faruk Kurhan'ın (haksızlıkların yasalarla korunduğu ülkemizde) yargıçların verdikleri kararı beğenmeme hakkı olamaz.
Ancak...
LİNÇÇİ yazar Ömer Faruk Kurhan'ın, tabii ki, temyize gitme hakkı var. Bu hakka karşı, bir "saygısızlık" yapacak değilim!
Ne derler...
Umut LİNÇÇİnin ekmeği, ye Ömer ye!!!
Sosyalist Sanatçı Hilmi Bulunmaz
***
Ayrıca bakınız: LİNÇ KAMPANYASI ana sponsorlarından Ömer F. Kurhan'ın sanık sandalyesine oturtup cezalandırmak istediği Sosyalist Sanatçı Hilmi Bulunmaz, BERAAT etti!