Sosyalist Sanatçı Hilmi Bulunmaz, sadece kendinin değil, halkın ve tüyü bitmemiş yetimin de hesabını sormak için, LİNÇÇİ Mustafa Şükrü Demirkanlı'yı, 5 Temmuz 2011 tarihinde Şişli Cumhuriyet Başsavcılığı'na şikâyet etmek zorunda kalmıştı! (Fotoğraf: Mesut Alptekin)
***
Oyun'un notu: Türkiye Cumhuriyeti Kültür ve Turizm Bakanlığı Devlet Tiyatroları Genel Müdürü Lemi Bilgin'in kankası, İstanbul Devlet Tiyatrosu eski Müdürü LİNÇÇİ Osman Wöber'in hempası, yalan makinesi ve LİNÇÇİ Mustafa Şükrü Demirkanlı'nın aşağıdaki repliğinde bulunan "yazarlar", "hocalar", "dernekler" sözcüklerini kalın (bold) hâle biz getirdik!
***
LİNÇÇİ Mustafa Şükrü Demirkanlı - Hilmi Bulunmaz’ın adeta çıldırmış gibi tiyatro kişilerine, yazarlarına, hocalarına, derneklerine karşı bu akıl almaz saldırısı, hakaretleri artarak sürerken en son evvelki yıl bir grup tiyatro yayıncısı bir araya gelip öncülük ederek bu tutumu değerlendirmiş ve Hilmi Bulunmaz’ı ve ona büyük ölçüde destek veren, Hilmi Bulunmaz’ın hakaretlerini sitesine taşıyan ve yer yer kendisi de bu küfür ve hakaret sözcüklerini tekrarlayan Coşkun Büktel’e karşı bir kınama metni kaleme almış ve bu kınama metnini de imzaya açarak çok sayıda tiyatro yayınından, tiyatro sivil kuruluşundan ve bini aşkın tiyatrocu ya da tiyatroseverden destek alarak bu kınama metnini yayımlamıştı.
Sosyalist Sanatçı Hilmi Bulunmaz - Neden çıldırmış olayım ki? Ortada bir çıldırma olayı varsa, bu, 1100 kişilik kişiliksiz kişinin bir araya gelip, benim sanatsal ifade olanaklarımı imhâ etmek için LİNÇ KAMPANYASI düzenlemeleridir. Ortada çıldırmış biri varsa, o da sensin be yalan makinesi!
Sahi, bu "yazarlar" kim?
Örnekse, Çorumlu yazar LİNÇÇİ Tuncer Cücenoğlu mu?
LİNÇÇİ Tuncer Cücenoğlu'nun yazdığı "Çığ" ve "Che Guevara", gerçekten birer oyun mu? Oyun diye piyasaya sürülen bu pespaye anlamsızlıkları, Lemi Bilgin, Ayşenil Şamlıoğlu, Nejat Birecik gibi dangalaklar oyun sanabilirler.
Ancak...
Coşkun Büktel ile Hilmi Bulunmaz, resmî tiyatro görevlileri Lemi Bilgin'e, Ayşenil Şamlıoğlu'na, Nejat Birecik'e oyun diye yutturulan bu saçmalıkların oyun olmadığını, oyun olma niteliği kazanamadığını, tiyatro kamuoyuna defalarca anlatarak, zâten iyice kanıtlamışlardı.
Özellikle, benim değerlendirmeye tabi tuttuğum ve bir santimetrekaresinde bile oyun olduğu izlenimi uyandırmayan "Che Guevara", oyun olmamasının yanı sıra, bir de, devrimci önder Che'nin evrenini kirleten karşı-devrimci bir metin olarak resmî tiyatro kurumlarında sahnelenmeyi bekliyor!
Sahi, bu "hocalar" kim?
Örnekse, LİNÇ KAMPANYASI ruhanî lideri LİNÇÇİ Prof. Dr. Özdemir Nutku mu?
LİNÇÇİ Prof. Dr. Özdemir Nutku'nun, Coşkun Büktel'e attığı iftira orta yerde durup, Türkiye tiyatrosunu kirletmeyi sürdürürken, Lemi Bilgin, Ayşenil Şamlıoğlu, Nejat Birecik gibi dangalaklar, bu "hoca"yı hâlâ "hoca" sanabilirler.
Ancak...
Coşkun Büktel ile Hilmi Bulunmaz, onun gerçek anlamda "hoca" olmadığını, tiyatro kamuoyuna defalarca anlatarak, zâten iyice kanıtlamışlardı.
Sahi, bu "dernekler" de neyin nesi?
Örnekse, LİNÇÇİ Oyun Yazarları ve Çevirmenleri Derneği (OYÇED) mi?
Ancak...
Coşkun Büktel ile Hilmi Bulunmaz, LİNÇÇİ OYÇED'in, bir dernek değil, Ku Klux Klan örgütünden bile daha karanlık bir örgüt olduğunu, tiyatro kamuoyuna defalarca anlatarak, zâten iyice kanıtlamışlardı.
Coşkun Büktel ile Hilmi Bulunmaz'ın sanatsal ifade olanaklarını imha etmek için hazırladığınız ve "KINIYORUZ!" aldatıcı başlığını attığınız iftira metninin altbaşlığı şöyleydi:
"Tiyatro İnsanları Olarak, Yayınlarımıza ve Yayıncılarımıza Yönelik; İftira, Karalama, Baskı Altına Alma Girişimlerini Kınıyoruz!" (Bakınız: hyetert.com)
Benim yada Coşkun Büktel'in, herhangi bir kişiye attığımız bir tek "iftira" gösterilebilsin, ben, günde beş vakit Taksim Meydanı'na çıkıp; "Ben orospu çocuğuyum!" diye bağıracağım. Eğer, yalan makinesi, bizim bir tek "iftira" attığımızı gösterip kanıtlayamazsa, kendisinin ne olduğuna artık kendisi karar versin!
Biz, size "iftira" attıysak, bizim size "iftira" attığmızı iddia ettiğiniz LİNÇ KAMPANYASI belgelerini, nasıl oldu da, hangi gerekçeyle tek tek Internet ortamından sildiniz? Bizim Internet sitelerimiz dışında, bizim size "iftira" attığımızı iddia ettiğiniz belgeye bir tek link verebilmek için, her seferinde buram buram terleyip, en sonunda, yine yukarıda verdiğimiz hyeter.com adresine başvurmak zorunda kalıyoruz. Anladığımız kadarıyla, bizim sitelerimizdeki size ait olan ve bizim size "iftira" attığımızı iddia ettiğiniz belgelerin dışında, sadece ve sadece bir tek hyeter.com sitesi size ait iddiaları yayınlamayı sürdürebiliyorsa, sadece bu site namuslu bir yayıncılık yapıyor demektir!
Sahi, sizin dosyalarınız yargıçların önüne gelmeye başlar başlamaz, siz, neden o bizim size "iftira" attığımızı iddia ettiğiniz belgeleri, kedi pisliğini örter gibi, köpek kemiğini saklar gibi imhâ ettiniz? Siz, nasıl bir yavuz hırsızsınız, siz nasıl bir alçaksınız?!!!
TAMAMI YAKINDA!