3 Ağustos 2011 Çarşamba

AKP zihniyeti, ürkekçe olsa da, "sağ"dan da eleştiriliyor!

"Camilerin Yanında Ramazan Eğlenceleri" yazarı M. Emin Parlaktürk


***


Ben, onlarca yıldır Sultanahmet Camii'nin neredeyse yanı başında oturuyorum. Bu caminin çevresi, fiilen işgâl altında. Hangi parti iktidara gelirse gelsin, hangi partiler muhalefette bulunurlarsa bulunsunlar, adlarında "emek", "işçi", "komünist", "özgürlük" gibi sosyalist düşünceli insanları kafalayacak güzel sözcüklerle sözde devrimci politika yaptığını dile getiren hangi küçücük partiler kültür politikası geliştirmiş olurlarsa olsunlar, parlamenter düşünceli kişi ve kuruluşların desteklediği parti görünümlü bu "şeyler", camilerin çevresindeki işgâli görmemek için, birbirleriyle âdeta yarışıyorlar.

Özellikle Ramazan ayında, müthiş derecede kakafoni, iğrenç düzeyde dezestetik görünüm, olağanüstü banal bir ses gürültüsü altında inim inim inleyen camiler ve tabii ki diğer tapınaklar, inananları "tatlı bir huzur" elde etmek için ikna etmemeye başladı.

Ben, Marksist bir insan olduğum ve tabii ki Tanrısal bir görüşe sahip olmadığım hâlde, neden bu tür konulara değinme gereksinimi duyuyorum? Çünkü, hiçbir siyasal parti bu tür konularda hiçbir politika geliştirmiyorlar.

Benim, tapınakların çevresindeki banal eğlence tutkusuna karşı olmamın, bir de öznel nedeni var. Benim, uzun yıllardır, açmış olduğum hemen hemen bütün kültür kurumları, polis tarafından, tapınaklara yakın olduğu gerekçesiyle (ve tabii ki politik kişiliğimi, sosyalist sanatçı kimliğimi örselemek için, keyfi bir ölçme sonucu) mühürlendi. Eğlence yerlerinin, bir zamanlar, tapınaklara en az iki yüz metre uzakta olması gerekiyordu ve şimdi, Avrupa Birliği'ne daha yakın olduğumuz zamanla birlikte, tapınaklara en az elli metre uzaklıkta olması gerekiyor.

(İktidarlar, tiyatroyu da bir eğlence yeri olarak görüyor.)

Bir eğlence yeri, tapınaklara en az elli metre uzaklıkta ve neredeyse yakın zamana kadar en az iki yüz metre uzaklıkta olması gerekmesine karşın, onlarca yıllık gözlemimle söylüyorum; Sultanahmet Camii'nin neredeyse içerisinde "eğlence merkezi" kurulmuş durumda.

Bence, her mekân, amacına yönelik olarak kullanılmalı. Cami yada diğer tapınaklarda tapınmak, eğlence yerlerinde de eğlenmek gerekir. Tapınaklarla eğlence yerlerini birbirinin içerisine sokmak, sapla samanı birbirine karıştırmak, elmalarla armutları toplamak anlamına gelir.

Benim uzun yıllardır tiyatro sanatını eylemsel olarak yapamamamın nedenlerinin başında gelen bu tapınak yerlerine yakınlık meselesi canımı çok sıktı. Bu nedenle, hem onlarca yılımı ve hem de çok büyük paralarımı yitirmekle birlikte, ikide bir göz altına alınıp, âdeta işkence seanslarından geçirildim.

Yukarıdaki görüşlerimi kaleme almamı esinleyen, aşağıda yayınlamış bulunduğum sözleri de içeren "Camilerin Yanında Ramazan Eğlenceleri" başlıklı yazıyı okumakta yarar var.

Sosyalist Sanatçı Hilmi Bulunmaz


***


(...)

camilerin yanı başında konserler düzenlemek neyin nesi? Lafza-i Celal ve Allah'ın güzel isimlerini çalgı aletlerine alet etmek yakışır mı?

Ramazan gecelerini müzik festivaline çevirmek, hangi anlayışın ürünüdür?

(...)

(Kaynak: habervaktim.com,"Camilerin Yanında Ramazan Eğlenceleri")